Şiir Arşivi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiir Arşivi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2023

Dünürüm Baba Mustafa'ya Ağıt /Kamil Yüce

        Uzun yıllar komşuluk yaptığım ve yakinen tanıdığım, yeri hiç bir zaman doldurulması mümkün olmayan  değerli insan Baba Mustafa olarak tanıdığımız Mustafa Karaoğlanoğlu'nun önceki yıllar hayatını ve kendi yazdığı şiirlerini blog sayfamda yayımlamıştım. 
Baba Mustafa 9 Nisan  2001 yılında vefat etmiş kalabalık bir cemaatle  ile defnedilmişti. Cenaze akşamı Komşum olan Baba Musta'nın yasına gelenler arasında Şair Kamil Yüce Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından yazdığı bir ağıtı okudu ki, o akşam herkes gözyaşı döktü. 
             Daha sonraki akşam Şair Kamil Yüce ile tanıştım. Çok kıymetli bir insan olan şairimiz Kamil Yüce 2002 yılında Günül Bahçesi adlı  Şiir Kitabını bana da gönderdi.   180 sayfalık şiir kitabını okurken sayfa 167’de cenaze akşamı okuduğu ağıtı da kitaba koymuş. .
Şimdi sizlere Kamil Yüce'nin Baba Mustafa ile ilgili yazdığı ağıtı paylaşıyorum.
            Baba Mustafa'ya Allah'tan rahmet diliyorum...Bekir Akkaya
Hayatında asla yapmadı hile,
Nedir bu çektiğin yıllarca çile
Derman bulunmadı derde nafile 
Kumru'nun yolları sapa Mustafam
Gitti gelmeyecek Baba Mustafam

Şakir ızdıraplı Kederli Berrin
Asiye çileli ve üzgün Berrin
Gülser Hanım'ınsa dertleri derin
Kumru'nun yolları sapa Mustafam
Gitti gelmeyecek Baba Mustafam






.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Dünürüm Baba Mustafa'ya Ağıt /Kamil Yüce

        Uzun yıllar komşuluk yaptığım ve yakinen tanıdığım, yeri hiç bir zaman doldurulması mümkün olmayan  değerli insan Baba Mustafa olarak tanıdığımız Mustafa Karaoğlanoğlu'nun önceki yıllar hayatını ve kendi yazdığı şiirlerini blog sayfamda yayımlamıştım. 
Baba Mustafa 9 Nisan  2001 yılında vefat etmiş kalabalık bir cemaatle  ile defnedilmişti. Cenaze akşamı Komşum olan Baba Musta'nın yasına gelenler arasında Şair Kamil Yüce Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından yazdığı bir ağıtı okudu ki, o akşam herkes gözyaşı döktü. 
             Daha sonraki akşam Şair Kamil Yüce ile tanıştım. Çok kıymetli bir insan olan şairimiz Kamil Yüce 2002 yılında Günül Bahçesi adlı  Şiir Kitabını bana da gönderdi.   180 sayfalık şiir kitabını okurken sayfa 167’de cenaze akşamı okuduğu ağıtı da kitaba koymuş. .
Şimdi sizlere Kamil Yüce'nin Baba Mustafa ile ilgili yazdığı ağıtı paylaşıyorum.
            Baba Mustafa'ya Allah'tan rahmet diliyorum...Bekir Akkaya
Hayatında asla yapmadı hile,
Nedir bu çektiğin yıllarca çile
Derman bulunmadı derde nafile 
Kumru'nun yolları sapa Mustafam
Gitti gelmeyecek Baba Mustafam

Şakir ızdıraplı Kederli Berrin
Asiye çileli ve üzgün Berrin
Gülser Hanım'ınsa dertleri derin
Kumru'nun yolları sapa Mustafam
Gitti gelmeyecek Baba Mustafam

3 Aralık 2022

Ne Güzel



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Ne Güzel



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

31 Mayıs 2022

İsmet Erçal'ın "Zaman Tüneli" Şiir Kitabına TAKDİM yazım

İSMET ERÇAL


1966 yılında Ordu'nun, Kumru İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Kumru'da tamamlayarak ticaret hayatına atıldı. Halen Erçal A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Üyesi ve Kumru'daki Fındık Fabrikası'nın işletmeciliğini yapmaktadır. İl Encümen Azası olarak aktif siyasetin içinde olan İsmet Erçal'ın bu ikinci şiir kitabıdır. Daha önce "Kumru'dan Nağmeler" adında şiir kitabı çıkmıştı.  Evli ve beş çocuk babası olan İsmet Erçal Kumru Kültürüne önemli katkılarda bulunmaya devam ediyor.


********************************************************

İSMET ERÇAL'IN ÖNSÖZ'Ü

 

            Değerli Dostlarım,

            Her esere bir "önsöz" gerekiyormuş. Kısa ve öz olarak eseri ve yazanı tanıtmak amacıyla.

            Bu benim ikinci şiir kitabım. Daha önceden "Kumru'dan Nağmeler"le şiirlerimi paylaşmıştım. Bu kez şiirlerimi "Zamana Yolculuk"ta topladım.

