**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA/2000 **********
Kumru İlçesi'nin İlk Kültür ve Haber Sitesi -İnternette İlk Yayın : 1999
25 Aralık 2016
Savunma Belgeleri
**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA/2000 **********
Etiketler:
Kumpas-Polemik
23 Aralık 2016
Türkiye'de İlginç Olaylar
Yer : Kayseri
Siz hiç karanlikta iyi göremediginiz için yakit deposunun, tam dolup dolmadigini çakmak yakarak kontrol etme cesaretini kendinizdebuldunuzmu Kayseri sehirlerarasi otobüs terminalinde 38 AS 991 plakali yolcu otobüsüne mazot alan muavin Z. T. Deponun tam dolup dolmadigindan emin olmak için çakmak çakarak kontrol etmek ister. Sonuç; Buharlasan mazotun parlaması ve muavinin yanik tedavisi için hastahaneye kaldirilmasi.
Siz hiç karanlikta iyi göremediginiz için yakit deposunun, tam dolup dolmadigini çakmak yakarak kontrol etme cesaretini kendinizdebuldunuzmu Kayseri sehirlerarasi otobüs terminalinde 38 AS 991 plakali yolcu otobüsüne mazot alan muavin Z. T. Deponun tam dolup dolmadigindan emin olmak için çakmak çakarak kontrol etmek ister. Sonuç; Buharlasan mazotun parlaması ve muavinin yanik tedavisi için hastahaneye kaldirilmasi.
Yer : Diyarbakir
Lunaparkta gece bekçisi iki kafadar (zincirlerin ucuna baglanmis salincaklardan olusan) uçan sandalyelere biner ve mekanizmayi çalistirirlar. Ancak sandelyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açilmasindan dolayi durdurmak için saltere ulasamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini duyuramazlar… Bu bekçilerden biri hayatini kaybetmis, digeri ise gördügü uzun tedavilere ragmen eski sagligina kavusamamistir.
Lunaparkta gece bekçisi iki kafadar (zincirlerin ucuna baglanmis salincaklardan olusan) uçan sandalyelere biner ve mekanizmayi çalistirirlar. Ancak sandelyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açilmasindan dolayi durdurmak için saltere ulasamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini duyuramazlar… Bu bekçilerden biri hayatini kaybetmis, digeri ise gördügü uzun tedavilere ragmen eski sagligina kavusamamistir.
Yer : Karabük
Siz demir çelik haddehanesinde çalisan bir isçinin, sigarasini yakmak için 600 tonluk preslerin arasindan emekleyerek geçtigini ve 2.450 santigrad dercedeki firina ulasmaya çalisirken son sigarasini yaktigini duydunuzmu?
Siz demir çelik haddehanesinde çalisan bir isçinin, sigarasini yakmak için 600 tonluk preslerin arasindan emekleyerek geçtigini ve 2.450 santigrad dercedeki firina ulasmaya çalisirken son sigarasini yaktigini duydunuzmu?
Yer : Kütahya
Cinsel organindan kanamali erkek
Cinsel organindan kanamali erkek
Etiketler:
Edebiyat,
Haber-Yorum,
Kültür-Sanat
17 Aralık 2016
Prof. Dr. Bahattin DARTMA Kimdir?
Marmara Üniversitesi - İlahiyat Fakültesi
Prof.Dr. Bahattin Dartma
Tefsir Anabilim Dalı
İlkokulu köyünde (1973),
Fatsa ilçesinde başladığı orta öğrenimini de 1982’de Ordu İmam Hatip Lisesi'nde birincilikle bitirdi.
Aynı yıl (1982) Marmara Üniversitesi İlâhiyat fakültesine girdi. 1986 yılında buradan mezun olarak Tefsir anabilim dalında yüksek lisansa başladı.
1988’de yüksek lisansı bitirerek aynı bölümden girdiği doktorayı 1994’te tamamladı.
Doktoranın son dönemlerinde Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlâhiyat fakültesi Tefsîr anabilim dalında araştırma görevlisi oldu (1993).
2000 tarihinde doçent, 2006 tarihinde de profesör oldu.
Te’lif, terceme ve tahkik şeklinde çeşitli çalışmaları vardır.
1993-2014 yılları arasında görev yaptığı Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden ayrılarak 2014 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine naklen atandı.
İlmi çalışmalarından bazıları şunlardır:
Dini Tarihi ve Arkeolojik Veriler Bağlamında Nuh Tufanı, Rağbet yayınları, İstanbul, 2005; Kur’ân ve Arkeoloji, Pınar yayınları, İstanbul, 2005; Kur’ân ve Ekoloji, Rağbet yayınları, İstanbul, 2005; Yeniden Kur’ân’a Yönelmek, Rağbet yayınları, II. baskı, İstanbul, 2010; İlk Osmanlı Müfessirlerinden Şihâbuddîn es-Sîvâsî ve Kur’ân Yorumu, Ankara, 2011.
İrtibat Tel : 0216 651 43 75 - 1251
eposta : bahagani@gmail.com
Kur'an-ı Kerimi Anlama Adına Kumrulu Hocamız Bahattin Dartma'dan İzin Alarak Okuduğum Yazılarını Sayfamda Yayınlamanın Faydalı Olduğunu Düşünüyorum...
Bekir AKKAYA/ 18 Aralık 2016
**********
Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA
**********
Etiketler:
Biyoğrafi,
Yazarlarımız-Şairlerimiz
16 Aralık 2016
Birol Basat Kumpasçıyı Çok Seviyormuş
Birol Basat Başkanım başkalarının gonderilerinede yazdım bu Kumru vede gurbetteki bizler yanındayız sizi bıraktım eminolun reisi sevmeyen zihniyet sizi istemiyor istemezuk mevzusu itin urumesine bakma Kervanı yürüt başkan Kumru seni seviyor
**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********
Etiketler:
Eğitim,
Hakkımda,
Kumpas-Polemik,
Spor-Sağlık
Hacı Evin'in Öğretmen Bekir Akkaya İle İlgili Görüşü
Ahmet Hacı Evin Arkadaşlar bizim zamanımızda
Öğretmenler güzel,kibar,aynı zamanda iyi bir eğitim düzeni almış kişiler topluluğundan oluşturdu..ama bakıyorum şöyle de seviye en alt düzeye düşmüş herkes kendisinin tanımını yapamadığı gibi çamur at izi kalsın politikalarına başlamış kimse şunu unutmasın ki bu memleket de her insana yer var ama haddini bildiği sürece...
Öğretmenler güzel,kibar,aynı zamanda iyi bir eğitim düzeni almış kişiler topluluğundan oluşturdu..ama bakıyorum şöyle de seviye en alt düzeye düşmüş herkes kendisinin tanımını yapamadığı gibi çamur at izi kalsın politikalarına başlamış kimse şunu unutmasın ki bu memleket de her insana yer var ama haddini bildiği sürece...
Etiketler:
Eğitim,
Hakkımda,
Kumpas-Polemik,
Spor-Sağlık
Mehmet Belen'den Kumpasçı Başına
Mehmet Belen kumru belediye başkanınına seviysini maksatını aşan sözler aerfeden azınlıklar bilmeliki yüzde yetmişin sectigi başkan bu tür tavırlar kimseye birşey kazandırmaz kumru cok güzül hizmet aldı daha cok güzele layık kendi hesabinı yapanlara deyil millete hizmete dvam kumru kazanacak
**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********
Etiketler:
Eğitim,
Hakkımda,
Kumpas-Polemik,
Spor-Sağlık
Berat Zevalsız Cücesi'nin Kumpasçı Başına Selamı
Berat Zavalsız Bir tarafta Yol yapmak isteyen hizmet etmek isteyen bir adam var. Diğer tarafta da yol için bir karış yer vermeyen madamcıklar var. Aldırma Günan Murat Hatipoğlu Başkan hizmete devam. Her dönem böyle diplomalı ödüllü cahiller olur.
