Kumru İlçesi'nin İlk Kültür ve Haber Sitesi -İnternette İlk Yayın : 1999
22 Ekim 2023
Geçti Bor'un Pazarı Sür Eşeği Niğde'ye /Namdar Rahmi Karatay ...
29 Aralık 2022
Eğri Öğüt /Abdurrahim Karakoç
Eğri Öğüt /Abdurrahim Karakoç
Dünya Bu Şiir : Halide Nusret Zorlutuna Seslendiren : Bekir AKKAYA
Dünya Bu Şiir : Halide Nusret Zorlutuna Seslendiren : Bekir AKKAYA
3 Aralık 2022
Ne Güzel
Ne Güzel
13 Mayıs 2022
Dağgüvezi (İslamdağ) Kurs Destanı (1973) -Şiir /Bekir AKKAYA
Aşağıdaki destan ya da şiir 02.12.1973 tarihinde benim tarafımdan(Bekir AKKAYA) yazıldı. Çok sayıda hatıramın olduğu kurs için o gün yazdığım bu şiir yüzünden hocalarım tarafından cezalandırıldım. Ayrıca bu şiir yok edildi. Ancak
ben bu şiiri bir kitabın yapraklarını birbirine yapıştırarak arasına saklamayı başardım. Bugün bana göre çok sıradan olan bu şiirin neden yasaklandığını ya da neden cezalandırıldığımı hala bilmiyorum. Bu kez notlarım arasından bu şiiri seçtim…
İşte 1973 yılında yazdığım o şiir.
Kumru’dan çıkınca yüreğim sızlar.
Beni gurbet ellerine attılar.
Kursta beni arkadaşlara kattılar.
Derdimi bir parça anlatacağım.
Kursa gelince doldu yüreğim.
Toprak değilim ki yere gireyim.
Arkadaş yok derdi ben anlatayım.
Böylece günlerim geçiyor baba.
Aylar geçe geçe açılıyorum
Arkadaşlar içine katılıyorum
Canım sıkıldıkça kitap okuyum
Böylece günlerim geçiyor anne.
Adım Bekir Apa dertlerim çoktur.
Böyle kurs dünyada bir daha yoktur.
Kursun olduğu yer çokta soğuktur.
Ağlaya sızlaya geçiyor günler.
Sabah salasında kalkıyor herkes.
Soğuk zaten çoktur es rüzgârım es
Durmuyoruz hiç boş yapıyoruz ders
Dersi yapa yapa geçiyor günler.
Sabah salasında uyanamazsan.
Uyanmadığına pişman olursun.
Hocanın elinde büyük bir dayak.
Kaçmaya saklanmaya bir yer ararsın
Ezan okundu mu kapı kitlenir.
Tezden kalkmayanlar içerde kalır.
Hoca ise eline bir soba alır.
Ağlaya sızlaya namaz kılarsın
Sabah saatinde yemek vaktinde
Bir tabak yemek yenir bir kapta.
Yersin mercimeği başka şey yokta.
Kurdu seçe seçe bıkar kalırsın.
Dersimizi sorarsan dersimiz iyi
Kimimiz Arapça okur kimimiz beyi
Hocamızı sorarsan Fatsa’nın beyi
Arapça okurken hayret kalırsın.
Hafızları sorarsanız pek fazla vardır.
Arapça okuyanlar Sübyanlardandır
Bir Hocamız vardır Gölköyündendir.
Hafızlığını bilsen bülbül sanırsın.
Öğle olur yemek vaktide gelir.
Herkes bir tabağı eline alır.
Yediğimizi görenler, hayvan yer sanır.
Pancar yiye yiye bıkar kalırsın.
Her gün pancar pancar iyi de olsa.
Yiyemediğimiz pancar tabakta kalsa.
Ahcmız bunu hemen de görse
Lafı söylerken bakar kalırsın
Akşam olur yemek vakti de gelir.
Arkadaşlar eline bir tabak alır.
Yine meşhur pancar başa güreşir.
Yiye yiye bunu bıkar kalırsın.
