5 Mart 2014

Bizi sizsiz, sizi kimsesiz bırakmak istiyorlar/ Hakan İNCE /http://www.timeturk.com/

Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. (Hucurat 9-10)

Birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada ve birbirlerine şefkat hususunda müminler âdeta tek
bir beden gibidirler. Ondan bir uzuv şikâyet ederse, uykusuzluk ve ateşle vücudun diğer uzuvları da ona iştirak ederler. (Buharî, Müslim)

Bu ayetler ve hadisi şeriften anladığımız üzere, kavga eden, araları bozulan iki grup Müslüman varsa, bunların dışında kalan Müslümanlar olaya seyirci kalmayacak, araya girip sulh için
çalışarak iki grup arasını ıslah edecekler, düzeltip barıştıracaklar. Bu çok önemli bir emirdir. Terki vebaldir, günahtır. Bu günahı işlememek için Allah’tan korkmak lazımdır. Bu ciddi bir uyarıdır. Eğer bu uyarıya kulak verilmezse, Allah sadece kavga eden iki gruptan değil, bütün Müslümanlardan rahmet elini çeker. Bu da İslam Toplumu için en büyük felakettir.(1)

Barış son duraktır. Eninde sonunda o durağa varılacaktır. Bu durağa ne kadar erken varılırsa, tahribat ve zayiat o kadar az olur. Zira Müslümanların kendi aralarında kavgaya ne din, ne akıl, ne menfaatleri izin verir. Bir veya iki kişi yanlış yaptı diye neden taraflar kavga etmeli ki?



Ey Müslümanlar! Etrafımız ateş çemberidir. Dünyanın büyük şeytanları alenen bizi hedeflemektedir. Yaman günler yaşanmaktadır. Bize göre dahilde akacak bir damla kan ve gözyaşı bile çoktur. Ümmetin ıslahı, merhamete mazhariyeti, sıkıntılarının giderilmesi, zafere erdirilmesi birlik ve beraberliğine
bağlıdır. Kardeşlik hak ve hukukunu sahiplenmeye bağlıdır. Bir “bünyanı marsus” olmasına bağlıdır.(2)

Bazen bir kere daha ‘’Vira Bismillah’’ diyerek üzerimizdeki toprağı atmak ve olayları yeniden ele almak, akl-ı selimle tahlil etmek gerekiyor.

Bugüne kadar her iki tarafta birbirinin üzerine sert adımlarla gitti, tehditler havada uçuştu. Asıl acıyı ise elinden bir şey gelmeyen acz-ü fakriyyat içinde olayları seyreden, adanmış insanlara oldu. İki tarafa İslam adına gönül bağlamış, dava sahibi kardeşlerimize oldu. Hükümet kanadında hizmet erlerini küstürmeyelim diyenler olduğu gibi, hizmet dahilinde de bu kardeşlerimizi biz seçtik, biz iktidara getirdik, hoşgörü ve diyalog ikliminde meseleleri ele alalım diyenler oldu.

Müslümanlar diğer tüm varlıklardan ayıran ahlak ve vakarıdır. Bugün yaşananların tamamı bizler için mühim bir imtihandır ve eksiklerimizi, hatalarımızı gözden geçirmemiz için büyük bir imkândır. 

Arabozanların yerine ara yapanların ışığında zekâ, maharet, feraset ve basiretle bu imtihanı vermemiz elzemdir. 

Zaman, Star, Takvim, Sabah, Milli Gazete, Bugün vs. kim yanlış haber yapmışsa, iftira atmışsa, kardeşliğimize halel getirmişse beraber duralım karşısında. Hatta İttihad-ı İslam gazetesi çıkaralım, Vahdet yayınevinden ümmetin sesi olacak kitaplar çıkaralım, kardeşlik bildirgeleri yayınlayalım, haykıralım tüm zalimlere, arabozuculara ‘’ BİZ KARDEŞİZ ‘’ ve bu Allah’ın teminatı altındadır diye.

Her türlü kirli ittifaka, her iki taraf içinde, kaset şantajcılığına, kötü oyunlara karşı birlikte saf olalım. Kim yapmışsa verilsin cezası, biliyoruz ki yanlışları kişiler yapmıştır gruplar değil, o yüzden cezasını hepimiz değil suçlular çekmeli.
Suçu ispatlanmadığı sürece kimse için su-i zan yapıp hak ve adaletten ayrılmayalım, unutmayalım bizim için hüsn-ü zan yolu açık, su-i zan yolu kapalıdır. Bir diğer ifadeyle Fethullah hocamızın da dediği gibi bir insanın su-i zan edip isabet etmesindense hüsn-ü zan edip yanılması daha ehvendir.

