Not: Bu yazı tarafımdan 19 Mayıs 2014 tarihinde tarafımdan yazılmıştır. Fotoğraf ise o tarihte kütüphanesi olup ta hiç bir zaman öğrencilerin girmediği ve olan kitapların dağınık bir şekilde raflarda ve masa üzerlerinde darmadağın olduğunu Kumru YİBO'da çekilmiştir.
*************
Benim yaşıtların algılayamadığı bir dönem yaşıyoruz.
Yaşamımızın
her alanında durum böyle…
Yemek
alışkanlıklarımızdan tutun da konuşma adabına kadar…
Yürüyüşlerimizden
tutun da tepkilerimize kadar…
Anne
baba ilişkilerinden tutun karı- koca ilişkilerine kadar durum bana karmakarışık
geliyor…
Bu
benim yaşıtlarımın alışkanlıklarından kaynaklanabilir…Bizim dönemimizle şimdiki
dönem çok farklı…
Şimdi
her şey hazır ve bol…Bu bolluğun içersinde nimetin farkına varmak mümkün değil…
Okullarda
kitaplar bedava…Onunda ötesinde bilgisayarlar var…
Radyonun
ve televizyonun olmadığı bir dönem yaşadık biz. 1972 yılında Ankara eski
garajında televizyon görmek için az dolaşmadım. Görüntüsünü değil kutusunu görmekti
derdim…Gördüm mü? Hayır…
Bizim
eve televizyon 1984 yılında girdi. Tek kanal ve siyah beyaz…
Gerçekten
bolluk
içersindeyiz. Farkında mıyız? Hayır…
Şimdi
kimse okumuyor…İnternet var ya…Herkes internete giriyor istediği bilgiyi alıyor…Okuyupta
ne yapacak…Böyle bir dönem…
Öğretmen
de okumuyor, öğrenci de…Bilgi hazır…
Eskiden
öğrenci ödevlerini yapmak çaba isterdi. Okumak ve araştırmak gerekirdi…Hazır
bir şey yoktu. Yapmak zorundaydınız…Şimdi öyle değil. Kes-Kopyala –Yapıştır ve
yazıcıdan çıkar…Oh ne güzel…Kütüphaneye ihtiyaç var mı? Kesinlikle yok…
Doğru
mu yanlış mı? Bana göre doğru olmasa da şimdiki sonuca baktığımızda doğru ve
kolay…Maksat sonuçsa bas düğümeye çıkar ödeği…
Şu
anda anladığım kadarıyla kitaba ihtiyaç yok. Kütüphaneye de…Okumaya da…Sadece
müze bilgisi amacıyla geçmişi hatırlamak adına okulların kütüphanesini
oluşturmak yeterli…”Eskiden okullarda kütüphane de vardı” bilgisi için…Gerçi onuda
internette görmek mümkün…
Kötü
olan şey “anlamadan araştırmadan” yapmak…Okullarda yapılan projeler de öyle…Göze
iyi görünsün “yapıyorduk, ediyorduk” geçiştirme cümleleri ile işlem tamam…Çocuk
ya da öğretmen anladı mı? Vallahi hayır…
Gerçi
çocuklar sınavlardan zaten kafasını kaldıramıyor…Atı alan Üsküdarı da geçiyor…Okumayacak
ya da dayısı olmayanlar “okullarda yaptıkları proje hatıraları ile “ okullarını
anacak…İş başında olanlar hep aynı kişilerin çocukları olacak…Ve bu “kader”
diye bir ömür boyu yutturulacak…
Değişir
mi? Bu döngü ile bu sistemle mümkün değil…Bilenler ve işin bilincinde olanlar
zaten çeşme başında…Büyük çoğunluk ise “günü kurtardı mı” tamam…Öğrencilerin ve
ve vatandaşın büyük çoğunluğunun “gelecek” diye bir planları yok…Hedef yok…Karnı
doydu mu iş tamam…”NAPALIM KADERİMİZ BU” deyip günü gelince ağlamak, günü
gelince gülmek…Hepsi bu…
DELİKLİ
DEMİR ÇIKTI MERTLİK BOZULDU
EĞRİ
KILIÇ KINDA PASLANMALIDIR (KÖROĞLU)
Aslında
NE DELİKLİ DEMİR NE DE KILIÇ’ın sonucu KADER DEĞİLDİR…Hele de ib....... hiç değil…
İB.....'TEN
DAHA ÇOK İB.......LERDEN UZAK DURACAKSIN…İNSAN ELİYLE DEĞİŞMESİ MÜMKÜN OLAN HİÇ BİR
ŞEY KADER DEĞİLDİR….Her zaman olduğu gibi yine dağıttım…Ne yapayım. Bu da Benim
kaderim….Bekir AKKAYA/19 Mayıs2014/KUMRU
BEKİR AKKAYA ÖZEL ARŞİVİ /SİZ DE GÖNDERİN YAYINLAYALIM... bekirakkaya@yahoo.com----kumruhaber@gmail.com ***Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dökümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer döküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...