Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

22 Eylül 2016

Düzmece Belge İle Sürgün Emri / Bekir AKKAYA

Uzun zamandır bu yazıyı yazıp yazmama konusunda kararsız kaldım. Etkilendiğim ve şok yaşadığım olaya şahit olmama rağmen  henüz alenileşmiş bir durum yok.  Yani muhatabım birinci ağızdan bana bir şey söylemiş değil.  Bana ulaşılan bilgi her ne kadar ben kastedilsem de üçüncü şahsa benim terbiye edilmem ve kulağım çekilmem için ulaştırılmış. Sözünü ettiğim şahıs o kadar yüksekte ki benden tarafa dönmeyi ya da kulağımı çekmeyi bile kendine yakıştıramamış. Büyük ihtimal kirlenirim diye benle kendi arasına aracı koyuyor.
İlgili aracı da görevini yapmanın keyfi ile ilgili kişi ile beni terbiye etmenin sevap olduğunu, dolayısıyla bana da büyük

19 Eylül 2016

BU ADAMCIKLAR GÜYA İDARECİ..

RAHMETLİ BÜYÜĞÜM AZMİ GÜRGEZOĞLU "GÖRGÜ ,TAHSİLİ BOZAR" DEMİŞTİ. YANİ ZENGİNLİK TAHSİLDE DEĞİL, EDEP VE TERBİYEDEDİR.KONUŞMA VE DAVRANIŞ SİZİN DERİNLİĞİNİZİ DE ORTAYA KOYAR...

ŞİMDİ SİZLERE TARAFIMA GELEN DÖRT ADET  24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜ KUTLAYAN MESAJLARI SUNUYORUM.

BU MESAJLARA BAKIN VE EN SON MESAJIN SEVİYESİNE BAKIN. GÖRDÜĞÜNÜ ÜZERE ADAMCIK TAM BİR DİP.

BİRİNCİ MESAJ CUMHURBAŞKANIMIZDAN. ..

“Degerli ogretmenim... Gelecegimizin teminati olan cocuklarimizi ve genclerimizi, ulkelerine ve milletlerine hayirli insanlar olarak yetistirmek icin verdiginiz emek, gosterdiginiz gayret icin tesekkur ediyorum. Yeni egitim-ogretim yilinin hayirli olmasini, basariyla gecmesini diliyor, size sevgilerimi, saygilarimi sunuyorum.”  Recep Tayyip Erdogan Cumhurbaşkanı.

İKİNCİ MESAJ BAŞBAKANIMIZDAN...

“Yeni egitim ogretim yilinin basta siz degerli ogretmenlerimiz olmak uzere tum egitim camiamiz ve ulkemiz icin hayirlara vesile olmasini diliyorum. Gecmisinden aldigi guc ile gelecegi insa edecek; muspet ilimlere vakif, ayni zamanda bayrak, vatan ve millet sevgisiyle donanmis nesiller sizlerin ellerinde sekillenecektir. Bu kutsal vazifenizi ifa ederken her daim yaninizda olacagimizi bilmenizi isterim. Ustun gayretlerinizden dolayi her birinize milletim adina tesekkur ederken, Yeni egitim ogretim yilinda basarilar diliyor; sahsinizda tum ogrencilerimizi de sevgiyle selamliyorum.” Binali YILDIRIM Basbakan

ÜÇÜNCÜ MESAJ ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIMIZDAN....

2016-2017 egitim ogretim yilinda tum ogretmen ve ogrencilerimize basarilar dilerim.

Enver YILMAZ Ordu Buyuksehir Belediye Baskani

DÖRDÜNCÜ MESAJ BÖYYÜK ADAMDAN...

O ADAMLAR MADAMLAR....ADAMLAR VE ADAMCIKLAR...O ADAMLARI BİZDEN SORUYORLAR....HAFİYELER...TEHDİTLER. ..SEN MEMUR DEYİLMİSİNLER...BENİM ADAMIM SENİ DÖĞER. ..SENDEN BEN SORUMLULAR...BEN SENİ GÜDER. ÜKALA VE KÜSTAHLIKLAR...BAĞIRMALAR ANIRMALAR

BİRİLERİNE FİŞLEMELER VE ŞİKAYETLER...ADAM TAM BİR İFTİRACI VE KUMPASCI  KUTLAR VE BEN BÜYÜK ADAM SENİ DÖĞER VE DÖĞDÜRÜRÜM...VE BEN ÇOK AKILLIYIM...Ecinniler Kralı Adam ve adamcık.