Etiketler:
Eğitim,
Hakkımda,
Kumpas-Polemik,
Spor-Sağlık
15 Aralık 2016
Dayak yiyen başkan
Etiketler:
Haber-Yorum,
Kumpas-Polemik
14 Aralık 2016
Mehmet Arşın'ın Tüm Şiirleri
Mehmet Arşın kırk beş yıldan bu yana Almanya'da bulunmak
tadır. Belkide Türkiye'de ilklerden biri olan www.fizme.com
sitesini kurarak 2000 yılından bu yana aralıksız yayın yapmış
ve yine 2000 yılından bu yana www.kumru.org sitemizin de
sponsorluğunu üstlenmiştir.
Kendisinin izni ile www.fizme.com sitesinde yazdığı tüm
şiirleri blog sayfamda yayınlamaktan ve sizlerle paylaşmaktan
mutluluk duyuyorum...
Anadilim türkcem
Öz yurdunda horlanir türkce
Gönüller darlanir gördükce
Ne konusacak, cocuklar büyüyünce
Isimler olmus, fransizca, ingilizce
Yabanciya özenmek moda olmus
Bunlari görse, ne derdi asik Yunus
Yaban ellere sefer edince Barbaros
Türkce nidalarla inlerdi Okyanus
Neredesin ey Kasgarli Mahmut
Gelde türkcemizin elinden tut
Elden gidiyor, Istanbul, Ankara, Harput
Türkcem, kücülüyor, daraliyor hudut
Bizim dilimiz merhamet ask kokar
Nasil olurda insan dilinden kopar
Dil yasadikca, devlet, millet yasar
Türkce sedalarla, kanimiz cosar
Dükkanlar, okullar… adlari hep yabanci
Helal saymazlarmi türkce kazanci
Yeter artik, bunlar olsun yolcu
Türkcemiz kalsin bize hanci
Bizde ananedir kültürlere saygi
Kendi kültürümüzden duyariz kaygi
Anadilimiz türkcenin adabini
Koruyacak kimse kalmadimi?
Beddua
Gözyasin sel olsun,
Sürüklesin seni denize.
Dönüs yollarin kapansin,
Ciktigin zaman menzile.
Benim icin batan günes,
Senin icin hic dogmasin.
Cileyi senin kadar hak eden cilekes
Aransin ama bulunamasin.
Ürkerek giderken yoluna,
Adimlarin titresin.
Seni insan deyipte koluna.
Kimseler girmesin.
Karlar yagsin,
Örtsün pislikleri.
Hep sende toplansin,
Su dünyanin dertleri.
Yaralarin kurumasin sizlasin.
Hasret yasa bir vuslata.
Azrail gelsin, canini almasin.
Seytanlar gersin seni carmiha.
Yagmurlar seni yikamasinlar,
Kokularin sana yoldas olsun.
Seni görenler ibret alsinlar,
Asklara ihanetler son bulsun.
Biz degilmiyiz
Herseye sikma canini.
Ister cayini ic ister corbani.
Iyi kötü bu dünyanin kahrini
Cekecek biz degilmiyiz.
Bazen arabayla bazen ucakla,
Gün olur kaliriz yaya.
Tutulunca kara sevdaya,
Sevecek biz degilmiyiz.
Haberler gelir aci tatli,
Yollar uzun ve virajli.
Gelince ayrilik vakti
Aglayarak giden biz degilmiyiz.
Bazen cocuklar gibi kosarak.
Bazen sular gibi cosarak.
Bazen isteksiz, surat asarak,
Gecen günleri yasayan, biz degilmiyiz.
Yagmur yagdiginda islanan,
Rüzgar estiginde tozlanan,
Fakirlestikce horlanan,
Yerden yere vurulan, biz degilmiyiz.
Kimi kara kasli, kara gözlü.
Kimi beyaz tenli, acik sözlü.
Kimi cirkin ama sesi özlü.
Biribirimize tas atan biz degilmiyiz.
Bosyere kalpler kiran,
Hic ugruna kan akitan,
Darda kaldiginda dost arayan,
Vicdansiz biz degilmiyiz.
Gelecegini hic düsünmeyen,
Cocuklarinin nasibini tüketen,
Gün gectikce kafayi üsüten,
Simdi care arayan, biz degilmiyiz.
Mali mülkü ile ögünen,
Caresiz kalana gülen,
Hesabina gelmeyene söven,
Egoistler, biz degilmiyiz.
Her yerde namus naralari atan,
Baskasinin namusuna yan bakan,
Yangindan kacirilanlari satan,
Ahlaksiz, kalpsiz biz degilmiyiz.
Bel veripte topragi isleyen,
Olmamis meyveleri disleyen,
Gelecegin analarini fisleyen,
Gaddarlar biz degilmiyiz.
Bulduguyla yetinmeyen,
Mevsimine göre giyinmeyen,
Kendinden baskasini begenmeyen,
Dünyadan habersiz, biz degilmiyiz.
Az yasasakda cok yasasakda,
Geriye cok isler biraksakda,
Piyango bize vursada,
Zamani gelince gidecek, biz degilmiyiz.
Ruhumdaki firtina
Bir firtina esecek ruhumda,
Direncim pes edene kadar.
Kara bulutlarla kapli ovada,
birkac nefes neye yarar.
Günes isinlari yorarlar beni.
Herseyi görmek zorunda kalirim.
Bana fazla gelen su bedeni,
Cesaretim olsa kendim parcalarim.
Kendimden nefret ediyorum,
Aydin hayaller kurdum diye.
Bazen hasretim artar, aglarim.
Neredesin benim yurdum diye.
Heyecanli baslayan her yolculugum,
Isyana dönüstü, dönüs yolunda.
Gölgelerine sivinip oturdugum.
Agaclar yakildilar sobalarda.
Ilkbaharim cok kisa oldu.
Simdi hep sonbahari yasiyorum.
Unuttum hayal kurmayi, umudu.
Cira yaktim, kisi ariyorum.
Ne zaman diz cöksem suyun basinda,
Hic nazlanmaz, beni bana gösterir.
Kara toprak hazir bekler pusuda
Durma gel diye seslenir.
Yasamak ve sevmek
Karsinda asili bir ayna,
Ayakta duran bir sen.
Geceler baslayinca aydinlanmaya,
Kaybolur gidersin sen.
Bütün cicekler güzeldirler.
Koklandikca sirlari cözülür.
Kimi cicekler hep beklenirler,
Kimi cicekler icin ölünür.
Sabah olur umutlar yeserir.
Kosarsin, bir asagi bir yukari.
Dalga vurur deniz delinir,
Hic bilen cikmaz askin sirrini.
Bütün dertleri unutturur,
Bir kelime, belki bir bakis.
Sevilmeyen insan kudurur.
Fayda etmez ona yalvaris.
Kötülüklere kader der gecilir.
Kimse sebebini düsünmez.
Aci tatli serbetler icilir.
Sevda yolundan dönülmez.
Yasamak sevmektir anlayana
Sevdikce yasamak tat verir.
Kiseye yar olmayan, bu dünyada,
Sevmemek, yasamadan ölmektir.
Yinede yabanci
Ruhumda bir sikinti var, kalbimde sanci.
Ne yolcu oldugumuz belli ne hanci.
Ömrümüzü verdik Almanya ugruna;
Hala derlerki, bu yabanci
Yeri yurdu terk ettik geldik
Topragin altinda tüneller deldik.
Her türlü isi verdiler bize
Yinede kimseye karsi gelmedik.
Cogu bizden ögrendi paylasimi.
Unuttum simdi buraya geldigim yasimi.
Virane idi Almanya, ne hallere getirdik.
Bizde isteriz, insanca yasamasini.
Lakin coklari döner kebap dostu.
Son yillarda cogaldi, nazisi pustu.
