Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

15 Eylül 2006

Bizim Sokaklar-Ekrem Saygı Yazdı

Mizah: Şaka, latife diye tarif edilebilir. Ayrıca, bazı düşünceleri nükte şaka veya takılmalarla süsleyip anlatan bir yazı çeşidi dir.
Mizah insana güç kazandırır. En zor durumların bile üstesinden gelmemizi ve dayanıklı olmamızı, hayata ve yaşama sımsıkı bağlanmamızı sağlar.
" Her şeyini kaybetmiş bir Haham oturmuş, Torah'ı okuyormuş. " Senin akıllı bir adam olduğunu sanırdım" demiş karısı " Bütün paramızı kaybetmişken, sen nasıl oturup kitap okursun?"
" Ben akıllı bir adamım" diye cevaplamış haham. " Üzüntülerimden oturup Torah okuyarak kurtuluyorum"

9 Eylül 2006

SAİT ZENGİNCE'DEN

Kumru ilçesi Tekke köyü nüfüs kütüğüne kayıtlı aynı adla soyadı taşımadan dolayı diyer amca oğullarım la şahsım karışıklığauğramaktadır.Soyadım ZENGİNCE olarak kayıtlıdır.ancak adres ve baba isimleri ayrı olsa bile namı vede yazışmalar aksaklığa uğramıştıraynı sülale içinde.Mehmet Ali oğlu _Sait ZENGİNCEDuruş oğlu_Sait ZENGİNCEMehmet oğlu_Sait ZENGİNCERefik oğlu_Sait ZENGİNCEAhmet oğlu_Sait ZENGİNCEFehmi oğlu_Sait ZENGİNBüyük babamız Derviş Mehmet ve Sait kardeşler Ünye ilçesi Zembek köyünden 1700 lü yılların sonunda Kumru ilçesine yerleşmişlerdir.Büyüklerimiz amcamızın adının Sait olması ve çok sevilmesinden dolayı bizlere tek ad olarak Sait adını vermişler.Bu şekillerde karışıklığa uğrayacağını düşünmeden.Ben şahsım Ahmet oğlu Sait ZENGİNCE soyadımın büyük babalarımızın geldiği köyün adı Zembekoğlu olarak değiştirmek üzereKumru ilçesi Nüfus müdürlünden düzeltilmesi için asliye hukuk mahkemesi hakimlibine dava açtıSait ZENGİNCE Kumru halkının bilgisine sunarım...
SAİT ZENGİNCE
Sait zengince (zembek_oglu@hotmail.com)

Bilgilerden Kendinizi Koruyun!/Bekir Akkaya

Felsefe Tarihinin ünlü düşünürü Sokrates, insanın kendini tanıması için yöntemler geliştirirken “kişilere göre değişmeyen, herkes için geçerli olan değerleri çıkarmak ve temellendirmek için yoğun çaba sarf etmiştir. Sokrates herhangi bir konuda tartışmaya, konuşmaya başladığı zaman, önce o konudaki temel kavramları araştırmaya ve tanımlayamaya çalışmıştır. Ve ünlü sözü “Kendini bil!” diyerek , bireyin önemine vurgu yapmıştır.
Bir konuda bir sonuca gidilebilmek ve o konuda kalıcı bir fikir beyan etmek için o konu ile ilgili temel kavramları ortaya koymak gerekir. “Dün dündür ve bugün bugündür.” Mantığı kelime ve kavramlardan bile habersizlerin günlük dedikodularından öte hiçbir anlam ifade etmez ve etmemelidir de. Düşüncelerini temellendirmeyenlerin her gün değişken söz ve davranışları, bilinçli insanların dikkate aldığı bir durum değildir. Bir günü bir günü tutmayanların ve gündelik hesaplara göre kelimelere anlam verenlerin sözlerinin her gün yorumlanarak

26 Ağustos 2006

Simyacı’dan Notlar-1/Bekir Akkaya

Çıktığında çok satanların en başında yer alan Özdemir İncenin Türkçe’ye çevirdiği Paulo Coelho’nun “Simyacı” adındaki kitabının 25. baskısını birkaç yıl önce okumuştum. İslam’ın Tasavvuf yönünden habersiz kesimlerce yere göğe sığdırılamayan kitabı dikkatli bir şekilde Okumakla kalmayıp, önemli bulduğum cümleleri not almıştım. İslam Tasavvufunu az çok bilenler kitapta çok enteresan bir durumun olmadığını göreceklerdir. Kitap baştan sona benim anladığım kadarıyla Hıristiyanlığın mistik yönünü hayata yansıtmaya yönelik kaleme alınmış. İslam’ın tasavvuf yönüne ve hayatına yabancı olanlar için kitapta ilginç cümleler mevcut.
Hıristiyanlığı kaynak olarak alan batı kaynaklı bu tür kitaplar önemsenirken, kimsenin aklına İslam’ın Tasavvufla ilgili asıl ötelerin ötesi söylemleri bütün kütüphanelerimizde yüzlerce olduğu halde kimsenin dikkatini çekmiyor. Roman türünden İslam tasavvuf hayatını gerçek hayata yansıtma ve kitaba dönüştürme bizde pek yaygın değil. Gerçek hayattan uzak “veliler -evliyalar kitapları ve filmleri bana göre İslami hayattan çok uzak bir yaşam öneriyor. Söz konusu bu tür yayınlar, tasavvufi hayatının,

