Kumpas-Polemik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kumpas-Polemik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2023

MAKBULE ABLADAN ÇİĞ KÖFTE (8 Adet Fotoğraf)

***Bu 8 adet fotoğraflar15 Temmuz öncesi çekildi.

***Bu kez MAKBULE ABLAMIN mekanında MAKLUBELERİ yemekten bıkanlara yönelik daimi müşterilerine özel olarak ÇİĞ KÖFTE sunuldu.
***Bu vesile ile bir açıklama : Hayatımın hiç bir anında hiç kimseyi şucu bucu diye nitelendirmedim. Kendimi de hiç bir sınıfa sokamadım. Kendilerinden emin olanlara ve aklını kiraya vermeyenler bu fotoğraflardan alınmamalıdır. Bu fotoğraflar 15 Temmuz öncesinin

20 Ocak 2023

Hakkımda Hakaret İçerikli Bir Yazı /Şimdi Keyif Alma Zamanı.../DOST DEĞİL'den

İlk olmanın ağır sorumluluklarını hep yaşadım. Üzerime vazife olmadığı halde kuruduğum internet sitesi Kumru'da ilkti. Yazdıklarım ve yorumlarımdan menun olanlar binlerce idi. Ama bazen de hiç memnun olmayıp kendi halimce yaptığımı çok ciddiye alarak sataşanlar da yok değildi. Yaptıklarımı bir devlet meselesine bile dönüştüren zübükler vardı. İşte onlardan biri. Hiç değiştirmeden yayımlıyorum.

“Dost idi ama Şimdi Değil” adında bir isimsizden 04.07.2003 tarihinde hakkımda çok ağır bir eleştiri yazısı. Buyurun okuyun!  

Aslında veda yazısı yazdıktan sonra yazmamam gerek, biliyorum ama Yazılanları ya da sataşmaları okuyunca da yazmaktan kendimi alamıyorum.

Zira neresinden tutsam elimde kalıyor. Önce bazı gözlemlerimden bahsedeyim. İsteniyor ki sırf aynı şeyler söylensin. O zaman yapıcı Eleştiri oluyor. Yok, aleyhte bir

Görmedim, Duymadım Diyememenin Keyfini Yaşadım. İşte Bu Dilekçe Çalıştığım Okul Müdürlüğüne Verilmişti..

Öğrenci velilerinden makbuzsuz Para Toplamak suç olduğu halde hep toplanıldı. Ben toplamadığım gibi başta okul müdürleri olmak üzere toplayanları hep rahatsız etttim. İşte Okul Müdürlüğüne yazdığım bir dilekçe. Aynı dilekçeyi bir üst makamlara da ulaştırdım.         Okulunuzun 2/C sınıfını okutan sınıf öğretmeniyim. 17 yıldan bu yana da öğretmenlik yapmaktayım. Mesleğimi, okulumu ve tüm öğrencilerimi de son derece seviyorum. Onlara yardımcı olmak için de her türlü fedakarlığı yapmaya çalışıyor, kendimi yenilemek, öğrencilerime faydalı olmak için de gece gündüz çalışıyorum.

         1999 öğretim yılının sonunda başlayıp, şu anda bazı öğretmenlerce sürdürülen bireysel sınıf düzenleme ve öğrenci velilerinden toplanan 20-30 milyon arasındaki paralar benim öğrencilerimi psikolojik olarak olumsuz yönden etkilemektedir. Aslında ben de velilerimden gönüllü veya gönülsüz para toplaya bilirim. Ancak bir öğretmenin izinsiz olarak hem de makbuzsuz okul idaresinden, ilçe milli eğitim müdürlüğünden ve kaymakamlıktan habersiz nasıl para toplanabileceğini

Böyle Çapsız Adamlar Güya Kitap Çıkartarak Milleti Soyuyorlar!

Bu yaşıma kadar ne ilginç kişilerle tanıştım. Dijital fotoğraf makinalarının olmadığı, bilgi ve belgelerin bulunamadığı zamanlarda binbir emekle bulduğum buluşturduğum bilgi, belge ve fotoğrafları paylaşma adına bir çok insana ulaştırdım.

Onlardan tek arzuladığım şey "kaynak olarak ismimin zikredilmesi oldu." 

Ancak bu kişi ve kişilikler aldıklarını ya da çaldıklarını kitaba dönüştürerek akıllarınca para kazandırdılar. Hele biri varki o hala aynı hırsızlığını ve arsızlığını sürdürüyor. Benim gibilerden aldıklarını ve arakladıklarını hiç bir kaynak belirtmeden sürekli pazarlıyor.

Geçmiş yazışmalarımı karıştırırken elime aşağıdaki yazı geçti. 2000 yılında ilgili şahsa yazdığım bu mektuptan sonra güya kitap çıkardı ve dağıttı. Bütün yazdıklarım ve aşağıdaki gördüğünüz fotoğrafları kendisine teslim

18 Ocak 2023

Halk Güç- Dilek Taşına Koşuyor ! (Özel Haber)

Kumru – Düzoba Yaylası – Kurtalan Mevkiinde bulunan, yöre halkının “ GÜÇ –DİLEK TAŞI “ diye adlandırdıkları, efsanevi taş, yurdun bir çok yerinden gelen vatandaşlar tarafından ziyaretçi akınına uğruyor. Bir süre önce Kumru Erecek Yaylasında yapılan şenliklerde ve Düz oba Yaylasındaki şenliklerde  70 yaşındaki dedeler güreşmek isteyerek, güreş öncesi güç taşına oturarak, güç aldıklarını söylemişler ve güreşte gençlere oranla büyük başarı göstermişlerdi. Her iki şenliklerde yapılan dedeler güreşi yazılı ve görsel basında defalarca gösterilmişti.

