Kumru İmam
Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni Dursun Kum geçen Cuma günü bir yazı paylaştı.
Dursun Kum Facebook sayfasından paylaştığı “Gıpta Ettim” başlığındaki yazıda “İmam Hatip Öğrencilerine mesleki tatbikat yaptırmak için ismini
vermediği bir camiye gittiğini ve yine
ismini vermediği cami imamını çok takdir ettiğini ve gururlandığını” ifade
ederek, “ Cami imamı Cuma diye çok
hazırlık yapmış ve özel hazırlanmış, dersine çalışmış, vaazını yazmış, üstünü
başını cuma gününe uygun tertipli ve düzenli giyinmiş ve bakımı yapmış, Allah
kendinden razı olsun” ifadelerini kullandıktan sonra
kendinin de imamlık yaptığını belirttikten sonra takipçilerine
“maalesef” ifadesi ile şu cümleleri de yazma ihtiyacı duymuş.
Öğretmen Dursun Kum : “Çok köylere giderim, maalesef ki bazı arkadaşlar bu özellik ve
güzelliğe
dikkat etmiyor. Hazırlıksız geliyor, hutbeyi çalışmadan okuyor, böyle
yapınca da yanlış okuyor. Merkezlerdeki imam kardeşlerimiz bu konuda dikkatli
ama köylerdeki arkadaşlarımızın bazıları kendilerini salmışlar maalesef. İmam “önde olan”, “önder olan” demektir. Her
yönüyle önder ve örnek olmalı.”
Öğretmen Dursun Kum’un
yazısının altına epey yorum yazılmış. Güvendiğim ve itimat ettiğim Dursun Kum’a
ve yazdığı yazıyı da göz önünde bulundurarak ilgili camiyi ve imamın adının da
yazılmasının faydalı olduğunun düşündüğümden şu yorumu yazma ihtiyacı
hissettim.
“Sayın Dursun Hocam, caminin ve imamın adını mutlaka zikretmeniz
gerekir. Bazı camiler gerçekten yolgeçen hanı. Hatta bazı camilerin
tuvaletlerine pislikten girilmiyor bile. Lütfen bu güzel imamımızın ve hangi
cami olduğunu öğrenelim.”
Ben yine aynı kanaatteyim. Bu camiyi ve bu
imamı öğrenmek istiyorum. Ve bu İmam
Hatip mutlaka amirleri tarafından ödüllendirilmelidir. Sözüne itimat ettiğim Öğretmen Dursun Kum
kesinlikle doğru söylüyordur. Hangi maksatla caminin ve imamın adını
zikretmediğini de merak etmiyor değilim.
Bazı yorumları okuyunca Öğretmen Dursun
Kum’un neden cami ve imamın adını gizlediği belli oluyor zaten.
Yorumları birlikte okuyalım:
İmam RN : Benim camiye
ne zaman geliyonuz. Gündüz gelmeyin gündüz n……….da çalışıyorum, cuma da
gelmeyin cuma namazı yok benim camide.
Dursun Kum : Yani
gelmeyin demek istedin.
İmam RM:
Akşam gelin, gelirken incik te getirin ızgara yaparız .
ST : Dursun Kum hocam
bu R….. hoca hep boğazını düşünüyor.
İmam RM:
ST bacanak bütün yollar boğazdan geçiyor.
İmam RM : Okullarin
tuvaletlerini konuşan yok çünkü onlar okul, onların temizlikçisi var 100,200
kişilik veya daha az cemaati olan camilerin temizlikçisi kim ? imam, çünkü o
imam, öğretmen okey oynar sigara içer , gelecegimiz teminati olan çocuklarımıza
guzel örnek olmaz ses çıkmaz, ama imam kahvehanede arkadaşıyla çay içse, imamın
ne işi var burada olur, çünkü o imam. Başka kurumlarda memur ihtiyacı olur imam
gel, sabah 8 akşam 5 buradasın, 5 den sonra görev yerine , niye çünkü sen
imamsın. Daha çok şeyler varda neyse şimdilik bu kadar yeter.
Öğretmen Adem Şahin : RM
hocam haklı olduğun yerler var ancak her mesleğin
kendine göre zorlukları ve özel şartları vardır. Hepsini aynı değerlendirirsek
objektiflikten biraz uzaklaşmış oluruz. Ama bende bir imamın temizlik yapıp tuvalet
temizlenmesine karşıyım. Ama çalışma saatleri her mesleğe
özeldir. İmam sabah namazını 8-5 arası kıldıramayacağı gibi öğretmende sabah
namazında matematik anlatamaz.
Öğretmen Dursun Kum : Arkadaşlar ben bu paylaşımda bir İmam
kardeşimin güzelliğini vurguladım, kesinlikle bir imamın aleyhine olsun ya da
bir kardeşimi yerme amacım yok, lütfen polemik olmasın. Bütün memur
kardeşlerimize saygımız var
İmam RN: Adem Şahin kardeş
hic bir
kuruma veya memura diyecek sözümüz yok, siz benim ne soylemek istedigimi
anladiniz.
