İMAM - AZAM: "HÜM RİCAL, NAHNÜ RİCAL" = ONLAR ADAMSA BİZ DE ADAMIZ
Fıkıh dersinde öğrendiğim en önemli sözlerden bir
tanesini İmamımız İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerinin “HÜM RİCAL, NAHNÜ RİCAL = ONLAR
ADAMSA BİZ DE ADAMIZ” sözünü bugüne kadar hiç aklımdan çıkarmadım.
Hayatımın 50 yılına bu söz damgasını vurmuştur.
Sözlerimi
söylerken ve yazılarımı yazarken ben bu sözün gücünü düşünerek kendime verdiğim
ve kıymet nedeniyle fiiliyata geçerim. Yani “SİZLER ADAMSANIZ VE SİZLERİN BİR
FİKRİ ZİKRİ VAR İSE AYNI DURUM BENİM İÇİN DE GEÇERLİDİR.” SİZLER ADAMSANIZ BEN
DE ADAMIM. SİZLERİN BİR FİKRİ ZİKRİ VAR İSE BENİM DE BİR FİKRİM VE ZİKRİM
VARDIR.
24
Haziranda bir seçim var. Ve bu seçim mevcut
anayasamızın kuralları dâhilinde yapılmaktadır. Türkiye’de seçim süresince herkesin ve her kesimin tüm yaptıkları, söyledikleri, yazdıkları ve çizdikleri bir kurala ve var olan kanunlar doğrultusunda yapılmaktadır. Gayrimeşru bir durum yoktur. Eğer var ise yine kanunlar doğrultusunda müdahale edilir. Bunların tamamı kanun ve kurallar değişinceye kadar meşrudur. Bu söylediklerime de kimsenin itiraz etmesi mümkün değildir. Hal böyle iken ikide bir benim gibilere neden müdahale edilmektedir.
Bir
çokları gibi “ıkın – mıkın” tavırlar bana göre değil. Hangi partiden olursa
olsun meşru dil ve üsluplu düşünce ve görüşlerini açık ve net ortaya koyma ve
tarafı olduğu partiyi savunma, yasalar ve ahlak kurallarına bağlı kalarak, suç
olmayan söz ve fiille partilerini savunma normal ve meşrudur. Ve bu durumu
şahsen ben takdirle karşılıyorum. Kim hangi partiden ve düşünceden olursa olsun
onlarda bana ve benim gibilere karşı aynı durumu sergilemek zorundadır. Aksi
durumu kabul etmek mümkün değildir. “HÜM RİCAL, NAHNÜ RİCAL” başka
bir söze gerek yok.
Defalarca
beyan ettim. Dünden bugüne tarafım. Beğenilir ya da beğenilmez bu böyledir. Menderesin
idamına şahit olmamış ve o süreci okumamış, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve Yusuf
İnan’ın idam günlerini yaşamamış, Milli Nizam ve Milli Selamet Partileri’nin
tüzüklerini okumamış, bu partilerin kapatılma süreçlerini yaşamamış, Kıbrıs
Barış Hareketinin asıl kim tarafından yapıldığını öğrenmemiş, Milliyetci Cephe
Hükümetleri dönemini yaşamamış ve bunlara şahit olmamış, 80 öncesi sağ sol
çatışmalarında dayak yememiş veya atmamış kim olursa olsun hiçbir kimse benim gibilere
söz söyleme hak ve yetkisi yoktur ve olamaz.
Sizler
Yılmaz Yalçınerleri, Mekki Yassıkayaları, Necip Fazıl Kısakürekleri, Metin
Yükselleri, Şura, Sebil, Tevhid ve onlarca toplatılan dergi ve gazeterin
olduğunu biliyor musunuz?
Sizler
Saidi Nursi’nin yolunda giden Nurcu kardeşlerimizin çilelerini, Ülkücülerin 80
öncesi hangi mücadeleler içerisinde bugünlere geldiklerini biliyor musunuz?
80
İhtilali ve çileler. Bir ondan astık, bir bundan astık diyen postal paşalar.
Binlerce mağduriyetler. Sıkıntılar ve gözyaşları.
Kuyruklar
ve hastane çileleri. Say say bitmez olaylar ve baskılar.
Sizlerin
163. Madden haberiniz yok. 141 ve 142 Maddelerden de.
Çamurlu
yollardan ve elektriksiz şehir ve köylerden de. 1973 olduğum Çatak’ta
elektriğin olmadığını ve yine aynı tarihte sel nedeniyle Kumru-Fatsa arasının
yolunun kapanması nedeniyle aylarca kurtlu mercimekler yediğimizi de
bilemezsiniz.
Fatsa’da
sokağa çıkmanın ölüm olduğu yılları da bilmezsiniz siz. Her gün Türkiye’de sağ
sol çatışmasından 25-30 kişinin öldüğünü de.
Ankara
Ordu arasında otobüslerin tek şeritte gittiğini de. Ve bütün Türkiye’de durumun
hep böyle olduğunu da bilmezsiniz…
Hep
uzun yazılarım nedeniyle eleştiri alıyorum. Bu yazıyı sürdürmeyi düşünüyorum.
Ama şimdilik nokta koyacağım. Ancak her zaman olduğu gibi her yazımın sonunda seçime
kadar şu cümlemi tekrar etmek istiyorum.
Ben
tarafım. Önceleri olduğu gibi bu seçimde de OYUMU RECEP TAYYİP ERDOĞAN’a
vereceğim. Milletvekilliğinde de AK PARTİ ya da MİLLİYETCİ HAREKET PARTİSİNE OY
KULLANACAĞIM.
“HÜM RİCAL, NAHNÜ RİCAL” sözü doğrultusunda kendimi
ifade etme noktasında başka bir söze gerek yok.
Gelelim
seçimden sonra YEREL SEÇİMLERE.
İşte bu
seçim sürecinde bana yapılan ne kadar hakaret, küfür ve alçaklık varsa
yasaların bana verdiği kanuni haklarımı kullanarak yerine getireceğim.
Bakın
iki yıldır hiç sesim çıkmadı. 24 Haziran geçsin ve ondan sonra yerel seçim
süreci başlayacak. İşte o zaman ben bu işin ve beni LİNÇ EDENLERİN YEREL
AYAKLARINI GÜCÜMÜN YETTİĞİNCE DEŞİFRE EDECEĞİM.
Göç ile
ilgili iki yazım nedeniyle hayli tehdit yedim. Şimdilik yazmıyorum. Seçim
bitsin yazıp ta yayınlamadıklarımı da devreye sokacağım.
Yine bir
iki ay öncesi devletimizin en üst düzeylerinin şahit olduğu bir kumpas daha
kuruldu. Demek ki yazdıklarım önemseniyor. Kimseden hiçbir talebim yok.
Devletimin tüm organlarına yürekten güveniyorum. Akıllı adam bir delikten iki
kez ısırılmaz. Kaderde var olanlara boynum kıldan ince. Buna inanlardanım.
Herkese
önerim; konuşmalarınızı, sözlerinizi 24 Haziranla sınırlandırmadan, kırmadan
dökmeden sürdürmek en güzeli. Seçim dediğimiz süreç çok yakın. En azından
seçimden sonra da dost ve çevrenize söyleyecek ve yazacak bir şeyleriniz
kalsın. Kalın sağlıcakla.
Bekir
AKKAYA /02/06/2018 /KUMRU
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...