         Daha çok yöre halkınca ziyaret edilen taşın gücü ve cinselliği artırdığına inanılıyor. Ayrıca taşa oturanlar her türlü dileklerinin de yerine geldiğini ifade ediyorlar.

         Yöre halkınca dilden dile anlatılan taşın ilginç bir efsanesi var. Taşın en ilginç özelliği ise taşa değişik yönlerden bakıldığında, çıplak bir kadının tüm vücudunun her alanını göre bilmek mümkün. Ayrıca taş modern bir koltuk olarak ta kullanıla biliyor. Taşı ilk olarak

1997 yılında tüm okuyucularına fotoğrafı ile birlikte Gazeteniz Ordu Haber duyurmuştu.

         Erecek ve Düz oba şenliklerine kadar daha çok gizli olarak ziyaret edilen taş, şimdilerde günün her saatinde ziyaretçi akınına uğruyor. Yöre halkı, bu yoğun ilgiden dolayı son derece rahatsız. Halk, taşın zarar görmesinden korkuyorlar. Yetkililerce taşın korunma altına alınmasını isteyen yöre halkı “ gerekirse kendimiz bekçi tutar taşımıza sahip çıkarız, taş bizim için ekmek su kadar önemli, her başımız daralsa fayda görüyoruz” diyorlar.

         Halk taşa o kadar önem veriyorlar ki, hükümet üyelerinin her birinin taşa oturmaları halinde “enflasyonun da geçim sıkıntısının da birden yok olacağını”söyleyenler bile çok fazla. Taşın profesörlerce de incelendiğini söyleyen yöre halkı, çocuğu olmayan bir çok ailenin taşa oturduktan sonra çocuklarının olduklarını ifade ediyorlar. Evlenemeyen, münasip birini bulamayan bir çok kız ve oğlanın bu taşa oturduktan sonra kısa zamanda gül gibi aileye kavuştuklarını, bunların bir çoklarının çocukları olduğunu, bu yüzden de taşı sık sık ziyaret ettiklerini vurguluyorlar.

         Kısacası Kumru’da bulunan taş,  belki de ümitlerini yetirenlerin, geçinemeyenlerin, şansı yaver gitmeyenlerin, ayrılma noktasında olanların, işi bozulanların şon şansı. Falcıların, muskacıların iyi pirim yaptığı günümüzde bu taşa oturmakta büyük fayda olduğuna artık bizde inanıyoruz. Hiç olmazsa taşa oturmak parayla değil. Bizden söylemesi. Gerisi size kalmış.................

                                                                                                        KUMRU

                                                                                                  Bekir AKKAYA

                                                                                                         23.08.2000                               

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Halk Güç- Dilek Taşına Koşuyor ! (Özel Haber)

Kumru – Düzoba Yaylası – Kurtalan Mevkiinde bulunan, yöre halkının “ GÜÇ –DİLEK TAŞI “ diye adlandırdıkları, efsanevi taş, yurdun bir çok yerinden gelen vatandaşlar tarafından ziyaretçi akınına uğruyor. Bir süre önce Kumru Erecek Yaylasında yapılan şenliklerde ve Düz oba Yaylasındaki şenliklerde  70 yaşındaki dedeler güreşmek isteyerek, güreş öncesi güç taşına oturarak, güç aldıklarını söylemişler ve güreşte gençlere oranla büyük başarı göstermişlerdi. Her iki şenliklerde yapılan dedeler güreşi yazılı ve görsel basında defalarca gösterilmişti.

         Daha çok yöre halkınca ziyaret edilen taşın gücü ve cinselliği artırdığına inanılıyor. Ayrıca taşa oturanlar her türlü dileklerinin de yerine geldiğini ifade ediyorlar.

         Yöre halkınca dilden dile anlatılan taşın ilginç bir efsanesi var. Taşın en ilginç özelliği ise taşa değişik yönlerden bakıldığında, çıplak bir kadının tüm vücudunun her alanını göre bilmek mümkün. Ayrıca taş modern bir koltuk olarak ta kullanıla biliyor. Taşı ilk olarak

4 Ocak 2023

3 Haziran 2022

Hamza Muslu "Sitenize besmelesiz girilmiyor, Çarpılacağım diye korkoyorum" diye yazdı

Hamza Muslu'nun bana ikinci kez yazdıkları

Daha önceden "hamuslu" adında Deniz Feneri Derneği yazım nedeniyle bir mesaj almış ve ona cevap vermiştim. Verdiğim cevaba bir cevap ve açıklama geldi. Bu kez açıklamada Deniz Feneri konu edilmedi ama bu kez benim yayın yaptığım www.kumru.org hedefe konuldu. İsmine de açıklık getiren ve kendisinin Hamza Muslu olduğunu ifade eden kişi "Sitenize çarpılacağım diye besmele çekmeden giremiyorum. " cümleleri ile Kumru'yu da Kurtarılmış bölge olduğunu söyledi. Bende kendisine uygun bir dille cevap vermeye çalıştım. İşte O mesaj ve benim cevabım...

hamuslu <hamuslu@mynet.com>

8 Ara 2008 02:08

Alıcı: Bekir AKKAYA

Sayın Bekir AKKAYA

Ben H. Muslu değil Hamza Muslu ... H.MUSLU sevdiğim değer verdiğim birisi...Bu kişisel duruşu ben Hamza MUSLU bireysel olarak yapıyorum.

Sizin kişiliğnize kesinlikle bir şey dediğim yok.Çünkü sizi tanımıyorum. Ama!....  Besmele çekmeden sitenize giremiyorum. Çarpılacaaam diye koırkuyorum. Ama anlıyorumn sizi. Şu anda sizin gibi düşünmeyen ve Tanrı'ya şükür sizinle dua etmeyenin yanınızda yeri yok, biliyorum... Ben Kumnru'da çoksesliliğin olması taraftarıyım.... Bu çokseslilik kesinliklele siyasidir. Ama bunun olamayacağını da görüyorım.