İkinci yemekte incir hoşafı
Yaparsın içinde güzel kurt ağı
Koydurduğun komposto pancar tabağı
Kurdu yiye yiye şifa alırsın.
Sıhhatimiz iyi iyi dersimiz.
İmanımız iyi siyah fesimiz.
Yüz kişiyi bulur bizim sayımız.
Talebeyi görünce şaşar kalırsın.
Yazma Bekir Apa bu kadar yazma.
İyilik görmeyle kötülük yazma…
Sana da verirler güzel bir ceza…
Bunu yazdığına pişman olursun.
02.12.1973
Bekir Apa(Akkaya)
Kuran Kursu Talebesi
Bekir Akkaya’nın Not Defterinde…20.04.2008/Kumru
KAYNAK : WWW.KUMRU.TV
Dağgüvezi (İslamdağ) Kurs Destanı (1973) -Şiir /Bekir AKKAYA
Aşağıdaki destan ya da şiir 02.12.1973 tarihinde benim tarafımdan(Bekir AKKAYA) yazıldı. Çok sayıda hatıramın olduğu kurs için o gün yazdığım bu şiir yüzünden hocalarım tarafından cezalandırıldım. Ayrıca bu şiir yok edildi. Ancak
9 Mayıs 2022
İNŞAAT İŞÇİLİĞİ VE DESTANI/ İmam Hatipli’nin Not Defteri -10 / Bekir AKKAYA
Fındık toplamak yani bizim buralarda amelelik yapmak için ilk işe gidişim 1975 yılında oldu. Giresun-Bulancak’ın bir köyünde 1975 yılında tam bir ay fındık ameleliği yaptım. Gidenlerin çok iyi bildiği çok ilginç ve yorucu bir fındık toplama deneyimi oldu benim için.
Ortaokul ve lise yıllarımda yaz tatilimin büyük bir kısmını çalışmakla değerlendiriyordum. Bu yıldan sonra her yıl fındık mevsiminden sonra çok sayıda Kumru dışında fındık toplamaya
gittim.Kısa süren fındık ameleliğinden sonra ise büyük şehirlerde daha uzun bir zaman çalışmak için gurbette inşaat işçiliğine gidiyordum. İlk inşaata gidişim ise 1977 yılında Ankara - Demetevler oldu. 1977 yılından sonra her yıl inşaata gitmeye başladım. Bu inşaat işçiliğim okul yıllarım bitip göreve başlayıncaya kadar devam etti.
1977 yılında ilk inşaat deneyimim Ankara’da gerçekleşti. Bir ay süre çalıştığım Ankara’da epey para kazandım ve hayatımın en çok parasını gördüm. Hemen belirteyim, burada benim patronluğumu iki kişi yaptı. Bana bu iki patronumun çok büyük yardımları dokundu. Geçen ay Kumru’da talihsiz mermer düşme sonucu vefat eden Salih Dikili Ağabeyimle yine Duman Köyünden Necati Ağabeyler benim patronlarımdı. Kendilerinden çok hoşgörü ve yardımlar gördüm. İnşaatta çok acemi olduğum halde beni hep korudular.
Daha sonraki yıllarda bugüne kadar onlarla hep görüştüm ve onlara her gördüğümde kendilerine teşekkür ettim. Salih Dikili Ağabeyime Allah rahmet etsin dualarımı iletirken Necati Ağabeye de buradan sonsuz selamlarımı iletiyorum.
Yine Duman Köyünden Abdurrahim’i, Musa Ağabeyiyi, İsa Ağabeyi, Vefat Eden Celal Ağabeyi ve oğlu Resulü ve Faruk arkadaşımı bu zamanda tanıdım. Bunlarla hala görüşür o günleri güzellikle anarız. Hatta Demetevler üçüncü Cadde de kaldığımız kovuşta “O güzel Aşkımıza” Türküsü yüzünden Faruk’la kavgamız ve bizi hiç ayırmadan izleyen Abdurrahim muhabetini hiç unutamam. Yine aynı kavgadan sonra gecenin iksinde Salih Ağabeyle Necati Ağabeyin Faruk’u kovuştan uzaklaştırmalarını bugün Farukla birlikte gülerek anlatırız. Benim için bu inşaat çalışması ilginç hatıralar barındırıyor. İlk Ankara’yı karış karış gezişimde yine bu yıl gerçekleşmişti.
