20 Ocak 2023

Güçlü ve Zayıf İnsan / Bekir AKKAYA

Dünya kurulduğundan bu yana, güçlü insan tanımlaması çok değişiklik göstermiştir.  Daha çok vurup kıran, iri yapılı insanlar güçlü olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında para ve sermaye sahipleri de hep güçlü olarak gösterilmiştir. Bu gün dahi sermaye güç olarak gösterilse de, korku, endişe ve güvensizliğin bulunduğu yerde güçten söz etmek doğru değildir. Güç gösterisi olarak lanse edilen değerler aslında, yok olma sıkıntısını da beraberine bulundurur. Bu değerlere sahip olanlar ellerindeki güç faktörlerini kaybetme telaşı içersindedirler.

         Günümüzde modern psikoloji, güçlü ve zayıf insanları farklı bir şekilde tanımlar. Bu ise insan bilincinin gelişimi ile doğrudan ilgilidir.  İnsan bilinci Ken Keyes’ göre yedi basamaktır. Her ne kadar insan bilincinin bulunduğu noktalar , kişiye göre değişse de, yapılan her basamak bireyin bulunduğu yeri de çok az yanılma ile belirler. Ken Keyes’e göre, bilinç merkezleri ya da insanların bulunduğu noktalar üç düşük merkez ve dört yüksek bilinç merkezleridir.  Düşük merkezler; 1. Güvenlik Merkezi, 2. Duygu merkezi, 3. Güç merkezi.  Yüksek bilinç merkezleri; 1. Sevgi Merkezi, 2. Bolluk Merkezi, 3. Bilinçli Farkındalık, 4. Kozmik Bilinç merkezleridir.

         Bu basamakları aşağıdan yukarı olarak düşünürsek, altta olan üç merkezdeki kişilerin özellikleri güçsüz oldukları görülür. 

En alt basamakta bulunan 1. sıradaki güvenlik merkezindeki insanların özellikleri şunlardır. Bu basamakta duran insanlar kendilerini güvenlikte kabul etmezler. Hep savunma durumunda bulunurlar. Enerjilerini savunmaya harcarlar. Kendilerinin güvenliği sebebiyle herkesi düşman kabul ederler. Bu insanlar çok yorgundur. Gün boyu uyusalar da dinlenemezler. Bu basamakta duran insanlar çok zayıf ve en alt basamaktaki insanlardır.

         2. basamak olan duygu merkezi de alt basamak olup bu basamakta yer alan insanlarda zayıf ve çaresiz insanlardır. Bunların en belirgin özellikleri ise; buradaki insanların hayatı boş görünür. Anlık zevk peşindedirler. Bu basamaktaki insanlar sürekli kendilerini çevre ile kıyaslarlar. Bunlarda kesinlikle var olanla yetinme yoktur. Bunlar huzur ve mutluluğa kesinlikle ulaşamazlar.

         Alt basamaklardan üçüncü merdiven olan güç merkezi, diğer iki basamağa göre yüksektedir. Ancak bu basamakta duran insanlar hep çelişkidedir. Bunlar da güçsüz insanlardır.  Burada bilinç insanları yönetme, prestij, zenginlik, gurur, statü ve politik güçle meşgul olur. Bu insanlar çevresine sürekli emreden, insanlara düşüncelerini esrarla kabul ettirmeye çalışan davranışlar gösterir. Bu insanlar çevresinden sürekli tepki görür. Ayrıca bu insanlarda sürekli kaybetme korkusu vardır.

         Yukarıda ifade ettiğimiz ilk üç basamak güçsüz ve zayıf insanların özelliklerini ve davranışlarını göstermektedir. Aslında bu tanımlama ve özellikler tasavvuffta da söz konusudur.  Bütün bunlara rağmen önemli olan kişinin kendisini nasıl hissettiğidir. Bu basamakları beğenmeyip kendilerini daha yüksek basamaklarda görmekte mümkündür. Çünkü insan kendini nasıl hissederse en doğru tanımlama da budur. Yine de biz Ken Keyes’e kulak verelim.

         Ken Keyes’e göre dört basamak güçlü insanların bulunduğu noktalardır. Eğer basamakları yukarıya doğru sıralarsak 4. sırada yüksek bilincin 1.si olan sevgi merkezi bulunur. Bu basamakta bulunan insanlar alt basamaktaki insanlara göre güçlü, yüksekteki basamaktakilere göre ise alttadır. Bu basamakta bulunan insanların özellikleri ise, Bu basamaktaki  insanlar başkalarını yargılamaz. İnsanları olduğu gibi kabul eder. Bu insanların sağlığı ve morali iyidir. Kimseyi düşman olarak görmezler. Herkesi koşulsuz olarak severler. Buradaki insanlar, insanlardan kaçmazlar. Bu düzeydeki insanlarda önceki basamaklardaki sorunlar sorun olarak değerlendirilmez.

