Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

5 Aralık 2021

ASLINDA DELİYE HER GÜN BAYRAM (Arşiv Yazıları- 2005 ) /Bekir AKKAYA

Çocukluğumuzda “Ya ya ya, şa şa şa, yarın bayram olsa!” sloganı eşliğinde yürürdük. Bizim cıvıltılarımızı duyanlar pencerelere koşarak bizlere el sallarlar bizde bundan büyük keyif alırdık. Yüreklerimizde kin, garez ve haset duyguları olmadığından herkesi sever, her günümüzü bayram coşkusu içersinde geçirirdik. 

            Son zamanlarda bu coşkuyu ve bayram havasını Kumru’da  her gün yaşıyoruz desem hiç abartı yapmış olmam. Sokaklar cıvıl cıvıl ve herkes bir yerlerde gönüllerine göre eğleniyor ve hoşça vakit geçiriyor. Proğramlar, yarışmalar, tiyatrolar ve turnuvalar, eğer az delilik varsa her gün bayram Kumru’da…

            Zaman zaman insan bilemediğimiz nedenlerden dolayı hüzünleşir ya da asabileşir. Bu durumlarda ben beklemeyi tercih ederim. Çünkü zaman her şeyin ilacıdır. Zaman zamanda insanda bir bayram coşkusu oluşur. Başka yöreleri bilmem mümkün değil ama Kumru’da bu yıl her gün bir bayram coşkusu mevcut. Sayısız etkinlikler üst üste yapılıyor.

            Geçen yazılarımın birinde “Komşu Köyün Delisi” Tiyatrosundan söz etmiştim. Üstün Dökmen’in yazdığı “Komşu Köyün Delisi” adlı tiyatro oyunu Kumru Erçallar Kültür Sarayı’nda sahnelendi. Yönetmenliğini Harun Muslu’nun yaptığı komedi türündeki oyunda başrolde deli rolü ile Ekrem Saygı verdi veriştirdi. Ağzına Sağlık Emi!.. Üstün Dökmenin eseri, Yönetmen Harun Muslu ve oyunda rol alan ekiple bir araya gelince muhteşem bir oyun ortaya çıktı. Mizahın gücünü bu oyunla görmek mümkün. Yada mizahçının nelere kadir olduğunu…Herkesin mutlaka birkaç kez izlemesi gerektiğini düşündüğüm bu oyun ve ekibi yürekten alkışlıyorum. Hakikaten delilik büyük bir nimet yeri ve zamanında kullanmasını bilenlere. Herkesin kendini akıllı zannettiği bu günlerde bu tiyatro eseri , bu ekiple mutlaka başka ilçelerde de izlenmeli. Özellikle de bazı akıllı geçinenlere bir değil birkaç kez izlettirilmelidir. Teşekkürler Harun Muslu, teşekkürler tüm oyunda rol alanlar…”Ben senin ananı, avradını Silif……..”

            Kutlu Doğum Haftası nedeniyle ilçemiz Kumru her yerde olduğu gibi yoğun bir proğrama ev sahipliği yaptı. Mekan olarak Kumru Erçallar Kültür Sarayı’nın seçildiği proğramlara yoğun katılımın olduğu görüldü. Kumru Din Görevlileri Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği Organizesinde Milli Gençlik Vakfı'nın (MGV) çıkardığı Anadolu Gençlik dergisinin düzenlediği "Kuran Ziyafeti"ne ikisi yabancı 3 hafız katıldı. 500 kişilik Erçallar Kültür Sarayında 1500 kişi bir çokları ayakta olmak üzere Kuran dinledi. Salona sığmayan Kumruluların büyük çoğunluğu hafızları dışarıda dinlemek zorunda kaldı. Başta Dernek Başkanı Fahri Gürgezoğlu olmak üzere tüm dernek üyeleri Kumrululara ilk kez unutamayacakları bir ziyafette bulunarak büyük takdir topladı. Son derece başarılı programa vesile olmalarından dolayı kendilerine şükranlarımı sunuyorum.