            Şairi ve şiiri alışılmış bir kalıba sokarsanız, kalıp dışı yaşayışı yok saymanız gerekir. Ve her insan bir şair ve yaşanılan her hayat bir şiirdir.

            Yaşamımın büyük çoğunluğu Erçallar Fındık Fabrikasında geçer. Alışılmış isimlendirme ile "patron" diye anılırız.

            İl Encümen Azası olarak günlerimin bir kısmı Ordu'ya gidip gelmekle devam eder. Yani aktif siyasetin içersindeyiz. Kumru kültürüne katkı için Erçallar Kültür Sarayını Kumruluların hizmetine sunmak, Erecekte şenlikler düzenlemek, ara sırada Güç taşına oturup güçlenmek ve şiir yazmak hayatımın bir parçası.

            Paylaşmak ve paylaştıklarını sergilemek ve Kumru Uygur Evinde Sıra Gecelerinde bulunmak ,dostlarla bir araya gelerek şiir okumak ve dinlenmek günün yorgunluğuna  en etkin ilaç. Şiir yazmak ise hayatımızın bir parçası.

            Şiirlerimde önce kendimi sonrada yaşadığım çevreyi sunmaya çalıştım.

            Paylaşma adına yüreğinizde bir kıpırdanma ya da büyükken çocuk olmaya ve zamanı alışılmışın dışında çocuk gibi yaşamaya özen gösteren beni, şiirlerimde görebilirsiniz. Şiirlerimde ne kadar sıradanlık ve çocukluk görüyorsanız işte o benim.

            Sevgi ve Saygılarımla…

                                                                                                                        İsmet ERÇAL

                                                                                                                27.03.2006

                                                                                                                    Kumru

 

******************************

 

BEKİR AKKAYA'DAN "TAKDİM" YAZISI


"C. Sandburg :- "Şiir, karada yaşayan ve havada uçmak isteyen bir deniz hayvanının günlüğüdür."derken. İlhan Berk ise "Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur." İfadesini kullanır.

İnsan gerçekle hayal arasında gidip gelir. Gerçek gönülden, hayal gönülsüzlükten oluşur. Gönüle yaklaşıldıkça özede yakınlık başlar. Öz ise bakidir.

Herkese ölüm kaçınılmazdır. Özde ise ölüm yoktur. Gerçeğin öz olduğunu kabul edenler ölseler de öze dönüşün başı ve yeni bir doğuş olduğunu bilirler. Özde zaten dünyaya doğmakla var olmamıştır. Öz vardır ve ölümsüzdür.

İlerinin ilerisi olduğu gibi, gerinin de gerisi vardır. Bu iki arada en çok dolaşanlar ise şairler ve şair ruhlulardır.

            Öze yaklaşıldıkça sözcükler kendiliğinden oluşur. Şiir özden sızan bal damlaları ya da özün ölümsüzlüğünün dünyaya yansımalarıdır.

            Dünyaya nizam ve intizam ancak şair ve şair ruhluların çoğalması ile mümkündür.

            1992 yılından bu yana tanıdığım İsmet Erçal şiirliğinin yanı sıra gerçek bir gönül adamı ve bir Kumru sevdalısı. Kumruda taşların ve geçmişin efsaneleri ondan sorulur. Eşine ender rastlanan 40'ın üstündeki gösterileri ile dikkatleri Kumru'ya çekmiştir. Şairlerde bulunması gereken en önemli özelliklerinden çocuk ruhluluk bütün ihtişamı ile üzerindedir. Erçal ailesinin haylaz bir çocuğu olarak yerinden çok memnun. İş adamı olması çocukluğuna bir engel teşkil etmediği gibi, siyasetteki aktifliği de bundan etkilenmez.

            Hayatının tamamı şiirdir. Beş çocuk babasıdır ama çocuklarının yanında o altıncısıdır.   Cami yaptırır şiir yazar, Erecek şenliğine öncülük yapar şiir yazar. Erecekte dedeler güreşi onun şiiri olduğu gibi, ninelerin güzellik yarışması da onun dörtlüğüdür. Onun hayaline ulaşılması zor. Yaptığı mimari görüntülerle Uygur Türklerini Kumru'ya taşımıştır. Kumru Uygur Evi ve Kumru Sıra Geceleri onun eseri olduğu gibi, Kumru Müzesi de onun mısralarıdır.

            Eğitime verdiği destekle eğitim camiasının babası, bütün çocukların sevgilisidir o. Erçallar Kültür Sarayı ondan cıvıl cıvıldır.

            Medyanın gözü ondadır, gerçek hayırseverlerin de. Gönlü geniş yüreği yufkadır onun.

            İçinizde bir sıkıntı oluşuyor, ya da gözlerinizden yaş geliyorsa o şairliktendir. Ben şahitlik ediyorum ki, İsmet Erçal bir Kumru sevdalısı, bir gönül adamı ve gerçek manada bu yazıları kaleme alan adamın gönül dostudur.

