Fatma Hanım emekli olduğu ilk günlerde " Ben Halk
eğitime dikiş öğrenmeye gideceğim" dediğinde şiddetle karşı çıkmıştım.
Kendimi dinletemeyince de yalandan işi
"sen bilirsin" cümleleri ile iyi karşılıyormuş gibi davranmaya
başladım,
Bizim hatun 40 yıldır çalıştığı memuriyet gibi sabahleyin
bir öğrenci hevesiyle hergün Halk Eğitimin yolunu tuttu.
Öğrencinin çantası gibi İstanbul'dan aldığı kumaşları birkaç tane
çanta halinde götürüp getirdi.
İçimden aşırı bir şekilde hırslanıyordum ama
belli etmiyordum. Belli etsem bile hiç bir etkim olmayacağının da farkındaydım.
Aradan bir ay iki ay derken hatun her gün
bana allı bullu kıyafetler,
eşohmanlar, pijamalar ve gömlekleri dikip dikip
getirdikçe keyif almaya başladım.
Nasıl almayayım. Bütün kıyafetler bende beleş.
Hem de orjinal ve katıksız. Artık ben
pantolunları hangi fabrikaya ya da terzi dikiyor acaba demiyorum. Katkı yok
yani. Hanım dikiyor ben giyiyorum.
Allah izin verirse gelecek yıl o dikecek ben
satacağım. Ne yapayım ki. Elbise bu. Atsan atamazsın, yaksan yakamazsın! Hergün
de giyerek elibesleri eskitemezsin.
Fatma Hanımın Dikiş Hocaları Fatma İnan,
Selma Sunma ve Seda Güneri Hanımefendilere sordum. Karnesi nasıldır. Kırık not,
pardon kırık iğneleri ya da israf ettiği kağıtları pardon kumaşları varmıdır?
diye.
"Öğrencilerinin içerisinde en iyilerinden
biri olduğunu, ancak kumaşım bitti bahanesiyle sık sık İstanbul'a giderek
dersleri aksattığını" söylediler.
Hocanımlar benim bu konuda ne çektiğimi
bilseler bu devamsızlıkları hoş görürler. Her İstanbul'a gidişimizde Üsküdar'da
kumaş pazarına gitmek için sabah namazına iki saat kala evden çıkıyor. Bir de
değerli dünürümüz kankası Emine Hanım var. Ve bizim hanıma İstanbul'un bütün
kumaş pazarlarının adreslerini ezberletmiş durumda. İstanbul'dan Ordu'ya
gelirken şofür olmasam kumaştan arabanın içerisinde bana yer kalmıyor.
Her ne kadar Fatma Hanım'ın eşi olsamda aynı
zamanda bir velisi olduğumu düşünüyorum. Ve dolayısıyla kırık karne getirmemesi
için takip etmem lazım. Ve ben de onu yapıyorum. Yani anlayacağınız sıradan bir
veli değilim.
Ümidim Halk Eğitimin ileriki yıllarında
eşimin diktiklerini önce ulusal daha sonra uluslararası pazarlamak. Bu da beni
ciddi manada heyecanlandırıyor.
Tekraren değerli öğretmenlerim Fatma İnan,
Selma Sunma ve Seda Güneri Hanımefendilere teşekkür ediyor, daha çok velisi
bulunduğum Fatma Hanım'ın diktilerinden oluşan 28 Adet fotoğrafları
beğenilerinize sunuyor, hepinize selam ve saygılarımı ileityorum.
Bekir AKKAYA /09.06.2024 /İYAD /KUMRU
HABER/KUMRU #kumru #halkeğitimimerkezi #kumrukaymakamlığı #dikişöğreniyorum #dikişkursu #eğitim #hayatboyuöğrenmegenelmüdürlüğü #hayatboyuöğrenme #fatmaakkaya #selmasunma #bekirakkayayazıları
KUMRU HALKEĞİTİMİ MERKEZİ SERGİSİNDE ÇEKTİĞİM
28 ADET FOTOĞRAF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...