Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

2 Ocak 2010

Dersimiz sigara!/Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Bazı kişiler, hayatlarında ağızlarına hiç sigara almamış olabilir. Ama böyle yapmakla bundan kurtulmuş olmazlar.


Çünkü sigara, içeni de, içmeyeni de etkileyen ve esir alan bir muzırdır… Yani uzak kalmak o kadar kolay değil.

Bazen yaşları
küçük çocukları sigara içerken görürüm. Özellikle de geç vakitlerde, internet cafe denilen o zararlı mekânların önlerinde…

Ortam müsaitse, neye canlarının sıkıldığını sorarım. Eğer güven duyarlarsa, başlarlar anlatmaya.

Kısaca bir dokun bin ah işit!

Sonra, sigara içerek bu dertlerin üstesinden gelip gelemeyeceklerine sıra gelir.

İşte o zaman çoğu boyun büker.

Yani, pekâlâ biliyorlar o meretten hayır gelmediğini. Sonra, “Atın ölümü arpadan olsun” gibi savunma yoluna da gitmiyorlar.

Öyleyse neden sarılıp sığınırlar ona?

Bu konuda her çocuğun bir hikâyesi var. Kimisi büyük olmak, kimisi varlığını ispat etmek, kimisi erkek görünmek, kimisi delikanlı olduğunu göstermek istemiş… Hele de “yasak” denilmesi, kafalarında ayrı bir zevk oluşturmuş. Bunun sebebi açık…

Bilgisiz toplumlarda yasaklar, daha çok ilgi çeker.

Sigara hakkında pek çok tartışmaların yapıldığı bir gerçektir.

Araştırmalara bakılırsa, hiç faydasından bahsedilmediği kesin. Bunun içindir ki, paketlerin üstüne “Siğara sağlığa zararlıdır” yazılıyor.

Bu akla hitap eden bir ifade. Ama akıl iyi eğitilmeyince, bunun pek faydası olmadığı görülüyor.

Şimdi ise, resimlere yer verilecekmiş… Belki de bu yolla zararları, biraz daha somut hale getirebilir. Yani hem akla, hem göze hitap ettiği için.

Bize göre bunların yanında şu da denenebilir…

Sigara paketlerinin fiyatları göz önünde bulundurularak, bir takım karşılaştırmalara gidilebilir.

Meselâ, “Bunun bir günlük parasıyla şu kadar peynir, ekmek, ya da zeytin alınabilir” şeklinde ifadelere yer verilebilir. Tabiî ki bir aylık, yıllık ve ömürlük hesaplar da yaptırılabilir.

En azından, evde eşlerin ve çocukların bu yazıları okuyup caydırıcı rol oynamaları mümkün.

Bir ara, kuru yemiş dükkânı işleten birisiyle bu konuda küçük bir deneme yapmıştık. Paketlerin üstündeki “sigara sağlığa zararlıdır” yazan yerin üstüne, “bunun yerine şunları alabilirsiniz” şeklinde etiketler hazırlayıp yapıştırmıştık.

Bir müddet sonra dükkân sahibi ne dedi, biliyor musunuz?

-Hoca! Sen benim ekmeğimle oynuyorsun! Evde cocukları karşı çıkıyorlarmış. Bu yüzden de müşterilerim azaldı.

Haliyle iş yürümedi. Keşke bir müddet daha devam ettirebilseydik. O zaman, belki bunu daha geçerli bir “kural” olarak ileri sürebilirdik. Ama araştırmacılar benzer deneyler yapabilirler. Hem de iyi bir tez olur. Çünkü burada, önemli bir eğitim metodu söz konusu.

Bir de şu var…

İnsanların bir kısmı, maalesef, zararlı olan şeyleri kazanç kapısı haline getirmiş. Önce bu konuda zihinleri eğitmek ve tedbir almak gerek.

Sigaranın zararı konusunda ortada bu kadar deney ve bilginin olmadığı zamanlarda, bazı din âlimleri arasında da konu, helal ve haram boyutuyla tartışılmış. Maalesef, hem içerek ve hem de onay vererek sigarayı savunanlar çıkmıştır.

Yeri gelmişken, sigara konusunda bir iki hatıramı sizlerle paylaşmak isterim…

Bir ara görev yaptığım üniversite, kötü alışkanlıkların önlenmesi ile ilgili olarak bir sempozyum düzenlemişti. Katılmcılar arasında doktorlar ve veterinelerin yanında bir de ilâhiyat öğretim üyesi vardı.

