18 Ekim 2017

Dinler Arası Diyalog Çoktan Çuvallamış/ BEKİR AKKAYA

Bu yazı tarafımdan 2010 yılında kaleme alınmıştır. 
Buyurun tekrar okuyalım...

DİNLERARASI DİYALOG ÇUVALLAMIŞ/New Yorkta Beş Minare Filmini İzledim /BEKİR AKKAYA

           
Şu artık anlaşılmıştır ki,  İslam ya da Müslümanlarla ilişkilendirilen her şey iyi para getiriyor. Bu filmde böyle bir çabanın ürünü. Başı ve sonu birbirinden tamamen kopuk olan bu filmin konusunda da hiçbir derinlik bulunmamaktadır.
            Ben sanatcıları falan pek tanımam. Kim hangi rolü almıştır bunlarla da ilgilenmem. Herkesin bildiğini ben de söylemiş olayım. New Yorkta Beş Minare Filmi bir Mahsun Kırmızıgül filmidir. Daha önceden “Güneşi Gördüm’ü de izlemiştim.
            Samimi olarak “Dinler arası Diyalok”a inananlar mutlaka vardır. Her ne kadar böyle bir şeyin olmasının imkansızlığına inansam  da bu fikrin derinliğinde bazı görüşlerde son derece tutarlı ve olabilirlik  durumu içersindedir.
            Ancak New Yorkta Beş Minare Filminde “Hacı” adında bir Müslüman  Amerikada böyle bir hayatı aile olarak yaşamakta ve uygulamaya çoktan geçirmiştir güya.
            Her ne kadar Türkiye’den kaçışında böyle bir niyeti olmamış olsa da güya Amerika’ya varınca evlendiği sonderece çalımlı Hıristiyan eşi ve eşinden kazandığı yarı Hıristiyan ve yarı Müslüman kızı ve üç beş tane de dörtte birlik dinleri kabül eden cemaatle Amerika’da “Hoşgörü” merkezini kurmuştur.
            Ben şahsen böyle bir yaşam şeklinin olabileceğini kesinlikle inanmıyorum. Son derece hoşgörülü Müslüman Hacı Hıristiyan eşiyle gül gibi geçinmektedir. Hatta zannedersem ortağı olduğu market yöneticisi genç,  güzel kızla günlerini gün ederek hoşgörü Müslümanlığa Amerikada güya yardım ederek irşatını da ihmal etmemektedir.
            Hacının yari Hıristiyan yarı Müslüman olan  kızı bir Hırıstiyanla hem kilise de hem de mescitte nikah kıydırmaktadır.
            Hırıstiyan eşiyle Gül gibi geçinen Hacı efendinin düzeni “Deccal” adında bir radikal dinci nedeniyle bozulmaktadır.
            Eskiden İslam düşmanları Müslümanları “takunyalı, tesbihli, ağzı salya akan, saç sakal birbirine karışmış ve son derece çirkin ve korkunç” Müslüman tiplemesi oluşturmuşlardı. Müslümanları böyle yazıp çizerlerdi. Filmlerde hep Müslümanlar böyle gösterilirdi.
            Kandan beslenen ve sürekli adam öldüren ve Amerikalıları ve din düşmanlarını katleden “Deccal” adındaki radikal dinci bu filmde çok çirkin ve korkutucu olarak gösterilmiş.
            Yani bu filmde iki Müslüman var. 1. Hacı ile işaretlenen Hıristiyan la evlenen ve kendi kızını yarı Müslüman ve yarı Hıristiyan yetiştirip kilisede de camide de kızının nikahını kıydırıp Hıristiyan’a veren son derece hoşgörülü sakalsız modern bir Müslüman ve 2. Fimde Deccal diye adlandırılan Uzun sakallı durmadan adam öldüren son derece çirkin bir suratlı bir radikal Müslüman bulunmaktadır.
            Amerika’da kulelere saldırı düzenleyenler bu türden birileri olamaz. Böyle iddia edenler ya da böyle olduğunu ifade edenler yüzde yüz yanlış söylüyorlar.
            Doğruluğu yanlışlığı bir yana radikal diye adlandırılan Müslümanlar vardır…Ve bu filmdeki kadar basit geçiştirilecek bir durum da değildir.
            “Hoşgörü” söylem ve yaşantı ile Müslümanlığın olacağını düşünenler kesinlikle İsrail’e de bir göz atsınlar. Bu filmde neden İsrail hiç yok. Radikal dincilikte İsrail Devleti bu hoşgörünün neresinde…Bu hoşgörücüler ya İsraili devlet olarak görmüyorlar ya da İsrailin yapıp ettikleri işlerine gelmiyor.
            Birbirinden çelişkili konulardan söz etmek istemiyorum. “Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı” türünden birbirinden kopuk konular film boyu yer almış.
            Filmin hiçbir tutarlılığı bulunmamaktadır.
            Hacının bazı söylemleri Fethullah Gülen ve cemaatini hatırlatmış. Şeyh meyh ayakları ise laf olsun diye konulmuş.
            Bu Mahsun Kırmızıgül hiç mi okumaz acaba? Ya da bu kadar masrafa bu film değer mi ki.
            Ne denilmek isteniyor ya da ne yapılmak isteniyor bir izleyici olarak anlamış değilim.
            Amerikanvari bir İslam ya da Müslümanlık  isteniyorsa bu film boşuna çaba.
            Ne demişler “ DERİNLİĞİ ÖLÇÜLÜYORSA ÇUKURDUR”
            Bu film böyle bir şey…
            Sonuçta çok daha iyi de olsa İslamı değiştirip dönüştürmek boş bir çapa…
            Hiçbir zaman gerçekleşmesi mümkün olmayan  “Dinler Arası Diyalog”  düşüncesi bu filmle birlikte tek kelime ile “ ÇUVALLAMIŞ”
            Bu Amerikancılar bizleri toptan “Hıristiyanlaştırmadıkları” sürece rahat edecekleri yok. Pek yok.
            Bu iş Hacı ile de Deccal’la da olacak bir şey değil.
            Kur’an-Kerim’den:
            “HAK GELDİ BATIL ZAİL OLDU”
            “LEKÜM DİNİKÜM VELİYEDİN”
            Bekir AKKAYA/KUMRU HABER/KUMRU/27.11.2010


©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...