29 Kasım 2007

Bir Üsluptur Kumru /Ekrem SAYGI

NE DESEM BİLMEM Kİ;SEVDAMMISIN,YOKSA AYAĞIMA TAKILAN PRANGAMMI?NE SENLE NEDE SENSİZ OLUYOR,KIŞIN SÜSÜLÜ,YAZIN SÜSLÜ GEÇMİŞİMDEN ANISIN,ÇEVREMLE BAĞIMSIN BİRDE GUBET OLMASA.

Bir başkadır Kumru ve Kumrulu. Havasıyla, suyuyla insanıyla bir başkadır. Bir pencere ki, o pencereden bakan gözler, hep farklı şeyler görür. Bu bir bakıştır. İnsanların dünyaya bakışı, insanın insana bakışı ve bu bakışlarla kitaplar yazılır. Sayfalar aralanır ve her sayfanın her satırında ayrı bir anlam, ayrı bir dünya. İşte; tarih konuşulur ve tarih konuşturulur. Kumru’da, Kumruluda kirlenmemiş pek çok değer sıkışmış satır aralarından sessizce seslenir dünyaya. Bir dünya ister. Geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe ışık tutacak. Yalanlardan kurulmamış, saf ve tertemiz. Açlığın ve sefaletin sofralara çökmediği, zilletin ve rezaletin olmadığı, kavgaların ve gürültülerin olmadığı bir dünya. Bir hayat ki, kirlenmemiş, kardeşçe ve insanca. Yok olmanın ezginliğini çekip, var olmanın muhteşemliğini hissederek,
yeniden ayağa kalkmaya çalışan Kumru ve Kumrulu.

Güller, çiçekler hazin. Geldi ama ilkbahar. Neylesin insanlar. Günün neşesi yok. Sevgisi yok. Şevki yok ilkbaharın. Bir sevdadır Kumru, fakat akan suların tadı yok. Bahar gülü sever amma neylesin Kumru, gönüllerin baharı yok. Hüzün bir yağmur gibi yağıyor üstüne, hüznün de tadı yok.

Kumru’da yaşamak; sevdayı yaşamak demektir. Özlemi, hasreti ve gurbeti yaşamak. Dertleri ve elemleri yaşamak demektir. Baharın yalnızlığı gurbetle başlar Kumru’da. Yazın sessizliği, kışın coşkusu ayrıdır. Can içinde bir can gibi okşar sizi Kumru ve Kumrulu.

Ayrılık şarkıları söyler ilkbaharda. Hüzün doludur geceler. Gülen gözlerdeki ışıklı sevgiler. Dudaklardaki nağmeler yükselir gecenin sessizliğinde. Ayrılık türküleri söylenir. Gecenin karanlıklarında ninniler söylenir kundaktaki bebeklere. Özlemler, hasretler, sevgiler.
 Tutuşur Kumru’da yürekler. Mutluluk pınarından kana kana içmek ister. Umut doludur Kumruda ve Kumruluda. Yürekler hep geleceği bekler . Yarınlarda kalmıştır umutları. Karanlığın arkasında aydınlık , bu karanlığın biteceğini ve aydınlık dolu günlerin geleceğini bekler özlemle. Sevgi doludur yürekler. Baharın güneşi, yıldızların parıltısı, akar suların ışıltısı, yazın bereketi , yaylaların uçsuz bucaksızlığı yeni ufuklar açar önümüzde, kuş olup uçmak istersin , Ericek’ten Bakacağa.

Dağların tepesinde ağuçlamak istersin bulutları. Salına salına dalgalandırır sizi rüzgar. Bir cennet misalidir Kumru’da yaylalar. Denize köprü kurarsın, seyredersin denizi uzaklardan. Yayla çiçeklerinde yaşarsın sevgiyi. Toprağın üzerinde duygusallığı, gök yüzüne baktığın zaman yıldızların yakınlığını ve gülümsediğini, bulutların ağladığını, sonra güneşin göz yaşlarını sildiğini görürsün. Yüreklerde güzelliği , güzellikleri görürsün.

Mahzundur Kumru ve Kumrulu. Mahrumdur herşeyden. Fakat vefalıdır. Utangaç ve umutsuz. Eller kirli fakat parlak. Gözler henüz sönmemiş. Belki bir gün oturduğu yerden kalkacak bizde varız diyecek.

Kumru : İnsanıyla bütünleşen şirin ilçe sahipsiz ve karanlık. Sisli yağmurlu ve hüzünlü. Gülmek yok. Gezmek yok. Duyguları bastırılmış, dostluk yok. Dürüstlük yok. Zenginlik içinde fakirliği yaşar Kumru...

