Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

24 Ocak 2021

Örgütlü toplum mu? Demokratik toplum mu/ Cemalettin Yaktı

"İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin gelişiminin ne kadar önünü açmadığında. Feodal bir yapıyı örgüt diye yutturmada değil, demokratlıkta."

            Öncelerden örgütlü toplumun faydaları üzerine ne kadar makaleler okuduk. Ne kadar konferanslar dinledik. O kadar çok tartışmalarda bunu savunduk ki sayısını hatırlayamam.

    Örgütlü olmanın hak aramadaki gücü, almadaki mahareti ,ikna ediciliği vs. Yaşam tecrübesi ile bilgi arasında tam

bir paralellik olması lazım. Bilgi yaşam tecrübesinin denetiminde ona kılavuz, onun yandaşı, onun en keskin muhalifi ve de yaşam tecrübesinin en sadık talebesi olmazsa işe yararlığı açısından eksiklikler içerir.

           Örgütlenme deyince aklımıza demokrasinin gelmesine nasıl alıştırıldık bilemem. Bazen öyle yanılgılar içine giriyoruz ki örgütlenirsek ,bir araya gelirsek sorunlar kendiliğinden çözülecek, halloluverecek gibi. Fakat örgütlenme öyle başka sorunları beraberinde getiriyor ki eski sorun; eskisinden de beter bir sorunlar yumağı haline geliyor. Salt örgütlenme amaç halini alınca örgütlenme için başta var olan amaç yitip gidiyor. Bizim toplumumuz tarih boyunca hep örgütlüydü zaten. Hiç bir tarihte örgütsüz olmadı ne yazık ki?

Aile, sülale, dergah, tekke,tarikat,parti,lonca,ahilik,mezhep, hemşerilik,bölgecilik,boy,soy,mülkiyelilik,tıbbiyelilik,memurluk,karayolculuk vs. Peki bizim yüz yılardır yarattığımız bu örgütlenmeler neden sorunlarımızı çözmedi? Batıdaki örgütlenmelerin hepsi bizde eskilerden beri mevcuttu. Ya onlarla aynı zamanlarda ya da çok fazla zaman aralığı olmadan mevcuttu. Bizim toplumumuz en eski tarihlerden beri her konuda örgütlenmeyi doğal bir davranış olarak benimsemiştir. Hatta örgütlenmeyi toplumsallaşma olarak algılamıştır. Biz cemaat olmayı her zaman sevmişizdir. Araştırın bakın ,sorun soruşturun bu böyle.

Peki o zaman neden kendimizin eskiden beri derin tecrübelerimiz olan bu konularda, eskilerimize dönüp bakmıyoruz? Aslında bu günkü bilinenin tersine tarihte hiçbir toplum bizim kadar örgütlü bir toplum olmadı. Biz padişahlar mı devirmedik? İsyanlar mı çıkarmadık? Bizim taşımızdan toprağımıza, fikrimizden zikrimize kadar her şeyimiz örgütlüydü.

Bizim asıl derdimiz işte bu örgütlerden kurtulmak olmalıydı. Biz birey olamadık bu örgütler yüzünden. Hala da olamıyoruz. Onun içinde hiçbir şeyde başarılı olamıyoruz. Aynı tip yaşantı, aynı tip düşünüş, hatta ve hatta aynı tek “üniforma” giyiniş bizde.

Toplumumuzda o kadar çok örgütlenmeler var ki artık gına geldi. Bireysel gelişimin, inisiyatifin, bireysel farklılıklar oluşturmanın, bireysel tercihler oluşturabilmenin önü bizde hep tıkalıydı zaten. Şimdiki ve önceden oluşturulan örgütler zaten bu gelişimin önünü kestikleri için bizden ilerilerde diye tarif ettiklerimiz varlar. Hatta ve hatta ticaretten siyasete, sanat ve edebiyattan, dini yaşantımıza kadar belirleyici bu örgütlenmeler. Hem de taraflı ve yanlı. Yandaşsa iyidir, doğrudur. Değilse kötüdür, yanlıştır.

Ben kendi şahsıma daha çok bireyleşme tarafındayım, daha çok özgürleşme tarafındayım. İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin gelişiminin ne kadar önünü açmadığında iş. Feodal bir yapıyı örgüt diye yutturmada değil, demokratlıkta.

Cemalettin YAKTI/28 Aralık 2002    /www.kumru.org/kumruhaber/KUMRU
        
 © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...