25 Aralık 2016

Savunma Belgeleri






































**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA/2000 **********

23 Aralık 2016

Türkiye'de İlginç Olaylar

Yer : Kayseri
Siz hiç karanlikta iyi göremediginiz için yakit deposunun, tam dolup dolmadigini çakmak yakarak kontrol etme cesaretini kendinizdebuldunuzmu Kayseri sehirlerarasi otobüs terminalinde 38 AS 991 plakali yolcu otobüsüne mazot alan muavin Z. T. Deponun tam dolup dolmadigindan emin olmak için çakmak çakarak kontrol etmek ister. Sonuç; Buharlasan mazotun parlaması ve muavinin yanik tedavisi için hastahaneye kaldirilmasi.
Yer : Diyarbakir
Lunaparkta gece bekçisi iki kafadar (zincirlerin ucuna baglanmis salincaklardan olusan) uçan sandalyelere biner ve mekanizmayi çalistirirlar. Ancak sandelyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açilmasindan dolayi durdurmak için saltere ulasamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini duyuramazlar… Bu bekçilerden biri hayatini kaybetmis, digeri ise gördügü uzun tedavilere ragmen eski sagligina kavusamamistir.
Yer : Karabük
Siz demir çelik haddehanesinde çalisan bir isçinin, sigarasini yakmak için 600 tonluk preslerin arasindan emekleyerek geçtigini ve 2.450 santigrad dercedeki firina ulasmaya çalisirken son sigarasini yaktigini duydunuzmu?
Yer : Kütahya
Cinsel organindan kanamali erkek

17 Aralık 2016

Prof. Dr. Bahattin DARTMA Kimdir?


Marmara Üniversitesi - İlahiyat Fakültesi

Prof.Dr. Bahattin Dartma

Tefsir Anabilim Dalı


  Ordu iline bağlı Kumru ilçesinin Karaağaç köyünde doğdu (1961).
               İlkokulu köyünde (1973), 
            Fatsa ilçesinde başladığı orta öğrenimini de 1982’de Ordu İmam Hatip Lisesi'nde birincilikle bitirdi. 
          Aynı yıl (1982) Marmara Üniversitesi İlâhiyat fakültesine girdi. 1986 yılında buradan mezun olarak Tefsir anabilim dalında yüksek lisansa başladı.
      1988’de yüksek lisansı bitirerek aynı bölümden girdiği doktorayı 1994’te tamamladı. 
      Doktoranın son dönemlerinde Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlâhiyat fakültesi Tefsîr anabilim dalında araştırma görevlisi oldu (1993). 
          2000 tarihinde doçent, 2006 tarihinde de profesör oldu.
         Te’lif, terceme ve tahkik şeklinde çeşitli çalışmaları vardır. 
       1993-2014 yılları arasında görev yaptığı Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden ayrılarak 2014 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine naklen atandı. 
          İlmi çalışmalarından bazıları şunlardır:
         Dini Tarihi ve Arkeolojik Veriler Bağlamında Nuh Tufanı, Rağbet yayınları, İstanbul, 2005; Kur’ân ve Arkeoloji, Pınar yayınları, İstanbul, 2005; Kur’ân ve Ekoloji, Rağbet yayınları, İstanbul, 2005; Yeniden Kur’ân’a Yönelmek, Rağbet yayınları, II. baskı, İstanbul, 2010; İlk Osmanlı Müfessirlerinden Şihâbuddîn es-Sîvâsî ve Kur’ân Yorumu, Ankara, 2011.
İrtibat Tel : 0216 651 43 75 - 1251
eposta : bahagani@gmail.com

Kur'an-ı Kerimi Anlama Adına Kumrulu Hocamız Bahattin Dartma'dan İzin Alarak  Okuduğum Yazılarını Sayfamda Yayınlamanın Faydalı Olduğunu Düşünüyorum...
Bekir AKKAYA/ 18 Aralık 2016

**********
Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

16 Aralık 2016

Birol Basat Kumpasçıyı Çok Seviyormuş

Birol Basat Başkanım başkalarının gonderilerinede yazdım bu Kumru vede gurbetteki bizler yanındayız sizi bıraktım eminolun reisi sevmeyen zihniyet sizi istemiyor istemezuk mevzusu itin urumesine bakma Kervanı yürüt başkan Kumru seni seviyor

**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

Hacı Evin'in Öğretmen Bekir Akkaya İle İlgili Görüşü

Ahmet Hacı Evin Arkadaşlar bizim zamanımızda
Öğretmenler güzel,kibar,aynı zamanda iyi bir eğitim düzeni almış kişiler topluluğundan oluşturdu..ama bakıyorum şöyle de seviye en alt düzeye düşmüş herkes kendisinin tanımını yapamadığı gibi çamur at izi kalsın politikalarına başlamış kimse şunu unutmasın ki bu memleket de her insana yer var ama haddini bildiği sürece...
**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

Mehmet Belen'den Kumpasçı Başına


Mehmet Belen kumru belediye başkanınına seviysini maksatını aşan sözler aerfeden azınlıklar bilmeliki yüzde yetmişin sectigi başkan bu tür tavırlar kimseye birşey kazandırmaz kumru cok güzül hizmet aldı daha cok güzele layık kendi hesabinı yapanlara deyil millete hizmete dvam kumru kazanacak

**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

Berat Zevalsız Cücesi'nin Kumpasçı Başına Selamı

Berat Zavalsız Bir tarafta Yol yapmak isteyen hizmet etmek isteyen bir adam var. Diğer tarafta da yol için bir karış yer vermeyen madamcıklar var. Aldırma Günan Murat Hatipoğlu Başkan hizmete devam. Her dönem böyle diplomalı ödüllü cahiller olur.

**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

14 Aralık 2016

Mehmet Arşın'ın Tüm Şiirleri

Mehmet Arşın kırk beş yıldan bu yana Almanya'da bulunmak
tadır. Belkide Türkiye'de ilklerden biri olan www.fizme.com
sitesini kurarak 2000 yılından bu yana aralıksız yayın yapmış 
ve yine 2000 yılından bu yana www.kumru.org sitemizin de
sponsorluğunu üstlenmiştir.
Kendisinin izni ile www.fizme.com sitesinde yazdığı tüm 
şiirleri blog sayfamda yayınlamaktan ve sizlerle paylaşmaktan 
mutluluk duyuyorum...



Anadilim türkcem

Öz yurdunda horlanir türkce

Gönüller darlanir gördükce
Ne konusacak, cocuklar büyüyünce
Isimler olmus, fransizca, ingilizce

Yabanciya özenmek moda olmus

Bunlari görse, ne derdi asik Yunus
Yaban ellere sefer edince Barbaros
Türkce nidalarla inlerdi Okyanus

Neredesin ey Kasgarli Mahmut

Gelde türkcemizin elinden tut
Elden gidiyor, Istanbul, Ankara, Harput
Türkcem, kücülüyor, daraliyor hudut

Bizim dilimiz merhamet ask kokar

Nasil olurda insan dilinden kopar
Dil yasadikca, devlet, millet yasar
Türkce sedalarla, kanimiz cosar

Dükkanlar, okullar… adlari hep yabanci

Helal saymazlarmi türkce kazanci
Yeter artik, bunlar olsun yolcu
Türkcemiz kalsin bize hanci

Bizde ananedir kültürlere saygi

Kendi kültürümüzden duyariz kaygi
Anadilimiz türkcenin adabini
Koruyacak kimse kalmadimi?

