Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

20 Nisan 2020

Hüseyin Can Hocamız İslami Mücadele Demişti/ İmam Hatipliyim-4 /Bekir AKKAYA

Hüseyin CAN
Şimdi Düzce İl Müftüsü
Bundan önceki yazımda dava dostlarımdan Turan Demir’in benim için yazdıklarını paylaşmıştım.  Bu yazımda da dava dostlarımızdan arkadaşım Hüseyin Can’ın 39 yıl önce defterime yazdıklarını sizlerle paylaşacağım.
            Bu yazılanlardan yola çıkarak İmam Hatipliliğin ne anlama geldiği ile ilgili bir fikir sahibi olmak mümkündür. Bugünün Türkiye’sinin nerelerden geldiği ile ilgili de ileri geri konuşanlar bu yazılanlara mutlaka bakmalılar.  Emin olun bu satırları yazan arkadaşlarımızdan hiç biri davalarından milim sapmadı ve ölene kadar da sapmayacaklardır.
            Dünden bugüne gelinen noktada tatlı su balıklarını görerek çizgilerimizde bir değişiklik olduğunu, yoldan saptığımızı düşünenler emin olunuz yanılgı içerisindedirler ve hala bizi tanımıyorlar. Öyle çile çekmeden, hiçbir bedel ödemeden cafcaflı hayatta keyif sürenler bu davanın
kesinlikle neferi değildirler ve olamazlar.
            Geçen hafta yazdığı yazıyı paylaştığım Turan Demir kardeşim bakın ne yazmıştı.  “…Bizim İslam camiası olarak ışığımız sönünceye kadar açıklarımızı kapatmamız lazımdır.”
            Turan Demir kardeşimin “İslam Camiası olarak açıklarımızı kapatmamız lazımdır” cümlesi hala geçerliliğini korumaktadır.  Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın davası ne ise ve hangi amaçlardan söz ediliyor ise Turan Demir kardeşimin ifadeleri de bundan 39 yıl önce aynıdır.  Bu dava bitmez ve tükenmez. Bu dava kıyamete kadar sürecek ve bizler de bunun neferleri olarak bu davanın yolculuğunu sürdüreceğiz. Sonuçta Allah’a gidiyoruz. Bu yol,  yan gelip yatıp,  debdebe içerisinde keyif sürme derdi olanların yolu değildir. Birilerinin dediği gibi kimse davasını satmış değildir. Tarif edilenler bu davanın ne anlama geldiğini bilmeyenlerdir. Onlar da bunun farkına vardıklarında dünyalık keyif ve makamların anlamsız olduğunu öğrenerek en önde yürüyeceklerdir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
            Turan Demir kardeşim İmam Hatip’in biteceğini kastederek “Bunun ne önemi
Turan DEMİR
var,  her yerde ve her zaman kalplerimiz ve davamız bir olduktan sonra.” Diye yazısını sürdürmüştür. Ve öyledir de. Dünyanın neresinde olursak olalım biz birbirilerimize söz verdik. Ve bugün geldiğimiz noktada İslam’ın ve Türklüğün yükselişini gördükçe Allah’a şükrediyoruz. Bu kutlu yolda yol da bitmez, heyecanda. Bugünün çalışmaları bu davanın heyecanıdır. Biliyoruz ki, her şey Allah için olunca yapılan her güzel şey ibadettir, cennettir.
            Bakınız Turan Demir yazısını nasıl sonlandırmıştı. “Bekir, dava uğrunda, hayatın virajlı ve dikenli yollarında karşılaşacağın bin bir zorluk ve mücadelelerinde başarılı olmanı temenni ederim.”
            Bu son cümlenin yorumunu siz değerli takipçilerime bırakarak defterimin diğer sayfalarına göz atmaya devam ediyorum.
            Şimdi ise sizlere bugün Düzce İl Müftüsü Arkadaşım Dostum ve Değerli Hocamız Hüseyin Can’ın 39 yıl önce bana yazdıklarına göz atalım.
                Hüseyin CAN’dan Bekir AKKAYA’ya…
             