Kirkyil önce sirtimizi sivatlayanlar,
Acimadan evlerimizi tutusturdu.
Nerede kirkyillik kahvenin hatiri?
Yabancilar disari diye atarlar naralari.
Hele bir firsat gecse ellerine,
Bogazimiza dayarlar bicagi, satiri.
Bu yapilanlar bizi yipratir.
Düsmez kalkmaz yalniz Allahtir.
Yeter artik yazin anayasaniza.
Yabanci düsmanligi yasaktir.
Deli kiz
(bu kizim Sibele özeldir)
Bir dakika görmesem seni
Bin defa sarilasim gelir
Dogdugun günden beri vurgunum sana
Seni sevmek ömür, görmemek ölmektir
Dolu dolu enerji veriyorsun bana
Sayende hep genc kaliyorum
Hep böyle kal, ince ve sevimli
Büyümenide hic istemiyorum
Uyurken bile gülersin bazen
Yüzüne baktikca kendimden gecerim
Ara sira konusursun kendi kendine
Gördügün rüyalari merak ederim
Yaptigin yemeklerin tadina doyamam
Ne getirsen önüme acar istahimi
Kollarimdan baglasam seni kendime
Sabahlara kadar oksasam saclarini
Sana olan sevdam bitmez benim
Her gecen gün alevler dahada yükselir
Rüyamda bile mahsun halini görsem
Bir paket mendil az gelir
Anliyormusun beni deli kiz
Sende benim gibi sevebilirmisin
Her gördügümde cagirsam seni
Babacigim diye kosar gelirmisin.
Ilk askim
Hayallerim alir götürür beni
Bazen uzaklara bazen maziye
Ayilsamda tesiri kalir
Özlem duyarim ilk sevgiliye
Adimlarim titrek olur
Biter diye ömür yollari
Kahrolurum düsündükce
O yari saran kollari
Gizli askimdi hep öyle kaldi
Bir türlü söyleyemedim
Simdi yillar gecti aradan
Onun gibi kimseyi sevemedim
Kimbilir su an nerelerde
Arasam bulabilirmiyim
Ya hic rastlayamazsam izine
Hayal kirikligina dayanabilirmiyim
Hergün baska tarardi saclarini
Hep yeniden vurulurdum
Onu her görüsüm heyecan verirdi
Yollarini gözlemekten yorulurdum
Ah cekiyorum simdi fayda etmiyor
Kimbilir belki oda seviyordu
Belkide ümitlendi benim gibi
Gelir diye yolumu bekliyordu
Ah kader, ah Almanya
Ayirdi beni ilk askimdan
Hergün yeniden dogarim
Bir kez gecse karsimdan
Ey ömür
Söyle bana ey ömür
Bosami harciyorum seni
Bak ne idin ne hale geldin
Yoksa aldatiyormusun beni
Bazen umut heyecan dolarim
Toz pembe görürüm dünyayi
Günesli havalarda gök gürler birden
Ne olur salma su kara bulutlari
Ey ömür sana isyan edemem
Zaten hic gecmez aklimdan
Bir tanede bana düsmeyecekmi
Mutluluk denilen salkimdan
Sikismissin kas ile gözün arasina
Bakiyorum sen daha dertlisin
Imkanin olsa bir sefer
Bu dünyaya yeniden gelirmisin
Fani dünyada milyarlarca ömür
Dolasirlar karinca gibi
Hesabini yaptinmi hic
Dahami rahat yerin dibi
Yinede seni cok severim
Cok seylere degisemem
Sevdiklerimden sonra asla
Ecel serbetini istemem.
Yaz yagmurlari
Yaz yagmurlari varya yavrum,
Birden bosalir gök delinmiscesine.
Bir bakmissin günes acmis yeniden.
Sasirir kalirsin, yagmurun acelesine.
Alir götürür önüne geleni.
Tarlalari, bahceleri gezer.
Farkindadir yaptigi isin
Benim yasamimda ona benzer.
Arasada bulutlar sarar gök yüzüne
Günes gelir kovalar onlari
Yaz bitip günes dinlenmeye cekilince
Durmadan aglar yaz yagmurlari
Günes cikar tepeye ögle vakti
Kükreyen aslana benzer
Amaci belli olmayan yasamlar
Bulutlarla günes arasinda gecer
Yaz yagmurlari serinletir dogayi
Yagarken ezgiler söylerler
Bilmezler ne zaman gelip gideceklerini
Tipki benim yasamima benzerler.
Ucan kuslar
Kuslar uctular yuvadan birer birer
Ucarken, biribirlerine girdiler
Biz sik sik geliriz dediler
Ana kuslari yillarca beklettiler
Her taraf bos, duvarlar nemli
Yer toz duman, gök gizemli
Bas agrisi sizlatir beyni
Cay ver hanim, demli olsun demli
Bir kösede sen bir kösede ben
Hic bir is de gelmez elimizden
Öterek bir kus gecse pencereden
Bir an da olsa, ümitleniriz yeniden
Mevsimler gelip geciyor, hizli hizli
Bizim kuslar neden bukadar nazli
Insan bazen yuvasini hatirlamazmi
Yasli kuslara bakipta ibret almazmi
Bir haber verin bize, yeniden dogalim
Yeni yeni hayaller kuralim
Daha biz ölmedik, durun bakalim
Siz aramazsaniz biz arayalim
Gözlerimizi kapasak, dolasirsiniz önünde
Sizden ayri, ömrümüz gecer sürgünde
Aci hasret dolu bu günlerde
Cemalinizin gölgesi dolasir, yüreklerde
Dönün yuvaya kuslarim dönün
Kalani olsun güzel gecsin ömrün
Ölmeden size kavusacagimiz gün
Yeniden dogacagiz, bitecek hüzün
Karadeniz
Aksam olur, gelir esrarengiz bir sis
Boyun büker, uykuya yatar nergis
Et, balik, raki hepsi nefis
Yaz gelince cosar Karadeniz
Atlar kosusurlar toprak yolda, dörtnala
Kuzulari sokmak zor olur avullara
Kirlara cikarlar, coluk cocuk, ana baba
Hamsi var iken yenilirmi hic baklava
Soguk sular akar oluk oluk
Misafir sayilir; bizde bereket, bolluk
Ne mutlu bu yaylalarda dogduk
Ormanlara baktikca mutlu olduk
Edirne, Urfa, Kayseri, Malatya
Bizden gitti her tarafa papatya
Insanlarimiz kan verirler dogaya
Namus davalari gelmez sakaya
Sarp kayalar dikmis basini gök yüzüne
Mert olan sadik kalir sözüne
Gitiginizde bir Karadeniz dügününe
Görürsünüz, nasil olur gelenek töre
Karadenizli firtinaya sele alisiktir
Devlet ile millet ile barisiktir
Kepce ile verir, aldigi kasiktir
Isler topragi ince ince, topraga asiktir
Gel
Günesin dogdugu yere gidelim seninle,
Buzlanmis dudaklarin isinsin, acilsin
Yagmurun yagdigi yeri bulacaksin bende
Iyi bak, bak ki kuruyan kalbin yasarsin
Gel seninle söyle dolasalim
Ne yapacagimizi, nereye gidecegimizi bilmeden
Bizde yasamanin tadini alalim
Zaman denilen sey gecmeden
Seviyorsak cekecegiz elbet kahirlari
Bu bizi bize daha siki baglar
Ya, sel gelirde giderse sabir taslari
Kurumaz birdaha acilan yaralar
Gel, istersen oturup mehtabi seyredelim
Derince deselim bize ait maziyi
Istersen bu diyarlari terk edelim
Yanimizda götüreceksek sevgiyi
Ruhum okadar yorgun ki
Cenneti vaat etseler fayda etmez
Yeter artik gel ey sevgili
Sen orada ben burada bu hayat bitmez
Özledim
Arabadan inip ata binmeyi
Cola yerine eksi ayran icmeyi
Yirmi yasindakiler gibi güresmeyi
Yaz kis siril siril akan cesmeyi
Özledim.