Kurtarılmış bir bölge olarak çok sevgili Kumru'ya v size  sevgilerimi sunuyorum....Hamza Muslu

------------------

Bekir AKKAYA <kumruhaber@gmail.com>

9 Ara 2008 00:30

Alıcı: Hamza MUSLU

Değerli Kardeşim Hamza MUSLU,

Hemen baştan söyleyeyim. Fikrin ne olursa olsun sitemizde görüş ve düşüncelerini istediğin gibi açıklayabilirsin. Belki de böyle diyeceğimi aklından bile geçirmedin. Hadi buyur, yaz gönder yayınlayalım.

Her ne kadar sen tanımadan kanaat oluştursan da bizim böyle bir düşünce ile bakmamız mümkün değil. Yazıyor ve istiyorsanız gönderin yayınlayalım...

“Besmele çekmeden siteye girilmiyor” sözünüz çok yanlış ve öne sürdüğünüz ve kendi tanımıza hiç uymuyor. Bırak siteyi her yere böyle girer bir Müslüman. Keşke bunu yapabilsek.

Hamza Muslu'nun İlk gönderdiği Mesaj 

Ancak sen yayınlarımızdan ve İslami bir düşüncemizden rahatsızlığını açıkça ifade ediyorsun . Hem tanımadığını söylüyor ardından da pervasızca iftirayı yanlış kanaatini ortaya koyarak hakareti de elden bırakmıyorsun...

“Siteye girdiğimde çarpılacağım diye korkuyorum” demek ne demek. Bu ülkede besmelesiz ev mi var, ocak mı var? Sen hiç mezarlıktan geçmedin mi? Sen hiç ölmeyen gördün mü? Ya da sen hiç ölmeyecek misin? İnsanı ancak dinsizlik çarpar, Kuransızlık çarpar. Bu cümleler nasıl bir cümle. Nasıl bir aşağılama?

Hem çok seslilik diyorsun hem de benim gibileri öcü olarak göstermeyi ihmal etmiyorsun.. Hem faşist davranıyor hem de özgürlük yaptığını söylüyorsun...ve burda da bırak hoşgörüyü "çok şükür " diyerek bize saldırıyorsun...

Ne demek “Kumru kurtarılmış bölge”...Kimden...Kim kurtarmış?

Peki sen ne arzu ediyorsun...ya da sen kurtarsan nasıl bir şey oluşturursun, Nasıl kurtarırsın? Çelişkili bir kafa...Çelişkili bir düşünce ...Yine de buyurun bu görüşlerini hem de suçladığın sitemizde yap...Büyük ihtimal buna bile cesaret edemezsin...Elinde güç kuvvet olsa bizim gibileri ya da kurtarılmış Kumruyu yok mu edeceksin...?

Bizden şimdilik bu kadar...Bu yazdığını sitemizde aynen yayınlayacağım...Ve bu yazdıklarımı da...

Site ziyaretcilermiz bu tür düşünceli insanları tanımaları açısından çok güzel cümleler yazmışsın...Bende var olan kanat şudur ki, iyi ki Cumhuriyet var. Yoksa bu düşünce sahipleri bizleri ya asar ya da keser.

Bu tür fikirli olanları bizler tasvip etmiyoruz. Hangi izimi savunursanız savunun ya da düşüncenize hangi adı uygun bulursanız bulun. Bu tür düşünceler kitaplarda faşizme olarak adlandırılmaktadır. Siz böyle olmayabilirsiniz ama ben şahsen böyle düşünüyorum

Tekrar söylüyorum ki, sitemizde adınıza bir yer açıp fikirlerinizi bizlerle açıkça paylaşabilirsiniz. şimdilik hoşça kalın...

Bekir AKKAYA/ 9 aralık 2008 /kurtarılmış bölgeden....

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Hamza Muslu "Sitenize besmelesiz girilmiyor, Çarpılacağım diye korkoyorum" diye yazdı

Hamza Muslu'nun bana ikinci kez yazdıkları

Daha önceden "hamuslu" adında Deniz Feneri Derneği yazım nedeniyle bir mesaj almış ve ona cevap vermiştim. Verdiğim cevaba bir cevap ve açıklama geldi. Bu kez açıklamada Deniz Feneri konu edilmedi ama bu kez benim yayın yaptığım www.kumru.org hedefe konuldu. İsmine de açıklık getiren ve kendisinin Hamza Muslu olduğunu ifade eden kişi "Sitenize çarpılacağım diye besmele çekmeden giremiyorum. " cümleleri ile Kumru'yu da Kurtarılmış bölge olduğunu söyledi. Bende kendisine uygun bir dille cevap vermeye çalıştım. İşte O mesaj ve benim cevabım...

Hakkımda Yapılan Habere İtirazım Var

Maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse onu bilemem. Ben böyle bir durumun olduğunu kesin sezinliyorum. Ama hiç kimse kendi çirkin emellerine bizi alet etmesin. Beyinlerinde olup ta söyleyemediklerini bizi alet ederek söylemeye kalkışmasın. Kimse de kuş kadar beyinleri ile bizi tahrik etmeye yeltenmesin.

            Yazdığımız yazı ortada. Söylenilen ve yazılan da ortada. Bu ortadayken bizim yazmadıklarımızı polemik konusu haline getirmenin maksadını anlayamıyorum.

            www.umru.tv'nin haberini okuyunca hayretler içersinde kaldım. Bu kadar insanları yanlış yönlendirmeye ve bu kadar maksatlı haber niçin yapılır anlamış değilim. Şimdi habere birlikte göz atıp yalan haberi açıkça deşifre ediyorum. İnşallah bu haberde benden bilinmez.