            23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Kumru’da bulunan İlköğretim Okulları arasında Halı Saha Futbol Turnuvası Düzenlendi. Muhteşem oyunlar sergileyen minikler arasında yapılan maç Cuma günü yapılan final maçları ile son buldu. Kumru Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu ile Yukarıdamlalı İlköğretim Okulu takımları arasında yapılan maçta, Kumru Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu, Yukarıdamlalı İlköğretim Okulu Takımını yenerek kupanın sahibi oldu. Bu yazının yazıldığında 23 Nisan Bayramı Kutlama hazırlıkları yoğun bir biçimde devam ediyordu.

            Aldığımız bilgiye göre Kumru Müftülüğünce düzenlenen “Peygamberimize Mektup” yarışmasına binin üzerinde katılım olmuş. Bu arada herkesin elinde peygamberimizi hatırlatan bir gülle dolaştığını söyleyebilirim.  Bütün güzelliklerin üst üste geldiği nadir günler yaşıyoruz. Mutluluklar ve güzellikler hep daim olsun.

            Bir çok proğramları belki de yazamadık. Bu yazının yazıldığı anlarda yapılması planlanmış bazı programları da burada duyurmuş olalım. 23.04.2005 Cumartesi Saat: 20.00’de Kumru Belediyesinin Organizesinde Erçallar Kültür Sarayında “Mendilimde Gül Oya” adlı tiyatro oyunu sahnelenecektir. Yine Kumru Belediyesi Organizesinde 24 Nisan 2005 Pazar Günü Saat : 19.45’te İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Adem Saraç Hoca “ Peygamber Efendimizin Hayatımıza Doğması” konulu konferans verecek. Yine Kumru Müftülüğü Organizesinde 25 Nisan 2005 Pazartesi Günü Saat : 14.00’te Erçallar Kültür Sarayında Prof. Dr. Salim Öğüt “Çağımız Gençliğinin Problemleri ve Ailenin Önemi” konulu konferans verecek.

            Bu tür etkinliklerle bizlerin gözlerini ve gönüllerini doyuran herkese teşekkür ederken, Erçallar AŞ ve özellikle de İsmet Erçal Beyefendiye “Erçal Kültür Sarayı olmasa bu programlarda bu kadar verimli olmaz” düşüncesinden yola çıkarak kendilerini yürekten alkışlıyorum.23.4.2005

            Buluşmak ümidiyle.

           BEKİR AKKAYA /23.4.2005/KARADENİZ HABER POSTASI GAZETESİ

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

ASLINDA DELİYE HER GÜN BAYRAM (Arşiv Yazıları- 2005 ) /Bekir AKKAYA

Çocukluğumuzda “Ya ya ya, şa şa şa, yarın bayram olsa!” sloganı eşliğinde yürürdük. Bizim cıvıltılarımızı duyanlar pencerelere koşarak bizlere el sallarlar bizde bundan büyük keyif alırdık. Yüreklerimizde kin, garez ve haset duyguları

4 Aralık 2021

Yalandan Şenlik : 200 Milyar (Arşiv Yazıları-2006) /Bekir AKKAYA

Bundan tam iki yıl önce Kumru-Ericek Şenliğine para ile davet edilen güya sanatçı efendi “ CD’mi Ankara’da Unuttum” diye sahneye çıkmamıştı. Bizde bunun üzerine “Yayla şenliklerinin kime ne yararı var?” konulu bir yazı kaleme almıştık. Orhan Özdil görüşlerimize katılarak “ben yaylaya kuşların, böceklerin, rüzgarda ağaçların seslerini, onların çıkardığı notaları dinlemek, ruhumu dinlendirmek için çıkıyorum, böceği börteği ürkütmek için değil” diye tepkisini ortaya koymuştu. Şimdi 2006 ve o günden bugüne tam iki yıl geçti.

            Gazetemizde ve internet haber kanallarında yayınlanan haberi özet olarak birlikte okuyalım.

“Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek “Kumru’da düzenlenen Ericek ve Düzoba Yaylası Şenlikleri, yaz döneminde çalışma imkanı bulan belediyenin çalışmalarını aksattığı gerekçesiyle iptal edildiğini belirterek , “ilçemizde iki yıldır düzenlediğimiz Ericek ve Düzoba Şenlikleri’nin bir artısını göremedik. Belediyemize maddi külfetin yanında, manevi külfet de getirdiğini önceki yıllardan biliyoruz. Haziranın sonunda yaptığımız Ericek ve Temmuz ayının sonunda yaptığımız Düzoba Şenlikleri nedeniyle, çalışmak için uygun olan iki aylık yaz döneminin bir ayı da gitmiş oluyor ve bir aylık iş kaybımız oluyor. Ericek ve Düzoba Şenlikleri’ni iptal ettik.”

            Bu satırların yazarına göre alkışlanacak bir karar. Her gün gümbürtülerle dinlediğimiz sanatcı efendilerin en ucuzu, taktıkları CD’ler eşliğinde kıvırmaların bedeli sadece biri için en ucuzundan 50 milyar … İki sanatcı efendinin bedeli ise 100 milyar…İki yalandan şenlik gideri 200 milyar…İki yıl önce yazdığımız türden hiçbir alt yapısı olmayan ve yaylalarımızı kirletmekten başka ilçeye hiçbir katkısı olmayan şenlikler neden yapılır anlayamazdık…

            Şehirden getirilen sular hem de sımsıcak zemzem fiyatına satılırken, bir yudum yayla suyu içmeden gelmek, üç beş kişinin anlık zevkine alet olmak sosyal belediyecilik anlayışına yüzde yüz terstir. Ve haklı olarak Kumru Belediyesi böyle bir karar alarak önemli bir istismarı ortadan kaldırmıştır.

             Kararı yerinde bulmayanların tepkilerine birlikte bir göz atalım. F.S diyor ki, “Sosyal yönden zaten çat pat etkinlik yapan ilçemizde yayla şenliklerinin iptal olmasına bir anlam veremedim.” Diyor. Oysa Kumru’da her haftaya yaklaşık  iki etkinlik düşer. Sadece Erçallar Kültür Sarayı bırak Kumru’yu bu nedenle başka ilçe etkinliklerine bile ev sahipliği yapar…Bir akşam Kumru Türkü geceleri olurken, bir başka akşam çiğ köfte eşliğinde sazlar çalınır geç vakitlere kadar keyif yapılır…Siz hiç “Köyün delisi”ni ya da “nalınlar” gibi tiyatroları iki haftada bir Kumrululara sunan bir yer gördünüz mü?

            A.B ise :“ Kumru’ya şenlik için geliniyor…Zaten Kumru’nun başka iyi tarafı yok ki” derken Kumru merkezde yaşayan 18 bin insanın farkında değil…Oysa Kumru belki de sosyal ve kültürel yönden Türkiye’de sayılı ilçelerden biri…K.K ise “yayla senlikleri kumru halkının tek eğlence” si derken aynı gün toz duman içersinde gidip gelmeyi, bir günde iki güya sanatçıya 100 milyar vermeyi, yaylada bidon suyu içmeyi, sıkışınca wc aramayı, yaylaya çıktığı halde kola içmeyi bir yudum ayran içememeyi eğlence olarak görmek nasıl bir şey ki?

            İ.E ise “Bu sezonda ilçemize dışardan çok sayıda misafir, yurtdışından gurbetçiler geliyor. Dolayısıyla ilçemize parada geliyor.” Derken hiç yoktan yere belediyenin şenlikler için verdiği paranın bir hesabını yapsa aynı sözü söyleyemez. Eğer Kumru’ya bir getirisi varsa şenlik elbette yapılsın. Ben bütün şenliklere katılan biri olarak söylüyorum ki, belediyeden çok miktarda bu şenlik nedeniyle para gidiyor…Eğer belediyenin parası varsa Kumru’da yaşayan fakir fukaranın su parasından indirim yapsın.  Ya da daha faydalı işlere kaynak aktarsın.