Beddua

Gözyasin sel olsun,

Sürüklesin seni denize.
Dönüs yollarin kapansin,
Ciktigin zaman menzile.

Benim icin batan günes,

Senin icin hic dogmasin.
Cileyi senin kadar hak eden cilekes
Aransin ama bulunamasin.

Ürkerek giderken yoluna,

Adimlarin titresin.
Seni insan deyipte koluna.
Kimseler girmesin.

Karlar yagsin,

Örtsün pislikleri.
Hep sende toplansin,
Su dünyanin dertleri.

Yaralarin kurumasin sizlasin.

Hasret yasa bir vuslata.
Azrail gelsin, canini almasin.
Seytanlar gersin seni carmiha.

Yagmurlar seni yikamasinlar, 

Kokularin sana yoldas olsun.
Seni görenler ibret alsinlar,
Asklara ihanetler son bulsun.


Biz degilmiyiz

Herseye sikma canini.

Ister cayini ic ister corbani.
Iyi kötü bu dünyanin kahrini
Cekecek biz degilmiyiz.

Bazen arabayla bazen ucakla,

Gün olur kaliriz yaya.
Tutulunca kara sevdaya,
Sevecek biz degilmiyiz.



Haberler gelir aci tatli,
Yollar uzun ve virajli.
Gelince ayrilik vakti
Aglayarak giden biz degilmiyiz.

Bazen cocuklar gibi kosarak.

Bazen sular gibi cosarak.
Bazen isteksiz, surat asarak,
Gecen günleri yasayan, biz degilmiyiz.

Yagmur yagdiginda islanan,

Rüzgar estiginde tozlanan,
Fakirlestikce horlanan,
Yerden yere vurulan, biz degilmiyiz.

Kimi kara kasli, kara gözlü.

Kimi beyaz tenli, acik sözlü.
Kimi cirkin ama sesi özlü.
Biribirimize tas atan biz degilmiyiz.

Bosyere kalpler kiran,

Hic ugruna kan akitan,
Darda kaldiginda dost arayan,
Vicdansiz biz degilmiyiz.

Gelecegini hic düsünmeyen,

Cocuklarinin nasibini tüketen,
Gün gectikce kafayi üsüten,
Simdi care arayan, biz degilmiyiz.

Mali mülkü ile ögünen, 

Caresiz kalana gülen,
Hesabina gelmeyene söven,
Egoistler, biz degilmiyiz.

Her yerde namus naralari atan,

Baskasinin namusuna yan bakan,
Yangindan kacirilanlari satan,
Ahlaksiz, kalpsiz biz degilmiyiz.

Bel veripte topragi isleyen,

Olmamis meyveleri disleyen,
Gelecegin analarini fisleyen,
Gaddarlar biz degilmiyiz.

Bulduguyla yetinmeyen,

Mevsimine göre giyinmeyen,
Kendinden baskasini begenmeyen,
Dünyadan habersiz, biz degilmiyiz.

Az yasasakda cok yasasakda,

Geriye cok isler biraksakda,
Piyango bize vursada,
Zamani gelince gidecek, biz degilmiyiz.


Ruhumdaki firtina

Bir firtina esecek ruhumda,

Direncim pes edene kadar.
Kara bulutlarla kapli ovada,
birkac nefes neye yarar.

Günes isinlari yorarlar beni.

Herseyi görmek zorunda kalirim.
Bana fazla gelen su bedeni,
Cesaretim olsa kendim parcalarim.

Kendimden nefret ediyorum,

Aydin hayaller kurdum diye.
Bazen hasretim artar, aglarim.
Neredesin benim yurdum diye.

Heyecanli baslayan her yolculugum,

Isyana dönüstü, dönüs yolunda.
Gölgelerine sivinip oturdugum.
Agaclar yakildilar sobalarda.

Ilkbaharim cok kisa oldu.

Simdi hep sonbahari yasiyorum.
Unuttum hayal kurmayi, umudu.
Cira yaktim, kisi ariyorum.

Ne zaman diz cöksem suyun basinda,

Hic nazlanmaz, beni bana gösterir.
Kara toprak hazir bekler pusuda
Durma gel diye seslenir.


Yasamak ve sevmek

Karsinda asili bir ayna,

Ayakta duran bir sen.
Geceler baslayinca aydinlanmaya,
Kaybolur gidersin sen.

Bütün cicekler güzeldirler.

Koklandikca sirlari cözülür.
Kimi cicekler hep beklenirler,
Kimi cicekler icin ölünür.

Sabah olur umutlar yeserir.

Kosarsin, bir asagi bir yukari.
Dalga vurur deniz delinir,
Hic bilen cikmaz askin sirrini.

Bütün dertleri unutturur,

Bir kelime, belki bir bakis.
Sevilmeyen insan kudurur.
Fayda etmez ona yalvaris.

Kötülüklere kader der gecilir.

Kimse sebebini düsünmez.
Aci tatli serbetler icilir.
Sevda yolundan dönülmez.

Yasamak sevmektir anlayana

Sevdikce yasamak tat verir.
Kiseye yar olmayan, bu dünyada,
Sevmemek, yasamadan ölmektir.


Yinede yabanci

Ruhumda bir sikinti var, kalbimde sanci.

Ne yolcu oldugumuz belli ne hanci.
Ömrümüzü verdik Almanya ugruna;
Hala derlerki, bu yabanci

Yeri yurdu terk ettik geldik

Topragin altinda tüneller deldik.
Her türlü isi verdiler bize
Yinede kimseye karsi gelmedik.

Cogu bizden ögrendi paylasimi.

Unuttum simdi buraya geldigim yasimi.
Virane idi Almanya, ne hallere getirdik.
Bizde isteriz, insanca yasamasini.

Lakin coklari döner kebap dostu.

Son yillarda cogaldi, nazisi pustu.
Kirkyil önce sirtimizi sivatlayanlar,
Acimadan evlerimizi tutusturdu.

Nerede kirkyillik kahvenin hatiri?

Yabancilar disari diye atarlar naralari.
Hele bir firsat gecse ellerine,
Bogazimiza dayarlar bicagi, satiri.

Bu yapilanlar bizi yipratir.

Düsmez kalkmaz yalniz Allahtir.
Yeter artik yazin anayasaniza.
Yabanci düsmanligi yasaktir.



Deli kiz
(bu kizim Sibele özeldir)

Bir dakika görmesem seni
Bin defa sarilasim gelir
Dogdugun günden beri vurgunum sana
Seni sevmek ömür, görmemek ölmektir
Dolu dolu enerji veriyorsun bana

Sayende hep genc kaliyorum
Hep böyle kal, ince ve sevimli
Büyümenide hic istemiyorum

Uyurken bile gülersin bazen

Yüzüne baktikca kendimden gecerim
Ara sira konusursun kendi kendine
Gördügün rüyalari merak ederim

Yaptigin yemeklerin tadina doyamam

Ne getirsen önüme acar istahimi
Kollarimdan baglasam seni kendime
Sabahlara kadar oksasam saclarini

Sana olan sevdam bitmez benim

Her gecen gün alevler dahada yükselir
Rüyamda bile mahsun halini görsem
Bir paket mendil az gelir

Anliyormusun beni deli kiz

Sende benim gibi sevebilirmisin
Her gördügümde cagirsam seni
Babacigim diye kosar gelirmisin.