-Birlik olalım, dirlik olalım, diri olalım.

-Arabozan twitleri değil, ara yapan twitleri iki katına hatta on katına çıkartalım.

-Yolsuzluktan şüpheleniyorsak, bir olalım yolsuzluk yapanlara karşı beraber duralım.

-Peygamberin (sav) Türkçe olimpiyatlarına teşrif ettiği rüyaları akl-ı selimle birlikte sorgulayalım.

-Faize birlikte savaş açalım. 

-Biz sahabenin filmlerde oynatılmasını tartışırken, Peygamber’in dizilerde oynatılmasını beraber sorgulayalım.

-Bizim kardeşliğimizde başörtüsü teferruat değil, asıl olsun.

-Dershanelerin kapatılmasına biz burada ahlaklı, vakarlı ve bilgili öğrenciler yetiştiriyoruz diyerek karşı çıkmayalım, bu öğrenciler aynen robot gibi ezber mantığıyla yetişmesin artık ve bunu devletin okullarında hep beraber birlik içinde yapalım aramızda uzlaşının yolunu açalım. Dershanelerimizi seçtiğimiz hükümete bırakalım, yeter ki hizmet yürüsün fikriyatıyla.

-Eğitim alanında medeniyet damarlarımıza bağlı bir reform talep edelim.

-Aramızı bozan montajcılara karşı, beraber haykıralım bizim kardeşliğimizi bozamazsınız diye.

-Mavi Marmara’da ki kardeşlerimizin yanında olup yola yeni yeni ‘Mavi Marmaralılar’ çıkaralım.

-Dinler arası değil dindarlar arası diyaloğun peşinde olalım.

-Bizde kabul ediyoruz ki uzun zaman dinden uzak kalmış ve dünyevileşmiş insanları birdenbire düzeltemeyiz. Ancak Fethullah hocamızın da ifadesiyle adanmış insanlar olarak bu işin plan ve projelerini basiret ve ferasetle hazırlayıp uygulamaya koyabiliriz.

**Bütün hocalarımızı birleştirelim, çağıralım Fethullah Gülen hocamızı, Mahmut Ustaosmanoğlu hocamızı, Abdulbaki hocamızı, Nurettin Yıldız hocamızı, Osman Nuri Topbaş hocamızı, Alparslan Kuytul hocamızı, İhsan Şenocak hocamızı hatta Mustafa Armağan, Kadir Mısıroğlu ve daha birçok tarihçimizi (ki onlarda anlatsın tarihte fetret dervrelerini nasıl atlattık) Ama kurra hafızımız okusun ‘’Müminler ancak kardeştir’’ ayetinden başlayarak tüm kardeşlik ayetlerini.**

Türkiye yıllardır hem içerinden hem dışarıdan maddi ve manevi işgal altındadır. Menderes, Özal, Erbakan bu işgali bilfiil durdurmaya çalıştılar ve umutlar bugün yeniden yeşeriyor. Erdoğan’ın attığı adımlar eksik olabilir ama artık çok şükür az da olsa İslam birliğini yeniden canlandırma ümidimiz var. Gelin hep beraber eksikleri tamamlayıp Erbakan’ın D-8’lerini D-60’a çıkaralım.

Ah keşke olsa ama görüyorsunuz ki aşağıda Yemen’den yukarıda Bosna’ya, Fas’tan Doğu Türkistan’a kadar ne yazık ki birlikteliğimizde başrolü oynayacak Türkiye’den başka bir ülke yok.

10 yıllık süreçte eleştirdiğimiz, yanlış olduğunu söylediğimiz noktalar olsa da Türkiye ekonomik, teknolojik, stratejik, kültürel, askeri bazı engelleri aştı ama biz iddia etmiyoruz ki istediğimiz yerdeyiz.

Onlar biliyorlar ki bu ümmetin imtihanı birlik ve beraberliktir. Ne zaman bir ve diri olursak onların bütün batıl düzeni yıkılıp yerine HAK hâkim olacak, bunun için bizi bölmeye çalışıyorlar. Yıllardır mezhepçilik, ırkçılık, cemaatçilik, particilik, PKK gibi birçok tefrika aletlerini çıkardılar ama biz bunları Elhamdülillah iman ve muhabbet potamızda erittik. Bugünde tüm sıkıntıları aynı hâl üzere tarihin çöplüğüne gömebiliriz.

