Yazıma 1992 yılında Kumru’da yayınlanan Kumru
Gazetesindeki köşemde okuyucularımla paylaştığım bir hikaye ile başlamak
istiyorum.
Hikaye
şu;
Gerçekte
okuma yazması olmayan “Yasin” süresinin ne olduğunu dahi bilmeyen , Anadolu
köylerinden birinde okuması ve üflemesiyle ünlenen bir hoca varmış. Hoca o
kadar ünlü hale gelmiş ki ta uzak diyarlarda dahi halk “ Azizim kim gitse düzelirmiş…Hiç
yürüyemeyenler dahi hocanın bir üfürüğü ile yürümeye başlarmış. Çarpılanlar,
yamulanlar ve hatta nasipsizlerin dahi önleri açılırmış. Fakirler zenginleşir,
amaların gözleri açılırmış.”
Uzak
köylerden yaşlı bir kadıncağız varmış. Birtecükte oğulcağızı varmış. Oğulcağızı
çok halsiz ve hastaymış. Hiçbir çaresi kalmayınca mecburen bu hocanın yolunu
tutmuş. Biriktirdiği paralarını da yanına alarak ünlü hocaya ulaşmış. Zor bela
ünlü hocanın dizinin dibine oturup oğulcağızına okutmaya başlamış.
Hoca
çocuğa sessiz ve derinden





.jpg)