            Çilek şenliğinde çilek var mı? Yok. Ceviz Helvası Şenliğinde, ceviz var mı? Yok…Helva gördünüz mü? Yok. Düz Obaya Çıktınız, ayran içtiniz mi? Yok. Yoğurt yediniz mi? Yok. Bir yıl içersinde şenlikte tanıttığınız ürününüzü pazarlaya bildiniz mi? Yok. Ürününüz var mı? Yok. Kendi sanatçınız var mı? Yok. Yörenize yaptığınız şenliğin hiç katkısı var mı? Yok. Belediye masrafa giriyor mu? Çok. Çok… Misafirleri ağırlayacak oteliniz var mı? Yok. Şenlikler için basılan afiş ve davetiyelerin parası ne kadar? Çok çok. Şenlik hazırlıkları ne kadar sürer? Üstü kalsın…

            Bütün bu yokluklardan ve çokluklardan sonra şenlik iptalini yanlış bulanlar işin bu yönlerini büyük ihtimal düşünmemişlerdir.  Biz şenlik iptalini doğru bir karar olduğunu düşünüyor, Başta başkan Ticabi Civelek olmak üzere, tüm kararda imzası olanları tebrik ediyoruz…

            Buluşmak ümidiyle…

-------

NOT İLGİLİ YAZI İÇİN TIKLA : http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2004/Temmuz/09/Haber_16987.aspx

BEKİR AKKAYA

Yayın Tarihi : 17 Haziran 2006 Cumartesi

Güncelleme :19 Haziran 2006 Pazartesi 9:49

Yorumlarınız

metin DİNÇ İSTANBUL IP: 212.156.254.xxx Tarih : 20.06.2006 08:46:49TEŞEKKÜRLER BEKİR BEY Gerçekden teşekkürler bekir bey böyle bir konuya değindiğiniz için.yaklaşık 3 yıl önce banada yayla şenliğine katılmak nasip oldu.İnanın sanatcıları ve güreşsileri izlerken güneşden tüm güneş gören yerlerim yandı ve derisi soyoldu.yani doğru dürüst gölgesi bile yok.yine geçen yılların birinde yayla şenliğine geldim yağan yağmurdan dolayı yolun çamurundan zor çıkdım dediğiniz gibi yaylaya çıkıyorsun soğuk su ve ayran yerine kola ve bidonlardaki sıcak su böyle yayla şenliğimi olur.adı yayla şenliği Böyle bir konuda bizleri aydınlattığınız için size halkımızıda tozdan ve kola içmekden kurtaran belediye başkanımıza teşekkür ediyor, En güzel günlerin sizlerin olmasını diliyorum sağlıcakla kalın.

yavuz bor IP: 85.101.77.xxx Tarih : 30.06.2006 19:51:30snhocam yazınızda ericek şenliklerini anlatırken sadece olaya pozitif yandan bakmışsınız ve bütün yorumcularada birer cevap yazmışsınız ve yine pozitif yönden bakarak.belki şarkıcılara verilen paralar konusunda haklısınız ama bence ericek şenlikleri şarkıcısız da kutlanabilir hatta bence daha güzel olur.ama sizin ve sayın belediye başkanımızın açıklamaları hiçte tatmin edici değil

adem bedük IP: 88.240.113.xxx Tarih : 04.07.2006 21:11:19bekir hoca yazdığın yazıyı okudum insanlar yazın erecek ve düz oba şenliğinin dısında ne için geliyor zaten senliklerde sosyal ve kültürel alış veristir.insanların coğuda bu sayede beraber oluyor. yazdığım yorumuvede yazılan yorumları işine geldiği gibi okuyop çiziyosun. yazın alt yapı sorunu dıyosun bende diyorumki bu şenlikler seçime 2 yada 3 ay kala yapılacak...

rasim tabaru IP: 88.240.113.xxx Tarih : 04.07.2006 21:21:25bekir hoca yazdığın yazıları okudum ve sizi kınıyorum bence halkın %90 nı bu kararı kınıyor sizde herkesi haksız buluyosunuz yazın olmazsa kışın kartopu senliği yaparız

FIRAT SERDAR IP: 81.214.69.xxx Tarih : 07.07.200618:58:03bekir hocam ben fırat serdar yani yukarıdada bahsi geçen FS.sizin değerlendirmelerinizi okuduğumda bazı yazdıklarınıza hak vermedim değil ama bu şenlik olayını sadece konser verilmesiyle kısıtlamanıza anlam veremedim.Eğer sanatçı getirmek belediyeye büyük bir külfet oluyorsa bunu şenlikleri iptal ederek değil konseri iptal ederek giderebilirdi,orada konserin yanında başka etkinliklerimizde vardı öyle değilmi????