Yagmur sularinda islanmayi
Agac kovuklarinda saklanmayi
Findik dallarinda sallanmayi
Dedem tarafindan azarlanmayi
Özledim.
Bizi cocuklari gibi koruyan, seven
Bütün bildiklerini ögreten
Gittigi yerde saygi, sevgi gören
Simdi degeri bilinmeyen, ey ögretmen
Seni özledim.
Boya istemeyen kara lastigi
Suyu isitmayan kerpis testigi
Yardimlasma örnegi imeceyi
Kokusu dahi karin doyuran, misir ekmegi
Seni özledim.
Üc kisinin kucaklayamadigi
Fistiklarinin tadina doyum olmadigi
Tepesine kimsenin ulasamadigi
Ormanlarimizin krali, gürgen agaci
Seni özledim.
Üc dört gün süren dügünleri
Yaylalari süsleyen sürüleri
Günlerce cift süren öküzleri
Otuz yil önceki Fizmeyi
Özledim.
Iki metre kar yagan kislari
Ici cesit cesit bal dolu tavalari
Kazma kürek ile acilan yollari
Yaz kis kaynayan kazanlari
Özledim.
Gurbete gidenlere yapilan törenleri
At üstünde giden gelinleri
Kirlarda topladigimiz cilekleri
Irmak islerinde gecen günleri
Özledim.
Bayram yerindeki kalabaligi
Tutmaya kiyamadigimiz alabaligi
Ot, saman ile doldurulan samanligi
Ciralar ile aydinlatan karanligi
Özledim.
Nur yüzlü, ak sakalli ihtiyarlari
Köydeki doktorlari baytarlari
Hayvanlarin otlatildigi tarlalari
Meyvesini tartamayip kirilan dallari
Özledim.
Yollari senlendiren kagni arabalarini
Gökdelen gibi yükselen bacalari
Özü sözü dogru, gercek hocalari
Es dost icin cekilen kahirlari
Özledim.
Üc dershanelik ilk okulu
Her ögün yenilen yogurdu
Bayram harcligi aldigim ilk onlugu
Ordunun sirin ilcesi Kumru
Seni özledim.
Yagmur ve su
Akar anli sanli, güldür güldür
Temizler gectigi yeri, siler süpürür
Istedigi yere acar kolunu, hürmü hür
Denizleri doldurur, gemileri yüzdürür
Ekmegin hamurunu yogurtturur
Cömerttir, ovalari vadileri doyurur
Hassastir, akarken bile uyur
Azginlasir bulanir, sakinlesir durulur
Bir damlasi icin inilir topragin derinlerine
Akar cömertce susamis beyinlere
Gelin olur evlenir toprakla, celikle
Yücedir, akar gider enginlere
Rahmet olur yagar, besler topragin özünü
Bir seferde temizler bütün yeryüzünü
Toprakla birlestigi muhtesem dügünü
Hisseder insan, kapatsada gözünü
Hasret
Essiz yesil, büyüleyici manzara
Beynime cizdim resmini
Her geldiginde aklima
Bakar gideririm hasretimi
Bazen yürürüm yollarinda
Hic sikilmadan yorulmadan
Karsilasirim nice insanlarla
El sallarlar bana tarlalardan
Ne zaman bir tufan esse
Kacar sana siginirim
Senin basinada bir hal gelse
Dört elle yardima kosarim
Ayri kalalim istemezdik elbet
Kader bu, hep birlikte olamayiz
Fakat duysun bütün millet
Birdaha kavusursak ayrilamayiz
Yerlere yatip öpecegim seni
Sakin bana hayir deme
Bir türlü doyamadigim sevgili
Sana dogru kosuyorum, beni bekle
Araya girerse asilmaz bir engel
Yalanci diye bana kizma sakin
Olurda eser ise bir kara yel
Gelir gecer, ama senin dik dursun basin
Almanyada 40. Yil
Kirk yil oldu biz geleli, bak yaslandik
Terledik, yorulduk, ezildik, hep dislandik
Memleketten iyi, kötü haberler aldik
Sari öküzün hayaliyle buralarda kaldik
Bizi kiniyor simdi cogu gencler
Sanki onlar icin nasirlanmamismi bu eller
Her yanimiz agrir oldu, gecmiyor günler
Neler görmedikki buralarda bizler
Hasret duman duman yakar icimi
Simdiki genclik bilmiyor gecimi
Cok zor iyi bir gelin, damat secimi
Duvarda soldu bak babamin son resmi
Evlerimiz oldu, arabalarimiz oldu
Halimizi sadece isi düsenler sordu
Bahar aylarinda yemyesil olur Ordu
Akrabaya yardim oldu, vatan borcu
Ruhumu oksar, memleketimin dereleri hala
Izin mevsimine cok aylar var daha
Bekliyorlar hep amca, dayi, teyze, hala
Gözümde tüter hep es, dost, akraba
Emekli olmaya daha yillar var
Sikilmaya basladik artik, her yer cok dar
Herkesi suya kandiran o bizim pinar
Insallah benim icinde bir gün akar
Yürüdük yürüdük bitirmedik yollari
Cürüdü cigerlerimiz, viran oldu gönül baglari
Selamlaya selamlaya hanlari, konaklari
Yüce daglari asariz bulmak icin vatani
Fizmeli Mehmet
Bakir tasla icerdi suyunu
Kimse bilmezdi huyunu
Kendine görekanunu
Oynanacak son oyunu
Yazmak isterdi, Fizmeli Mehmet
Gülenlerle gülmek
Ipek degil keten gömlek
Dogru yolda yürümek
Fizmenin kucaginda ölmek
Isterdi, Fizmeli Mehmet
Güzellikleri insanlarla
Kursunlari düsmanlarla
Baharlari kuslarla
Yagmurlari toprakla
Paylasmak, isterdi Fizmeli Mehmet
Zor olani arayip bulmak
Bahcelerde findik toplamak
Irmak kenarinda uyumak
Ömür boyu okumak,
Isterdi, Fizmeli Mehmet
Camurlu tasli yollarda yürümek
Acikinca bir bazlama ekmek
Güllükte yüzmek
Bütün kirlara agac dikmek
Isterdi Fizmeli Mehmet
Sevenlerin kavusmasini
Savaslarin son bulmasini
Günesin hic batmamasini
Anasinin sardigi lahana dolmasini
Isterdi, Fizmeli Mehmet
Adam gibi yasamayi
En ileri asamayi
Iyi günde kötü günde bulunmayi
Her yerde sanli bayragi sallamayi
Isterdi, Fizmeli Mehmet
Köyüm
Otuz yil oldu ayrilali köyümden
Hatiralari gitmez hic gözümden
Her sefer köyüme giderken
Damarlarim olur tiken tiken
Gül gibi buram buram kokar topragi
Nur yüzlüdür genci ihtiyari
Her yere yayilir cörek kokulari
Taslidir, camurludur yollari
Bir irmak akar köyümün ortasindan
Kaymaklar, sütler gelir yaylasindan
Ayrilmak zor olur temiz havasindan
Dumanlar tütmez olmus bacalarindan
Zakkum cicekleri kan verir yamaclara
Lahanasi, findigi sifa dagitir hastalara
Cocuklari hasrettir sekere pastaya,
Köyüm, erkenden yatar uykuya
Cam, kestane kokuludur ahsap evleri
Cok güzel olur yagli güresleri
Asirliktir hep meseleri, gürgenleri
Ay isigi ile aydinlanir köyümün geceleri
Gün olur fizmelinin hasretide biter
Ömür dedigin nedirki, yasanir gecer
On bes yasinda herkes sevdigini secer
Köyümün topragi sadiktir, beni ister
Canavar
Iste geliyor anadan dogma hayvan
Bilmezmiki yollar buzlu ve kaygan
