Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

7 Mart 2010

Tasavvuftan Uzak Eşref Paşalılar (Film)/Bekir AKKAYA

Haftada bir kez de olsa sinemada film izlemek bizim için bir alışkanlıktır. Pazar akşamını da EŞREFPAŞALILAR” ı izlemeye ayırdım.


İHA Muhabiri Muhsin Yılmaz ve ben çocuklarımızla birlikte salona girince salonda yer kalmadığı gibi bir çok insanın da ayakta filmi izlediğine şahit olduk. Hemen baştan söyleyeyim mutlaka bu filmi kaçırmayın…

EŞREFBAŞALILAR’ın Konusu Kısaca Şöyle : “İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar, büyük bir mafya lideri olurken; Davut, namusuyla kahvesini işletmektedir. İkisi de aynı kadını sevmiştir, fakat Madam Eleni, Davut’u sevmesine rağmen Tayyar ile evlenmek zorunda kalmıştır.
Tayyar, gönlünün Davut’ta olduğunu bildiği Madam’ı ortada bırakır. Tayyar, Davut’un evlâtlığı Nusret’i kendi yoluna çekerek intikam almayı düşünür. Nusret iki dünya arasında bocalarken mahallenin metruk camisine bir Hoca tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar.”

İzleyicilerin Büyük çoğunluğu büyük ihtimal filmi izledikten sonra şöyle düşünebilir. “Mükemmel bir film.Şimdiye kadar aşkı,öfkeyi,iyiliği,fedakarlığı bu kadar güzel anlatan bir film izlememiştim.Aşkın bu kadar güzel işlendiği,samimiyetin ve harbi yaşayışın bu denli yakıştığı(Davut Aga) bir karaktere az rastladım.” (Bu bir izleyici yorumudur)

Herkesin ortak kanaati bu olsa da ben şahsen bu filmle ilgili birkaç söz etmek istiyorum.

Filmin Afişinde “ Kulak Kesiyorlardı, Kulak Kesildiler!” ifadeleri yer alıyor.

“Kulak kesme eylemi fili bir eylemdir ve yine kulak kesilme eylemi de fili bir eylemdir.”

Burada kalbe giden bir yöntem yok. Film boyu konu zaten Hocanın zahiri davranışlarında ve eylemlerinde geçiyor ki, Hoca, dürüst ve ilmini ortaya koyması ile etrafında değişen insanları oluştursa da aşk ve ihtirastan kaynaklanan ya da kalpten gelen insanlara çıplak İslami bir bilgi pek etki etmiyor. Filmin sonunda da sevgili yüzünden birbirine hınç besleyen Tayyar öfkesine esir olarak en değerli arkadaşını kalleşçe vurabiliyor.

Film çok mükemmel olmasına rağmen filmin hiçbir yerinde “Tasavvuf” konu edilmiyor ve izleyici de bu ani değişimi ve dönüşümü salonda bırakarak büyük ihtimal dışarı öyle çıkıyor. Kanaatime göre “İyiye yönelme” de kalbe giden bir yol bulunmadıkça pek değişiklik ya da insanların uzun yıllar edindikleri alışkanlıkları bir anda bıraktıkları mümkün olmuyor.

Daha önceden “Kurtlar Vadisi Irak” filmi üzerine de yazmıştım. Kurtlar Vadisi Irak Filmi” bir noktada benim sözünü ettiğim boyuttu. İslam’da Cihat’ı iki yönde ele almak mümkün. İlim, fen, görünür ibadetlerin tamamı, kısacası zahiri olan tüm fiil ve davranışlar. İkinci kısım ise nefis ve kalbe giden yolu keşfetme…Ben şahsen bunun Tasavvuftan başkasının olduğuna inanmıyorum.

Dikkat ederseniz zahiri ibadetlerden tutun vaaz ve ilim insanların hırslarını, hasetliklerini ortadan pek kaldırmıyor. Gurur ve kibir gibi duygular da insanın içinden geliyor.

Kısa ve öz :

Film, ilmin önemini, dürüst insanların etraflarını aydınlatacağını ifade etse de bunun pek mümkün olmadığına inanıyorum.

Tasavvufa yer olmayan ne ilimden ne de alimden bu dünyaya pek hayır yok. Hayır olsaydı Gerek İslam dünyasında ve gerekse dünyada bu kadar kan ve güz yaşı olur muydu?

Bugün dikkat ederseniz Kibrin, gururun ve ihtişamın en güzelini tasavvuftan uzak İslam dünyasında saltanat düşkünü Müslüman’ım diyenler oluşturmaya başladı. Oysa haram her zaman haram, helal da her yer ve zaman da helaldir. Haram Müslüman’ın yemesi ile Saltanatı İslam Alimiyim denilmesi ile helal oluşturulamaz.

Bugün Müslümanlar ilim noktasında çok şey öğrenmiş ya da öğretmiş olsalar da aynı ölçülerde helal ve haramları da kesinlikle artmıştır.

Bu ilim Müslümanlara ancak Tasavvufa yaklaşmaları ile anlam kazanacak, önce kendilerine ve sonra da çevrelerine kalıcı etki o zaman bırakacaklardır.

Aksi takdirde saltanat düşkünü bir o kadar zengin ve mağrur haramzade Alim Müslümanlar çoğalacaktır. Bu durum ise lanetlediğimiz yaşantı ben müslümanım diyen özü boş kalbi boş müslümanda yaşam bulacaktır.

EŞREFBAŞALILAR filmi, günümüz Müslümanlarını hocanın rolü ile ele almış. Daha çok ta bizim cemaatçileri konu edinmiş. Keşke bu usulle bir şey değişse. Ne bileyim belki değişiyor da ben anlayamıyorum. Ama değişmediğini gün gelecek bu filmi büyük bir hararetle izleyen ve gözyaşlarına boğulan insanlar yine gözyaşları ile anlayacak. “MEVLA GÖRELİM NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER!”



07.03.2010 /BEKİR AKKAYA/KUMRU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...