            Sadece şiir kitaplarında değil, hayatın her alanında şiir yazan İsmet Erçal'ın bu ikinci şiir kitabı. Daha önceki şiir kitabının adı "Kumru'dan Nağmeler"di.

            Sizleri değerli Dostum İsmet Erçal'la baş başa bırakıyor, gönül dostuma şiir gibi hayatında bahtiyarlıklar diliyor, saygılar sunuyorum.

                                                                                                                Bekir AKKAYA

                                                                                                                  Eğitimci-Yazar

                                                                                                                      27.03.2006

 

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

İsmet Erçal'ın "Zaman Tüneli" Şiir Kitabına TAKDİM yazım

İSMET ERÇAL


1966 yılında Ordu'nun, Kumru İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Kumru'da tamamlayarak ticaret hayatına atıldı. Halen Erçal A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Üyesi ve Kumru'daki Fındık Fabrikası'nın işletmeciliğini yapmaktadır. İl Encümen Azası olarak aktif siyasetin içinde olan İsmet Erçal'ın bu ikinci şiir kitabıdır. Daha önce "Kumru'dan Nağmeler" adında şiir kitabı çıkmıştı.  Evli ve

30 Mayıs 2022

Top'name Fettöş / Şiir /Muhammet CENGİZ

HAİN ÇIKTI BUNCA YILIN HOCASI
ŞEYTANA KÜLLAHI TERSTEN GİYDİRDİ
SÖNSÜN! DİYE DİYE SÖNDÜ BACASI
BEDDUALAR EDİP HIRSTAN GİYDİRDİ

SURAT GÜLMEZ, AMMA GÜLEN DEDİLER
HERŞEYİ EN İYİ BİLEN DEDİLER
“SEVİYORUM, VAR MI ÜLEN” DEDİLER
VELİYE DERSHANE, KURSTAN GİYDİRDİ

DECCAL’IN KÜÇÜĞÜ SÜFYAN’I TANI
SOLLADI İBLİSİ, BÜYÜK ŞEYTANI
GÖRÜNCE UFUKTA YAĞLI KAYTANI
TAPUYU UZAYDAN MARS’TAN GİYDİRDİ

NE HAİNLİK ETTİ BU ASLI BOZUK
VERİLEN DEĞERE EMEĞE YAZIK
HALA ARKASINDA BİR ALAY TOZUK
KILIFI VAAZDAN DERSTEN GİYDİRDİ

KIRK YILDIR DEVLETİ UYUTMUŞ HAİN
GİZLİCE YAVŞAĞI BÜYÜTMÜŞ HAİN
ŞAKİRD’E RÜYAYI DAYATMIŞ HAİN
SAİD NURSİ DEYİP, NURS’TAN GİYDİRDİ

HEM YOLDAN SAPTIRDI HEM KENDİ SAPTI
PAPA BOŞUNA MI KARDİNAL YAPTI?
HİMMET DİYE DİYE KAZIĞI ÇAKTI
EDİRNEDEN SOKTU KARS'TAN GİYDİRDİ

GÖRMEKTEN USANDIK BIKTIK BAYDIRDI
HAYIR HASENATTAN HALKI CAYDIRDI
RABBİM ACIDI DA ERKEN AYDIRDI
FAKİRE HİMMETTEN BURSTAN GİYDİRDİ

GAYBİ DER, TUTUŞTU PAÇASI BUNUN
DÖNMEYE YEMEDİ MAÇASI BUNUN
EMİR VERDİ SİYON LOCASI BUNUN
İSRAİL, İRAN'LA FARS’TAN GİYDİRDİ

14 HAZİRAN 2017

MUHAMMET CENGİZ
https://www.facebook.com/muhammed.cengiz.526
****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Top'name Fettöş / Şiir /Muhammet CENGİZ

HAİN ÇIKTI BUNCA YILIN HOCASI
ŞEYTANA KÜLLAHI TERSTEN GİYDİRDİ
SÖNSÜN! DİYE DİYE SÖNDÜ BACASI
BEDDUALAR EDİP HIRSTAN GİYDİRDİ

SURAT GÜLMEZ, AMMA GÜLEN DEDİLER
HERŞEYİ EN İYİ BİLEN DEDİLER
“SEVİYORUM, VAR MI ÜLEN” DEDİLER
VELİYE DERSHANE, KURSTAN GİYDİRDİ

DECCAL’IN KÜÇÜĞÜ SÜFYAN’I TANI
SOLLADI İBLİSİ, BÜYÜK ŞEYTANI
GÖRÜNCE UFUKTA YAĞLI KAYTANI
TAPUYU UZAYDAN MARS’TAN GİYDİRDİ

NE HAİNLİK ETTİ BU ASLI BOZUK
VERİLEN DEĞERE EMEĞE YAZIK
HALA ARKASINDA BİR ALAY TOZUK
KILIFI VAAZDAN DERSTEN GİYDİRDİ

14 Mayıs 2022

"Kitabım Çıkmadı Ama" Sen "Çıktı Diye Haber Yap!" Mesajlarına Örnektir!

