20 Şubat 2008

MUTLULUK-Abdullah Saygı'nın Kaleminden

Ağlamakla başladık söze ağlamayı bilen Sevmeyi öğreniyor demiştim..Evet Seven insan ağlamanın ne olduğunu neden ağlamak gerektiğini düşünebilmiş ve sonuca ulaşacağını anlamış demektir.Sevmeyi bilen öğrenen artık mutluluğu aramaya başlar.

Mutluluk nerde nasıl bulunan bir kavram olgudur bilinir. Amma velâkin mutluluk biz insanoğlunun bir türlü bulamadığı arayıp durduğu durumdur. Başlangıç ve sonu yoktur diye düşünülen bir durum. Gerçekte böylemidir? Bence Hayır. Hayır. Hayır.

Evet, mutluluğun nerde olduğunu herkes kendince yorumlar, ama bence mutluluk bireyde yani insanın kalbindedir. İnsanın dışa görünen yapısında değil iç dünyasında
ruhundadır. Çünkü kişi kendi içinde mutlu değilse asla mutluluğa ulaşması onu bulması imkânsızdır. Zordur. Bulamaz.
Doğumdan ölüme değin insanoğlu için mutluluk, huzur, sağlık gibi kavramlar dillere destan olur gider. Sonuca ulaşmak için istek ve istemler hiç bitmez. Hiç düşünülmez ki mutluluğa ulaşmak için sonucun kendi içinde olduğunun kimse farkına varmaz. Varsa bile toplum
ve çevreden etkilenmek sureti ile arayış sürer, sürer, sürer.
Sonuç düşüş hezimet dertlenme sıkıntı v.s.kendi dünyasında karamsarlık çıkar ortaya. Artık bu fani olan dünya için başlar mutluluğa ulaşmanın anahtarı nerde diye çırpınış.
Bireyde mutlu olmak için her yaşın kendi has mutlu olma nedenleri vardır. Bir yaşındaki bir çocuğun mutluluğa ulaşması 10 yaş,20.30.40 yaş v.s.yani her dönemde insanın mutluluğa ulaşması için mutlak bir değere ulaşmanın mükâfatı gibi görünür bizlere ama gerçekte bumudur. Bence hayır.
Çocuğu bir kâğıt parçası, kalem silgi, bir giysi veya tatlı bir gülümseme,

Ergenlik ve Gençlikte hoş bir söz, arkadaşlık, dostluk, sevgili,

Yetişkin dönemlerimizde ise mutluluğun anahtarı yuvada, evde, eşyada, arabada v.s. dünyalık olan her şey birey için mutluluğun anahtarı oluverir içimizdeki aradığımız mutluluğu bulmada.

Mutsuz olmak için o kadar daha çok nedenler kalır ki sonuca ulaşmak için maddeye bağımlı mutluluk sonu olmayan bir felakete götürü verir bizleri.

Hiçbir devletin, milletin, toplumun tekelinde olmayan mutluluk başkalarının malında ekmeğinde evinde değildir. İnsanın dışa görünen aynasında değil içinde kalbinde gizli gerçeklerdedir.
Gülen 2 yaşındaki saf temiz dünyanın hiçbir kötülüğünü bilmeyen öğrenmemiş olan bir çocuğun yüzüne bakarsak insanın içindeki mutluluğun ifadelerini ekranda görmüş oluruz.
Anlatmak için mutluluğun dünyada kirlenmemiş duygularda olan kirletilmemiş toplumlarda yaşayan çocuğun yüzüne bakarak görsel mutluluğu tadabiliriz. Günümüzde bu görsel mutluluğa muhtacız.
Geleceğimiz mutlumu? Umarım.

“İnsan binlerce yaşasa, arzu ettiği şeylere kavuşsa bile yine dileği bitmez.”(Kutadgu bilig).
Eğer kendine candan bağlı birisini arıyorsan, sözün kısası mutlu olmak için kendinden daha candan birini arıyorsan kendini bulmalısın. Kendini bulmuş kişi için Üstad Kutadgu bilig şöyle sesleniyor gönül dostlarına…
“”İnsan süsü yüz,yüzün süsü göz,aklın süsü dil,dilin süsü sözdür..
Umarım bizlerde vardır.

Hoş kalmak dileğimle…

Abdullah SAYGI/BURSA/KARACABEY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...