            Önce www.kumru.tv'deki haberin başlığına bakalım.

"BELEDİYE'NİN BROŞÜRÜ ÇALINTI ÇIKTI. AKKAYA TELİF HAKKI KAZANDI"

Yahu arkadaş bu bilgiyi nerden öğrendim adama sorarlar. Bekir Akkaya'nın Telif hakkı kazandığını nereden öğrendin? Sana bunu kim haber
verdi. Bu dava ne zaman açıldı. Ne zaman mahkemeye gidildi? Davayı kim açtı? Bu dava ne kadar sürdü? Sadece haberin başlığı bile sakat ve maksatlı. Burada benden yola çıkılarak başkaları yıpratılmak isteniyor. Ve ben de yıpratılmak isteniyorum.

Haber şöyle başlıyor. "Kumru Belediye Başkanlığı'nın bastırdığı Tanıtım kitapçığında 16 adet yazının ve bazı fotoğrafların izin almadan ve kaynak gösterilmeden yayınlandığı ortaya çıktı."

Bu giriş cümlesinde Belediye Başkanlığının adı özellikle öne çıkartılarak bir şeyler söylenilmeye çalışılıyor. Hatta burada bizim yazdığımız "16 kaynak" "16 yazı" olmuş çıkmış. Üstelik kumru.tv broşörü eline alsa baksa belediyenin bastırdığı bir şey olmadığını kesin görür. Haberin maksadı bu değil ki, belediye ile beni karşı karşıya getirip beni savunuyormuş gibi yapıp beni yıpratmak. Kesin bunu söyleyebilirim. Bu neden yapılır?

Haber devam ediyor. "Telif hakları kanununa göre bir suç olan bu uygulama ile ilgili Kumru.Org sitesi dava açmaya hazırlanıyor. "

Oysa ben yazımda ne yapacağımı bilmiyorum diye yazmıştım. "Dava açsam" ifadeleri de sadece bu broşürle ilgili bir konu değil, kaynak belirtmeden alıntı yapan tüm internet sitelerini de söz konusu etmiştim. 

Haberin devamı bir başka alem okuyalım "Alınan bilgilere göre olay şöyle gelişti. Kumru Belediye Başkanlığı çalışmalarını tanıtmak için Kumru'da bir esnafa tanıtım kitapçığı hazırlattı."

Haberde "Kumru Belediye Başkanlığının Kumru'da bir esnafa tanıtım kitapçığı hazırlattı" cümlesi tamamen asılsız. Bu kitapçık İzmir'de bir Reklâm ajansın hazırlattığı bir kitapçık. Büyük ihtimal haber'de Belediyenin hazırlattığı bir başka broşürden söz ediliyor ki, bu broşür benimde elimde ve bunda hiçbir doküman yazı ve fotoğraf bizlerle ilgilidir. Bizim sözünü ettiğimiz broşür İzmir'de basılan ve büyük ihtimal belediyenin hiç ilgisi olmayan bir broşürdür.

Haber şöyle devam ediyor. "Yaklaşık 5 bin liraya mal olan ve hazır ve çalıntı bilgilerden oluştuğu ileri sürülen bazı konu ve resimlerin bulunduğu kitapçıkta kaynak gösterilmedi.

Kumru'da yaklaşık 40 esnaf, Belediye Meclis üyesi, Partili ve şahısların da destek verdiği kitapçıkla ilgili Telif Hakları kanununa göre dava açılacak.

Haberde bazı şeyler bilerek kullanılmış. Şu cümlelere dikkat edin "Kumru'da yaklaşık 40 esnaf, Belediye Meclis üyesi, Partili ve şahısların da destek verdiği kitapçıkla ilgili Telif Hakları kanununa göre dava açılacak." Davayı kim açacak? Güya ben açacakmışım. Hadi açmıyorum şimdi ne yapacaksınız. Kime açacakmışım?  Belediye meclis üyeleri, partili ve şahıslar…Bari tüm reklam verenlerin adını da tek tek yazsaydınız ve ey ahali Bekir Akkaya size dava açacak ve buna fırsat vermeyin , denilseydi daha anlamlı olurdu ve maksada da daha kolay yoldan ulaşmış olurdun. Peki haberin başlığında ne demişti. "BELEDİYE'NİN BROŞÜRÜ ÇALINTI ÇIKTI. AKKAYA TELİF HAKKI KAZANDI" Haber başlığında telif hakkı kazandı denilecek, haberin içinde kitapçıkla ilgili Telif Hakları kanununa göre dava açılacak. Denilecek. Ya bunun hangisi doğru…

Haberin devamı aynen şöyle " Konuyu kendi web sitesinde duyuran www.kumru.org sitesi, kitapçığı hazırlayan kişiyi gizleyerek verdiği haberinde, kendisine ait olan 16 eserin ve bazı resimlerin çalındığını belirtti.

"Konuyu kendi web sitesinde duyuran kumru.org sitesi"nde cümlesinden bir şey anlayan varsa beri gelsin. Burada kitapçığı hazırlayan kişiyi gizleyerek verdiği haberinde, kendisine ait olan 16 eserin ve bazı resimlerin çalındığını belirtti." Haberi gizli olarak vermişiz ama o direk 16 eserimizi de çaldılar demişiz. " Nerde denilmiş. Oysa Belediyeye ait olmayan bir broşürden söz edildi. "Cümle de şöyle idi "Bizim 16 kaynaktan yararlanarak hazırladığımız yazı da hiç kaynak belirtilmedi" demiştik. Ama maksat hâsıl olsun haber de yalan olsun düşüncesi olunca böyle bir haber yazmak dayak atmak veya attırmak isteyenlerin başvurduğu bir durum.