Ilk askim


Hayallerim alir götürür beni
Bazen uzaklara bazen maziye
Ayilsamda tesiri kalir
Özlem duyarim ilk sevgiliye

Adimlarim titrek olur

Biter diye ömür yollari
Kahrolurum düsündükce
O yari saran kollari

Gizli askimdi hep öyle kaldi

Bir türlü söyleyemedim
Simdi yillar gecti aradan
Onun gibi kimseyi sevemedim

Kimbilir su an nerelerde

Arasam bulabilirmiyim
Ya hic rastlayamazsam izine
Hayal kirikligina dayanabilirmiyim

Hergün baska tarardi saclarini

Hep yeniden vurulurdum
Onu her görüsüm heyecan verirdi
Yollarini gözlemekten yorulurdum

Ah cekiyorum simdi fayda etmiyor

Kimbilir belki oda seviyordu
Belkide ümitlendi benim gibi
Gelir diye yolumu bekliyordu

Ah kader, ah Almanya

Ayirdi beni ilk askimdan
Hergün yeniden dogarim
Bir kez gecse karsimdan


Ey ömür


Söyle bana ey ömür
Bosami harciyorum seni
Bak ne idin ne hale geldin
Yoksa aldatiyormusun beni

Bazen umut heyecan dolarim

Toz pembe görürüm dünyayi
Günesli havalarda gök gürler birden
Ne olur salma su kara bulutlari

Ey ömür sana isyan edemem

Zaten hic gecmez aklimdan
Bir tanede bana düsmeyecekmi
Mutluluk denilen salkimdan

Sikismissin kas ile gözün arasina

Bakiyorum sen daha dertlisin
Imkanin olsa bir sefer
Bu dünyaya yeniden gelirmisin

Fani dünyada milyarlarca ömür

Dolasirlar karinca gibi
Hesabini yaptinmi hic
Dahami rahat yerin dibi

Yinede seni cok severim

Cok seylere degisemem
Sevdiklerimden sonra asla
Ecel serbetini istemem.


Yaz yagmurlari

Yaz yagmurlari varya yavrum,

Birden bosalir gök delinmiscesine.
Bir bakmissin günes acmis yeniden.
Sasirir kalirsin, yagmurun acelesine.

Alir götürür önüne geleni.

Tarlalari, bahceleri gezer.
Farkindadir yaptigi isin
Benim yasamimda ona benzer.

Arasada bulutlar sarar gök yüzüne

Günes gelir kovalar onlari
Yaz bitip günes dinlenmeye cekilince
Durmadan aglar yaz yagmurlari

Günes cikar tepeye ögle vakti

Kükreyen aslana benzer
Amaci belli olmayan yasamlar
Bulutlarla günes arasinda gecer

Yaz yagmurlari serinletir dogayi

Yagarken ezgiler söylerler
Bilmezler ne zaman gelip gideceklerini
Tipki benim yasamima benzerler.


Ucan kuslar

Kuslar uctular yuvadan birer birer

Ucarken, biribirlerine girdiler
Biz sik sik geliriz dediler
Ana kuslari yillarca beklettiler

Her taraf bos, duvarlar nemli

Yer toz duman, gök gizemli
Bas agrisi sizlatir beyni
Cay ver hanim, demli olsun demli

Bir kösede sen bir kösede ben

Hic bir is de gelmez elimizden
Öterek bir kus gecse pencereden
Bir an da olsa, ümitleniriz yeniden

Mevsimler gelip geciyor, hizli hizli

Bizim kuslar neden bukadar nazli
Insan bazen yuvasini hatirlamazmi
Yasli kuslara bakipta ibret almazmi

Bir haber verin bize, yeniden dogalim

Yeni yeni hayaller kuralim
Daha biz ölmedik, durun bakalim
Siz aramazsaniz biz arayalim

Gözlerimizi kapasak, dolasirsiniz önünde

Sizden ayri, ömrümüz gecer sürgünde
Aci hasret dolu bu günlerde
Cemalinizin gölgesi dolasir, yüreklerde

Dönün yuvaya kuslarim dönün

Kalani olsun güzel gecsin ömrün
Ölmeden size kavusacagimiz gün
Yeniden dogacagiz, bitecek hüzün

Karadeniz

Aksam olur, gelir esrarengiz bir sis

Boyun büker, uykuya yatar nergis
Et, balik, raki hepsi nefis
Yaz gelince cosar Karadeniz

Atlar kosusurlar toprak yolda, dörtnala

Kuzulari sokmak zor olur avullara
Kirlara cikarlar, coluk cocuk, ana baba
Hamsi var iken yenilirmi hic baklava

Soguk sular akar oluk oluk

Misafir sayilir; bizde bereket, bolluk
Ne mutlu bu yaylalarda dogduk
Ormanlara baktikca mutlu olduk

Edirne, Urfa, Kayseri, Malatya

Bizden gitti her tarafa papatya
Insanlarimiz kan verirler dogaya
Namus davalari gelmez sakaya

Sarp kayalar dikmis basini gök yüzüne

Mert olan sadik kalir sözüne
Gitiginizde bir Karadeniz dügününe
Görürsünüz, nasil olur gelenek töre

Karadenizli firtinaya sele alisiktir

Devlet ile millet ile barisiktir
Kepce ile verir, aldigi kasiktir
Isler topragi ince ince, topraga asiktir

Gel

Günesin dogdugu yere gidelim seninle,

Buzlanmis dudaklarin isinsin, acilsin
Yagmurun yagdigi yeri bulacaksin bende
Iyi bak, bak ki kuruyan kalbin yasarsin

Gel seninle söyle dolasalim

Ne yapacagimizi, nereye gidecegimizi bilmeden
Bizde yasamanin tadini alalim
Zaman denilen sey gecmeden

Seviyorsak cekecegiz elbet kahirlari

Bu bizi bize daha siki baglar
Ya, sel gelirde giderse sabir taslari
Kurumaz birdaha acilan yaralar

Gel, istersen oturup mehtabi seyredelim

Derince deselim bize ait maziyi
Istersen bu diyarlari terk edelim
Yanimizda götüreceksek sevgiyi

Ruhum okadar yorgun ki

Cenneti vaat etseler fayda etmez
Yeter artik gel ey sevgili
Sen orada ben burada bu hayat bitmez


Özledim


Arabadan inip ata binmeyi
Cola yerine eksi ayran icmeyi
Yirmi yasindakiler gibi güresmeyi
Yaz kis siril siril akan cesmeyi
Özledim.

Yagmur sularinda islanmayi

Agac kovuklarinda saklanmayi
Findik dallarinda sallanmayi
Dedem tarafindan azarlanmayi
Özledim.

Bizi cocuklari gibi koruyan, seven

Bütün bildiklerini ögreten
Gittigi yerde saygi, sevgi gören
Simdi degeri bilinmeyen, ey ögretmen
Seni özledim.

Boya istemeyen kara lastigi

Suyu isitmayan kerpis testigi
Yardimlasma örnegi imeceyi
Kokusu dahi karin doyuran, misir ekmegi
Seni özledim.

Üc kisinin kucaklayamadigi

Fistiklarinin tadina doyum olmadigi
Tepesine kimsenin ulasamadigi
Ormanlarimizin krali, gürgen agaci
Seni özledim.

Üc dört gün süren dügünleri

Yaylalari süsleyen sürüleri
Günlerce cift süren öküzleri
Otuz yil önceki Fizmeyi
Özledim.

Iki metre kar yagan kislari

Ici cesit cesit bal dolu tavalari
Kazma kürek ile acilan yollari
Yaz kis kaynayan kazanlari
Özledim.