Kıymetli Kardeşim Bekir;
        Değerli hatıratından bana da bir sahife ayırdığın için şükranlarımı arz eder, sizleri daima selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlarım.
        Hayat bir gemi, akıl dümenidir. Eğer kaptan gemiyi kullanamaz ise büyük okyanuslarda denizin derinliklerine doğru batar ve kocaman balıklara yem olur. Gemiyi devirmek ve yan ağına çıkan büyük balıklar vardır. Bu ağzını açmış her zaman üzerimize hücum eden mahlûklara yem olmayalım.
        Ulu Allah insanoğlunu dünyaya göndermiş, kimisi bir saat, kimisi de atmış ya da yetmiş yıl ve gün hayattan nasibini almıştır. Fakat bu hayat insana bir hiç gibi geliyor. Bunu şu beyit daha güzel ifade eder.
        “Ana rahminden geldik pazara,
Hüseyin Can'ın Yazdığı
Büyük boy altta
        Bir top kefen aldık döndük mezara.”
        Kardeşim;
        D
ünyada âlim de olsan cahil de olsan beka âlemine gideceksin. Eğer o yolculukta imanımız bize yoldaşolmaz ise…
        Hepimiz bu okullara bir şeyler öğrenmek için geldik. Belki de bir şeyler okuduk, öğrendik. Ama gerçek ilim kişinin kendi nefsini bilmesidir.
        Yunus Emre ne güzel söylemiş;
İlim ilim bilmektir.
        İlim kendin bilmektir.
        Eğer kendin bilmezsen.
        Daha nice okumaktır. 
        İslami mücadelelerinde ve hayatta başarılar dilerim.
        26.02.1981 /Ordu İmam Hatip Lisesi
        Hüseyin CAN
        İMZA
        Çitlice Köyü Karakışla Mahallesi
        KORGAN/ORDU

        Bekir AKKAYA/21.94.2020 /İYAD/Kumru Haber/KUMRU
Hüseyin Can'ın;  Bekir Akkaya'nın Hatıra Defterine 1981 yılında yazdıkları

****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Hüseyin Can Hocamız İslami Mücadele Demişti/ İmam Hatipliyim-4 /Bekir AKKAYA

Hüseyin CAN
Şimdi Düzce İl Müftüsü
Bundan önceki yazımda dava dostlarımdan Turan Demir’in benim için yazdıklarını paylaşmıştım.  Bu yazımda da dava dostlarımızdan arkadaşım Hüseyin Can’ın 39 yıl önce defterime yazdıklarını sizlerle paylaşacağım.
            Bu yazılanlardan yola çıkarak İmam Hatipliliğin ne anlama geldiği ile ilgili bir fikir sahibi olmak mümkündür. Bugünün Türkiye’sinin nerelerden geldiği ile ilgili de ileri geri konuşanlar bu yazılanlara mutlaka bakmalılar.  Emin olun bu satırları yazan arkadaşlarımızdan hiç biri davalarından milim sapmadı ve ölene kadar da sapmayacaklardır.
            Dünden bugüne gelinen noktada tatlı su balıklarını görerek çizgilerimizde bir değişiklik olduğunu, yoldan saptığımızı düşünenler emin olunuz yanılgı içerisindedirler ve hala bizi tanımıyorlar. Öyle çile çekmeden, hiçbir bedel ödemeden cafcaflı hayatta keyif sürenler bu davanın

19 Nisan 2020

Korona Virüsünde AH BENİM BAŞIM!