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Yalandan Şenlik : 200 Milyar (Arşiv Yazıları-2006) /Bekir AKKAYA

Bundan tam iki yıl önce Kumru-Ericek Şenliğine para ile davet edilen güya sanatçı efendi “ CD’mi Ankara’da Unuttum” diye sahneye çıkmamıştı. Bizde bunun üzerine “Yayla şenliklerinin kime ne yararı var?” konulu bir yazı kaleme almıştık. Orhan Özdil görüşlerimize katılarak “ben yaylaya kuşların, böceklerin, rüzgarda ağaçların seslerini, onların çıkardığı notaları dinlemek, ruhumu dinlendirmek için çıkıyorum, böceği börteği ürkütmek için değil” diye tepkisini ortaya koymuştu. Şimdi 2006 ve o günden bugüne tam iki yıl geçti.

            Gazetemizde ve internet haber kanallarında yayınlanan haberi özet olarak birlikte okuyalım.

Bir zamanlar Fatsa Sahili (1960)

Fatsa Sahili 1960
Fotoğrafın üzerinde iki isim var. Bunlar : Sinan Oral ve Tuncay Kavcı
Ben fotoğrafı : 
https://www.facebook.com/fatsalilar52/photos/gm.3130527233890019/433719834994810/


............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Bir zamanlar Fatsa Sahili (1960)

Fatsa Sahili 1960
Fotoğrafın üzerinde iki isim var. Bunlar : Sinan Oral ve Tuncay Kavcı
Ben fotoğrafı : 
https://www.facebook.com/fatsalilar52/photos/gm.3130527233890019/433719834994810/


............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

1 Aralık 2021

Bir babanın altı imam oğlu Iskata karşı çıktı (Arşiv Haber-2006)

Kumru Fizme Afullu Mahallesinde 90 yaşında vefat eden Ali Bice’nin vefatından sonra cenaze namazından sonra yüz yıllardır gelenekleşen ıskat verilmemesi köylülerin tepkisine neden oldu. 

Vefat eden Ali Bice’nin altı oğlundan beş tanesi yurdun değişik yerlerinde resmi İmam-Hatip olarak görev yaptıkları, imam oldukları halde babalarının cenaze namazından sonra para olarak verilen ıskatı vermemeleri İki belediyeden oluşan Fizmede tartışmalara neden oldu.

 Kendileri ile görüştüğümüz Ali Bicenin oğulları Bolu’da görev yapan İmam Hatip Mehmet Bice, Sökede İmamlık yapan Muharrem Bice, Kuşadasında İmam- Hatiplik yapan İbrahim Bice, İspartada İmamlık yapan İlhami Bice ve yine İspartada İmamlık yapan Mustafa Bice ve Fahri İmamlık yapan Ali Rıza Bice “devir ve ıskata karşı olduklarını" ifade ederek “ Zaten babamızın da vasiyeti vardı. Babamız bizlere benim ıskat ve devrimi yardım edenler haricinde kimseye vermeyiniz. Vereceğiniz parayı köyleri dolaşarak fakirleri bulup onlara ulaştırınız, cenazemde kesinlikle ıskat denilen parayı dağıtmayınız” dediğini ifade ederek” Bizde altı imam kardeş olarak bir araya gelip babamızın cenazesinde
ıskat dağıtmamayı kararlaştırdık. Bizlere çok büyük tepki oldu. Annemiz bizden önce vefat ederse biz ona da ıskat yapıp dağıtmayacağız. Biz ıskat deyip dağıtılan para ile sigara alan adamlara para vermek istemiyoruz. Biz imam ve hocayız. Bunun İslamda yeri olmadığını her yerde söylüyoruz. Dolaysıyla kendi görev yaptığımız yerlerde ıskatı yaptırmıyorsak bunu köyümüzde de uygulamalıyız. Babamızın hayrına ıskattan çok fazla olarak yiyecek alıp bütün fakirlere kendi ellerimizle ulaştırdık.” Dediler.