Gurbete gidenlere yapilan törenleri

At üstünde giden gelinleri
Kirlarda topladigimiz cilekleri
Irmak islerinde gecen günleri
Özledim.

Bayram yerindeki kalabaligi

Tutmaya kiyamadigimiz alabaligi
Ot, saman ile doldurulan samanligi
Ciralar ile aydinlatan karanligi
Özledim.

Nur yüzlü, ak sakalli ihtiyarlari

Köydeki doktorlari baytarlari
Hayvanlarin otlatildigi tarlalari
Meyvesini tartamayip kirilan dallari
Özledim.

Yollari senlendiren kagni arabalarini

Gökdelen gibi yükselen bacalari
Özü sözü dogru, gercek hocalari
Es dost icin cekilen kahirlari
Özledim.

Üc dershanelik ilk okulu

Her ögün yenilen yogurdu
Bayram harcligi aldigim ilk onlugu
Ordunun sirin ilcesi Kumru
Seni özledim.

Yagmur ve su


Akar anli sanli, güldür güldür
Temizler gectigi yeri, siler süpürür
Istedigi yere acar kolunu, hürmü hür
Denizleri doldurur, gemileri yüzdürür

Ekmegin hamurunu yogurtturur

Cömerttir, ovalari vadileri doyurur
Hassastir, akarken bile uyur
Azginlasir bulanir, sakinlesir durulur

Bir damlasi icin inilir topragin derinlerine

Akar cömertce susamis beyinlere
Gelin olur evlenir toprakla, celikle
Yücedir, akar gider enginlere

Rahmet olur yagar, besler topragin özünü

Bir seferde temizler bütün yeryüzünü
Toprakla birlestigi muhtesem dügünü
Hisseder insan, kapatsada gözünü


Hasret


Essiz yesil, büyüleyici manzara
Beynime cizdim resmini
Her geldiginde aklima
Bakar gideririm hasretimi

Bazen yürürüm yollarinda

Hic sikilmadan yorulmadan
Karsilasirim nice insanlarla
El sallarlar bana tarlalardan

Ne zaman bir tufan esse

Kacar sana siginirim
Senin basinada bir hal gelse
Dört elle yardima kosarim

Ayri kalalim istemezdik elbet

Kader bu, hep birlikte olamayiz
Fakat duysun bütün millet
Birdaha kavusursak ayrilamayiz

Yerlere yatip öpecegim seni

Sakin bana hayir deme
Bir türlü doyamadigim sevgili
Sana dogru kosuyorum, beni bekle

Araya girerse asilmaz bir engel

Yalanci diye bana kizma sakin
Olurda eser ise bir kara yel
Gelir gecer, ama senin dik dursun basin


Almanyada 40. Yil


Kirk yil oldu biz geleli, bak yaslandik
Terledik, yorulduk, ezildik, hep dislandik
Memleketten iyi, kötü haberler aldik
Sari öküzün hayaliyle buralarda kaldik

Bizi kiniyor simdi cogu gencler

Sanki onlar icin nasirlanmamismi bu eller
Her yanimiz agrir oldu, gecmiyor günler
Neler görmedikki buralarda bizler

Hasret duman duman yakar icimi

Simdiki genclik bilmiyor gecimi
Cok zor iyi bir gelin, damat secimi
Duvarda soldu bak babamin son resmi

Evlerimiz oldu, arabalarimiz oldu

Halimizi sadece isi düsenler sordu
Bahar aylarinda yemyesil olur Ordu
Akrabaya yardim oldu, vatan borcu

Ruhumu oksar, memleketimin dereleri hala

Izin mevsimine cok aylar var daha
Bekliyorlar hep amca, dayi, teyze, hala
Gözümde tüter hep es, dost, akraba

Emekli olmaya daha yillar var

Sikilmaya basladik artik, her yer cok dar
Herkesi suya kandiran o bizim pinar
Insallah benim icinde bir gün akar

Yürüdük yürüdük bitirmedik yollari

Cürüdü cigerlerimiz, viran oldu gönül baglari
Selamlaya selamlaya hanlari, konaklari
Yüce daglari asariz bulmak icin vatani

Fizmeli Mehmet

Bakir tasla icerdi suyunu 

Kimse bilmezdi huyunu
Kendine görekanunu
Oynanacak son oyunu
Yazmak isterdi, Fizmeli Mehmet

Gülenlerle gülmek

Ipek degil keten gömlek
Dogru yolda yürümek
Fizmenin kucaginda ölmek
Isterdi, Fizmeli Mehmet

Güzellikleri insanlarla

Kursunlari düsmanlarla
Baharlari kuslarla
Yagmurlari toprakla
Paylasmak, isterdi Fizmeli Mehmet

Zor olani arayip bulmak

Bahcelerde findik toplamak
Irmak kenarinda uyumak
Ömür boyu okumak,
Isterdi, Fizmeli Mehmet

Camurlu tasli yollarda yürümek

Acikinca bir bazlama ekmek
Güllükte yüzmek 
Bütün kirlara agac dikmek
Isterdi Fizmeli Mehmet

Sevenlerin kavusmasini

Savaslarin son bulmasini
Günesin hic batmamasini
Anasinin sardigi lahana dolmasini
Isterdi, Fizmeli Mehmet

Adam gibi yasamayi

En ileri asamayi
Iyi günde kötü günde bulunmayi
Her yerde sanli bayragi sallamayi
Isterdi, Fizmeli Mehmet


Köyüm


Otuz yil oldu ayrilali köyümden
Hatiralari gitmez hic gözümden
Her sefer köyüme giderken
Damarlarim olur tiken tiken

Gül gibi buram buram kokar topragi

Nur yüzlüdür genci ihtiyari
Her yere yayilir cörek kokulari
Taslidir, camurludur yollari

Bir irmak akar köyümün ortasindan

Kaymaklar, sütler gelir yaylasindan
Ayrilmak zor olur temiz havasindan
Dumanlar tütmez olmus bacalarindan

Zakkum cicekleri kan verir yamaclara

Lahanasi, findigi sifa dagitir hastalara
Cocuklari hasrettir sekere pastaya,
Köyüm, erkenden yatar uykuya

Cam, kestane kokuludur ahsap evleri

Cok güzel olur yagli güresleri
Asirliktir hep meseleri, gürgenleri
Ay isigi ile aydinlanir köyümün geceleri

Gün olur fizmelinin hasretide biter

Ömür dedigin nedirki, yasanir gecer
On bes yasinda herkes sevdigini secer
Köyümün topragi sadiktir, beni ister


Canavar


Iste geliyor anadan dogma hayvan
Bilmezmiki yollar buzlu ve kaygan
Ne olur ayagini cekse biraz gazdan
Ne sevk aliyor böyle asiri hizdan

O ne, acayip bir patlama sesi

Yere serilmis zavalli anne, agliyor bebegi
Dibinden kirilmis kocaman elektrik diregi
Vicdanim, idamdir diyor, bunun geregi

Bak, ileride geliyor yine bir canavar

Arabasinin icinde her cesit alkol var
Hayati edecek yine birilerine dar
Böyle ahlaksizlik hangi vicdana sigar

Inceledim canavarin boynuzu yok

Ama hayvanca marifeti cok
Nasihat istemiyor karni tok
Insanligin yüz karasi, haberi yok

Canavarlar, kisa cevirdiler nice baharlari

Gereksiz yere atarlar calimlari
Ah, tam olarak verilse cezalari
Kapatsalar bir yere, acik kalsa agizlari