Kumru; Samsun – Ordu kara yolu ve Fatsa – Niksar üçgeninde, Fatsa’dan 35 km. iç kesimde yer almaktadır. Yol boyu Elekçi Dersi’ni takiben bir doğa harikası ile karşılaşırsınız. Etrafınızı saran fındık bahçelerinin coşkun sevgisi sizi Kumru’ya ulaştıracaktır. Kumru’ya ulaştığınızda sizi bekleyen insanların sevgi dolu bakışları arsında Elekçi Deresi’nin ikiye böldüğü sıcak, şirin, dost bir ilçe bulmanız mümkün olacaktır.

Bu şirin ve doğa harikası ilçe, Erecek Tepesi ve Bakacak tepelerinin eteklerine sarılmış bir şekilde vadiye kurulmuştur. Ünye, Fatsa, Korgan, Akkuş ve Niksar çemberi içersinde bir kilit nokta olup, 256 km’lik bir sınır boyu çizmektedir. Bu şirin ilçede sosyal yönden 1996 yılları sonlarına kadar unutulmuşluğun, ilgisizliğin sıkıntılarını yaşarken, bir çok şey değişmese de Kumru’yu sevenlerin, Kumru için ne yapılabilir düşüncesi ile ellerinden gelen bütün gayretleri sarf eden kişilerin ve halkın katılımları ile yaz boyu çeşitli sosyal etkinlikler yapılmakta olup, bunlardan Ericek Yaylası Yaban Çileği Şenliği ve Düzoba Yaylası şenlikleri en önde gelmektedir.

Turizm açısından önemli bir yere sahip olan Kumru doğa yapısıyla, insanıyla, havasıyla, suyuyla, sevgi ve hoş sohbetiyle, misafirperverliği ile görülmeye değer yerlerden biridir. Kumru ve çevresinde yer alan ve çok önemli yükseltileri olan Düzoba Yaylası, Fırınönü Yaylası’na giderken Koyun Oluğu diye adlandırılan bu yerde oturup dinlenmek, soğuk su içmek ayrı bir zevktir.

Düzoba Yaylası’nın güneyinde bulunan Fırınönü Yaylası’na varmadan önünüze çıkan ve Uluçayır diye adlandırılan bu yerde doğanın bin bir tonda yeşilini görmek, ayrıca Kırkkızlar Efsanesi’ni dinlemek ve Süğülük Tepesi’nden İç Anadolu ile Karadeniz’in kesiştiği noktaları alabildiğine görmek. Kurban Tepesi’nden denizi seyretmek, Garip Buyduran kurnasından su içmak, Kurtalan Yaylası’na inip Dilek Taşından dilek dilemek, Erecek Yaylası, Kayabaşı ve Bakacak’tan Kumru’yu seyretmek.

Düğünlerde gelin ve damatı indirip, aşkların ve öykülerin söylendiği Karaağaç Çeşmesi’nden su içip oyun oynamak. Fizme’de festivale dönüştürülen Ramazan ve Kurban Bayramı şenliklerini görmek, yine Fizme’de Ceviz Helvası Şenliklerine katılıp pınar başında soğuk su ile Ceviz Helvası yemek insanlar için bir tutku olmuştur.

...........................................................................................................................

...........................................................................................................................

Ayna söyle bana , dün benmiydim sana bakan kim? Kim? Neden değiti? Kim bu adam? Kumru’ya yağmur yağıyor , üstünde karabulutlar. Ak düştü saçlara, yüzlerde çizgi. Sokaklar düzgünlakin boş. Cilalı yüzler, cilalı sokaklar, göstermiyor artık seni renkler.

Bir bahar ki gelmedi gelmeyecek, açmayacak çiçekler Kumru’da. Güneşin ilk ışıltıları arasında soluyan ilkbahar, gelmeden bitti. Kumru’da oldu sonbahar. Hangi yerin talanı bu.

Aloo orası nere... Bir ses ki, çığlık, bu kaçıncı çığlık. Bize kötü baktılar, kaldırıp attılar. Camı kırılmış pencerelerden bakıyoruz size. Bir mendil salladık zamanın kısa aralığından. Tek tek sekerek atladık bu sokaklardan. Yaşlar kemale erdi amma, hiçbir zaman yüreğimizi karartmadık. Biz Kumruluyuz, Kumru çok hoş bir mekan vesselam...(*)



(*) – Ekrem Saygı – Karadeniz Flaş Haber Gazetesi : 2000 Sayı : 2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...