Haberde tek doğru olan cümle şu ve cümle de böyle bununla bitiyor.  "Telif Hakları kanununa göre, emek sarfetmeden başkalarına ait bilgileri veya dökümanları izinsiz veya bedel ödemeden yayınlayanlar veya menfaat karşılığı satanlar hakkında hapis ve para cezası veriliyor.

Şunun bilinmesinde yarar var. Çirkin ve benim tasvip etmediğim bir durumu sezinlediğim an kendime yönelik bir menfaat da olsa feragat ederim. Benim için niyet ve asıl yapılmak istenen hedefin ne olduğudur. Maksadın üzüm yemek mi ya da bağcı dövmek mi olduğu konusunu kesin sorgularım.

Bu haberde iyi niyet hiç okumadım. Benim haklarımda bu haberde savunulmuyor. Bu haberde ben bir çok  düşüncenin olduğunu düşünüyorum. Bunlardan benimle ilgili durumu ifade edeyim.  Kumru Haber siteleri hedefe oturtulmuş ve dolayısıyla Bekir Akkaya kesinlikle yıpratılmak istenmektedir. Bu kanaatimiz yeni değildir. "Kapatabiliriz" yazısı bu nedenle yazılmıştır. Bu haberde bu sürecin devamından bir bölümdür.

www.kumru.org sayfası birilerine işaret edilirken kendi yapamadıklarını başkalarına yaptırmak arzusu bulunmaktadır. Ya da benim tahrik edilerek başkaları ile kavga etmem talep edilmektedir. Şunu söyleyeyim. Ben kimse ile kavga etmem. Tahriklere de kapılmamaya çalışırım. Daha önce de söylediğim gibi gizli maksadı sezinlediğim an haklarımdan da feragat ederim. Burada olacakta budur.

Bu vesile ile hemen belirteyim ki ilgili broşürde yayınlanan yazı benden araklanarak benim 16 kaynaktan derlediğim yazı buraya kaynak belirtilmeden koyulmuş olmasına rağmen hiçbir dava söz konusu olmayacaktır. Hele de bu maksatlı haberden sonra hiç olması mümkün değildir.

Gelelim kumru.tv'de yazılan haberin altına yazılan yorumlara. Bir kere hiç ciddiye almam. Olmayan şeylerin söylenmesinden hiç rahatsızlık duymam. Deliklerden nemalananların sözleri ile bir şey yapacak değiliz. Yaptıklarımız ortada. Ben görevim olmadığı halde maddi hiçbir ücret almadan ve hiçbir beklenti içersinde olmadan Kumru Kültürüne katkı yapmaya yerel bazda da olsa gizli kalan kültürel kaynakları ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Kanunen suç olmadığı sürece bunu yapmaya devam edeceğim.

Yazmasın filan demekle bir sonuç kimse alamaz. Ben bunu sürdüreceğim. 25 yıldır Kumru üzerine yüzlerce araştırmam yayınlandı. Doğrudur yanlıştır çokta önemli değil…Birileri belirtmese de Kumru ile ilgili bir çok ciddi eserde ismim ve yazılarım kaynak gösteriliyor. Bu benim için çok önemli. Bu sayede yaptıklarımın anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Son olarak özellikle belirteyim ki,  bu haber tamamen maksatlı bir haberdir. Kesinlikle iyi niyet hissetmedim. İlhan Tinciye açıkça şunu sormak isterim. Maksadınız nedir? Bekir Akkaya'yı  gerçekten vicdanınızda bu şekilde mahkum edebiliyor musunuz?

Benim sözünü ettiğiniz kişi ve kurumlarla kavgalı olmam size ne kazandırıyor? Niçin yazdığımız küçük bir yazıyı bu kadar tahrip ediyorsunuz. Neden olmayan şeyleri bu kadar olmuş gibi gösteriyorsunuz.

 Bu yorumu sen okudun mu İlhan Tinci. Okuduysan bunu nasıl buldun. Peki bu düşünceye katılıyor musun? Tabi yaptığın haber bu şekilde yorum yaptırıyor kendini bilmezlere.

DANIŞIKLI DÖVÜŞ 

  DOĞRUCU TALU

Merak etmeyin hem hoça efendi hemde şehriemin efendi, hemde işi karıştıran efendi AYNİ düşüncenin , ayni TARİKATIN mensuplarıdırlar. Olurmu canım öğle kavga etmek onlar KUMRU nun değerli eserlerini ortaya koyuyorlar bütcesi belediyeden anlaşırlar bir yerlerde .başkanımla bir akşam hoça efendi yemek yerler orada konuşurlar bu önemli KUMRU meselesini ve hali yoluna koyarlar canım. at deve hesabı olmasada filiz horoz meselesi çözülür. aha buraya yazıyorum TARİKATLU kumrulu AYDINLARIMIZ bilem bu önemli meseleyi endam- ü şeklü arz olunduğu üzere mahkemeyi gadu efendiye gitmeden denvreye girerler ve kelam bin selam arz ederek , şehrü eminefendimizin samurdaki evinde buyurduğu üzere sonuça vakıf eylerler inşaaallah. MAŞALLAH .  

Ve ben hiçbir zaman bu kafatasçılara ve maksadı kötü olanlara fırsat vermemeye özen göstereceğim. Siz mi? Büyük gazeteci olarak bu konuda sana bir şey söylemem mümkün değil. Yaptıklarında bir maksadın kesin vardır ki yapıyorsun. E eee Dünya bu! Bu da geçer Yahu demekten başka bir şey diyemiyorum. Allah insanın ve cinin "fis fis" vesveselerinden – şerrinden korusun. Ama herkesi korusun. Bazı olup bitenlerden dolayı "Bugünlerde en çok "Nas Süresi"ni okuyorum. Çünkü hiçbir gün dünden farklı değildir. Şeytan da kıyamete kadar bakidir.