Beni yapsalar bir kez icisleri bakani

Canavarlarla doldururum ahirlari
Canavar kurbanlarinin kahirlari
Tasiriyor artik sabirlari


Dedem


Birden bire hatirladim yine dedemi
Düsersin diye tutardi ellerimi
Gök gibi masmavi idi gözleri
Dogrulugu, sevmeyi asilardi sözleri

Bak oglum der anlatirdi, yasadiklarini

Ruslar almisti, Karsi, Ardahani
Yemin etmislerdi, kurtarmak icin vatani
Onlar yazmislardi Canakkaledeki destani

Amber kokardi sari sakallari

Özenle cabalardi misirlari
Onun karsisinda okul cocuklari
Tarih dinlemek icin, sira olurlardi

Sagima düsmüstü, Horasanli Ali Cavus

Kara Hasanin sol bacagi kopmus
Erzurumda Nene Hatun cosmus
Vatan icin ölmek derdi, cok hosmus

Herkes tarafindan sayilirdi hatiri

Yüzelli kilo tasirdi katiri
Baharda kuzularla dolardi ahiri
Basi derde düsen, onu arardi

Agac kasikla yerdi yemegini

Cok severdi misir ekmegini
Insanin derdi kelegini
Patates kuyusuna gömmeli

Dedem, doksaniki yasinda ayrildi bizden

Toprak serptik mezarina, Karstan, Edirneden
Ne zaman ak sakalli birini görsem
Kursun gibi girersin kalbime, dedem


Dinle beni


Bu sözler sana ey sevgili
Biraz anla, biraz dinle beni
Sitem edipte mahvetme günümü
Baska sevenin varmi benim gibi

Kaslarini catma, oluyor kilic yarasi

Sevmekle alinir hayatin tadi
Gönlümün sultanisin, basimin taci
Cilve yapipta cektirme bana aci

Hatirla, ömür boyu diye verdigin sözü

Sular akmaz olur, kurur ise gözü
Yeter söndür yüregimdeki közü
Sevmek degilmi, hayatin özü

Bütün sevgileri yener kibir

Senin arz etmen bana olur emir
Bak degisiyor artik devir
Ben pamuk oldum sen demir

Eger sabrim tasar ise birgün

Mehmetsiz bilki sürünürsün
Hatiri kalmaz yaninda ne dünün ne bugünün
Ben kör olayim, sen bebegi ol gözümün


Dogum günün kutlu olsun

Yillar ne cabuk geciyor degilmi

Bak ne günler gördün
Sana hic doyamiyorumki
Korkuyorum, büyürsün diye bir gün

Seninle konusmak, seninle gezmek

Keyif veriyor insana
Gecen zamana dur demek 
Gerekiyor, ara sira

Bazen, kizdigim anlar olur sana

Ama hic kin tutamam
Gezmeye gittiginde arkadaslarinla
Sen gelinceye kadar uyuyamam

Bir yerim agriyor desen 

Korkarim, telasa girerim
Derdine care olacagini bilsem
Bütün zehirleri icerim

Bak yavrum, ömürler geciyor

Geriye kalan sadece güzellik
Iyi insanlar dogru yoluseciyor 
Zaten sende var bu özellik

Tesekkürler, bize verdigin mutluluga

Gözün tok, ömrün uzun olsun
Seninle cikariz her yolculuga
Dogum günün kutlu olsun


Dost

Dün yolda gördüm

Dostun birini,
Dokundum omuzuna
Birden cevirdi kafasini
Hafiften gülümsedi
Derin derin icini cekti

Ne haber dedim

Yere bakarak sakin sakin
Bilmiyormusun dedi, gercekten 
Biliyorum ama lakin
Ne olacak kahretmeklen
Sanki duyacakmi, o hain

Takma dedim kafana 

Gün gelir bunlarda gecer
Umutla saril yarinlara
Cektiklerin sana yeter
Gidenin bakma yoluna
Yerine gelir biri, girer

Ah Mehmet teselli verdin bana

Ama bir türlü unutamiyorum
Yaptiklari gelince aklima
Uykularim kaciyor, yatamiyorum
Tabancamdaki son kursunu ona 
Atayim diyorum, atamiyorum


Firtinada cocuk

Firtina basladi birden

Sanki deniz bosaliyordu
Bir baskaydi rüzgarin hirzi
Önünü almis gidiyordu herseyi
Hic böyle coskulu görmemistim
Cocuklugumda yüzdügüm dereyi

Yirtik ayakkabilariyla cocuk

Firtinadan kaciyordu
Üc adimda bir, camura batiyor
Ara sira duruyor
Islandimi acaba diye
Koltugundaki ekmege bakiyordu

Mahpsudaki babasini beklemekten

Yorgun düsmüsdü anasi
Af cikiyor haberini dinlerken
Nasildi aglamisti ablasi
Ilac alamamislardida
Cerahat baglamisti yarasi

Sirilsiklam olmustu yagmurdan

Ekmekleri birakti camin önüne
Sokuldu hemen ocagin basina
Uyumaya basladi, sicagi görünce
Babasini görüyordu rüyasinda
Gelecegim diyordu, ama belki ölünce


Gülbahar


Üzerinde yirtik bir elbise
Yürüyordu, hali perisan
Etrafa bakmadan atladi denize
Sonuc cikmadi, aramalardan

On dakikada doldu sahil

Feryatlar yürek yakiyordu
Dede, cahil diyordu, bu cahil
Dalgiclar hala ariyordu

Daha onsekizindeydi

Koklanmamis bir cicek
Kimin aklina gelirdi
Serefsizin birine, kurban gidecek

Cok sevmisti, Ahmetini

Her gün mektuplar yazardi
Üc gün önce alsaydi teskereyi
Belki Gülbahar yasardi

Bahceye gitmisti, nane koparmaya

Ardina takilmisti bir sapik
Firsat birakmadan bagirmaya
Emeline ulasmisti artik

Üc ay sonra yakaladilar

Hicde insana benzemiyordu
Havada ucusan taslar, sopalar
Sapiga olan kini gösteriyordu


Gülüm


Bir tane alabilmek icin yapragindan
Ben senin tikenlerine sürünürüm
Birazcik koklamak icin tomurcugundan
Senin ugruna inanki ölürüm

Koparmaya kiyamam, solarsin diye elimde

Al rengin resim oldu gözümde
Dalindan koparmama gerek yokki seni
Senin kokun sinmis benim icime

Baktikca sana artar benim ömrüm

Seni koklatmaya razi olmaz gönlüm
Inan bana seni kopartmaktan degil
Seni koklayamamaktan ölürüm

Sevgiyi bilen sever seni deli gibi

Nereden buldun bu büyüleyici rengi
Gülümün bulunmaz dünyada rengi
Fizmeli Mehmet gülün karsisinda egildi


Isyanim


Isyanim kadere benim,
Dostlara sözüm yok.
Kimseden birsey istemedim,
Gözümde, karnimda tok.

Deli gönül gelmezki hizaya,

Cevirse herseyi tersine.
Kirik kanatla gider fezaya,
Kursun yemis gibi ensesine.

Her ipe güven olmuyor,

Kirilabiliyor bir yerinden.
Cigerlerim kan agliyor,
Yara aldikca dost elinden.

Sasirdim artik gidecegim yeri,

Günesim dogmaz oldu ufuktan.
Omuzuma dokunacak bir dost eli,
Ucurur beni mutluluktan.