Ne olur ayagini cekse biraz gazdan
Ne sevk aliyor böyle asiri hizdan
O ne, acayip bir patlama sesi
Yere serilmis zavalli anne, agliyor bebegi
Dibinden kirilmis kocaman elektrik diregi
Vicdanim, idamdir diyor, bunun geregi
Bak, ileride geliyor yine bir canavar
Arabasinin icinde her cesit alkol var
Hayati edecek yine birilerine dar
Böyle ahlaksizlik hangi vicdana sigar
Inceledim canavarin boynuzu yok
Ama hayvanca marifeti cok
Nasihat istemiyor karni tok
Insanligin yüz karasi, haberi yok
Canavarlar, kisa cevirdiler nice baharlari
Gereksiz yere atarlar calimlari
Ah, tam olarak verilse cezalari
Kapatsalar bir yere, acik kalsa agizlari
Beni yapsalar bir kez icisleri bakani
Canavarlarla doldururum ahirlari
Canavar kurbanlarinin kahirlari
Tasiriyor artik sabirlari
Dedem
Birden bire hatirladim yine dedemi
Düsersin diye tutardi ellerimi
Gök gibi masmavi idi gözleri
Dogrulugu, sevmeyi asilardi sözleri
Bak oglum der anlatirdi, yasadiklarini
Ruslar almisti, Karsi, Ardahani
Yemin etmislerdi, kurtarmak icin vatani
Onlar yazmislardi Canakkaledeki destani
Amber kokardi sari sakallari
Özenle cabalardi misirlari
Onun karsisinda okul cocuklari
Tarih dinlemek icin, sira olurlardi
Sagima düsmüstü, Horasanli Ali Cavus
Kara Hasanin sol bacagi kopmus
Erzurumda Nene Hatun cosmus
Vatan icin ölmek derdi, cok hosmus
Herkes tarafindan sayilirdi hatiri
Yüzelli kilo tasirdi katiri
Baharda kuzularla dolardi ahiri
Basi derde düsen, onu arardi
Agac kasikla yerdi yemegini
Cok severdi misir ekmegini
Insanin derdi kelegini
Patates kuyusuna gömmeli
Dedem, doksaniki yasinda ayrildi bizden
Toprak serptik mezarina, Karstan, Edirneden
Ne zaman ak sakalli birini görsem
Kursun gibi girersin kalbime, dedem
Dinle beni
Bu sözler sana ey sevgili
Biraz anla, biraz dinle beni
Sitem edipte mahvetme günümü
Baska sevenin varmi benim gibi
Kaslarini catma, oluyor kilic yarasi
Sevmekle alinir hayatin tadi
Gönlümün sultanisin, basimin taci
Cilve yapipta cektirme bana aci
Hatirla, ömür boyu diye verdigin sözü
Sular akmaz olur, kurur ise gözü
Yeter söndür yüregimdeki közü
Sevmek degilmi, hayatin özü
Bütün sevgileri yener kibir
Senin arz etmen bana olur emir
Bak degisiyor artik devir
Ben pamuk oldum sen demir
Eger sabrim tasar ise birgün
Mehmetsiz bilki sürünürsün
Hatiri kalmaz yaninda ne dünün ne bugünün
Ben kör olayim, sen bebegi ol gözümün
Dogum günün kutlu olsun
Yillar ne cabuk geciyor degilmi
Bak ne günler gördün
Sana hic doyamiyorumki
Korkuyorum, büyürsün diye bir gün
Seninle konusmak, seninle gezmek
Keyif veriyor insana
Gecen zamana dur demek
Gerekiyor, ara sira
Bazen, kizdigim anlar olur sana
Ama hic kin tutamam
Gezmeye gittiginde arkadaslarinla
Sen gelinceye kadar uyuyamam
Bir yerim agriyor desen
Korkarim, telasa girerim
Derdine care olacagini bilsem
Bütün zehirleri icerim
Bak yavrum, ömürler geciyor
Geriye kalan sadece güzellik
Iyi insanlar dogru yoluseciyor
Zaten sende var bu özellik
Tesekkürler, bize verdigin mutluluga
Gözün tok, ömrün uzun olsun
Seninle cikariz her yolculuga
Dogum günün kutlu olsun
Dost
Dün yolda gördüm
Dostun birini,
Dokundum omuzuna
Birden cevirdi kafasini
Hafiften gülümsedi
Derin derin icini cekti
Ne haber dedim
Yere bakarak sakin sakin
Bilmiyormusun dedi, gercekten
Biliyorum ama lakin
Ne olacak kahretmeklen
Sanki duyacakmi, o hain
Takma dedim kafana
Gün gelir bunlarda gecer
Umutla saril yarinlara
Cektiklerin sana yeter
Gidenin bakma yoluna
Yerine gelir biri, girer
Ah Mehmet teselli verdin bana
Ama bir türlü unutamiyorum
Yaptiklari gelince aklima
Uykularim kaciyor, yatamiyorum
Tabancamdaki son kursunu ona
Atayim diyorum, atamiyorum
Firtinada cocuk
Firtina basladi birden
Sanki deniz bosaliyordu
Bir baskaydi rüzgarin hirzi
Önünü almis gidiyordu herseyi
Hic böyle coskulu görmemistim
Cocuklugumda yüzdügüm dereyi
Yirtik ayakkabilariyla cocuk
Firtinadan kaciyordu
Üc adimda bir, camura batiyor
Ara sira duruyor
Islandimi acaba diye
Koltugundaki ekmege bakiyordu
Mahpsudaki babasini beklemekten
Yorgun düsmüsdü anasi
Af cikiyor haberini dinlerken
Nasildi aglamisti ablasi
Ilac alamamislardida
Cerahat baglamisti yarasi
Sirilsiklam olmustu yagmurdan
Ekmekleri birakti camin önüne
Sokuldu hemen ocagin basina
Uyumaya basladi, sicagi görünce
Babasini görüyordu rüyasinda
Gelecegim diyordu, ama belki ölünce
Gülbahar
Üzerinde yirtik bir elbise
Yürüyordu, hali perisan
Etrafa bakmadan atladi denize
Sonuc cikmadi, aramalardan
On dakikada doldu sahil
Feryatlar yürek yakiyordu
Dede, cahil diyordu, bu cahil
Dalgiclar hala ariyordu
Daha onsekizindeydi
Koklanmamis bir cicek
Kimin aklina gelirdi
Serefsizin birine, kurban gidecek
Cok sevmisti, Ahmetini
Her gün mektuplar yazardi
Üc gün önce alsaydi teskereyi
Belki Gülbahar yasardi
Bahceye gitmisti, nane koparmaya
Ardina takilmisti bir sapik
Firsat birakmadan bagirmaya
Emeline ulasmisti artik
Üc ay sonra yakaladilar
Hicde insana benzemiyordu
Havada ucusan taslar, sopalar
Sapiga olan kini gösteriyordu
Gülüm
Bir tane alabilmek icin yapragindan
Ben senin tikenlerine sürünürüm
Birazcik koklamak icin tomurcugundan
Senin ugruna inanki ölürüm
Koparmaya kiyamam, solarsin diye elimde
Al rengin resim oldu gözümde
Dalindan koparmama gerek yokki seni
Senin kokun sinmis benim icime
Baktikca sana artar benim ömrüm
Seni koklatmaya razi olmaz gönlüm
Inan bana seni kopartmaktan degil
Seni koklayamamaktan ölürüm
Sevgiyi bilen sever seni deli gibi
Nereden buldun bu büyüleyici rengi
Gülümün bulunmaz dünyada rengi
Fizmeli Mehmet gülün karsisinda egildi
Isyanim
Isyanim kadere benim,
Dostlara sözüm yok.
Kimseden birsey istemedim,
Gözümde, karnimda tok.
Deli gönül gelmezki hizaya,
Cevirse herseyi tersine.