Daha sonrada çok sayıda uzak vilayetlere inşaatta çalışmaya gittim. Ancak benim için Ankara – Demetevlerdeki ilk çalışmam gücümün de yetmemesi nedeniyle hayli zor olmuştu. İnşaat işçiliği bana çok zor gelmişti.
Bilenlerin bildiği gibi o yıllarda “Destan” denilen şiirler sokakta bir teyp eşliğinde satılır “anneler-babalar” nağmeleri sokakları doldururdu. Bir ölüm ya da garip olaylar destana dönüştürülür ve sokakta güzel bir makamla okunurdu. Alınan destanlar köylerde özellikle kadınların kalabalık olduğu yerlerde sesli olarak destan satanlar gibi okunurdu. Herkesin evinde onlarca destanı mevcuttu. Destan okumak bir marifet sayılırdı. İyi bir destan okumak için iyi bir ses ve iyi bir makam bilmek gerektirirdi. Öğünmek gibi olmasın ama ben o yıllarda aranan bir destan okuyucusu idim. Gözyaşları içerisinde günde bir destanı 20-30 kez okuduğum olurdu.
İşte bu nedenle olsa gerek, ben her karşılaştığım durumu destan yazarak anlatmaya çalışıyordum. Yazdığım destanlarda o yıllarda bayağı kabul görüyordu. Şu anda elimde o günlerde 25-30 kuruşlarla aldığım destanlar mevcut.
Şimdi ise sizlere Ankara – Demetevlerde inşaatta çalışırken yazdığım destanı paylaşmak istiyorum. Buyurun birlikte okuyalım…
ANKARA-DEMETEVLERDE İNŞATTA (GALIP İŞİNDE) ÇALIŞTIĞIM ZAMAN YAZMIŞ OLDUĞUM VE BÜTÜN İNŞAAT İŞÇİLERİNİN YAŞANTISINI KENDİ BİR AYLIK İNŞAAT YAŞANTIMDA ANLATAN DESTANIM (1977)
İNŞAAT DESTANI
Ben kalıp işçisi dert dile geldi.
Dertlerim birikti işte bu sergi
Her gelen geçenler halimi sordu
İşte anlatıyom dinlemek ister.
Sabah saat sekiz aldım keseri
İnşaat işi bu çalışmak ister.
Başka iş çok kolay, zor değil serseri
Her işi önceden denemek ister.
Elimde keserim belimde çivi
Üç gün durmak ile özledim evi
Bir kilo geliyor, gömleğin kiri
Boş zaman bulup ta yıkamak ister.
Çalışmak zor değil, inşaat zordur.
Kereste çok fazla ismi de boldur.
Bunların en başı meşhur beşondur.
İleri geriye taşımak ister.
Kısa tahta ise ismi kılapa
İşçiyim, Bekirim soyadım Apa.
Yüksektir inşaat, en yüksek kata.
Kılapa, beşonu taşımak ister.
Burası Ankara Demetevlerdir.
İşçisi kan ağlar keyfte beylerdir.
Sıcak ter döktürür beni ağlatır.
Bu gibi anlarda sabretmek ister.
Öğünlük belimde keser elimde
Çivi çakmaktayım tahta önümde
Beşonu, onbeşi hem de yanımda.
Çiviyi çakmaya izan el ister.
Kalıp işi Kalıp kelepçek vardır.
Mayası var, kiriş, kanadı kaldır.
Keresteler çoktur hem de ağırdır.
Kaldırmak için de çok kuvvet ister.
Paslandım kirlendim, çivi kiri bu,
Şu beyaz bir günde simsiyah oldu.
Yattığım yerler çöplerle doldu.
Odayla samanlığı tanımak ister.
Tahtalar ağırdır çakması zordur.
Acemiysen eğer, ikaz da boldur.
Çiviyi çakması acemiye zordur.
Tez öğrenmek için çok dikkat ister.