GGMURATHATİPOĞLU –KUMRUNUN AKP Lİ BELEDİYE BAŞKANI

Ve size bana gelen dört mesaj

NE DEMİŞLER ...SEVİYESİ ÖLÇÜLÜYORSA ÇUKURDUR. GEREK VAR MI BAŞKA SÖZE…

BEKİR AKKAYA- 19 EYLÜL 2016-ÖĞRETMEN

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

10 Ağustos 2016

Tankları Durduran Millet (Fotoğraf)




**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

Türkiye ateistleşiyor diyen akademisyen özür diledi

Türkiye ateistleşiyor diyen akademisyen özür diledi

Volkan Ertit, "sekülerleşme" tezinin 15 Temmuz gecesi darmadağın olduğunu söyledi, "artık sadece arıların sosyolojisini çalışacağım" dedi.

Genç akademisyen Volkan Ertit geçtiğimiz yıl Ahmet Hakan'a verdiği röportajda "sekülerleşme"tezini anlatmıştı.
Ertit'in açıklamalarına göre Türkiye dindarlaşmaya doğru değil, dinden uzaklaşmaya doğru gidiyordu.
Fakat 15 Temmuz darbe girişimi gecesi milletin"iman gücüyle" demokrasiye sahip çıkması sonucu genç akademisyen Facebookhesabından bir duyuru yaparak bu tezinin "darmadağın" olduğunu açıkladı.

"HALK TARAFINDAN TROLLENDİM"

Özür dileyen Volkan Ertit, "Son 2 senedir sizleri trollediğim için kusura bakmayın, ben de bu halk tarafından trollendim" diye yazdı.
İşte Ertit'in özür yazısı:

 KAYNAK: http://www.ensonhaber.com/turkiye-ateistlesiyor-diyen-akademisyen-ozur-diledi-2016-08-09.html

ÖNCEKİ YAZI VE RÖPORTAJ: http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/turkiye-dindarlasmiyor-aksine-dinden-uzaklasiyor_30083737

**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA **********

4 Ağustos 2016

15 Temmuzdan 6 Gün Önce İmam Hatip Lisesi Etkinliği (Fotoraflarla)

Kumru İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KUMİMDER) Kumru Döşekdibi’nde bir araya geldi.
                Son iki yıldır yaylada yapılan buluşmayı Öğretmen Osman YILMAZ’ın başkanlığını yaptığı KUMİMDER gerçekleştirmektedir.
                09 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen bir araya geliş fotoğraflarını https://picasaweb.google.com/113587386740291393784/6305646459497502497?feat=flashalbum internet adresinden buraya taşıdık….

Bekir AKKAYA / KUMRU

İŞTE FOTOĞRAFLAR



2 Ağustos 2016

Bir fatiha: Arkadaşım Ahmet Aşık’ın ruhuna mektup* /Ertuğrul-Başer

Bir fatiha: Arkadaşım Ahmet Aşık’ın ruhuna mektup*

Sana bu mektubu yazmamın sebebi, içinin bütün sızılarını iyileştirecek bir müjde: Türkiye toplumu tarihinde ilk kez bir askeri darbeye yekten karşı çıktı; direndi, darbeye geçit yok dedi. Sosyalistlerinse bir teki bile (tam on yıllardır hayal ettikleri gibi) bir akşam vakti karanlığın kenarından ağır ellerini toprağa basıp doğrulmuş o sade, “sıradan” insanların, hani şu dillerinden düşürmedikleri “halkların” yanında darbecilere karşı sokağa çıkmadı. Çünkü onlar sosyalistti, demokrattı, ilericiydi, ileri görüşlüydü; çünkü darbenin püskürtülmesi en çok Erdoğan’a yarayacaktı.

30.07.2016 15:28  
Ertuğrul-Başer



Seni son gördüğümde (vefatından bir sene kadar evveldi) doktoruna söylediklerini anlatmıştın, hatırlıyor musun: Aman doktor, benim biraz daha yaşamam lazım, biraz daha yaşayıp, şu Kenan Evren denen

15 Temmuz: Makarnacı devrimi /Cengiz-Alğan

15 Temmuz: Makarnacı devrimi

Oysa beğenmedikleri makarnacılar daha ilk anda, 81 vilayette yüzbinlerle, sabahlara kadar sokaklara dökülüp onların da, demokrasinin de geleceğini kurtardı. Ben ise 15 Temmuz Devrimi’nde darbeye karşı yürüyen bu yüzbinlerin arasında bir damla olmaktan onur duyuyorum.