Kirik kanatla gider fezaya,
Kursun yemis gibi ensesine.
Her ipe güven olmuyor,
Kirilabiliyor bir yerinden.
Cigerlerim kan agliyor,
Yara aldikca dost elinden.
Sasirdim artik gidecegim yeri,
Günesim dogmaz oldu ufuktan.
Omuzuma dokunacak bir dost eli,
Ucurur beni mutluluktan.
Sisdim sigmaz oldum bedenime,
Hani kaftan bicen terziler.
Ben isyan ettikce kadere,
Yardim edecek yerde, delirmis dediler.
Alem denilen bu güzellikler,
Bizim icin yaratilmadimi.
Kelepce denilen bilezikler,
Kollarimiza takilmadimi.
Niye Fatsali bu isyan niye,
Senin dostlarin yokmu.
Iyi gününde en büyük sensin diye,
Bagiranlara, simdi ne oldu
Kizim
Nesen ile unutturdun bana
Geceyi gündüzü
Senin resmini çizmek için
Dar gelir gökyüzü
Saçini taradiginda, çatlar aynalar
Seninle birlikte bütün umutlar
Bizim oldu, uçtuk sevinçten
Buna sahittir, rüzgarlar, bulutlar
Kitaplar yazsam sigmazsin içine
Seni görmek için, hergün hergece
Kosarim deli gibi, hizli hizli
Görünce seni, girerim sonsuz sevince
Okuluna giderken baska olur nazin
Seni anlatir ince teli sazin
Bir heyecanla gülersin yazin
Ne kutsaldir seni tasiyan karin
Seni gülmezken gördügümde
Yikilir dünyamin yarisi
Bütün güzellikleri görürümde
Gözümde tütmez, senden baskasi
Allah güldürsün, kaderini sonsuza dek
Seni taniyanlar, hep sevecek
Benim büyük askim diyecek
Babacigin, seni hep sarilip öpecek
Malatya
Yazihanda durup bakacaksin ovaya
Bir saat sonra karsinda Malatya
Insani sicak, havasi sicak
Kayisi dallari girmis kolkola
Soguk sularini iceceksin bardak bardak
Battalgazide tarihi kucaklamak
Kanal boyunda sabaha kadar dolasmak
Bana hep Malatyayi hatirlatacak
Akcadagin yollari genis, sanki havaalani
Darendeye giderken gecersin dereleri, daglari
Sana el sallar kayisi dallari
Koyun kuzu doludur yaylalari
Gürpinar selalesinde serinlersin bol bol
Oraya gider uzun bir toprak yol
Kislari soguk olur takarlar kaskol
Her yaslisi bir ögretmendir, her aile bir okul
Tarih kokar her yerde, her sokakta
Ayranlar, caylar icilir parklarda
Insanlari birakmazlar kimseyi yolda
Seni görmeye, seni sevmeye doyulmaz Malatya
Sicak gecelerde yatarlar balkonlarda
Lavas ekmekleri doludur firinlarda
Cig köfteler yogrulur sofralarda
Malatya, etrafin cevrilidir daglarla
Gelenek olmus kir gezileri
Üc günde süslerler gelinleri
Serin olur kerpic evleri
Malatya, seni svmeyen delidir deli
Yigitleri binerler kiratlara
Düsmana karsi gecerler saflara
Seslerini duymasada Ankara
Kendi kendini idare eder Malatya
Kayisinin tatlisina derler sekerpare
Askerleri selam gönderir yare
Ramazan toplari atilir, pare pare
Malatya, sana kavusmaktir dertlerime care
Hürmet cok olur palaya
Bibi derler halaya
Yürüyerek giderler kazaya
Malatya, hasretin oldu icinde yara
Seni anlatmaya yetmez bu siir
Bahcelerini sular koskoca nehir
Seni bir gören doymaz, bir daha gelir
Malatya, hep kalacaksin degissede devir
Fizmeli Mehmet gitti Malatyaya seve seve
Oturttular onu bas köseye
Can kurban Malatyaya, can kurban kirveye
Malatya, gönlümdesin, ciktin zirveye
Oglum
Ilk göz agrimizsin sen bizim
Deryalar kadar derin ve engin
Umudu, nesesi oldun ailenin
Tadina doyulmaz seni sevmenin
Onyedi yil sanki daha dün gibi
Geceleri dinlerdik hep sesini
Seni seyretmekten
Gözlerimize, agrilar girerdi
Büyüdün, koskoca adam oldun
Daha basindasin bu uzun yolun
Olur her zaman huzurun
Iyilerinden olur isen toplumun
Kücükleri sevecek büyükleri sayacaksin
Iyiden kötüden pay alacaksin
Baba malina hic güvenme sakin
Kendi hayatini kendin kazanacaksin
Yürüyüsün bile gurur verir bize
Düsmanlari getirmek icin dize
Dostlari cikarmak icin dize
Düsünmeden atlayacaksin denize
Hayal ederiz simdi hep o günü
Bütün dostlarin geldigi dügünü
Tutmalisin sende sözünü
Bekliyoruz, mühendis olacagin günü
Seninle gurur duyar
Seninle heyecanlaniriz
Sana aci cektirecek kizin
Aklina yanariz
Bizden sana nasihat, calis calis
Yuvani kendin yap, karis karis
Yenmeyede, yenilmeyede alis
Kolay olmaz hic, hedefe varis
Gururlu olma, sev insanlari
Kenara atma, oku kitaplari
Yapma kötü olanlari
Kime olmuski kötünün yarari
Gözünü ac, hedefe emin yürü
Zararlidir ickinin, kumarin her türü
sen coban bir yerlerede
biz oluruz sana sürü
Rüya
Güllerle süslü sahane bir bahce
Gündüzleri kiskandiran, mehtapli bir gece
Ömrümde duydugum, en güzel kelime
Terlemisim, bende seviyorum deyince
Daldim, akasyalarla taclanmis bir yola
Derin koklamak icin verdim bir mola
Birdenbire bu da ne hayrola
Iki metre zipladi, sarildi boynuma
Tuttu ellerimi, bir daha dedi hic birakmam
Seni buldumya baska seyler aramam
Sensiz bosa gecti bunca zaman
Asksiz yasammi? Koskoca yalan
Elele ilerledik akasyali yolda
Yolun ucunda rastladik ac bir kurda
Korkudan sasirdim, bir ayagim kaldi cukurda
Yasamaya yeni basladik ne olur bize dokunma
Bakti bakti, gözleri yasardi
Kovayi doldursam tasardi
Bakin dedi, su karsiki dagin ardi
Orada hep sevenler yasardi
Gel dedik birlikte gidelim oraya
Sarkilar söyleyerek yine düstük yola
Sallana sallana, koklasa koklasa
Gök gürledi uyandim, yazik bitti tatli rüya
Seni sevdim
Ben rakiyi susuz icerim
Icer icer, kendimden gecerim
Gündüzüm oldu artik gecelerim
Sayikladikca heceledigim
Tek sey sevdigim sensin
Umutsuzluga düsüp sikilirsa canim
Sararipta dökülen yapraklari sayarim
Gün gelirde kurursa ask pinarim
Ölürcesine hep seni ararim
Gecen ömüre degil,ayriliga yanarim
Martilarin denizlerdeki dizilisi
Güllerin biribirine göz edisi
Gönlümün derin seslenisi
Bana tek seyi ögretti
Ölünceye kadar,seni sevmeyi
Bulutlar gecin gidin önümden
Namertim dönersem sözümden
Kiskanirim seni iki gözümden
Sende seversen beni,gönülden
Bilki korkum olmaz ölümden
Sevgiliye
Yine umutsuz bir günde
Günes buseler gönderiyordu bana
Sana kavusmadan öldügümde
Dünya dar gelecek sana