İşçiye namaz yok oldum beynamaz.
Bu böyle giderse namaz kılınmaz.
Saat on ikidir, göz uyku tutmaz.
Çalışmak içinde dinlenmek ister.
Yataklar perişan ahırdır sanki.
Çektiklerim bana veriyor sancı.
Her yerimiz yırtık modadır sanki.
Bu modadan kalıpçı kurtulmak ister.
Tahtalar çividir batar ayağa.
Keser sapı veya koşun dayağa.
Almıştır eline başlar vurmaya.
Gezer iken yavaş ve dikkat ister.
Sabah er kalkılır, gözler şişmiştir.
Ne ekmek bulunur, ne de yemek pişmiştir.
Yüzler yıkanacak suda bitmiştir.
Az buçuk yüzü de yıkamak ister.
Her şey para burda su da paradır.
Su bulunmaz bazen bizi aratır.
Her gün bize tam elli lira harcatır.
Para için çokça çalışmak ister.
Ekmek, helva tahta üstünde yenir.
Tek helvaya öğle yemeği denir.
Bilmeyenler bizi keyiftedir sanır.
Bilmek için inşaata çalışmak ister.
İşçilerin derdi çok, anlatmakla bitmez.
Yazılsa deftere kalemler yetmez.
İşçiler gariptir, zenginler bakmaz.
Söz çok uzar burda kemeyi ister.
Bekir Apa (Akkaya)/Ankara/Demetevler/26.06.1977
BİR TEŞEKKÜR
BİR AÇIKLAMA
Sizlerle paylaşmaya çalıştığım yazılardan Kur’an-ı Kerimle ilgili üç bölümlük yazıda Peygamberimizin ve eşinin mübarek isimlerinin bazılarında (SAV) ve (Hz.) ifadeleri kullanılmadan yazılmıştır. Bunun nedeni; yazılar kaynaklarından aynen alınarak kullanılmasından dolayıdır.
Bu konuda bizi uyaran değerli dostum Öğretmen Dursun Kum’a teşekkür ediyorum.
İNŞAAT İŞÇİLİĞİ VE DESTANI/ İmam Hatipli’nin Not Defteri -10 / Bekir AKKAYA
Fındık toplamak yani bizim buralarda amelelik yapmak için ilk işe gidişim 1975 yılında oldu. Giresun-Bulancak’ın bir köyünde 1975 yılında tam bir ay fındık ameleliği yaptım. Gidenlerin çok iyi bildiği çok ilginç ve yorucu bir fındık toplama deneyimi oldu benim için.
Ortaokul ve lise yıllarımda yaz tatilimin büyük bir kısmını çalışmakla değerlendiriyordum. Bu yıldan sonra her yıl fındık mevsiminden sonra çok sayıda Kumru dışında fındık toplamaya
İslam Bekir Akkaya'nın Neresinde/ Şiir / Haşmet UZAR
Beş vakit namazın kılmaz
Ramazanda orucun tutmaz
İslam hocanın neresinde
-----------
Saltanatı yok halifesi yok
Kara çarşafı yok sesi yok
Yalan demez fesi yok
İslam hocanın neresinde
----------
Bilmez nedir ehli sünnet
Haşır nedir nedir kıyamet
Herkese biraz cennet
İslam hocanın neresinde
---------
Avrupalı bezin rakçı sazın
Kısa don giyer kızın
Doğruyu sizde yazın
İslam hocanın neresinde
---------
Bir yüzün Türk bir yüzün Arap
Bir içersin zemzem bir içersin şarap
Ne mescit gördün nede mihrap
İslam hocanın neresinde
---------
Düşkün sokakta dilenir
Azgın kabararak dolanır
Hocam davetlerde yalanır
İslam hocanın neresinde
---------
İyiye iyi demez kötüye kötü
Pisliği örtecek hangi örtü
Analamaktan tüylendi sırtı
İslam hocanın neresinde
---------
Küskün durur cünüp dolaşır
Ağzı dili yalana bulaşır
Hangi duası yaratana ulaşır
İslam hocanın neresinde
----------
Uzatmayalım gazeli keselim sözü
Sam amcanın dönmüş gözü
Kanla beslenir namussuz özü
İslam dünyanın neresinde
----------
Ev demedi hane demedi
Fakir fukara ekmek yemedi
İslam’ın boynunda CONİ kemendi
İslam dünyanın nesrinde
Haşmet UZAR /2008 /KUMRU TV İNTERNET SİTESİ
Not : kalıp Gazi METİN’den alınıp düzenlenmiştir
İslam Bekir Akkaya'nın Neresinde/ Şiir / Haşmet UZAR
7 Mayıs 2022
Canım Annem Fatma Akkaya’ya (Şiir)/Bekir AKKAYA
Canım Annem Fatma Akkaya’ya (Şiir)/Bekir AKKAYA
30 Nisan 2022
Fark Etmez (Şiir) /Bekir Akkaya
Doğulsa ne olur, ölününce ne.