25 Ağustos 2006

Ozan Selami'yi Rahmetle Anıyorum!/Bekir Akkaya

1956 yılında Kumru Kadıncık Köyünde doğan, Kumrulu Ozan Selami (Selahattin Sara) 1997 yılında Kumru için yazdığı bir şiirinin son dörtlüğünde "İnsanları güleç yüzlü, Sevgi dolu şirin sözlü, Selami gibi Ozanı, Var bilinmez Yeşil Kumru." Diyordu. Selahattin Sara bundan dört yıl önce genç yaşta vefat etti. Hayatta olduğunda kıymet görmemesinden ve tanınmamasından üzüntü duyduğunu, yazdığı şiirden anlıyoruz.
Selahattin Sara(Ozan Selami) iyi bir dostumdu. İki günde bir, bir araya gelir sohbet ederdik. Gazete ve dergilerde çok sayıda yayınlanmış şiirleri vardı. Yayınlanmamış yüzlerce birbirinden

19 Ağustos 2006

"Bu Külüstür 200 Yapar! "/Bekir AKKAYA

Dünden bugüne hayatın her alanını anlamsız ve basit hale getirirdik. En ciddi işlerimiz bile yalınlaştı. Gülme ile ağlama nasıl anlamını yetirdiyse, ölme ile doğma da aynı derecede yozlaştı ve anlamını yetirdi. Yaşamın tadı ve tuzu kalmadı. Ölümü bile espriye döktük. Bir cenaze ile bir düğünün arasında hiçbir fark yok. Hatta eğlencelerimiz ölümden öncelikli hale geldi. Zoraki cenazelere gidilip, aceleyle kaçma yolları arıyoruz.
Cinayet ve kazalar oranında para hırslarımız ve dünyalık meşgalelerimiz de o derece arttı. Ölen için çok anlamsızca “ölmüş” ifadesi kullanılırken, kendimizle hiçbir bağlantı kurulamaz oldu. Ölüm ve ölenler için ne bir destan ne bir ağıt ne de bir şiir yazma zamanımız var.
Teknoloji, ulaşım ve haberleşme sınırları ortadan kaldırdı. Bizim köy ya da bizim şehir ifadeleri anlam yetirdi. Ani ve anlamsız ölüm hadiseleri yas tutmaları gerekenleri bile kahkahaya boğma gibi bir durum oluşturdu.
Eskiden ölüm düşeyinde olan için “Kur’an” okunur, son sözünün “Lailahe İllallah” demesi için telkin yapılırdı. Şimdi ise “ölüm düşeği” çok zor. “Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun!” türünden. Parçalanmak ya da yanmak

12 Ağustos 2006

Rızasız Nikah’tan Saadet Olmaz! /Bekir Akkaya


Geçen hafta sizlere Kumru Ziraat Odası’nın üyesi olduğumu ifade etmiştim. Yine ilgili yazıda Ziraat Odalarının 15/5/1957 tarihli ve 6964 sayılı Ziraat Odaları Kanunu ile kurulduğunu, görev ve yetkilerini ayrıntılı bir şekilde ilgili kanundan alarak aynen yazmıştım. Ve yazımın sonunda da “bir çiftçi olarak Kumru Ziraat Odası tarafından bu görev ve yetkilerin ne kadarının gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek istiyorum.” İfadesini kullanmıştım.

Bu hafta Kumru’da en üst düzey Ziraat Odası yöneticisi ile tam olmasa da görüşme imkânımız oldu. İlgili kanunla ifade edilen görev ve yetkiler Kumru’da tam olarak uygulandığını söylemek mümkün değil. Bunu söylerken, Odanın olabilmesi için kurumlar arası zorunlu kanuni işlerden söz etmiyorum. Benim gibi üreticinin “Doğrudan Gelir Desteği” alabilmek için yılda bir kez “çiftçilik belgesi” almak, bunun içinde aidat ödemek zorunda bırakılmam çiftçiye yönelik bir hizmet olamaz.

11 Ağustos 2006

Bitkisel İlaçlar Üzerine /Bekir Akkaya


Geçen hafta Kumru Kınalılar Aile Çay Bahçesi'nde birkaç arkadaşla sohbet ederken "bitkisel ilaçlarla tedavi" özerine epey sohbet yaptık. Hepimizin "Koca Karı İlaçları" diye bildiğimiz tedavi uygulamalarını gizli veya açık bizim yaşıtlarımızdan uygulamayan büyük ihtimal yoktur. Birkaç yıl önce Kumru ve köylerinde bu tür tedavi yöntemlerini ve uygulamalarını araştıran biri olarak ilçemizde halkın birçok hastalık için bu yöntemleri uyguladığını yakinen biliyorum. Bizim bölgemizde birçok ot ve bitki türü orijinal ismi ile farklı olarak bilinse de baharatçılarda aradığınız her türlü malzemeyi bulma imkânımız vardır. Kendi üzerimde bile uygulayıp sonuç aldığım "okuma" ve "otların karışımı" ile yapılan ilaçlar bizim gibi tahsillileri bile hayrete düşürmüştür. Bizden de öte birçok kitapta bitkisel ilaç kullanımının Avrupa'da yasak olmadığını okuduğumda "Bizde neden yasak?" sorusu ister istemez aklımdan geçer.

Murat DEMİR'den

kumru kent anket‏ sitesine
Sayın BEKİR AKKAYA
Anketinize bir gecede 3500 tane başarısız oyu kullanılmış. Sizce böyle bir olasılık varmı? Kumrulu olup bilgisayarı olan o kadar kişi yoktur. Ya anketi doğru dürüst yapın yada ordan kaldırın.
murat demir (deathbluee@hotmail.com)
BİZİM CEVABIMIZ: İLGİLİ SİTELERLE BİZİM HİÇ BİR İLGİMİZ YOKTUR. BEKİR AKKAYA