18.07.2016 09:14  
Cengiz-Alğan

cengiz.algan@gmail.com

15 Temmuz akşamı saat 22:30 civarında, uzun bir yolculuktan dönmüş evimin kapısından içeri adımımı atarken kardeşim aradı, köprüyü askerlerin kestiğini söyledi. Televizyonu açıp haberlere baktım. İki kamyon jandarma köprüyü sadece tek taraflı trafiğe kapatmışlardı. Haberlerde başkaca bir gelişme de yoktu. “Herhalde büyük bir terör saldırısı ihbarı var, köprüyü koruma görevi olan jandarma da görevini yapıyor” diye düşündüm. O sırada darbe endişesiyle arayan bir arkadaşıma da böyle söyledim ve ekledim: “Böyle bir şeye kalkışırlarsa sonları idam olur”.

Birazdan Başbakan’ın

15 Temmuz: Türk solunun cenaze töreni /CENGİZ ALĞAN

15 Temmuz: Türk solunun cenaze töreni

OHAL’in ilk üç kararnamesinde de görülebileceği gibi, alınan tedbirler tamamen bu örgüte ve askerin içinden çıkabilecek tehditlere karşı oldu. Üçüncü kararnamede ise orduyu tamamen sivillere bağlayan, devrim niteliğinde kararlar alındı. Başına sonuna bakmadan her şeye karşı çıkmak da solun bir başka hastalığı.

01.08.2016 09:25  
Cengiz-Alğan

cengiz.algan@gmail.com

Onlar ki toprakta karınca, 
                                   suda balık,
                                                havada kuş kadar
                                                             çokturlar; 

…sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
               bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
                onlar ağır ellerini toprağa basıp
                                        doğruldukları zaman.
Nazım Hikmet
Kuvâyi Milliye Destanı

İrili ufaklı bütün örgütleriyle Türk solu yıllar yılı, Nazım’ın girişteki şiirinde söz ettiği işçi sınıfının, ezilenlerin, halkın “ağır ellerini toprağa basıp doğrulacağı” bir devrime öncülük etme hayaliyle yaşadı. Örgütler kuruldu, ittifaklar yapıldı, çatışmalar yaşandı. Okullarda, fabrikalarda, sendikalarda, mahallelerde örgütlenme çalışmaları yapıldı. Sayısız gazete, dergi, broşür, bildiri çıkarıldı, dağıtıldı. Milyon kez basın açıklamaları, mitingler, yürüyüşler düzenlendi. Silahlananlar oldu, devletle ve birbirleriyle çatıştılar. Hapislere düşüldü, işkencelerden, infazlardan geçildi. Şiirler,