 Görüştüğümüz köylüler ise “ Madem İslamda cenazede ıskat diye verilen para verilmesi yoktu. Daha önceki alimler yanlış mı yapmışlardır. Buna mutlaka Diyanet İşleri Başkanlığının bir açıklama getirmesi gerektirdiğini” ifade ettiler. 

Tartışmalara neden olan ıskat ve değir yörede cenaze namazından sonra dağıtılan para olup, ölenin günahlarına kefaret amacı olarak cenazeye katılanlara veriliyor. Ayrıca bu para cenazeye gelen çocuklara yaşları küçük düşüncesi ile verilmiyor. Yine rivayete göre cenazeyi “kaldıracak kişilerin bulunmaması nedeniyle cenazeye gitmeyi teşvik amacıyla İmam-ı Birgivi Hazretlerinin içtihadı ile verilmeye başlandığı söyleniyor.02.04.2006- BEKİR AKKAYA

Bir babanın altı imam oğlu Iskata karşı çıktı (Arşiv Haber-2006)

Kumru Fizme Afullu Mahallesinde 90 yaşında vefat eden Ali Bice’nin vefatından sonra cenaze namazından sonra yüz yıllardır gelenekleşen ıskat verilmemesi köylülerin tepkisine neden oldu. 

Vefat eden Ali Bice’nin altı oğlundan beş tanesi yurdun değişik yerlerinde resmi İmam-Hatip olarak görev yaptıkları, imam oldukları halde babalarının cenaze namazından sonra para olarak verilen ıskatı vermemeleri İki belediyeden oluşan Fizmede tartışmalara neden oldu.

 Kendileri ile görüştüğümüz Ali Bicenin oğulları Bolu’da görev yapan İmam Hatip Mehmet Bice, Sökede İmamlık

Fatsa Devlet Hastanesi Avrupa’yı Aratmıyor! (Arşiv Yazıları-2006) /Bekir AKKAYA

Bundan bir yıl önce Fatsa Devlet Hastanesi polikliniğinde sıra beklerken, dışarıda sıra bekleyenleri ve içeriyi kontrol eden birini görünce ilgili kişiye takip etmeye başladım. Tam bizim beklediğimiz odanın kapısından hastaları yara yara içeri giren çantalı birinin arkasından odaya girip “sırada beklemeden içeri neden girdiniz?” sorusu üzerine ilgili hanım efendi “ Ben hasta değilim” cevabı vermişti. Bunun üzerine hasta değilseniz burada işiniz ne diye ilgiliyi ikaz etmiş ve ardından bütün Poliklinik kapılarına “ ilaç mümessillerinin ve ilaç tanıtıcılarının muayene esnasında vatandaşları mağdur ederek polikliniklere girmeleri yasaktır.” Yazısı astırmıştı. Bugün o yazılar hala asılı duruyor. Biz o gün Fatsa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Alaettin Arıkan’la ilgili bir görüşme yaparak gazetemizde ve birkaç internet haber sitelerinde başhekimin uyarılarını önemine binaen aynen yayınlamıştık.

            Doğum bölümüne erkek ziyaretçilerin girmemesi, çocukların ziyaret nedeniyle içeri alınmaması ve yiyecek ve içecek sokulmaması aynen devam ederken, hastalar ve yakınlarınca getirilen şikâyetlerde Başhekim Dr. Alaettin Arıkan problemleri bizzat yerinde çözüyor sık sık personeli ikaz ediyor… Başhekim Dr.Alaettin Arıkan kocaman hastanede gariplerin ve hastaların bir babası gibi. Kendisi biliyor ki onunla çalışıyor, Hanım sekreteri de bir o kadar hastaları ve yakınlarını ikna ederek onlara yol gösteriyor, onlara yardımcı oluyor…