         5. basamak ise bolluk basamağıdır. Bu basamaktaki insanlar 4. basamağa göre daha da güçlüdürler. Bu basamakta bulunan insanlar büyük bir bereket ve mutluluk ve huzur içindedirler. Buradaki insanların hiçbir bağımlılığı yoktur. Bütün insanları ve olayları buradaki insanlar, mutluluk için gerekli ve cömert dünyanın bir parçası olarak görür. Güçsüz insanların sorun olarak gördüğü hiçbir şey buradaki insanlarda hissedilmez.

         Basamakların altıncısı ise bilinçli farkındalık merkezidir. Bu basamak çok güçlü bilinci bulunan insanların bulunduğu yerdir. Buradaki insanlar da insanları yargılama ve değerlendirme yoktur. Bu merkeze ulaşanlar yalnız kendilerini gözlerler. Bu basamakta sosyal roller yerine getirilir. V e hayat bir oyun olarak algılanır. Bu oyunlar oynanırken incinme ve savunma yoktur. Hayattaki bütün davranışlar tarafsız bir şekilde sürdürülür.

         Son ve yedinci basamak Kozmik bilinç basamağıdır. Bu en yüksek ve en güçlü insanların bulunduğu noktadır. Bu durumda kişi her şeyle bir olur. Kişi artık kendini gözlemez. Beden , zihin, duyu bir bütün olur. Bu kişilerde gözde perdeler kalkmıştır.  Sınır diye bir şey yoktur. Bu basamaktaki kişiler hiçbir şeyden ayrı değildir. Tasavvufta bu duruma gelenlerin “ENEL HAK” dedikleri bilinmektedir.

         İnsanların güç anlamında, erdemlilik anlamında hangi noktada bulunduklarını söylemek zor olsa da modern psikolojinin bazı görüşleri ip uçlarını da vermektedir. Bu bilime göre güçlü insan, hiçbir şeyin eksikliğini duymayan, kendisine güvenen, gelecekten korkmayan, hiçbir bağımlılığı olmayan ve gerçek anlamda özgürlüğü yakalamış insandır. Güçlü insan öfkesini yener. Sevgi doludur. Mutlu ve başarılıdır. Güçlü insan etrafındakileri etkiler de kimse incinmez. Daha doğrusu güçlü insan bilgiye sahip olan ve bu bilgileri kendine ve çevresine en iyi şekilde kırmadan dökmeden suna bilen insandır.

         Modern psikolojiye göre zayıf insan ise; her zaman güçlü görünmeye çalışır. Bu şekilde zayıflıklarının üstünü örtmeye çalışır. Zayıf insanlar övülmekten son derece hoşlanır. Hiç dayanamadıkları şey ise eleştiridir zayıf insanların. Güçsüz insanlara hatalarını kabul ettirmek imkansızdır. Güçsüz insanlar her şeye hakim olmak, herkes tarafından takdir edilmek, başkalarından sürekli iyi yönlerini duymak isterler. Sürekli huzursuzluk içersinde yaşadıklarından her yerde huzursuzluk kaynağı olurlar. Çünkü güçsüz insanlar kıskançtırlar. Güçsüz ve zayıf insan sık sık öfkeye kapılarak itibarını kaybeder ve kendini küçük düşürür. Herkesi ve her olayı kişiliğine yönelik bir tehlike olarak görür. Güçsüz insan ömrü boyu hep hayali düşmanlar üretir ve bunlarla mücadele ile mutsuz olarak ömrünü bitirir. Güçsüz ve kişiliksiz insanlar para, şöhret, makam ve sülalelerle öğünür. Her fırsatta bunları gündemde tutar. Ancak bugünkü bilgi toplumunda hiç etkili olamazlar. Zayıf insanlar başkalarının görüşlerine derhal karşı çıkarlar. Onlara hiç hak vermezler.

         Samuel Smiles’in şu sözü ile yazımızı noktalayalım. “HER ŞEYİN İYİ TARAFINI GÖREBİLMEYİ BİR ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMEK , BİN STERNLİK BİR YILLIK KAZANÇTAN DAHA İYİDİR”

         Bekir AKKAYA-KUMRU-OCAK-2001

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...