KİTABIM ÇIKMADI AMA ÇIKTI DİYE HABER YAP MESAJI VE BENİM CEVABIM
--------------
Geçmiş yıllarda çok sayıda bu türden mesajlar almıştım. Kısa yoldan meşhur olma isteği. Ya da Olmadan OLMA arzusu...

Böyle cevap vermiş olsam da daha sonra ilgilinin istedİği haberi defalarca yaptım...Hatta dergilerde kendisi ile zorlama röportaj bile gerçekleştirdim...

Meşhur olup olmadığını bilmiyorum. O günden bu yana çok zaman geçti. Bu türden yana yakıla etrafımda dolanan bu tipler şimdilerde sorsanız beni tanımazlar...

Şimdi birkaç basamak atlamış olmalarından kaynaklı bu yazıları ve istekleri çoktan unuttular ya da unutturmaya çalışıyorlar...

Hatta bir kaç kişi var ki bayağı sınıf atladılar. Önceleri ellerindeki gargacuk burgacuk yazıları yayınlatmak için abileri idim. Şimdi mi? Ezikliklerini gidermek için koşuyorlar ve koşturuyorlar. Keşke ne olsa da o kadar dolanacaklarına bir ruh doktoruna görünseler kendilerinde olan potansiyeli keşfederek mutlu olacaklar. Allah yardımcıları olsun!
İŞTE SİZE ÇIKMAMIŞ KİTABA HABER YAPMA İSTEĞİ MESAJI VE BENİM CEVABIM...


ae <a@gmail.com>

Ekler

17 Ara 2007 09:31

Alıcı: ben 

Merhaba sayın site yetkilisi,

Ben kumrulu bir şair adayıyım. 2008 yılında ilk şiir kitabım çıkıyor. Kitabın önsözünü ise dünya ve tıp biliminin yakından tanıdığı prof. dr. cüneyt turan yazdı. Kitabımla ilgili dökümanları size gönderiyorum. haberi yayınlarsanız çok sevinirim. teşekkürederim. iyi çalışmalar

A E,

 --

"Ben şair bir adamım hayatsa kiralık bir katil"

...

 Bekir AKKAYA <kumruhaber@gmail.com>

17 Ara 2007 10:14

Alıcı: ae

Sevgili Şair Kardeşim,

Sizinle tanışmadık...Şair olduğunuzu söylüyorsunuz ancak ortada hiç bir şiirin yok. Kitabınız yayınlandığında bizim sitede haber olur...Kitap çıkmadan hayali bir habere imza atmamız bizim site için mümkün değil...Sen benden resmen reklam yapmamı istiyorsun ki buda ancak para ile olan bir şeydir ki, bizim site için reklam parası biraz yüksek olur...Sen en iyisi şiir kitabın çıkınca bize bu yazıyı gönder...Ya da ucuz reklam yapan sitelerimiz var Kumru'da, sizin şairliğiniz belki de onların reklamı için de bir fırsat olur...www.kumru.org denilen site yöneticisi...cevapladı.

BEKİR AKKAYA

...

a e <a@gmail.com>

17 Ara 2007 11:00

Alıcı: ben

ilginize çok teşekkür ederim.

...


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

"Kitabım Çıkmadı Ama" Sen "Çıktı Diye Haber Yap!" Mesajlarına Örnektir!

KİTABIM ÇIKMADI AMA ÇIKTI DİYE HABER YAP MESAJI VE BENİM CEVABIM
--------------
Geçmiş yıllarda çok sayıda bu türden mesajlar almıştım. Kısa yoldan meşhur olma isteği. Ya da Olmadan OLMA arzusu...

Böyle cevap vermiş olsam da daha sonra ilgilinin istedİği haberi defalarca yaptım...Hatta dergilerde kendisi ile zorlama röportaj bile gerçekleştirdim...

Meşhur olup olmadığını bilmiyorum. O günden bu yana çok zaman geçti. Bu türden yana yakıla etrafımda dolanan bu tipler şimdilerde sorsanız beni tanımazlar...

Şimdi birkaç basamak atlamış olmalarından kaynaklı bu yazıları ve istekleri çoktan unuttular ya da unutturmaya çalışıyorlar...

Hatta bir kaç kişi var ki bayağı sınıf atladılar. Önceleri ellerindeki gargacuk burgacuk yazıları yayınlatmak için abileri idim. Şimdi mi? Ezikliklerini gidermek için

13 Mayıs 2022

Ozan Selami'den Bana Şiir / Bekir AKKAYA

Nasip olursa elimdeki tüm bilgileri internete aktarmayı düşünüyorum. Bu cümleden olarak bana yazılanları da zaman zaman sizlerle paylaşmanın hoş bir şey olacağı kanaatindeyim. Hele de vefat ederek aramızdan ayrılan dostlarımızı hatırlamak ve onlara bir fatiha olsun göndermek elbette görevimizdir.
Notlarımın arasında aramızdan ayrılan bir dostumun kendi el yazıları ile bana yazmış olduğu şiirleri görünce hayli duygulandım. Daha önceden bir gazetede kısaca hayatını http://bekirakkaya.blogspot.com/2008/06/ozan-selamiyi-rahmetle-anyorumbekir.html yazmış olduğum Kumrulu Ozan Selami yani Selahattin Sara’dan söz ediyorum. O benim çok iyi bir dostumdu. Kendisine Allah rahmet etsin diyorum. Çok güzel şiirler yazardı. Hatta benim bildiğim yüzlerce şiiri bulunan bir defteri vardı.