Ne o gözler kalbimi durduracak
Selviler yarim kalir yaninda
Idam sehbami kurduracak
Senden baskasi olmadi hayatimda
Basim agriyor basim
Onsekizinde döküldü saçim
Ariyorum seni, bulamiyorum, açim
Bu arayisa susadim, muhtacim
Adini yazsam Everest tepesine
Bin kursun atsam bedenime
Yinede senden vazgeçemem
Yaniyorum, ama su versen içemem
Kivilcimlar uçusur gözlerimin önünde
Ölüncemi duracaksin sözünde
Kirk yillik atesin közünde
Yakacagim kendimi, gözünün önünde
Sahitlik edecek bil, askima mahser
Fayda etmiyor yarama nester
Ne olur, gönlüne kulak verde bir sefer
Kendin gelme, rüyalarima gir yeter
Sevin
Kine nefrete kalbimde yer yok benim
Hep sevdadan baristan yanayim
Güzel olan herseyi severim
Iyiliklere,güzelliklere hastayim
Isterim herkes sevsin sevilsin
Kenetlensinler biribirlerine
Kötülükler yok olsun bitsin
Batsinlar okyanuslarin diplerine
Dedikodular söylenmesin
Dagilmasin nice yuvalar
Kalpler küflenmesin
Aglamasin artik analar
Barikatlari kaldirin sevenlerin önünden
Yeni yuvalara sizde harc koyun
Pismanlik duymazsiniz ömürden
Biterse hayat denilen oyun
Acilari sevincleri paylasin
Hayat sevince güzel degilmi
Kime yarari var kirli savasin
Kurbanlari insan degilmi
Sevenler kavussun biribirlerine
Bebeklerle senlensin dünya
Sahip cikalim genclige
Onlarla gerceklesecek bu rüya
Sevincliyim bugün
Cok sevincliyim bugün
Damarlarim sanki selale
Gözlerim yasardi heyecandan
Sarilmak istiyorum, önüme gelene
Duydugum en güzel ses
Aglayarak selamladi beni
Her yani yumusacik
Kar tanesinden beyazdi teni
Nerede oldugunu soruyordu
Saskin saskin, saga sola dönerek
Insallah kaderi güler her zaman
Yasar, sevilerek severek
Annesi saskindi, sevincliydi
Dahada güzel olmustu
Haberi duyan bütün dostlar
Hastaneye kosustu
Adini bilmemki ne vermeli
Önce kitaplarami bakalim
Eniyisi hemen unutmadan
Bu tarihi kalbimize yazalim
Bugün dünya umurumda degil
Hic kimseyede kizamam
En büyük ikramiyeyi kazansamda
Ondan artik ayrilamam
Sarilmak öpmek istiyorum seni
Dünyamizi renklendirdin
Evlat hasretiyle yananlarin
Mevlam gönlüne göre versin
Umutsuz
Gözlerini kapatma
Beynindekileri silemezsin
Bos hayallere kapilipda
Herseyi terk edip gidemezsin
Amacin yalniz yasamaksa
Ne güne durur daglar
Hatiralar gözümde canlaninca
Dayanamaz, yüregin aglar
Belkide cok ince ruhlusun
Firtinalara dur diyemezsin
Konusurken bayagi coskulusun
Ama göz yaslarini silemezsin
Ne ufkun kaldi ne mehtabin
Hep sana yüz cevirdiler
Can ciger bildigin dostlarin
Caktirmadan hancerlediler
Rüzgarin önünde toz olsan
Ucsan denizin üstüne
Alip, bicagi kalbine saplasan
Kimse cikarmi ki önüne
Bosunami bu dünyanin kahri
Amacin yokmu senin
Kaybetme umudu, sabri
Belki seninde cikar sevenin
Yalniz ve umutsuz
Tükendigi anda bütün umutlarin
Daldim arasina bulutlarin
Haykirisini duydum rüzgarin
Faydasi yok diyordu isyanin
Bos gözlerle baktim etrafa
Imdadima yetisti bir sigara
Bir zamanlar bendede vardi para
Sagim solum doluydu dostlarla
Dostlarim, terk ettiler birer birer beni
Yikildi ocagim kalmadi düzeni
Yillarca aradim bütün alemi
Bulamadim karsiliksiz seveni
Bazen ararim cocuklugumu
Tasa doldururdum yogurdu
Arabam olurdu teneke kutu
Kuzuma verirdim, bir tutam otu
Cile, isdirap neden hep beni buluyor
Takatim kalmadi, rengim soluyor
Hareket edemiyorum, kanim donuyor
Yasamaktan biktim, beni yoruyor
Kuslar gibi ucsam, olsam hür
Acaba karsi dagin ardi düzmüdür
Bundan sonra benim icin ömür
Bilmemki baharmidir, güzmüdür
Gülün halime, sanki ne olacak
Her acan cicek, günü gelince solacak
Belkide acmadan dalindan koparilacak
Ama bu dünya ne fizmeliye ne size kalacak
Yollar
Kivrim kivrim olur bazen
Götürür seni, daglarin yamaclarina
Her gün cikarsin yeniden
Atilmak icin yarin kollarina
Yollar, yorar insani yürüdükce
Her zaman aydinliga cikmaz
Dönmek istersin zoru gürünce
Ama yollar birakmaz
Umutsuzlari alir götürür uzaklara
Dönüp arkalarina bile bakamazlar
Arasira düserler tuzaklara
Kacmak isterler, kacamazlar
Bazilarini götürür ekin tarlalarina
Ac, sefil kalmasinlar diye
Bazilarinida götürür zevke, sefaya
Yollar, bu haksizlik niye
Karadan, denizden, havadan
Yollar, artik cogaldilar
Bir yolculuk cikti, derken aradan
Yeni yolculuklar baslarlar
Hasret cekenler, bakar yoluna
Gitmek istersin, gidemezsin
Sonunda binince, dört kisinin omuzuna
Dönmek istersin dönemezsin
Derindeyim
Bazen güldüm bazen agladim
Hep ayni satirlari karaladim
Sesimi duyanlari hic bulamadim
Anlatmak istediklerimi anlatamadim
Öyle daldimki derinlere
Bilmem cikarmiyim enginlere
Ulasmak istedikce zirveye
Takiliyorum dostlarin engeline
Dogan günes cefa veriyor bana
Basimi karanliklara soksamda
Kacamaz oldum uzaklara
Elveda demek istiyorum, dostlara
Vurun bana vurun, hemen ezileyim
Nüfus kayitlarindan silineyim
Viran olmus bir hazineyim
Bundan sonra kimlere güveneyim
Alip basimi ciksam daglara
Bahar gelirmi bizim baglara
Hic kimseyi istemem yanimda
Tuz bastilar yaralarima
Uyanin
Yillardir ugrunda calistiginiz
Hep daha fazlasini aradiginiz
Ugrunda uykusuz kaldiginiz
Önünüze döküpte sayamadiginiz
Su para hirsindan uyanin
Hasret cektirir, kahir cektirir
Umut ektirir, cile bictirir
Haset cektirir, kin besletir
Sasirtir insanligi unutturur
Su para hirsindan uyanin
Layik olmayaninda, öptürür elini
Konusmak istersin susturur dilini
Kalibina güvenme büktürür belini
Hayir icin veremezsin, düsündürür seni
Su para hirsindan uyanin
Dini, imani, töreyi, vatani unutturur
Seni köle yapar, pesinden kosturur
Faiz getirdikce, insani costurur
Kardesi kardese vurdurur
Su para hirsindan uyanin
Arabanin en güzeline bindirir
Mal mülk sahibi edindirir
Sokarsin cebine, dünyayi gezdirir
Güclüdür, merti namerde ezdirir
Su para hirsindan uyanin
Para hirsiyla kopmussun dünyadan