25 Temmuz 2016

Büyükşehire Şikayet

YOL YAPAN ŞİRKET YETKİLİLERİ İKİ HASTA OLAN EVİN SUYUNU KESTİLER…SONRA DA UTANMADAN JANDARMAYA ŞİKAYETTE BULUNDULAR
                Şu anda (25.07.2016) Fizme Karapınar Mahallesinden oradan da Keşlikten İslam Dağa’a kadar bir yol çalışması başladı. Öğrendiğim kadarıyla yol Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale edilmiş ve yolun yapımını ise Cengizler Firması üstlenmiş.
                Yol önemli bir o kadar da pahalı bir yol. Geniş olacak aynı zamanda sıcak asfalt dökülecekmiş. Ne diyelim Allah hayırlı uğurlu etsin.
                Ben bu yolun yapımını köydeki evimin suyunun kesilmesinden öğrendim. Ayıp olmasın evde de de  iki hastamız var.
                Evde suyun akmadığını ve  nedenini öğrenince ilk işim Fizme Belediyesinin Sayın Muhtarını aradım. Muhtar biz yol yapıyoruz ve de su işine bakmıyoruz dedi ve telefonu üzerime kapattı.
                Aynı anda kendisini Cengizler Şirket yetkilisi olduğu söylenen Mehmet adında biri ile görüştüm. O da kendilerinin yol işine baktıklarını, su işine bakmadıklarını söyledi. Ben ne dediysem de bir sonuç alamadım.
                Daha sonra ben Kumru OSKİ görevlileri ile de görüştüm. Sağ olsunlar ilgilendiler. Yolun bitmesinden sonra suyu düzgün bir şekilde bağlayacaklarını şimdilik idare etmemi söylediler.
                Ben kendi çabamla idareline de olsa suyu bağlayabilir miyim diye akşamlayın köye gittim.
Köyde de komşum Hayrı Denizle görüştük ve yarın yani bugün (Salı) günü suyun kesilen bölümlerini yapmaya karar verdik.                 Ve  dediğimiz gibi de arabamın arkasına 100 metre boruyu koyarak  şirket yetkililerinin kestiği boruları bağlamak üzere yolun yapıldığı yere vardık.
                Sağ olsun komşum Hayri ile  birlikte suyun kesilen yerlerini bulduk, büzlerin içerisine girdik ve boruyu da yukarlardan geçirerek suyun akmasını sağladık. Üç saat Hayrı kardeşimle birlikte çamurların içerisinde suyumuzu bağladık.
                Şirket yetkilileri de kestikleri suyu onarmadıkları gibi bizi de epey seyre daldılar. E ne diyelim koskoca şirket yol ile meşgul su onların işi değil. Ama kesmek onların işi.
                Bir ara ben kepçe görevlisine yönelerek gürültü içerisinde “Suyu biz bağladık bir daha koparılmasın” diyecektim ama beyefendi kepçenin içerisinden beni yok farz ederek kafama toprağın düşmesine bile mani olmadı. Yanaşarak bir yetkilinin telefonunu istedim. O ise,  “şef” bakıyor diyerek kendinin bugün göreve başladığını söyledi ve çalışma alanından gitmemi söyledi. Ben de şefin telefonunu istediğim dede “Artislik yapma suyunu kim kestiyse ona git diyerek dozerden inerek üzerime yürüdü. Hemen akabinde de toprak almaya gelen kamyon şoforü kamyondan inerek ne olduğunu sormadan terbiyesiz, git şurdan diyerek bana beni iki kişi itiklemeye başladı.
                Hızlarını alamıyarak şef denilen kişiye benim sövdüğümü ve şimdi şefe telefon edeceklerini söylediler ve hemen  ardından  şeflerine sana burada biri sövdü diyerek şef denilen şahsı oraya çağırdı. Şef denilen kişi hemen geldi ve  benim  üzerime yürüyerek hiç ne olduğunu sormadan öğrenmeden hakaretler sağurmaya başladı. Ve orası ilgili ilgisiz epey kalabalıklaştı. Kamyon şöfürlerinden bir tanesi  oradaki kalabalığa  benim FETÖCÜ olabileceğimi söyledi. Aynı anlarda şef denilen şahıs ise Kumru Jandarma Karakolunu arayarak benim yolu kestiğimi çalışmaya mani olduğumu ve kendilerine sövdüğüm iftirasında bulunarak   jandarmayı oraya çağırdı.
                Yine kamyon şoförlerinden birisi  arabalarını geceleri oraya bıraktıklarını ve benim gece giderek şirketin arabalarını yakacağımı eğer arabaya bir şey olursa bana göstereceklerini ifade etti.
                Sorular;
1.       Şirket benim suyumu kesti. Kanunen hakkı mıdır?
2.       Suyunu kestikleri evde biri yatağa bağımlı bilinci olmayan iki hasta bulunmaktadır.
3.       Şirket yetkililerine ve şirket çalışanlarına suyumuzu kesmeyin demek suç mu?
4.       Şef denilen kişi dahil şirketin bir kepçecisi ve iki kamyon şoförü bana “Terbiyesiz, bi de öğretmensin” diyerek beni itiklemişler ve bana vurmaya kalkışmışlardır. ÜSTELİK BEN BİR YIL İÇERSİNDE BAYPAS OLMUŞ BİRİYİM”
5.       Benim yolu kestiğimi söyleyerek jandarmaya yalan ihbarda bulunmuşlardır.
6.       Benim kendilerine sövdüğümü iftira ederek yine jandarmaya şikayette bulunmuşlardır.
7.       İçlerinden bir tanesi bütün oradaki kalabalığın içersinde bana dönerek “SEN FETÖCÜ MÜSÜN” diyerek bana tehdit sağurmuştur.
8.       Yine Şirketin Kamyon şofürlerinden biri arabalarının geceleri oraya bıraktıklarını ve arabalara bir şey olursa bana soracaklarını söylemiş ve beni tehdit etmiştir. Şu andan sonra arabaları yanar ya da kendileri yakarsa benim hiçbir sorumluluğumuz olmaz. Bu cümleden ayrıca şikâyetçi olacağım.
9.       Yine kendisini Sıvaslı olduğunu söyleyen oradakilerin şef dediği kişi bana kaş göz hareketi yaparak defalarca beni tehdit etmiştir.
Az sonra Jandarmaya ifadeye gidecem…
Selam ve Saygı ile bilgilerinize…

(25.07.2016) Fizme -Bekir AKKAYA/Öğretmen  / kumru/ 0 544 341 22 30
**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA/2000 **********