Benim tahminim bu birinin elinde. Sağlığında bunu kendine vermişti. Ve bana da söylemişti. Ben buradan bu defter kimde ise bunu ortaya çıkarsın ve Ozan Selami’nin canı kadar koruduğu şiirleri bari vefatından sonra basılsın. Ve Kumru çok güzel bir şairi ile tanışsın. Ozan Selami’nin yakınlarını tanımıyorum. Eğer bu şiirlerle dolu defter yakınlarında ise bu çağrım onlar için de geçerlidir.

Şimdi sizlere Kumrulu Ozan Selami diye tanınan Selahattin Sara’nın 15 Ocak 1998 ve 20 Şubat 1998 tarihinde benim için yazdığı şiirleri paylaşmak istiyorum. Tekrar Allah rahmet eylesin… İşte o şiirler…

TEŞEKKÜRLER

Yaptıkların Kumru için
Teşekkürler Bekir Hoca,
Halka hizmet vermek için
Teşekkürler Bekir Hoca.

********
Tez’in başarılı olsun.
Umudun yerini bulsun.
Bu gençlik seni anlasın.
Teşekkürler Bekir Hoca.

********
Kumru’yu kaleme aldın.
Elbet kayda değer buldun.
Yaza yaza sona geldin.
Teşekkürler Bekir Hoca.
********
Muhabbetin sözün güzel.
Ahlakın erdemin güzel.
Kumru için tezin güzel.
Teşekkürler Bekir Hoca.
********

Ruh haletin yapın sağlam.
Türk-İslam inancın sağlam.
Sözünle güvenin sağlam.
Teşekkürler Bekir Hoca.
********

Hizmet aşkın maddi değil.
Her yiğidin haddi değil.
Genel yorum sathi değil.
Teşekkürler Bekir Hoca.
********

Yılgınlığa düşmeyesin.
Kararından geçmeyesin.
Yazmaktan usanmayasın.
Teşekkürler Bekir Hoca.
********

Selamiyim gördüm seni
Adım adım sordum seni
Hoşgörülü buldum seni.
Teşekkürler Bekir Hoca.

20 Şubat 1998
Ozan Selami
**********

BEKİR AKKAYA

Bir omzunda çanta dolaşıp durur.
Dünyanın derdini çekmeye gelmiş.
Bin bir düşünceli duygulu yürür.
Namerdin kolunu bükmeye gelmiş.
********

Köroğlu misali ölmez memleket
Hizmettir vatana katkınız servet.
İnsanın gönlüne sevgi muhabbet
Yunus Emre gibi ekmeye gelmiş.
********

Klasör klasör bilgi yumağı
Vatan için sızlıyormuş imiği
Bir gün anlatacak Kumru gerçeği
Satır satır tarih dökmeye gelmiş.
********

Ne kadar iddialı nedir bu azmin
Seni görenler de sanacak gezgin.
Kumruyu tanıtmak bu olsa yazgın.
Kumru’ya dikkat çekmeye gelmiş.
********

Aşağıdamlalı Akkaya Bekir.
Daim Hakka olsun kalbinle zikir.
Ozan Selamiyim Yarabbi Şükür.
Beldemizden yazar olmaya gelmiş.
********

Bir yanda ahlakı değerler doğru
Bir yanda siyasi intiba seyri
Bizler bu toprağın canıyız gayrı
Sorunlara çözüm kurmaya gelmiş.
********

Kıskandım Bekirim kıskandım seni
İspatla Kumruyu işte tam yeri.
Hedefler bellidir dönülmez geri.
Düşmanı fikirle vurmaya gelmiş.
********

Bilmeli insanlar fanidir dünya.
İyi eserlerle gelinen nokta.
Beceremiyenler şaşkın ve şokta.
Akkaya teselli vermeye gelmiş.

15 Ocak 1998
Kumrulu Ozan Selami
*********
Ozan Selamiye bir fatiha okumanız dileğiyle. Bekir Akkaya/kumru

Ozan Selami'den Bana Şiir / Bekir AKKAYA

Nasip olursa elimdeki tüm bilgileri internete aktarmayı düşünüyorum. Bu cümleden olarak bana yazılanları da zaman zaman sizlerle paylaşmanın hoş bir şey olacağı kanaatindeyim. Hele de vefat ederek aramızdan ayrılan dostlarımızı hatırlamak ve onlara bir fatiha olsun göndermek elbette görevimizdir.
Notlarımın arasında aramızdan ayrılan bir dostumun kendi el yazıları ile bana yazmış olduğu şiirleri görünce hayli duygulandım. Daha önceden bir gazetede kısaca hayatını http://bekirakkaya.blogspot.com/2008/06/ozan-selamiyi-rahmetle-anyorumbekir.html yazmış olduğum Kumrulu Ozan Selami yani Selahattin Sara’dan söz ediyorum. O benim çok iyi bir dostumdu. Kendisine Allah rahmet etsin diyorum. Çok güzel şiirler yazardı. Hatta benim bildiğim yüzlerce şiiri bulunan bir defteri vardı.