Bu yazı aynı zamanda Kumru.tv'de yayınlanmak üzere kaleme alınmıştır.

Bekir AKKAYA/15 Şub 2009 19:21/Kumru TV



--
BEKİR AKKAYA
...
.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Hakkımda Yapılan Habere İtirazım Var

Maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse onu bilemem. Ben böyle bir durumun olduğunu kesin sezinliyorum. Ama hiç kimse kendi çirkin emellerine bizi alet etmesin. Beyinlerinde olup ta söyleyemediklerini bizi alet ederek söylemeye kalkışmasın. Kimse de kuş kadar beyinleri ile bizi tahrik etmeye yeltenmesin.

            Yazdığımız yazı ortada. Söylenilen ve yazılan da ortada. Bu ortadayken bizim yazmadıklarımızı polemik konusu haline getirmenin maksadını anlayamıyorum.

            www.umru.tv'nin haberini okuyunca hayretler içersinde kaldım. Bu kadar insanları yanlış yönlendirmeye ve bu kadar maksatlı haber niçin yapılır anlamış değilim. Şimdi habere birlikte göz atıp yalan haberi açıkça deşifre ediyorum. İnşallah bu haberde benden bilinmez.

            Önce www.kumru.tv'deki haberin başlığına bakalım.

"BELEDİYE'NİN BROŞÜRÜ ÇALINTI ÇIKTI. AKKAYA TELİF HAKKI KAZANDI"

Yahu arkadaş bu bilgiyi nerden öğrendim adama sorarlar. Bekir Akkaya'nın Telif hakkı kazandığını nereden öğrendin? Sana bunu kim haber

2 Haziran 2022

İslami Hassasiyetlerde Müslümanları Zındıklar Değerlendiremez!

Deniz Feneri Derneği’nin gönüllüsü olarak dokuz yıldan fazla çalıştım. Birçok garip ve ihtiyaç sahiplerine bu vesile faydam dokundu.

Bir gün geldi birçok İslami hayır kurumlarının başına gelen durum Deniz Feneri Derneği’nin de başına de geldi. Doğruluğu yanlışlığı bir yana bir kesim sırf Müslümanları zan altına bırakmak için sürekli saldırı içerisinde. Bunun kıyamete kadar süreceğine inananlardanım. Kötülüklerden, hırsızlıklardan, sahtekârlıklardan dem vuran bu İslam düşmanları keşke bu kavramlarda

samimi olsalar. Samimi Müslümanlar da bu kötü fiilleri zaten kabul etmiyor. Dertleri kötü fiiller olsa bizler de aynı tepkiyi kardeşimiz de olsa gösterir ve gösteriyoruz zaten. Ama onların dertleri hırsızlık, arsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık kesinlikle değil. Onlar İslam’a düşmanlar. Onlar İslami değerlere düşmanlar. İşin doğrusu şahsen ben cidden onlara karşıyım. Onlar benden ne kadar nefret ediyorlarsa ben de onlardan o kadar nefret ediyorum. Kırmızı çizgimiz onlar için de benim için de İslam’dır. Eğer niyetleri İslam değilse onların tepkileri ve eylemlerini desteklemeyen şahsım adına konuşuyorum namerttir.

Aşağıda okuyacağınız mail benim özelime gelmişti. Ben de tanıdık ve samimi olduğum biri olduğunu düşünerek aşağıdaki cevabı vermiştim.

Bir yerel gazetede yazdığım Deniz Feneri Derneği yazısı birini ciddi manada rahatsız etmiş ve bana şöyle yazmıştı.

hamuslu@mynet.com

“Afferin....Çalanlar, hırsızlar sizden olunca  devaaaaaaammmmmmmmm... Alman hükümeti komplo yaptı. Bizim çok namuslu hırsızlarımıza ceza verdi.... Hatta cezayı alanların bile suçunu kabul etmesine rağmen devammmmm. Allah'tan korkmadan...”hamuslu

KISA BİR AÇIKLAMA

Deniz Feneri ile ilgili Yazanın "hamuslu" ismiyle gelmesi bir tanıdık diye algıladım.  Bu yüzden de tanıdık bir dostumdan  geldi düşüncesiyle bir iki satır kendi düşüncemi dostumla paylaşmak istedim…Ve sadece bu mesajı da hamuslu@mynet.com adresine gönderdim. Eğer benim bildiğim HM değilse bu mesaj kesinlikle muhatapsız mesaj olup HM dışında kimseye de bu mesajı yazma ihtiyacı duymazdım.

Tanıdığım HM  hırsızlık ya da adaletsiz bir durumda kesinlikle bu şekilde karşı çıkar. İnan aynı duruşu kişisel olarak ben de yaparım.

Yanlışı kim yaparsa yapsın söylediği gibi aynıdır. Hırsız hırsızdır. Buna da kimsenin kesinlikle itirazı olamaz. Bunda hem fikiriz zaten.

Oysa inancımıza göre asıl olan niyettir. Niyet sağlam değilse yapılan her ne ise hayır gibi de gözükse Allah indinde hiçbir kıymeti yoktur. Bu noktada şöhret nam olsun diye biri cami yapar ya da Kuran okur sadece niyeti yüzünden külliyen felakete maruz kalır ahreti kaybeder, biri de Allah için bir taşı yerinden kaldırır o da muradına erer…

Asıl olan niyettir…Kesinlikle görüntü ya da başka şeyler adamı bu dünyada boşa düşür.