Geçtiğimiz ay boyunca korona virüs hakkında öğrendiklerimiz:
1. Aslında hiçbir sebeple evden çıkmamalısın ama mecbursan çıkabilirsin.
2. Maskeler işe yaramaz ama yine de takman gerekebilir, çünkü seni koruyabilir. Gerçi korumaz ama diğer taraftan mecburi.
3. Açık olanlar hariç bütün dükkanlar kapalı.
4. Hastanelere asla gitmemelisin ama gitmen gerekiyorsa gitmelisin. Aynısı doktorlar için de geçerli,
sadece acil durumlarda gitmelisin, ama çok hastaysan gitmemelisin.
5. Bu virüs ölümcül ama aynı zamanda çok korkmaya da gerek yok, sadece bazen küresel bir felakete neden olabilir.
6. Eldivenler sizi korumaz ama yine de işe yarabilir.
7. Herkes evinde kalmalı ama dışarı çıkmak önemli.
8. Marketlerde ürün kıtlığı yok, ama geç kalırsanız bazı ürünleri bulamazsınız, erken giderseniz belki bulabilirsiniz. O da bazen.
9. Virüsten etkilenen çocuklar hariç bu virüs çocukları etkilemiyor.
10. Hayvanlar virüsten etkilenmiyor, ama daha hiçbir insan test edilmeye başlamadan önce Şubat’ta Belçika’da bir kedi test edilmiş ve pozitif çıkmış diyorlar. Artı orada burada birkaç kaplan varmış…
11. Hastalığın birçok semptomu var ama hiç semptom göstermeden de hasta olabilirsin veya semptom gösterirken hasta olmayabilirsin veya semptomsuz taşıyıcı olabilirsin.
12. Hastalanmamak için iyi beslenmeli ve spor yapmalısın, ancak sadece evindekilerle beslen ve sakın dışarı çıkma veya çık ama hemen gir.
13. Temiz hava almak lazım ama temiz hava almak için mesire yerleri ve deniz kenarlarına gidemezsin, kalabalık semt pazarlarına gidebilirsin. Hava almak için parkta yürüme, ama oturma da. Gerçi yaşlı veya hamileysen oturabilirsin ama dışarı çıkamazsın.
14. Yaşlıların yanına gidemezsin ama yaşlılarla ilgilenmek, yiyecek ve ilaç götürmek, yalnız hissettirmemek lazım, ama sakın yanlarına gitme.
15. Hastaysan sakın dışarı çıkma ama eczaneye gidip ilaç al.
16. Eve hazır yemek söyleyebilirsin, ki bu yemekler maske ve eldiven kullanmayan, hatta taşıyıcı kişiler tarafından hazırlanmış olabilir. Diğer taraftan marketten aldıklarını evde pişirmeden önce balkonda 3 saat bekletmelisin ki virüs varsa ölsün.
17. “Panik yaratmak istemem ama” diye başladığın sürece her türlü rahatsız edici, panik uyandırıcı haber veya yazıyı paylaşabilirsin. Aynısı “doğruluğunu teyit etmedim ama” diye başlayan yalan yanlış haberler için de geçerli.
18. Yabancılarla aynı otobüste, metroda, markette bulunabilirsin ama akraban ve arkadaşlarınla görüşmemelisin.
19. Dışarıda uygun sosyal mesafeye dikkat edersen güvendesin ama bu yabancılar için geçerli. Kendi aile ve arkadaşlarınla sosyal mesafeden bile görüşme.
20. Virüs farklı yüzeylerde farklı sürelerde canlı kalıyor. 2-4 saat veya 6 saat veya 6 gün de olabilir. Ama ortamın nemli olması lazım. Bazen de nemli olması gerekmez.
21. Virüs havada belli bir süre asılı kalabilir. Ama bu kapalı ortamda olabilir. Açık ortamda da olabilir. Veya virüs ağır olduğu için hemen yere inebilir. O yüzden bir kişi 10 kişiyi de enfekte edebilir ama boyu kısaysa enfekte etmeyebilir de…
22. Ölü sayısını takip ediyoruz ama kaç kişinin enfekte olduğunu bilmiyoruz çünkü sadece ağır hasta olanları test ediyoruz, çünkü ölürse bu virüsten mi öldüğünü bilmek istiyoruz.
23. Henüz ilaç bulunamadı, gerçi bir tane bulundu ama testleri tamamlanmadı, yine de zararlı görünmüyor ama aşırı alınırsa zarar verebilir (bütün ilaçlar gibi).
24. Virüsün etkisi yok olana kadar evimizde kalmalıyız ama virüs ancak toplumun büyük bir kısmı bağışıklık kazandığında etkisini kaybedecek. Bağışıklık kazanmak için insanların virüsle temas etmesi lazım ama virüsten korunmak için evde kalmalıyız. "
NOT : Bu yazı https://www.facebook.com/benimadimogretmenn/facebook sayfasından alınmıştır. Kendilerine yürekten teşekkür ederiz…

Bekir AKKAYA/20.04.2020/KUMRU
****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Korona Virüsünde AH BENİM BAŞIM!

Geçtiğimiz ay boyunca korona virüs hakkında öğrendiklerimiz:
1. Aslında hiçbir sebeple evden çıkmamalısın ama mecbursan çıkabilirsin.
2. Maskeler işe yaramaz ama yine de takman gerekebilir, çünkü seni koruyabilir. Gerçi korumaz ama diğer taraftan mecburi.
3. Açık olanlar hariç bütün dükkanlar kapalı.
4. Hastanelere asla gitmemelisin ama gitmen gerekiyorsa gitmelisin. Aynısı doktorlar için de geçerli,

Gidemedim Köyüme OF OFF



******
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©******
----------------------
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Gidemedim Köyüme OF OFF



******
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©******
----------------------
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

EVDE KAL HACIEMMİ



******
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©******
----------------------
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

EVDE KAL HACIEMMİ



******
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©******
----------------------
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

18 Nisan 2020

Kumru İlçesi -2020


****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-