Dağgüvezi (İslamdağ) Kurs Destanı (1973) -Şiir /Bekir AKKAYA

Dağgüvezi Çatağı Kuranı Kerim Kursu benim tam üç yıl kaldığım Kuranı Kerim Kursu. Hocalarımız Halil Tatlıgül (Kumru Çokdeğirmen Köyünden-Allah Rahmet Eylesin), Mehmet Bahar (Fatsa Meşebükü’nden-Allah Rahmet Eylesin) ve Mehmet Boladı (Biz Albay derdik-Fatsa Göküy Köyünden…)
Aşağıdaki destan ya da şiir 02.12.1973 tarihinde benim tarafımdan(Bekir AKKAYA) yazıldı. Çok sayıda hatıramın olduğu kurs için o gün yazdığım bu şiir yüzünden hocalarım tarafından cezalandırıldım. Ayrıca bu şiir yok edildi. Ancak
ben bu şiiri bir kitabın yapraklarını birbirine yapıştırarak arasına saklamayı başardım. Bugün bana göre çok sıradan olan bu şiirin neden yasaklandığını ya da neden cezalandırıldığımı hala bilmiyorum. Bu kez notlarım arasından bu şiiri seçtim…
İşte 1973 yılında yazdığım o şiir.

Kumru’dan çıkınca yüreğim sızlar.
Beni gurbet ellerine attılar.
Kursta beni arkadaşlara kattılar.
Derdimi bir parça anlatacağım.


Kursa gelince doldu yüreğim.
Toprak değilim ki yere gireyim.
Arkadaş yok derdi ben anlatayım.
Böylece günlerim geçiyor baba.

Aylar geçe geçe açılıyorum
Arkadaşlar içine katılıyorum
Canım sıkıldıkça kitap okuyum
Böylece günlerim geçiyor anne.

Adım Bekir Apa dertlerim çoktur.
Böyle kurs dünyada bir daha yoktur.
Kursun olduğu yer çokta soğuktur.
Ağlaya sızlaya geçiyor günler.

Sabah salasında kalkıyor herkes.
Soğuk zaten çoktur es rüzgârım es
Durmuyoruz hiç boş yapıyoruz ders
Dersi yapa yapa geçiyor günler.

Sabah salasında uyanamazsan.
Uyanmadığına pişman olursun.
Hocanın elinde büyük bir dayak.
Kaçmaya saklanmaya bir yer ararsın

Ezan okundu mu kapı kitlenir.
Tezden kalkmayanlar içerde kalır.
Hoca ise eline bir soba alır.
Ağlaya sızlaya namaz kılarsın

Sabah saatinde yemek vaktinde
Bir tabak yemek yenir bir kapta.
Yersin mercimeği başka şey yokta.
Kurdu seçe seçe bıkar kalırsın.

Dersimizi sorarsan dersimiz iyi
Kimimiz Arapça okur kimimiz beyi
Hocamızı sorarsan Fatsa’nın beyi
Arapça okurken hayret kalırsın.

Hafızları sorarsanız pek fazla vardır.
Arapça okuyanlar Sübyanlardandır
Bir Hocamız vardır Gölköyündendir.
Hafızlığını bilsen bülbül sanırsın.

Öğle olur yemek vaktide gelir.
Herkes bir tabağı eline alır.
Yediğimizi görenler, hayvan yer sanır.
Pancar yiye yiye bıkar kalırsın.

Her gün pancar pancar iyi de olsa.
Yiyemediğimiz pancar tabakta kalsa.
Ahcmız bunu hemen de görse
Lafı söylerken bakar kalırsın

Akşam olur yemek vakti de gelir.
Arkadaşlar eline bir tabak alır.
Yine meşhur pancar başa güreşir.
Yiye yiye bunu bıkar kalırsın.

İkinci yemekte incir hoşafı
Yaparsın içinde güzel kurt ağı
Koydurduğun komposto pancar tabağı
Kurdu yiye yiye şifa alırsın.

Sıhhatimiz iyi iyi dersimiz.
İmanımız iyi siyah fesimiz.
Yüz kişiyi bulur bizim sayımız.
Talebeyi görünce şaşar kalırsın.