Oglunu gider alirsin karakoldan
Kizin eve gelmez sorarsin okuldan
Haberin olmaz anadan babadan
Su para hirsindan uyanin
Cebine her dolduran kendini adam sanir
Bulamayanlara dünya olur bir ahir
Ellerinin ici, ayaklarinin alti nasir
Belli etmez yinede sac boyatir
Su para hirsindan uyanin
Baska sey konusulmaz oldu, paradan baska
Nereden yakalandiniz bu vefasiz aska
Görünce saldirirsiniz iki basla
Iki kus vurmak adet olmus bir tasla
Su para hirsindan uyanin
Para hirsiyla gececek ömür nihayet
Tecelli edince ilahi adalet
Kabul olunmazki paradan vekalet
Sana yardim edemezki kalan servet
Su para hirsindan uyanin
Koca Abdullah
Bir tas corbayi
Üc kisiyle bölüsürdü
Sinirlerini tutamaz
Az bir seyden dögüsürdü
Yer sallanirdi, o yürürken
Ama ciceklerin haberi olmazdi
Onun oturdugu yerlere
Kuslar dahi konmazdi
Gözünü diktigi hedefin
Vay basina gelenlere
Hediyeler gönderirdi
Fakirlere, yetimlere
At kostururdu bozkirlarda
Bazen rüzgara karsi yarisirdi
Eskiyalari vurunca
Bütün Corum sasirdi
Bütün bir kuzuyu
Bir oturusta yerdi
Neyi var nesi yok, herseyini
Köydeki üc garibana verdi
Bir yillik odununu
Iki günde keserdi
Gelen ormancilarin atlarini
Birer yumrukta devirdi
Onu her görüslerinde
Ellerini öperdi cocuklar
Adam kiliginda iki cahil
Koca Abdullaha pusu kurdular
Yüz Karasi
Su hale, görünüse bak
Lagim faresi gibi miskin
Birde yüzüne bakana siritiyor
Domuz delisi gibi piskin
Utanma duygusu insandan gelir
Para ile alinmaz
Bilemezmisin ey ahlaksiz
Insanlarin haysiyeti calinamaz
Kan bürümüs gözlerini, vampir gibi
Parmak giriyor dislerinin arasindan
Alin teriyle calisan insanlarin
Niye haset cekersin parasindan
Belikde hic helal süt emmemis
Insanliktanda almamis nasibini
Hep bos seyleri konusur
Kulaklarim agrir, duyunca sesini
Ukalanin alasi, alay eder insanlarla
Inancsiz, bilmez harami helali
Ama cok yakin, oturunca kalkamayacak
Yiyince ensesine Osmanli tokati
Kirik resim
Kitaplarin arasinda kirik bir resim
Almak istedigimde, titredi ellerim
Cocuklugumdan kalan kagit parcasi
Bütün anilarimi destin benim
Otuz yil sonra ciktin karsima
Gözlerim takildi saclarima
Beni eski yillara gönderdin
Acaba rastlarmiyim ilk askima
Eski günler ne kadar güzeldi
Yoksulluk vardi, ama yüzler gülerdi
Yalanciliklar düsmanliklar olmazdi
Kulak güzeli duyar, dil dogruyu söylerdi
Baktikca sana derin maziye daldim
Kabak Aliyi, Korucu Mehmedi aradim
Daldikca daldim derinliklere
Acaba cocuklugumami doyamadim
Haykiris
Efkarliyim, efkarliyim
Ne aciyim ne tatliyim
Herseye bosverdim
Gönülden yaraliyim
Sitemler yagmur olur, yagar basima
Katik istemem cig asima
Ne olur beni yalniz birakin
Dalayim, derelerin akisina
Bittim, elim ayagim tutmaz
Ölecek hasta ilacini yutmaz
Suni güzelliklerden biktim
Yasadiklarim hic unutulmaz
Dedektör oldum hep ararim
Mutlu gecen günleri sayarim
Yillarca ugrastim, hep bosuna
Gülemiyorum, aglarim
Beni anam bile anlayamadi
Yaralarim kapanmadi, kanadi
Seni seviyoruz diyen dostlar
Cigerlerime hancerler sapladi
Birakin cilemi, cilesiz cekeyim
Sanki yolun ortasinda tepeyim
Cekilin, yalnizlik istiyorum
Son isyanim icin nöbetteyim
Hayati seveceksin
Bosvermekle olmaz bu is
Yasamayi seveceksin
Gün gelir bunlarda gecer deyip
Yarinindan ümitleneceksin
Gördügün her türlü rüyanin
Tesirinde kalmayacaksin
Sanki hic ölmeyecekmis gibi
Yasamaya calisacaksin
Acilara dayanamayip aglasanda
Göz yaslarini gizleyeceksin
Civil civil cocuklara bakip
Ara sira sende neseleneceksin
Türlü olaylar gelince basina
Bosver sana kazik atanlari
Ararsan elbette bulursun
Senide sevecek dostlari
Bak söyle sagina soluna
Necat, Abdullah, Mehmet
Her dogum gününde
Cicek getirirler, demet demet
Konus bu dostlarla tartis
Dök icinde ne varsa
Hayati seveceksin
Seni seven dostlarin varsa
Bayramlar
Gecmiyor derken günler aylar
Ard arda gelir bayramlar
Arsa yükselirken dualar
Kerpic gibi kizarir baklavalar
Kimileri yolunu gözler kücüklerin
Kimileri gönlünü alir sevdiklerinin
Kimileri hasretini ceker bir lokma etin
Kimileri nöbettedir, ibresini gözler saatin
Gözler vardir yorgundur gözlemekten
Yürekler vardir yaniktir özlemekten
Dertli dertli türküleri söylemekten,
Gelirler belki diye beklemekten
Kapilar vardir hic acani olmaz
Gönüller vardir sevmeye doymaz
Insan oldugu yastada kalmaz
Bilin, anadan babadan hesap sorulmaz
Darginlar durmasin barissin
Yardim yapmak isteyenler yarissin
Ananin babanin yaninda daha bir karissin
Örnek ol, cocuklarinda senin gibi alissin
Unutma dünyadan göcüp gidenleri
Fatihalarla isiklandir kabirleri
Sende iceceksin elbet, ecel serbetini
Belki bir bayram ileri belki bir bayram geri
Sevgili halama
Yel vurdu
Eriyor, siradaglardaki karlar
Nasil kader bu
Yürekler yanar, gözler aglar
Bilseydik,
Basimiza tac yapmazmiydik seni
Hep sevdik
Acelen neydi, biraktin bizi
Bir kis günü,
Cörek kokulari kesildi birden
Ailemizin son büyügü
Ne kadar inceydi, kolan dokurken
Kücükken ceplerimizi
Findikla, cevizle dolduran halamiz
Elbet silecegiz gözlerimizi
Ama seni hic unutmayacagiz
Haberler salindi
Yakinlara, uzaklara
Keske yalan olsaydi
Kavussak idik, baharda, yazda
Firtinalar bulutlar
Yine icimizi karartiyor
Birden yok oluyor umutlar
Aylar, günesler batiyor
| |
Son Güncelleme ( Pazar, 11 Nisan 2010 ) |
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
KONULAR
Haber-Yorum
(1677)
Fotoğraf Galeri
(1250)
Fotoğraflarım
(1113)
Biyoğrafi
(871)
Yazılarım
(844)
Yazarlarımız-Şairlerimiz
(809)
Kültür-Sanat
(762)
Kitap-Dergi-Gazete
(759)
Hakkımda
(584)
Araştırma-İnceleme
(545)
Edebiyat
(527)
Eğitim
(482)
Spor-Sağlık
(449)
Kumpas-Polemik
(389)
Kurum -Kuruluş
(312)
İslam
(309)
Video Galeri
(245)
Hatıra
(178)
Belgesel
(177)
Tarih
(166)
İmam Hatipliyim
(162)
Şiir Arşivi
(105)
Türkülerimiz
(69)
Şiirlerim
(51)
Röportaj
(41)