Sisdim sigmaz oldum bedenime,

Hani kaftan bicen terziler.
Ben isyan ettikce kadere,
Yardim edecek yerde, delirmis dediler.

Alem denilen bu güzellikler,

Bizim icin yaratilmadimi.
Kelepce denilen bilezikler,
Kollarimiza takilmadimi.

Niye Fatsali bu isyan niye,

Senin dostlarin yokmu.
Iyi gününde en büyük sensin diye,
Bagiranlara, simdi ne oldu


Kizim


Nesen ile unutturdun bana
Geceyi gündüzü
Senin resmini çizmek için
Dar gelir gökyüzü

Saçini taradiginda, çatlar aynalar

Seninle birlikte bütün umutlar
Bizim oldu, uçtuk sevinçten
Buna sahittir, rüzgarlar, bulutlar

Kitaplar yazsam sigmazsin içine

Seni görmek için, hergün hergece
Kosarim deli gibi, hizli hizli
Görünce seni, girerim sonsuz sevince

Okuluna giderken baska olur nazin

Seni anlatir ince teli sazin
Bir heyecanla gülersin yazin
Ne kutsaldir seni tasiyan karin

Seni gülmezken gördügümde

Yikilir dünyamin yarisi
Bütün güzellikleri görürümde
Gözümde tütmez, senden baskasi

Allah güldürsün, kaderini sonsuza dek

Seni taniyanlar, hep sevecek
Benim büyük askim diyecek
Babacigin, seni hep sarilip öpecek


Malatya


Yazihanda durup bakacaksin ovaya
Bir saat sonra karsinda Malatya
Insani sicak, havasi sicak
Kayisi dallari girmis kolkola

Soguk sularini iceceksin bardak bardak

Battalgazide tarihi kucaklamak
Kanal boyunda sabaha kadar dolasmak
Bana hep Malatyayi hatirlatacak

Akcadagin yollari genis, sanki havaalani

Darendeye giderken gecersin dereleri, daglari
Sana el sallar kayisi dallari
Koyun kuzu doludur yaylalari

Gürpinar selalesinde serinlersin bol bol

Oraya gider uzun bir toprak yol
Kislari soguk olur takarlar kaskol
Her yaslisi bir ögretmendir, her aile bir okul

Tarih kokar her yerde, her sokakta

Ayranlar, caylar icilir parklarda
Insanlari birakmazlar kimseyi yolda
Seni görmeye, seni sevmeye doyulmaz Malatya

Sicak gecelerde yatarlar balkonlarda

Lavas ekmekleri doludur firinlarda
Cig köfteler yogrulur sofralarda
Malatya, etrafin cevrilidir daglarla

Gelenek olmus kir gezileri

Üc günde süslerler gelinleri
Serin olur kerpic evleri
Malatya, seni svmeyen delidir deli

Yigitleri binerler kiratlara

Düsmana karsi gecerler saflara
Seslerini duymasada Ankara
Kendi kendini idare eder Malatya

Kayisinin tatlisina derler sekerpare

Askerleri selam gönderir yare
Ramazan toplari atilir, pare pare
Malatya, sana kavusmaktir dertlerime care

Hürmet cok olur palaya

Bibi derler halaya
Yürüyerek giderler kazaya
Malatya, hasretin oldu icinde yara

Seni anlatmaya yetmez bu siir

Bahcelerini sular koskoca nehir
Seni bir gören doymaz, bir daha gelir
Malatya, hep kalacaksin degissede devir

Fizmeli Mehmet gitti Malatyaya seve seve

Oturttular onu bas köseye
Can kurban Malatyaya, can kurban kirveye
Malatya, gönlümdesin, ciktin zirveye


Oglum


Ilk göz agrimizsin sen bizim 
Deryalar kadar derin ve engin 
Umudu, nesesi oldun ailenin 
Tadina doyulmaz seni sevmenin

Onyedi yil sanki daha dün gibi 

Geceleri dinlerdik hep sesini 
Seni seyretmekten 
Gözlerimize, agrilar girerdi

Büyüdün, koskoca adam oldun 

Daha basindasin bu uzun yolun 
Olur her zaman huzurun 
Iyilerinden olur isen toplumun

Kücükleri sevecek büyükleri sayacaksin 

Iyiden kötüden pay alacaksin 
Baba malina hic güvenme sakin 
Kendi hayatini kendin kazanacaksin

Yürüyüsün bile gurur verir bize 

Düsmanlari getirmek icin dize 
Dostlari cikarmak icin dize 
Düsünmeden atlayacaksin denize

Hayal ederiz simdi hep o günü

Bütün dostlarin geldigi dügünü
Tutmalisin sende sözünü
Bekliyoruz, mühendis olacagin günü

Seninle gurur duyar

Seninle heyecanlaniriz
Sana aci cektirecek kizin
Aklina yanariz

Bizden sana nasihat, calis calis

Yuvani kendin yap, karis karis
Yenmeyede, yenilmeyede alis
Kolay olmaz hic, hedefe varis

Gururlu olma, sev insanlari

Kenara atma, oku kitaplari
Yapma kötü olanlari
Kime olmuski kötünün yarari

Gözünü ac, hedefe emin yürü

Zararlidir ickinin, kumarin her türü
sen coban bir yerlerede
biz oluruz sana sürü


Rüya


Güllerle süslü sahane bir bahce
Gündüzleri kiskandiran, mehtapli bir gece
Ömrümde duydugum, en güzel kelime
Terlemisim, bende seviyorum deyince

Daldim, akasyalarla taclanmis bir yola

Derin koklamak icin verdim bir mola
Birdenbire bu da ne hayrola
Iki metre zipladi, sarildi boynuma

Tuttu ellerimi, bir daha dedi hic birakmam

Seni buldumya baska seyler aramam
Sensiz bosa gecti bunca zaman
Asksiz yasammi? Koskoca yalan

Elele ilerledik akasyali yolda

Yolun ucunda rastladik ac bir kurda
Korkudan sasirdim, bir ayagim kaldi cukurda
Yasamaya yeni basladik ne olur bize dokunma

Bakti bakti, gözleri yasardi

Kovayi doldursam tasardi
Bakin dedi, su karsiki dagin ardi
Orada hep sevenler yasardi

Gel dedik birlikte gidelim oraya

Sarkilar söyleyerek yine düstük yola
Sallana sallana, koklasa koklasa
Gök gürledi uyandim, yazik bitti tatli rüya


Seni sevdim

Ben rakiyi susuz icerim

Icer icer, kendimden gecerim
Gündüzüm oldu artik gecelerim
Sayikladikca heceledigim 
Tek sey sevdigim sensin

Umutsuzluga düsüp sikilirsa canim

Sararipta dökülen yapraklari sayarim
Gün gelirde kurursa ask pinarim
Ölürcesine hep seni ararim
Gecen ömüre degil,ayriliga yanarim

Martilarin denizlerdeki dizilisi 

Güllerin biribirine göz edisi
Gönlümün derin seslenisi
Bana tek seyi ögretti
Ölünceye kadar,seni sevmeyi

Bulutlar gecin gidin önümden

Namertim dönersem sözümden
Kiskanirim seni iki gözümden
Sende seversen beni,gönülden
Bilki korkum olmaz ölümden


Sevgiliye


Yine umutsuz bir günde
Günes buseler gönderiyordu bana
Sana kavusmadan öldügümde
Dünya dar gelecek sana