Yazma Bekir Apa bu kadar yazma.
İyilik görmeyle kötülük yazma…
Sana da verirler güzel bir ceza…
Bunu yazdığına pişman olursun.
02.12.1973
Bekir Apa(Akkaya)
Kuran Kursu Talebesi
Bekir Akkaya’nın Not Defterinde…20.04.2008/Kumru
KAYNAK : WWW.KUMRU.TV

Dağgüvezi (İslamdağ) Kurs Destanı (1973) -Şiir /Bekir AKKAYA

Dağgüvezi Çatağı Kuranı Kerim Kursu benim tam üç yıl kaldığım Kuranı Kerim Kursu. Hocalarımız Halil Tatlıgül (Kumru Çokdeğirmen Köyünden-Allah Rahmet Eylesin), Mehmet Bahar (Fatsa Meşebükü’nden-Allah Rahmet Eylesin) ve Mehmet Boladı (Biz Albay derdik-Fatsa Göküy Köyünden…)
Aşağıdaki destan ya da şiir 02.12.1973 tarihinde benim tarafımdan(Bekir AKKAYA) yazıldı. Çok sayıda hatıramın olduğu kurs için o gün yazdığım bu şiir yüzünden hocalarım tarafından cezalandırıldım. Ayrıca bu şiir yok edildi. Ancak

9 Mayıs 2022

İNŞAAT İŞÇİLİĞİ VE DESTANI/ İmam Hatipli’nin Not Defteri -10 / Bekir AKKAYA

Fındık toplamak yani bizim buralarda amelelik yapmak için ilk işe gidişim 1975 yılında oldu. Giresun-Bulancak’ın bir köyünde 1975 yılında tam bir ay fındık ameleliği yaptım. Gidenlerin çok iyi bildiği çok ilginç ve yorucu bir fındık toplama deneyimi oldu benim için.

Ortaokul ve lise yıllarımda yaz tatilimin büyük bir kısmını çalışmakla değerlendiriyordum. Bu yıldan sonra her yıl fındık mevsiminden sonra çok sayıda Kumru dışında fındık toplamaya

gittim.

Kısa süren fındık ameleliğinden sonra ise büyük şehirlerde daha uzun bir zaman çalışmak için gurbette inşaat işçiliğine gidiyordum. İlk inşaata gidişim ise 1977 yılında Ankara - Demetevler oldu. 1977 yılından sonra her yıl inşaata gitmeye başladım. Bu inşaat işçiliğim okul yıllarım bitip göreve başlayıncaya kadar devam etti.

1977 yılında ilk inşaat deneyimim Ankara’da gerçekleşti. Bir ay süre çalıştığım Ankara’da epey para kazandım ve hayatımın en çok parasını gördüm. Hemen belirteyim, burada benim patronluğumu iki kişi yaptı. Bana bu iki patronumun çok büyük yardımları dokundu. Geçen ay Kumru’da talihsiz mermer düşme sonucu vefat eden Salih Dikili Ağabeyimle yine Duman Köyünden Necati Ağabeyler benim patronlarımdı. Kendilerinden çok hoşgörü ve yardımlar gördüm. İnşaatta çok acemi olduğum halde beni hep korudular.                                                    

  Daha sonraki yıllarda bugüne kadar onlarla hep görüştüm ve onlara her gördüğümde kendilerine teşekkür ettim. Salih Dikili Ağabeyime Allah rahmet etsin dualarımı iletirken Necati Ağabeye de buradan sonsuz selamlarımı iletiyorum.

Yine Duman Köyünden Abdurrahim’i, Musa Ağabeyiyi, İsa Ağabeyi, Vefat Eden Celal Ağabeyi ve oğlu Resulü ve Faruk arkadaşımı bu zamanda tanıdım. Bunlarla hala görüşür o günleri güzellikle anarız. Hatta Demetevler üçüncü Cadde de kaldığımız kovuşta “O güzel Aşkımıza” Türküsü yüzünden Faruk’la kavgamız ve bizi hiç ayırmadan izleyen Abdurrahim muhabetini hiç unutamam. Yine aynı kavgadan sonra gecenin iksinde Salih Ağabeyle Necati Ağabeyin Faruk’u kovuştan uzaklaştırmalarını bugün Farukla birlikte gülerek anlatırız. Benim için bu inşaat çalışması ilginç hatıralar barındırıyor. İlk Ankara’yı karış karış gezişimde yine bu yıl gerçekleşmişti.

Daha sonrada çok sayıda uzak vilayetlere inşaatta çalışmaya gittim. Ancak benim için Ankara – Demetevlerdeki ilk çalışmam gücümün de yetmemesi nedeniyle hayli zor olmuştu. İnşaat işçiliği bana çok zor gelmişti.

Bilenlerin bildiği gibi o yıllarda “Destan” denilen şiirler sokakta bir teyp eşliğinde satılır “anneler-babalar” nağmeleri sokakları doldururdu. Bir ölüm ya da garip olaylar destana dönüştürülür ve sokakta güzel bir makamla okunurdu. Alınan destanlar köylerde özellikle kadınların kalabalık olduğu yerlerde sesli olarak destan satanlar gibi okunurdu. Herkesin evinde onlarca destanı mevcuttu. Destan okumak bir marifet sayılırdı. İyi bir destan okumak için iyi bir ses ve iyi bir makam bilmek gerektirirdi. Öğünmek gibi olmasın ama ben o yıllarda aranan bir destan okuyucusu idim. Gözyaşları içerisinde günde bir destanı 20-30 kez okuduğum olurdu.