Bütün çaba hepsi bir kefen için
Birikse ne olur birikmese ne.
********
İlk doğuş nedir ki sonu nolacak
Dünya götürülmez almaz ki kucak.
Bu toprak gününde bizi alacak.
Yüz yaşasak nolur yaşamasak ne.
******
Ölüm bu hakikat gerçek ve gerçek.
Zalimde mazlumda burdan geçecek.
Güzelim çiçekler bir bir solacak.
Bizim olsa nolur olunmasa ne.
******
Gelmek hakikatse gitmekte öyle.
Hakikatın özü çok derinlerde.
Yaratılış neyse ölümde öyle.
Bilinse ne olur bilinmese ne.
******
Kimi fetva verir kimi söz söyler.
Bazen hakikate yanaşır özler.
Yaratan aslını gizlerde gizler.
Açık olsa nolur gizli olsa ne.
******
Yazılır çizilir öğrenmek için.
İcatlar en iyi yaşamak için.
İhtişam ve renkler göz zevki için.
Olunsa ne olur olunmasa ne.
******
Özün var olması mutlak hakikat.
Ölümden sonrası açılır kanat.
Ne bu dünya gerçek ne biz hakikat.
Yaratan biliyor, biz bilmesek ne.
******
Bekirim ben kirin pasın içinde.
Nefsim çok kudurmuş otun içinde.
Ansızın gideriz günün birinde.
Çok bilinsek nolur bilinmesek ne.
***Bekir AKKAYA/Kasım-2008/KUMRU
Fark Etmez (Şiir) /Bekir Akkaya
26 Mart 2022
Hergele /Şiir
Hiç emek vermedi pahalı sattı.
Sıkıştığı yerde attı da attı.
Uzaktan göründü bak şu gelene.
Mahalleyi sulandırdı hergele…
*******
Bir camiye gitti, yalandan kıldı.
Bilmediği şeydi, kıldı da kıldı.
Hacı gördü hoca gördü sarıldı.
Fetvayı bastırdı, dağıttı yine.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
*******
Ben sizdenim dedi, öteye geçti.
Meyhaneye gitti içti de içti.
Davette yedikçe kendinden geçti.
Sofranın başına oturdu yine.
Kafaları karıştırdı hergele.
*******
Tevbe şükür dedi, yalan konuştu.
Bulduğu kazları yoldu da yoldu.
Ne oradan oldu, ne şurdan oldu.
Güçlü gördüğüne takıldı yine,
Kafaları karıştırdı hergele…
*******
Resmi çıkanları dayımdır dedi.
Hiç helal bilmedi, hep haram yedi.
Ne adam tanıdı, ne dost belledi.
Bir yolunu buldu, yine sahnede.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
*******
Bir ora bir bura, hep laf taşıdı.
Ebilerle şakıdı da şakıdı.
Çok şımardı bazen, çok sakarlaştı.
Ettiği tövbeyi bak bozdu yine.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
*******
Bazen uçtu uçtu, bazen de sürrtü.
Düne kadar ipsiz, tam bir züğürttü.
Davarda otladı, inekte güttü.
Geçmişi unuttu, şimdi sahnede.
Mahalleyi aşağıladı hergele.