            Başhekim Dr. Alaettin Arıkan Bir yıl önce özellikle yazmamı isteyerek “Hastanemizde yapılan hizmetlerden kesinlikle hiçbir ücret alınması söz konusu değildir. Bıçak parası adında ameliyatlardan sonra alınan para kesinlikle suçtur. Böyle bir durum söz konusu olduğunda hasta ve hasta yakınlarının bunu bizlere bildirmeleri gerekir” demişti. Kendisinin 24 saat telefonunun açık olduğunu belirterek bizlere yayınlanmak üzere özel telefonlarına kadar da vermişti. Ve ardından “bana gelerek veya telefon ederek gerekli şikâyetleri yaparlarsa gerekli işlemin yapılacağını” söylemişti. Bu konuda bir şikâyet büyük ihtimal yapılmamıştır. Bazı alışkanlıkların birden bırakılması yasağın ilanı kadar kolay değil. Bana göre en iyi çözüm “bir rakamın yasal olarak belirlenmesi alanın da verenin de o tarifeyi rahat bir şekilde verebilmesi”nden geçiyor. Sağlığın bedelini işin doğrusu kimse belirleyemez. Bir şeyin yasal olup olmaması bir yana, “kişilere rencide edici türden yaklaşılmasını sağlık açısından sorgulamak, adama ceza verirken bile insanı değerleri göz önünde bulundurmak, sağlık kadar önemlidir diye düşünüyorum.  Neticede insan için paradan da öte çok değerli hasletler olduğunu herkes kabul eder. Para sağlık için de insanlık içinde bir araçtır sadece… Neticede asıl olan sağlıklı bir insan olmak ve sağlıklı kalabilmektir.

            Fatsa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Alaettin Arıkan bir yıl önce “Bazıları Aracılık Yaparak Para Alıyor! İfadesini kullanarak “Kesinlikle hastanemizde yatanların aracılara gitmemelerini, bir kuruş para vermemelerini, aracılara gideceklerine kendilerine dürüstçe gelerek durumlarını anlatmalarını kolay bir şekilde hastanemizden taburcu olabileceklerini” söylemiş, “böyle bir durum söz konusu olduğu takdirde kendilerinin aranmasını bu durumda her türlü yardımın yapılacağını”ifade etmişti.

            Bu sözlerden sonra tam bir yıl geçti. Ve ben o günden bugüne Fatsa Devlet Hastanesine defalarca gittim, rahat bir şekilde doktorlarıma ulaştım. Bir haftadır yine Fatsa Devlet Hastanesinde ikamet ediyorum.

            Dünden bugüne hastanenin tüm birimlerinde takdire şayan güzel gelişmeler mevcut. Polikliniklerde özellikle çok kalabalık olmasına rağmen hastalar arasında yaşanan“sen girecem ben girecem” çekişmesi ortadan tamamen kaldırılmış. Her doktor odasının giriş kapısının üstüne elektronik bir ekran yerleştirilerek tüm sıradakiler, sıradaki ismi görebiliyor ve hoparlörden sırası gelenlerin adı da okunuyor. Bütün birimler temizlik noktasında pırıl pırıl.

            Başhekim Dr. Alaettin Arıkan önceden olduğu gibi tüm birimlerde sık sık kontrol yapıyor çalışmaları yerinde izliyor. Yatan hastamı ziyaret saati gelmeden ziyaret etmek istediğimde güvenlik “ aman kardeşim ne olur yapma, başhekim bizi kameralarla izliyor” cümlesini kullandı. Ben ısrarla “ ya ne olacak, bizi nerden görecek dediğimde” bana “ bizim başhekim her yeri görür” dedi. Bütün birimlerde kameralar mevcut.  İşlerin bu kadar düzenli olması Hastane personelinin yanında Başhekim Dr. Alaettin Arıkan’ın kendini hastaneye adamasından kaynaklanıyor.

            Özel servis bölümündeki hemşireler ve diğer personeller gece ve gündüz hastalar için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Gördüğüm kadarıyla tüm birimlerdeki hemşireler ve tüm hastane personeli bazı istisnaların dışında hastalar için ne gerekiyorsa yerine getiriyorlar… Kısacası Fatsa Devlet Hastanesi Fatsa için olduğu kadar çevre ilçeler için de büyük hizmet veriyor. Bu şekliyle belki de Türkiye’de örnek alınacak bir hastane… Bu konuya devam edeceğiz…

Bekir Akkaya /29.07.2006 /KARADENİZ HABER POSTASI GAZETESİ

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............