İşte bu nedenle olsa gerek, ben her karşılaştığım durumu destan yazarak anlatmaya çalışıyordum. Yazdığım destanlarda o yıllarda bayağı kabul görüyordu. Şu anda elimde o günlerde  25-30 kuruşlarla aldığım destanlar mevcut.

 Şimdi ise sizlere Ankara – Demetevlerde inşaatta çalışırken yazdığım destanı paylaşmak istiyorum. Buyurun birlikte okuyalım…

ANKARA-DEMETEVLERDE İNŞATTA (GALIP İŞİNDE) ÇALIŞTIĞIM ZAMAN YAZMIŞ OLDUĞUM VE BÜTÜN İNŞAAT İŞÇİLERİNİN YAŞANTISINI KENDİ BİR AYLIK İNŞAAT YAŞANTIMDA ANLATAN DESTANIM (1977)

İNŞAAT DESTANI

 

Ben kalıp işçisi dert dile geldi.
Dertlerim birikti işte bu sergi
Her gelen geçenler halimi sordu
İşte anlatıyom dinlemek ister.
 
Sabah saat sekiz aldım keseri
İnşaat işi bu çalışmak ister.
Başka iş çok kolay, zor değil serseri
Her işi önceden denemek ister.
 
Elimde keserim belimde çivi
Üç gün durmak ile özledim evi
Bir kilo geliyor, gömleğin kiri
Boş zaman bulup ta yıkamak ister.
 
Çalışmak zor değil, inşaat zordur.
Kereste çok fazla ismi de boldur.
Bunların en başı meşhur beşondur.
İleri geriye taşımak ister.
 
Kısa tahta ise ismi kılapa
İşçiyim, Bekirim soyadım Apa.
Yüksektir inşaat, en yüksek kata.
Kılapa, beşonu taşımak ister.
 
Burası Ankara Demetevlerdir.
İşçisi kan ağlar keyfte beylerdir.
Sıcak ter döktürür beni ağlatır.
Bu gibi anlarda sabretmek ister.
 
Öğünlük belimde keser elimde
Çivi çakmaktayım tahta önümde
Beşonu, onbeşi hem de yanımda.
Çiviyi çakmaya izan el ister.
 
Kalıp işi Kalıp kelepçek vardır.
Mayası var, kiriş, kanadı kaldır.
Keresteler çoktur hem de ağırdır.
Kaldırmak için de çok kuvvet ister.
 
Paslandım kirlendim, çivi kiri bu,
Şu beyaz bir günde simsiyah oldu.
Yattığım yerler çöplerle doldu.
Odayla samanlığı tanımak ister.
 
Tahtalar ağırdır çakması zordur.
Acemiysen eğer, ikaz da boldur.
Çiviyi çakması acemiye zordur.
Tez öğrenmek için çok dikkat ister.
 
İşçiye namaz yok oldum beynamaz.
Bu böyle giderse namaz kılınmaz.
Saat on ikidir, göz uyku tutmaz.
Çalışmak içinde dinlenmek ister.
 
Yataklar perişan ahırdır sanki.
Çektiklerim bana veriyor sancı.
Her yerimiz yırtık modadır sanki.
Bu modadan kalıpçı kurtulmak ister.
 
Tahtalar çividir batar ayağa.
Keser sapı veya koşun dayağa.
Almıştır eline başlar vurmaya.
Gezer iken yavaş ve dikkat ister.

Sabah er kalkılır, gözler şişmiştir.
Ne ekmek bulunur, ne de yemek pişmiştir.
Yüzler yıkanacak suda bitmiştir.
Az buçuk yüzü de yıkamak ister.
 
Her şey para burda su da paradır.
Su bulunmaz bazen bizi aratır.
Her gün bize tam elli lira harcatır.
Para için çokça çalışmak ister.
 
Ekmek, helva tahta üstünde yenir.
Tek helvaya öğle yemeği denir.
Bilmeyenler bizi keyiftedir sanır.
Bilmek için inşaata çalışmak ister.
 
İşçilerin derdi çok, anlatmakla bitmez.
Yazılsa deftere kalemler yetmez.
İşçiler gariptir, zenginler bakmaz.
Söz çok uzar burda kemeyi ister.
Bekir Apa (Akkaya)/Ankara/Demetevler/26.06.1977

BİR TEŞEKKÜR

BİR AÇIKLAMA

Sizlerle paylaşmaya çalıştığım yazılardan Kur’an-ı Kerimle ilgili üç bölümlük yazıda Peygamberimizin ve eşinin mübarek isimlerinin bazılarında (SAV) ve (Hz.) ifadeleri kullanılmadan yazılmıştır. Bunun nedeni;   yazılar kaynaklarından aynen alınarak kullanılmasından dolayıdır.

Bu konuda bizi uyaran değerli dostum Öğretmen Dursun Kum’a teşekkür ediyorum.

Bekir AKKAYA/ Haziran – 2012/ KUMRU DESTAN GAZETESİ
.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............