Ne o gözler kalbimi durduracak

Selviler yarim kalir yaninda
Idam sehbami kurduracak
Senden baskasi olmadi hayatimda

Basim agriyor basim

Onsekizinde döküldü saçim
Ariyorum seni, bulamiyorum, açim
Bu arayisa susadim, muhtacim

Adini yazsam Everest tepesine

Bin kursun atsam bedenime
Yinede senden vazgeçemem
Yaniyorum, ama su versen içemem

Kivilcimlar uçusur gözlerimin önünde

Ölüncemi duracaksin sözünde
Kirk yillik atesin közünde
Yakacagim kendimi, gözünün önünde

Sahitlik edecek bil, askima mahser

Fayda etmiyor yarama nester
Ne olur, gönlüne kulak verde bir sefer
Kendin gelme, rüyalarima gir yeter


Sevin

Kine nefrete kalbimde yer yok benim

Hep sevdadan baristan yanayim
Güzel olan herseyi severim
Iyiliklere,güzelliklere hastayim

Isterim herkes sevsin sevilsin

Kenetlensinler biribirlerine 
Kötülükler yok olsun bitsin
Batsinlar okyanuslarin diplerine

Dedikodular söylenmesin

Dagilmasin nice yuvalar
Kalpler küflenmesin
Aglamasin artik analar

Barikatlari kaldirin sevenlerin önünden

Yeni yuvalara sizde harc koyun
Pismanlik duymazsiniz ömürden
Biterse hayat denilen oyun

Acilari sevincleri paylasin

Hayat sevince güzel degilmi
Kime yarari var kirli savasin
Kurbanlari insan degilmi

Sevenler kavussun biribirlerine

Bebeklerle senlensin dünya
Sahip cikalim genclige 
Onlarla gerceklesecek bu rüya


Sevincliyim bugün

Cok sevincliyim bugün

Damarlarim sanki selale
Gözlerim yasardi heyecandan
Sarilmak istiyorum, önüme gelene

Duydugum en güzel ses

Aglayarak selamladi beni
Her yani yumusacik
Kar tanesinden beyazdi teni

Nerede oldugunu soruyordu

Saskin saskin, saga sola dönerek
Insallah kaderi güler her zaman
Yasar, sevilerek severek

Annesi saskindi, sevincliydi

Dahada güzel olmustu
Haberi duyan bütün dostlar 
Hastaneye kosustu

Adini bilmemki ne vermeli

Önce kitaplarami bakalim
Eniyisi hemen unutmadan
Bu tarihi kalbimize yazalim

Bugün dünya umurumda degil

Hic kimseyede kizamam
En büyük ikramiyeyi kazansamda
Ondan artik ayrilamam

Sarilmak öpmek istiyorum seni

Dünyamizi renklendirdin
Evlat hasretiyle yananlarin
Mevlam gönlüne göre versin


Umutsuz


Gözlerini kapatma
Beynindekileri silemezsin
Bos hayallere kapilipda
Herseyi terk edip gidemezsin

Amacin yalniz yasamaksa

Ne güne durur daglar
Hatiralar gözümde canlaninca
Dayanamaz, yüregin aglar

Belkide cok ince ruhlusun

Firtinalara dur diyemezsin
Konusurken bayagi coskulusun
Ama göz yaslarini silemezsin

Ne ufkun kaldi ne mehtabin

Hep sana yüz cevirdiler
Can ciger bildigin dostlarin
Caktirmadan hancerlediler

Rüzgarin önünde toz olsan

Ucsan denizin üstüne
Alip, bicagi kalbine saplasan
Kimse cikarmi ki önüne

Bosunami bu dünyanin kahri

Amacin yokmu senin
Kaybetme umudu, sabri
Belki seninde cikar sevenin


Yalniz ve umutsuz


Tükendigi anda bütün umutlarin
Daldim arasina bulutlarin
Haykirisini duydum rüzgarin
Faydasi yok diyordu isyanin

Bos gözlerle baktim etrafa

Imdadima yetisti bir sigara
Bir zamanlar bendede vardi para
Sagim solum doluydu dostlarla

Dostlarim, terk ettiler birer birer beni

Yikildi ocagim kalmadi düzeni
Yillarca aradim bütün alemi
Bulamadim karsiliksiz seveni

Bazen ararim cocuklugumu

Tasa doldururdum yogurdu
Arabam olurdu teneke kutu
Kuzuma verirdim, bir tutam otu

Cile, isdirap neden hep beni buluyor

Takatim kalmadi, rengim soluyor
Hareket edemiyorum, kanim donuyor
Yasamaktan biktim, beni yoruyor

Kuslar gibi ucsam, olsam hür

Acaba karsi dagin ardi düzmüdür
Bundan sonra benim icin ömür
Bilmemki baharmidir, güzmüdür

Gülün halime, sanki ne olacak

Her acan cicek, günü gelince solacak
Belkide acmadan dalindan koparilacak
Ama bu dünya ne fizmeliye ne size kalacak


Yollar

Kivrim kivrim olur bazen

Götürür seni, daglarin yamaclarina
Her gün cikarsin yeniden
Atilmak icin yarin kollarina

Yollar, yorar insani yürüdükce

Her zaman aydinliga cikmaz 
Dönmek istersin zoru gürünce
Ama yollar birakmaz

Umutsuzlari alir götürür uzaklara

Dönüp arkalarina bile bakamazlar
Arasira düserler tuzaklara 
Kacmak isterler, kacamazlar

Bazilarini götürür ekin tarlalarina

Ac, sefil kalmasinlar diye
Bazilarinida götürür zevke, sefaya
Yollar, bu haksizlik niye

Karadan, denizden, havadan

Yollar, artik cogaldilar
Bir yolculuk cikti, derken aradan
Yeni yolculuklar baslarlar

Hasret cekenler, bakar yoluna

Gitmek istersin, gidemezsin
Sonunda binince, dört kisinin omuzuna
Dönmek istersin dönemezsin


Derindeyim

Bazen güldüm bazen agladim

Hep ayni satirlari karaladim
Sesimi duyanlari hic bulamadim
Anlatmak istediklerimi anlatamadim

Öyle daldimki derinlere

Bilmem cikarmiyim enginlere
Ulasmak istedikce zirveye
Takiliyorum dostlarin engeline

Dogan günes cefa veriyor bana

Basimi karanliklara soksamda
Kacamaz oldum uzaklara
Elveda demek istiyorum, dostlara

Vurun bana vurun, hemen ezileyim

Nüfus kayitlarindan silineyim
Viran olmus bir hazineyim
Bundan sonra kimlere güveneyim

Alip basimi ciksam daglara

Bahar gelirmi bizim baglara
Hic kimseyi istemem yanimda
Tuz bastilar yaralarima


Uyanin


Yillardir ugrunda calistiginiz
Hep daha fazlasini aradiginiz
Ugrunda uykusuz kaldiginiz
Önünüze döküpte sayamadiginiz
Su para hirsindan uyanin
Hasret cektirir, kahir cektirir

Umut ektirir, cile bictirir
Haset cektirir, kin besletir
Sasirtir insanligi unutturur
Su para hirsindan uyanin

Layik olmayaninda, öptürür elini

Konusmak istersin susturur dilini
Kalibina güvenme büktürür belini
Hayir icin veremezsin, düsündürür seni
Su para hirsindan uyanin

Dini, imani, töreyi, vatani unutturur

Seni köle yapar, pesinden kosturur
Faiz getirdikce, insani costurur
Kardesi kardese vurdurur
Su para hirsindan uyanin