*******
Ne ilkesi belli, ne duruşu var
Oturma özürlü tam da bir hıyar.
Ne saygıdan anlar, ne sözden anlar.
Bacağı amuda, kaldırdı yine.
Mahalleyi utandırdı hergele.
*******
Fitne fesat durmaz eker de eker.
Kulunu çağırır, hep teker teker.
Bulunduğu yere şerrini döker.
Hayırlı bir işte olmadı yine.
Şeytanı da unutturdu hergele.
*******
Üstadı azamlık, almak demektir.
Tıkıştırmak, atıştırmak yemektir.
Çıkardır, paradır cep doldurmaktır.
Hak etmediğini bak aldı yine.
Mahallenin yüzkarası hergele.
*******
Akkaya Bekirim hergele yazdım.
Yazdım yazdım ama az bile yazdım.
Bir e-mail aldım, çok fazla kızdım.
Tevbemi tekraren bozdurdu yine.
Sözümüz bitmedi, bilsin hergele…
Bekir AKKAYA/ KUMRU/Ocak-2009
Hergele /Şiir
Hiç emek vermedi pahalı sattı.
Sıkıştığı yerde attı da attı.
Uzaktan göründü bak şu gelene.
Mahalleyi sulandırdı hergele…
*******
Bir camiye gitti, yalandan kıldı.
Bilmediği şeydi, kıldı da kıldı.
Hacı gördü hoca gördü sarıldı.
Fetvayı bastırdı, dağıttı yine.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
17 Ekim 2021
HERGELE /Şiir) -Bekir Akkaya
Sıkıştığı yerde attı da attı.
Uzaktan göründü bak şu gelene.
Mahalleyi sulandırdı hergele…
*******
Bir camiye gitti, yalandan kıldı.
Bilmediği şeydi, kıldı da kıldı.
Hacı gördü hoca gördü sarıldı.
Fetvayı bastırdı, dağıttı yine.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
*******
Ben sizdenim dedi, öteye geçti.
Meyhaneye gitti içti de içti.
Davette yedikçe kendinden geçti.
Sofranın başına oturdu yine.
Kafaları karıştırdı hergele.
*******
Tevbe şükür dedi, yalan konuştu.
Bulduğu kazları yoldu da yoldu.
Ne oradan oldu, ne şurdan oldu.
Güçlü gördüğüne takıldı yine,
Kafaları karıştırdı hergele…
*******
Resmi çıkanları dayımdır dedi.
Hiç helal bilmedi, hep haram yedi.
Ne adam tanıdı, ne dost belledi.
Bir yolunu buldu, yine sahnede.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
*******
Bir ora bir bura, hep laf taşıdı.
Ebilerle şakıdı da şakıdı.
Çok şımardı bazen, çok sakarlaştı.
Ettiği tövbeyi bak bozdu yine.
Mahalleyi karıştırdı hergele.
*******
Bazen uçtu uçtu, bazen de sürrtü.
Düne kadar ipsiz, tam bir züğürttü.
Davarda otladı, inekte güttü.
Geçmişi unuttu, şimdi sahnede.
Mahalleyi aşağıladı hergele.
*******
Ne ilkesi belli, ne duruşu var
Oturma özürlü tam da bir hıyar.
Ne saygıdan anlar, ne sözden anlar.
Bacağı amuda, kaldırdı yine.
Mahalleyi utandırdı hergele.
*******
Fitne fesat durmaz eker de eker.
Kulunu çağırır, hep teker teker.
Bulunduğu yere şerrini döker.
Hayırlı bir işte olmadı yine.
Şeytanı da unutturdu hergele.
*******
Üstadı azamlık, almak demektir.
Tıkıştırmak, atıştırmak yemektir.
Çıkardır, paradır cep doldurmaktır.
Hak etmediğini bak aldı yine.
Mahallenin yüzkarası hergele.
*******
Akkaya Bekirim hergele yazdım.
Yazdım yazdım ama az bile yazdım.
Bir e-mail aldım, çok fazla kızdım.
Tevbemi tekraren bozdurdu yine.
Sözümüz bitmedi, bilsin hergele.(2008)