Kur’an-ı Kerim Maide süresinde " Size bir haber ulaştığında habere değil, size bu haberi getirene bakınız". Ayeti ortada dururken yine ben işin ya da  yapılanın doğruluğuna değil niyeti sorgularım. Kuran da bizden bunu talep etmektedir. Dolayısıyla bu doğru da olsa bu işi bu kadar orta yere getiren ve sürekli bunu işleyen basın, TV ya da her ne ise bunları sorgularım. Onlar kesinlikle senin benim gibi hırsızlığa karşı değil, Müslümanlara karşıdırlar. Yıl boyu yaptıkları bir kötü durumu sıradan  bir müslümanın yapması durumunda haktan yana gibi görünmeler benim gibileri insanların birden kanaatini değiştirmemelidir.

ÜSTELİK ŞUNUN BİLİNCİNDEYİM: Bir insan ben Müslümanım dedikten sonra bu hırsızlıkları ya kötü durumları yapamaz. Eğer “yapılıyor  denilirse " bu durumda yapanın zayıf ve iradesiz bir Müslüman olduğu söylenebilir.  Bunu da tartışacak ya da eleştirecek Aydın doğan gibi patronu olup haramzade sermayeli İslam düşmanı olanlar olamaz. Onların hiçbir dediğini benim gibiler hiç dikkate almaz.

Üstelik üç beş zayıf ve iyi huylu olmayan Müslümanlar koskoca camiayı zan altında bırakamaz. Bu genellemeleri ben kesinlikle art niyetli olarak görüyorum.

Olay sen ben olayı değildir…Olay ahlaksızlık bir durumdur. Bunu da kimse savunamaz. Ancak bu dünyada bazı şeyler cezasız kalsa bile hele de din adına ya da İslam adına bu dünyada yapılanların hesabını bir gün gelir Allah bozar…

Ancak Allah için yapılan ya da hiç şowu olmayan ya da görünmeyen niyetler yine öte tarafta niyetin durumuna göre yine Allah tarafından değerlendirilir. Birey olarak herkes kendi yaptığından sorumludur. Devletin kurumları da gerekirse cezalandırır. Bu dünya da Allah için yapılan iyiliklerin de derecelendirilmeleri mümkün değildir…Bu dünya da yapılan hiçbir şey  kıymeti ne olursa olsun niyeti Allah için olmayınca yardım da olsa hiçbir anlamı yoktur.

İşte benim gibiler yaptıklarımızı Allah için yaparız. Yolda benden elini açıp bir şey isteyen birine ben veririm sadece. Benim görevim vermektir. Adam gidip bunu kötü bir işte harcasa bile ben bu durumdan sorumlu değilim…Ben niyetim sebebiyle sevap kazanırken o o ahlaksız da  yaptıkları ile günahını artırır…Çünkü dinde emirler ve yasaklar Allah içindir…Kıymetini de Allah değerlendirir…

Biz Müslümanlar iyilik yapmaya devam edeceğiz. Münafıkların Müslümanlarla ilgili hiçbir sözüne itimat edemem ve etmiyorum. Alman'ın ya da Aydın Doğanın paçavraları birilerini ya da bir kurumu kötülüyor diye ben kötü diyemem. Bunlar İslam düşmanı münafıklardır. Ama sonları da yakındır…

Eğer benim tanıdığım HM iseniz sizinle bu konuyu enine boyuna konuşmak isterim.

Selam ve saygılar…Bekir AKKAYA /05 Aralık 2008 /KUMRU

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

İslami Hassasiyetlerde Müslümanları Zındıklar Değerlendiremez!

Deniz Feneri Derneği’nin gönüllüsü olarak dokuz yıldan fazla çalıştım. Birçok garip ve ihtiyaç sahiplerine bu vesile faydam dokundu.

Bir gün geldi birçok İslami hayır kurumlarının başına gelen durum Deniz Feneri Derneği’nin de başına de geldi. Doğruluğu yanlışlığı bir yana bir kesim sırf Müslümanları zan altına bırakmak için sürekli saldırı içerisinde. Bunun kıyamete kadar süreceğine inananlardanım. Kötülüklerden, hırsızlıklardan, sahtekârlıklardan dem vuran bu İslam düşmanları keşke bu kavramlarda

31 Mayıs 2022

Uydurma CANAVAR HABERİMİZ Epey Konuşulmuştu

         Her şey, koyun güden çobanın "koyunlarımı canavar parçaladı, canavarı gözlerimle gördüm" demesi ile başladı. 2 koyunun parçalanmış olması bile belde halkını inandıramadı. Birkaç gün sonra ise beldenin tam ortasında   geçen derenin hemen yakınındaki ormanda homurtu sesleri belde halkını ayağa kaldırdı. Durum Belediye Başkanı Hüseyin Yanar'a bildirilerek başkanla birlikte meraklı köylüler kazma ve küreklerle ormana yürüdüler. Ormana yakınlaştıkça çoğalan homurtu sesleri bir parça köylüleri korkutmuş olsa da dalga geçenlerde yok değildi. Bir anda gördüklerinden şaşkına dönen Belde halkı sağa sola kaçmaya başladı. Büyük bir gürültüyle ormandan uzaklaşmaya çalışan Canavar karşılarındaydı. Üç katlı bir ev büyüklüğünde bir ejderha gibi dört ayağının üstünde   çalılıkları yaslaya yasla yürüyordu. Kuyruğu bedeninden biraz büyük yaklaşık on metre kadardı. Hiçbir can kaybı olmadan canavarı bütün belde halkı çobanın söylediği gibi kendileri görmüştü.