Ben o yazıyı
bir öğretmen emeklisi yazdığı için, okulu ve öğretmeni örnek verdim. Hicbir imam arkadaş ben dahil, camisinin ve
mustemilatinin temizliğinden gocunmaz ve en iyisini yapmaya çalışır. O öğretmen arkadaş hangi camiye gitmiş de yol geçen hanı diyor. Benim cevremde bildiğim birsürü imam yeri
geliyor işçi, yeri geliyor öğretmen yeri geliyor temizlikçi, herkes girdiği yeri temizlesin öyle çıksın. Dursun Kum hocam yanlış anlaşılmasın
yazdıklarımın sizinle bir ilgisi yok , size sevgi ve saygilarimi sunuyorum.
İmam Efendinin
şu cümlelerini birlikte okuyalım:
-Benim
camiye ne zaman geliyonuz. Gündüz gelmeyin gündüz n……….da çalışıyorum, cuma da
gelmeyin cuma namazı yok benim camide.
-
Akşam gelin, gelirken incik te getirin ızgara yaparız .
-
bütün yollar boğazdan geçiyor.
-Hoca
Efendi hızını alamıyor. Ve devamında neler yazıyor:
-Okulların
tuvaletini konuşan yok. Onların temizlikçisi var
-Öğretmen
okey oynar, sigara içer.
-Öğretmen
çocuklara güzel örnek olmaz kimse ses çıkarmaz.
-Ama
imam kahvede çay içse imamın kahvede ne işi var denilir.
-Başka
kurumlarda memur ihtiyacı olur imam gel.
-Daha
çok şeyler varda neyse şimdilik bu kadar yeter.
Öğretmen Adem Şahin ve
Dursun Kum ona bazı durumları hatırlatınca da bakalım Hoca Efendi
Neler Söyler:
Hic bir
kuruma veya memura diyecek sözümüz yok,
Ben
o yazıyı bir öğretmen emeklisi yazdığı için, okulu ve öğretmeni örnek verdim.
O
öğretmen arkadaş hangi camiye gitmiş de yol geçen hanı diyor.
Herkes
girdiği yeri temizlesin öyle çıksın.
Dursun Kum hocam yanlış anlaşılmasın
yazdıklarımın sizinle bir ilgisi yok ,
Hoca Efendinin
yazdıkları ile Dursun Hoca’nın bir ilgisi yokmuş. O zaman Hoca
Efendiye Dursun Hocanın köydeki bazı imamlara yönelik yazdığını birlikte
okuyalım:
Öğretmen Dursun Kum : “Çok köylere giderim, maalesef ki bazı
arkadaşlar bu özellik ve güzelliğe dikkat etmiyor. Hazırlıksız geliyor, hutbeyi
çalışmadan okuyor, böyle yapınca da yanlış okuyor. Merkezlerdeki imam
kardeşlerimiz bu konuda dikkatli ama köylerdeki arkadaşlarımızın bazıları
kendilerini salmışlar maalesef. İmam “önde olan”, “önder olan” demektir. Her yönüyle
önder ve örnek olmalı.”
Hoca Efendi sanki benim namaz memurummuş gibi “beni kastederek “ “Hangi camiye gitmiş” diyor ve ardından da “Herkes gittiği yeri temizlesin” diyor… Diğer öğretmenlere güya
nazik davranırken benim için de “öğretmen emeklisine” yazdım diyor.
Bundan böyle Hoca Efendi’nin
kesin cemaati olacağım. Her ne kadar “gündüz gelmeyin, Cuma da gelmeyin.
Akşam gelin. Gelirken de ızgara yapmak için incik-mincik istese de cemaatin “incik – mincik “ götürme yükümlülüğü yoktur
her halde.”
Hoca Efendiye bu yazı
ile seslenmek isterim. Benim için hiç mahzur yok. Camini temizlemeyebilirsin.
Kahveye gidip okey oynaya bilirsin. Sigara hatta istersen her şey içebilirsin. Daha
çok şeyler varmış ya bunların hepsini de yapabilirsin. Benim için hiçbir mahsur
yok.
Ben yine de sana Dursun
Hoca’nın sözlerini dikkate al. Beni de emekli -memekli diye hor görme…Kim bilir gün gelir sen de emekli
olursun.
Son söz olarak ilgili
imamın amirlerinden bir talebim var. Bu imamın internet
ortamında sitemleri ve yakınmalarını cümle alem görüyor. Sözünü ettiği bu
türden sorumsuz hiçbir öğretmen ben şahsen görmedim. Öğretmenleri sorumsuz
olarak ilan ediyor. Ve üstelik bu sorumsuzlukları kendi de yapmak istiyor.
Üstüne üstlük suçu günahı da benim üzerime atarak bana yönelik sorumsuzca
cümleler sarfediyor. Görevini yapmamasından değil bana yönelik sözleri
nedeniyle görgü-adab-ı maşeret kuralları nedeniyle uyarılmasını talep ediyorum.
Öğretmen
Dursun Kum’un sözünü ettiği imamın ise ödüllendirilerek ilgili imamın neden
ödüllendirildiğinin ilanını talep ediyorum.
Yorumlardan okuduğum sonuç “ sorumluluk
sahibi imam, bu hoca efendiler tarafından “Vallahi de kıskanılıyor”. Bundan
sonra bu Hoca Efendinin hep cemaati olmaya gayret göstereceğim.
Görüşmek ümidiyle…
Bekir AKKAYA /30.04.2018/KUMRU
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©©
Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...