İlke
ve ilkel kelimeleri lugatlarda alt alta yazılsa da bir birlerinden çok farklı
kelimelerdir. Bu kelimelerle insan tanımlanırsa ilkeli insan ve ilkel insan
olarak ortaya çıkar. Bu durumda bu iki insan birbirlerine çok uzak bir
mesafededir.
Mesela ilkel insan ilkeli insan olamaz. Çünkü ilkel insan basit ve iptidai bir varlıktır. Hiçbir konuda ilkesi ve prensipleri yoktur. Anlık hareket eder. O andaki menfaatine hangi şekil uygun geliyorsa öyle davranır. Eğer ilke ve ilkelin ne anlama geldiğini daha
önceden bilmiyorsanız muhatap olduğunuz ilkel insanlardan çekeceğiniz vardır.İlkeli
insana inat ilkel insan hiçbir ahlak kuralı ile uyuşmaz. Hiçbir renkle de sınır
tanımaz. Bazen kırmızı, bazen yeşil bazen de alacadır. Çoğu kez de kendi
ilkelliğini başkasında görür. Bakış açısı yamuk olduğu için sadece
karşısındakini değil, bütün kainatı yamuk görür. İlkel bir şekilde çevresine
saldırır. Aciz ve basit ruhlu olduğundan sınır da tanımaz.
İlkel
insan, ilkeli insana inat haset, fesat ve kıskançtır. Çevresine atamayacağı
hiçbir iftira çeşidi yoktur. Beceriksizliğini, yeteneksizliğini ve
zayıflığını bu yolla örtmeye çalışır.
Her şeyi kendine hak görür. Her şeyin en güzeline o layıktır. Bir asalak
sürüngen gibi çarpmaya çalışır, ya
çarpar ya da çarpılır.
İlkel
insan ilkeli insana inat son derece nankördür. Yer içer, eder de gider.
Yüzsüzlük ve ilkesizlik onun için prensip haline gelmiştir.
Zayıf
hissettiğine aslan kesilen ilkel insan, güçlü gördüğüne yapamayacağı yalakalık
sınır tanımaz. Dün küfrettiğine, bugün sarılabilir. Dün size kötülediğini bugün
methü sena edebilir. Bu istikrarsızlıktan da hep yalnız kalır. Yalnızlaştıkça
da sağa sola saldırır. Bu saldırılar güçlü birine denk gelinceye kadar devam
eder.
Kelime
ve kavramlar aslına uygun ve uygun yerde kullanılırsa anlam ifade eder. Yoksa havada kalır. Hiçbir
ilkesi olmayan, hiçbir ahlak kuralı tanımayan birilerinin ilgili kavramları kullanması
ilkesizliğinde ötesinde suç işlenildiğinin de belirtisidir. Bu kendi kendini
ele vermek, ilkelliğinde belgesi haline gelir.
İlkel
insan, İki satır yazı yazar, 30 yerden çalar ve altına adını yazar. Hayatı hep
ilkesizliklerle doludur. İlkesizlerle iş birliği içinde kendi kendini tatmin
edilmeye çalışır. Çarpmak için tenekecilik yapar çarpılır. Memurluk yapar
çarpılır. Onun için çarpmanın ve çarpılmanın sınırı olmaz. Eline geçen her işe
bir menfaat temin etmek için yaklaşır. Para hırsından yapamayacağı,
satamayacağı hiçbir değer yoktur. Yıllarca ilkesizleri hak etmediklerini
verdikleri savunur durur.. Zaten ilkel insan kimi savunursa o da batar.
Kendisinin de batması muktedirdir. .
Yaptıklarından bazen kanun önünde, bazen de ilkeli insanlarca yargılanır.
İlkel
insan ilkeli insana inat yazdıklarına ve söylediklerine bile sahip çıkamaz.
Sıkıştığında parmakla işaret ederek başkalarını güya karalamaya çalışır. Güya
kendini kurtarır. 2500 dolar alamadım ya da çarpamadım diye her iftirayı
atmaktan çekinmez. Sanki perde arkasını kimse bilmiyor. Gözlerinin yumulu
oluşu, ferasetinin eksikliğindendir. Yoksa bu ilkelliğe bir de feraset olsa vay
halimize.
Bu
yazılar ilkel insanlara bir yol göstermek amacıyla yazılmış olup, ilkelliğin de
bir ilkesi olabileceğini hatırlatmak amacıyla kaleme alınmıştır. Biz böyle
devam etmek istiyoruz diyorlarsa bizlere tirübünlere çıkıp kahve içip onları
seyretmek düşer. Hırslarınız, kinleriniz ve fesatlıklarınız daim olsun.
Birilerine
bir hatırlatma; güz gülleri ya da kumru kuşu artık uzaklarda. Baba da Çankaya
da değil artık. Daha önceki numaraları şimdi de yaparken biraz dikkat
edilmesini, aksi takdirde geçen kabuslu günlerin tekrar yaşanabileceğini
hatırlatmak isteriz. Bizden söylemesi... Gerisi sana kalmış...
Bekir AKKAYA / 15.05.2002 /KARADENİZ HABER POSTASI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...