İmam-ı azam (rh.a) sevildiği kadar kıskanılan ve haset edilen bir zâttır. İşte bu hasetçilerden biri hızını alamayarak bir gün imam-ı azama bir mecliste tokat attı. İmam-ı Azam ne karşılık verdi biliyor musunuz, o koca alim nefsini ayaklar altına alıp, kibri hiç olmadığı kadar yerle yeksan edip şöyle buyurdu:

‘’Senin tokadına ben de bir tokatla mukabele edip bu hareketinin cezasını verebilirim, buna muktedirim ama yapmayacağım.
Seni cezalandırması için Halifeye şikâyet edebilirim ama bunu da yapmayacağım.

Bana yaptığın kötülüğü Cenab-ı Mevlaya şikayet edebilirim fakat bunu da yapmayacağım.

Mahşer günü, senden benim intikamımı almasını Cenab-ı Hak’tan isteyebilirim, ancak o dehşetli günde, seni bu zor duruma düşürmek istemiyorum.

Kıyamet şu anda kopsa ve bu sözlerim, senin hakkında şikayet kabul edilse, derhal sözümü değiştirir ve Cenab-ı Hakk’a, cennete sensiz gitmek istemediğimi söylerim.’’

Var mı ötesi kardeşliğimizin Gelin mukallidi olalım İmam-ı Azamımızın ve Rabbimizden bizi hem dünyada hem cennette beraber etmesini niyaz edelim.

Mehmet Fırıncı ağabey Derin Tarih’in 24. Sayısında Mustafa Armağan ile olan röportajında günümüze ışık tutacak çok önemli bir olay anlatır…

‘’ 1958-59 yıllarında bir kısım Demokrat Partililerin şikâyeti üzerine Risaleler toplanmaya ve dava erleri tutuklanmaya başlanmış bunun üzerine Mehmet Ağabey Emirdağ’a Üstad’ın yanına gitmiştir. Otobüsten indiğinde Zübeyr Ağabeyi kelepçelenmiş olarak görür. Mehmet Ağabeyin yanına gelen Üstat şu veciz cümleleri kurar. 

-Hiç ehemmiyeti yok. Şu anda gelseler ben de ellerimi uzatacağım, beni de kelepçelesinler. Benim elime kelepçe dahi vursalar yine de Menderes’i destekleyeceğiz. Halkçılar hükümetle aramızı açmak istiyorlar buna asla fırsat vermeyeceğim.’’
Allah-u Ekber, sabır ve zafer.

İşte bu diye haykırası geliyor insanın tüm arabozanlara karşı, birliktelik işte bu. Eğer biz de yolundaysak üstadın Vallahi oyuna gelmeyiz.

Çıkaralım fitneleri aradan, kala Baki Yaradan… 

O halde gelin saatlerimizi birlikteliğe kuralım, aynı saatte aynı dakikada aynı kıbleye karşı birlikte namaza duralım.

-Allah’ımız bir, 

-Arşımız bir,

-Peygamberimiz bir,

-Canımız bir,

-Kanımız bir, 

-Gayemiz bir,

-Davamız bir,

-Ecdadımız bir,

-Tarihimiz bir,

-Geleceğe birlikle bakıyoruz

Bu iftirakın, bu tefrikanın adı ne derdi Tahir Büyükkörükçü hocam Konya Kapu Camiinden yürekten gelen bir sesle bağıra bağıra, çağlayanlar gibi.

Sahi bu tefrikanın adı ne gelin kucaklaşalım artık. Her şeyin birlikte daha iyi olacağına inanıyoruz. Evet, kardeşlerim bir olalım, tek vücut olalım, Fahri kâinatın fahri olalım.

İslam’ı nazariyattan çıkarıp dalalım artık İslam panayırına.

Hekimoğlu İsmail ağabey yazmış idi.

‘’Bir âlim zâta sormuş: 

-Hocam mümin ile kafirin tarifini bir de siz yapar mısınız?

-Evladım ben beni düşünür, sen seni düşünürsen olur gâvurluk… Ben seni düşünür, sen beni düşünürsen olur Müslümanlık.’’
O halde Müslümanız ELHAMDÜLİLLAH diye haykırmanın zamanı gelmedi mi?

Alıntılar:
1-Cemal Nar- Barış İçin Teklifim Var Yazısı

2-Cemal Nar-Barış Son Durak Yazısı



http://hakan-ince.blogspot.com.tr/2014/03/sizsizsizi-kimsesiz-brakmak-istiyorlar.html

KAYNAK : http://www.timeturk.com/tr/2014/03/05/bizi-sizsiz-sizi-kimsesiz-birakmak-istiyorlar.html#.UxeNNuN_vIV
*************************************************************************
BEKİR AKKAYA ÖZEL ARŞİVİ /SİZ DE GÖNDERİN YAYINLAYALIM... bekirakkaya@yahoo.com----kumruhaber@gmail.com ***Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dökümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer döküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...