Arabanin en güzeline bindirir

Mal mülk sahibi edindirir
Sokarsin cebine, dünyayi gezdirir
Güclüdür, merti namerde ezdirir
Su para hirsindan uyanin

Para hirsiyla kopmussun dünyadan

Oglunu gider alirsin karakoldan
Kizin eve gelmez sorarsin okuldan
Haberin olmaz anadan babadan
Su para hirsindan uyanin

Cebine her dolduran kendini adam sanir

Bulamayanlara dünya olur bir ahir
Ellerinin ici, ayaklarinin alti nasir
Belli etmez yinede sac boyatir
Su para hirsindan uyanin

Baska sey konusulmaz oldu, paradan baska

Nereden yakalandiniz bu vefasiz aska
Görünce saldirirsiniz iki basla
Iki kus vurmak adet olmus bir tasla
Su para hirsindan uyanin

Para hirsiyla gececek ömür nihayet

Tecelli edince ilahi adalet
Kabul olunmazki paradan vekalet
Sana yardim edemezki kalan servet
Su para hirsindan uyanin


Koca Abdullah

Bir tas corbayi

Üc kisiyle bölüsürdü
Sinirlerini tutamaz
Az bir seyden dögüsürdü

Yer sallanirdi, o yürürken

Ama ciceklerin haberi olmazdi
Onun oturdugu yerlere
Kuslar dahi konmazdi

Gözünü diktigi hedefin

Vay basina gelenlere
Hediyeler gönderirdi 
Fakirlere, yetimlere

At kostururdu bozkirlarda

Bazen rüzgara karsi yarisirdi
Eskiyalari vurunca
Bütün Corum sasirdi

Bütün bir kuzuyu 

Bir oturusta yerdi
Neyi var nesi yok, herseyini
Köydeki üc garibana verdi

Bir yillik odununu

Iki günde keserdi
Gelen ormancilarin atlarini
Birer yumrukta devirdi

Onu her görüslerinde

Ellerini öperdi cocuklar 
Adam kiliginda iki cahil
Koca Abdullaha pusu kurdular


Yüz Karasi

Su hale, görünüse bak

Lagim faresi gibi miskin
Birde yüzüne bakana siritiyor
Domuz delisi gibi piskin

Utanma duygusu insandan gelir

Para ile alinmaz
Bilemezmisin ey ahlaksiz
Insanlarin haysiyeti calinamaz

Kan bürümüs gözlerini, vampir gibi

Parmak giriyor dislerinin arasindan
Alin teriyle calisan insanlarin
Niye haset cekersin parasindan

Belikde hic helal süt emmemis

Insanliktanda almamis nasibini
Hep bos seyleri konusur
Kulaklarim agrir, duyunca sesini

Ukalanin alasi, alay eder insanlarla

Inancsiz, bilmez harami helali
Ama cok yakin, oturunca kalkamayacak
Yiyince ensesine Osmanli tokati


Kirik resim

Kitaplarin arasinda kirik bir resim

Almak istedigimde, titredi ellerim
Cocuklugumdan kalan kagit parcasi
Bütün anilarimi destin benim

Otuz yil sonra ciktin karsima

Gözlerim takildi saclarima
Beni eski yillara gönderdin
Acaba rastlarmiyim ilk askima

Eski günler ne kadar güzeldi

Yoksulluk vardi, ama yüzler gülerdi
Yalanciliklar düsmanliklar olmazdi
Kulak güzeli duyar, dil dogruyu söylerdi

Baktikca sana derin maziye daldim

Kabak Aliyi, Korucu Mehmedi aradim
Daldikca daldim derinliklere
Acaba cocuklugumami doyamadim


Haykiris

Efkarliyim, efkarliyim

Ne aciyim ne tatliyim
Herseye bosverdim
Gönülden yaraliyim

Sitemler yagmur olur, yagar basima

Katik istemem cig asima
Ne olur beni yalniz birakin
Dalayim, derelerin akisina

Bittim, elim ayagim tutmaz

Ölecek hasta ilacini yutmaz
Suni güzelliklerden biktim
Yasadiklarim hic unutulmaz

Dedektör oldum hep ararim

Mutlu gecen günleri sayarim
Yillarca ugrastim, hep bosuna
Gülemiyorum, aglarim

Beni anam bile anlayamadi

Yaralarim kapanmadi, kanadi
Seni seviyoruz diyen dostlar
Cigerlerime hancerler sapladi

Birakin cilemi, cilesiz cekeyim

Sanki yolun ortasinda tepeyim
Cekilin, yalnizlik istiyorum
Son isyanim icin nöbetteyim


Hayati seveceksin

Bosvermekle olmaz bu is

Yasamayi seveceksin
Gün gelir bunlarda gecer deyip
Yarinindan ümitleneceksin

Gördügün her türlü rüyanin

Tesirinde kalmayacaksin
Sanki hic ölmeyecekmis gibi
Yasamaya calisacaksin

Acilara dayanamayip aglasanda

Göz yaslarini gizleyeceksin
Civil civil cocuklara bakip
Ara sira sende neseleneceksin

Türlü olaylar gelince basina

Bosver sana kazik atanlari
Ararsan elbette bulursun
Senide sevecek dostlari

Bak söyle sagina soluna

Necat, Abdullah, Mehmet
Her dogum gününde
Cicek getirirler, demet demet

Konus bu dostlarla tartis

Dök icinde ne varsa
Hayati seveceksin
Seni seven dostlarin varsa


Bayramlar

Gecmiyor derken günler aylar

Ard arda gelir bayramlar
Arsa yükselirken dualar
Kerpic gibi kizarir baklavalar

Kimileri yolunu gözler kücüklerin

Kimileri gönlünü alir sevdiklerinin
Kimileri hasretini ceker bir lokma etin
Kimileri nöbettedir, ibresini gözler saatin

Gözler vardir yorgundur gözlemekten

Yürekler vardir yaniktir özlemekten
Dertli dertli türküleri söylemekten,
Gelirler belki diye beklemekten

Kapilar vardir hic acani olmaz

Gönüller vardir sevmeye doymaz
Insan oldugu yastada kalmaz
Bilin, anadan babadan hesap sorulmaz

Darginlar durmasin barissin

Yardim yapmak isteyenler yarissin
Ananin babanin yaninda daha bir karissin
Örnek ol, cocuklarinda senin gibi alissin

Unutma dünyadan göcüp gidenleri

Fatihalarla isiklandir kabirleri
Sende iceceksin elbet, ecel serbetini
Belki bir bayram ileri belki bir bayram geri


Sevgili halama

Yel vurdu

Eriyor, siradaglardaki karlar
Nasil kader bu
Yürekler yanar, gözler aglar

Bilseydik,

Basimiza tac yapmazmiydik seni
Hep sevdik
Acelen neydi, biraktin bizi

Bir kis günü,

Cörek kokulari kesildi birden
Ailemizin son büyügü
Ne kadar inceydi, kolan dokurken

Kücükken ceplerimizi

Findikla, cevizle dolduran halamiz
Elbet silecegiz gözlerimizi
Ama seni hic unutmayacagiz

Haberler salindi

Yakinlara, uzaklara
Keske yalan olsaydi
Kavussak idik, baharda, yazda

Firtinalar bulutlar

Yine icimizi karartiyor
Birden yok oluyor umutlar
Aylar, günesler batiyor

Son Güncelleme ( Pazar, 11 Nisan 2010 )

©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©