Doktorlar gerçekten zararları konusunda, hem sözlü ve hem de görsel olarak çok yönlü bilgiler sundular. Veterinerler de öyle…

Ama ilâhayatçıyı dinleyince salonda bulunanlar şoke oldu. Nerdeyse, herkese sigara içmesini tavsiye edecek kadar ileri gitmişti.

Meselenin özü neydi biliyor musunuz?

Ne olacak?

Bağlı bulunduğu kanaat önderinin sigara içmesi… Hepsi bukadar!

Üstelik kendisi de içmiyordu. Fakat kör taklidin öyle bir esiri olmuştu ki...

Bir ara, iki öğretim üyesinin konuşmasına şahit olmuştum. Daha önce bunlar, bir ortaöğretim kurumunda idareci olarak çalışmışlar. Birisi iyi tiryaki.

Ne var ki bazen sigarası bitiyormuş. Fakat üzülmeye gerek yok. Hemen arkadaşı imdada yetişiyor.

Diyormuş ki…

-Sen beş on dakika sabret. Şimdi öğrencileri bir sigara muayenesinden geçirip hallederiz!

Ne âlâ eğitimcilik, değil mi?

Öğretmenliğe ilk defa bir ortaöğretim kurumunda başlamıştım. Bu arada, öğrencilerin çeşitli dallardaki sportif ve kültürel faaliyetlerine de yardımcı oluyordum.

Öğrencilerin hiç haberi olmadan, sigara içenleri ve içmeyenleri rakip takımlara yerleştirdim. Hepsine de aynı destek verildi. Yiyecekten tutunuz, antreman saatleri ve spor kıyafetlerine kadar. Ama sonunda ne oldu, biliyor musunuz?

İçenlerin hepsi mağlup oldu… Özellikle de atletizmde bu, kendini daha çok belli etti. Hemen hemen hepsi, koşu parkurundaki ilk tepeyi aşamadı. Tıkanıp kaldı.

Sonunda öyle bir şoke oldular ki… Pek çoğu içmeyi bıraktı. Çünkü hem mağlubiyeti, hem de zararı bire bir yaşadılar. Ayni zamanda sigarının bir karizma sağlamadığını da gördüler.

Yalnız sonunda bazılarının şöyle bir serzenişi oldu…

-Hocam! Bunu baştan niye söylemediniz?

Cevabım şu oldu…

-Söyleseydim de, sigaranın şerefini kurtarmak için daha mı çok antreman yapsaydınız?

Günümüzde, sigara dâhil, kötü alışkanlıkların, sağlık başta olmak üzere pek çok alanda zararı olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu konuda ciddi tedbirlerin alındığı bir gerçek. En azından toplu taşıt ve şehirlerarası seyahat araçlarında iyi sonuçlar alınmaktadır. Ama sürücülerin çoğu, heniz bu yasağa uyma konusunda direniyor. Kapalı mekânlardaki yasaklar da öyle. Şimdiye kadar içenlere, pek de kanunda yazılı olan cezanın verilmediği bilinmektedir.

Anlaşılan o ki kanun çıkarmak tek başına yetmiyor…

Meselâ şu çelişkiye bakınız…

Okullarda sigara bulundurmak öğretmene serbest, öğrenciye yasak!

Yasak herkese getirilirse bir anlam ifade eder.

Aynı şekilde sağlık ve din hizmetleri gören personel için de bu söz konusudur.

Hani bir söz var…

Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!

Yani topluma rehber olma durumunda olan kişiler, önce bu yasağa kendileri uymalı.

Kim bilir belki de ilerde vekil, idareci, polis ve memur olma şartları arasında, sigara ile ilgili ifadelere yer verilecektir.

Elbette ki bu, bir eğitim, anlayış ve seviye meselesi.

Bu konuda korkum şu…

Birileri ortaya çıkıp, “Bu çağda böyle şey mi olur; herkesin hürriyeti var” gibi laflar ederse… Hele de işi anayasa mahkemesine taşıma girişiminde bulunursa…

Bu konuda ilke şu olmalı…

İnsanlara ve çevreye zarar vermeyen insanın yetiştirilmesi…

Aslında bütün ilimler de bu noktaya vurgu yapar.

Demek ki sadece sigara hedef alınarak problem çözülemiyor.

Diğer meselelerimiz de öyle…

Hani ne derler?

Ağacı seyreden ormanı göremez!

Her halde bu konuda, daha epeyce fırın ekmek yemek gerekecek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...