"İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin gelişiminin ne kadar önünü açmadığında. Feodal bir yapıyı örgüt diye yutturmada değil, demokratlıkta."
Örgütlü olmanın hak aramadaki gücü, almadaki mahareti ,ikna ediciliği vs. Yaşam tecrübesi ile bilgi arasında tam
bir paralellik olması lazım. Bilgi yaşam tecrübesinin denetiminde ona kılavuz, onun yandaşı, onun en keskin muhalifi ve de yaşam tecrübesinin en sadık talebesi olmazsa işe yararlığı açısından eksiklikler içerir. Örgütlenme deyince aklımıza demokrasinin gelmesine nasıl alıştırıldık
bilemem. Bazen öyle yanılgılar içine giriyoruz ki örgütlenirsek ,bir araya
gelirsek sorunlar kendiliğinden çözülecek, halloluverecek gibi. Fakat
örgütlenme öyle başka sorunları beraberinde getiriyor ki eski sorun; eskisinden
de beter bir sorunlar yumağı haline geliyor. Salt örgütlenme amaç halini alınca
örgütlenme için başta var olan amaç yitip gidiyor. Bizim toplumumuz tarih
boyunca hep örgütlüydü zaten. Hiç bir tarihte örgütsüz olmadı ne yazık ki?
Aile, sülale, dergah, tekke,tarikat,parti,lonca,ahilik,mezhep,
hemşerilik,bölgecilik,boy,soy,mülkiyelilik,tıbbiyelilik,memurluk,karayolculuk
vs. Peki bizim yüz yılardır yarattığımız bu örgütlenmeler neden sorunlarımızı
çözmedi? Batıdaki örgütlenmelerin hepsi bizde eskilerden beri mevcuttu. Ya
onlarla aynı zamanlarda ya da çok fazla zaman aralığı olmadan mevcuttu. Bizim
toplumumuz en eski tarihlerden beri her konuda örgütlenmeyi doğal bir davranış
olarak benimsemiştir. Hatta örgütlenmeyi toplumsallaşma olarak algılamıştır. Biz
cemaat olmayı her zaman sevmişizdir. Araştırın bakın ,sorun soruşturun bu
böyle.
Peki o zaman neden kendimizin eskiden beri derin
tecrübelerimiz olan bu konularda, eskilerimize dönüp bakmıyoruz? Aslında bu
günkü bilinenin tersine tarihte hiçbir toplum bizim kadar örgütlü bir toplum
olmadı. Biz padişahlar mı devirmedik? İsyanlar mı çıkarmadık? Bizim taşımızdan
toprağımıza, fikrimizden zikrimize kadar her şeyimiz örgütlüydü.
Bizim asıl derdimiz işte bu örgütlerden kurtulmak
olmalıydı. Biz birey olamadık bu örgütler yüzünden. Hala da olamıyoruz. Onun
içinde hiçbir şeyde başarılı olamıyoruz. Aynı tip yaşantı, aynı tip düşünüş, hatta
ve hatta aynı tek “üniforma” giyiniş bizde.
Toplumumuzda o kadar çok örgütlenmeler var ki artık
gına geldi. Bireysel gelişimin, inisiyatifin, bireysel farklılıklar
oluşturmanın, bireysel tercihler oluşturabilmenin önü bizde hep tıkalıydı
zaten. Şimdiki ve önceden oluşturulan örgütler zaten bu gelişimin önünü
kestikleri için bizden ilerilerde diye tarif ettiklerimiz varlar. Hatta ve
hatta ticaretten siyasete, sanat ve edebiyattan, dini yaşantımıza kadar
belirleyici bu örgütlenmeler. Hem de taraflı ve yanlı. Yandaşsa iyidir, doğrudur.
Değilse kötüdür, yanlıştır.
Ben kendi şahsıma daha çok bireyleşme tarafındayım, daha
çok özgürleşme tarafındayım. İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin
gelişiminin ne kadar önünü açmadığında iş. Feodal bir yapıyı örgüt diye
yutturmada değil, demokratlıkta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...