            Üç gün sonra aynı ormana giden vatandaşlar canavarın yavruları ile karşılaştılar. Başkan Hüseyin Yanar'ın talimatı ile korumaya alınan yavru canavarlara "Yukarı Damlalı Canavarı" adı verildi. Ancak belde sakinleri korku içinde. Canavar her an yavruları içinde olsa köye dönerek zarar verir diye nöbetleşe gece sabaha kadar canavarın köye girmesini önlemeye çalışıyorlar.

            Makamında görüştüğümüz Yukarıdamlalı Belediye Başkanı Hüseyin Yanar " Beldemizde canavarın zarar vermemesi için gereken önlemleri aldık. Başlangıçta inanmamıştım ama Kendim gözlerimle gördüm. Ormanda bulduğumuz 3 tane Canavarın yavruları elimizde. Konunun incelenmesi için uzmanları beldemize davet ediyorum. Şu anda canavarın yavruları canlı olarak elimizde bulunmaktadır" dedi. Köylüler olarak asıl amacımız yavru canavarın analarını yakalamaktır. Şimdilik köyü koruma altına alarak halkı sürekli uyarıyoruz." Açıklamasında bulundu. *Bekir AKKAYA*22 Oca 2006 02:19 /TEMPO DERGİSİ



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Uydurma CANAVAR HABERİMİZ Epey Konuşulmuştu

         Her şey, koyun güden çobanın "koyunlarımı canavar parçaladı, canavarı gözlerimle gördüm" demesi ile başladı. 2 koyunun parçalanmış olması bile belde halkını inandıramadı. Birkaç gün sonra ise beldenin tam ortasında   geçen derenin hemen yakınındaki ormanda

30 Mayıs 2022

Kes Kopyala Yapıştırıcılar İçin Dostum Mehmet Arşın’a 2005 Yılında Yazdıklarım

 Sayın Mehmet Arşın,

“Fizmenin dünyaya ilk olarak açılımını yapacak bir site” cümlesi ilgili site için uğraşan kopyacılarınkabak gibi bir ayıbıdır.  Resmi olduğunu söyleyen bir bücür böyle dediyse hiç muhatap alınmamalıdır.  Bu cümle on yıl önce söylenilmiş olsa birçoklarının inanmaları imkân dâhilindedir. Ne var ki gerek www.kumru.org ve gerekse www.fizme.com sitesinin ne zamandır yayın yaptığını bırakın Fizmeli Hasan’ı Amerikalı Hans bile bilmektedir. Sadece

bilmeyenler hala dedemin yaşadığı yıllarda yaşayanlar ve teknolojiden nasiplenmemiş ve dünyadan habersiz yaşam içerisinde bulunanlardır. Bunların görememiş ve kavrayamamış olması o şeyin olmadığı anlamına gelmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu tür söylemler her ne şekilde söylenirse söylenilsin söyleyenin cehaletinin ne derecede büyük olduğunu gösterir. Cahile ise söylenecek söz henüz bulunamamıştır.

        Şu araklama işine gelince bu senli benli söylemin ötesinde yasal olarak suçtur. Bu bir yazı, bir fotoğraf, bir şiir ya da her hangi bir fikir ve sanat eseri olabilir. Bu ise eserin sahibinden izin alınarak ve kaynak belirtilerek bir yerden alınarak bir başka yerde yayınlanması kanunun gereklerine uygun olarak alınması mümkün olabilir.

        Fikir ve sanat Eserleri Kanununu ya da Telif Hakları Yasalarını Ya da İnternette Yayın Yapma kurallarını ilgili araklayıcılar mutlaka tez elden gözden geçirsinler. Özellikle de resmi kurum ve kuruluşlar mutlaka bulundukları hukukçulara bu durumu sorsunlar. İnternet çıkmadan önce benim şahsen gazete köşelerinde yayınladığım 1987’li yıllardaki araştırmalarımı araklayarak hiçbir kaynak belirtmeden güya sitelerinde veya başka alanlarında yayınlayanları yakında buralarda belgelerle teşhir edeceğim gibi kanuni yollara da baş vuracağımı özellikle belirtmek istiyorum. Şimdilik hiçbir site ya da yayınları söz konusu etmiyorum.

        Size bir ip ucu Fizme-fuzala; olgun adamlar; açıklaması benim resmen uydurmam ve hiçbir kaynağa dayanmayan sözlerdir. Bu doğru da olabilir yanlışta; Size başka bir ip ucu; Kumru tarihi diye yayınlanan metin ilk kez 1987 yılında Ordu Haber Gazetesinde Bekir Akkaya imzası ile yayınlanmıştır. Ve aynı yazı Kumru Kardelen Gazetesinde dizi yazı olarak ve yine Provizyon Gazetesinde Bekir Akaya imzası ile yayınlanmıştır. Ve yine Kumru ile ilgili www.kumru.4t.com sitesinde aynı yazı yer almıştır. Şu Kuman Türkleri ifadesinin kaynağını gösterecek bir tane araklayıcı gösterilemez. Neden ? Bu da bizde sır kalsın. Kısacası yakın bir zamanda ilgilileri ilgili mercilere şikayet ederek kanunun gereklerine uymayanları kanunun verdiği yolla şikayet edeceğim.

        Sayın Mehmet Arşin,

        İlgili araklayıcılar işlerine devam etsin. Bizlerden kes kopyala ile aldıkları biraz çuvalsın. Onlar her fotoğrafın hangi marka fotoğraf makinası ile çekildiğinin dahi bilindiğini, yayınlanan fotoğrafların gün ay ve saatinin dahi arşivlendiğini dahi bilmezler. Onlar ne arama motoru ne de teknolojik gelişmelerden haberdardırlar. Biz üretelim, onlar araklasın; Zaten öyle değil mi? Kimiler üretir, kimiler tüketir. Selam ve Saygılar. Bekir AKKAYA /20 Kas 2005 02:25

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

KONULAR