29 Şubat 2008

Eğirdir Hastanesi Şiiri (1972) /Bekir AKKAYA

Tarih 18.07.1972 Salı. Bugün benim için önemli bir gündür. Henüz ilkokulu Fizme Aşağıdamlalı ilkokulunu yeni bitirmiştim. Beş yılda bitiridiğim okula hep lastik cizme ile gidip geldim. Fizme –Karapınar Mahallesinden okulumuzun bulunduğu Ecelli Mahallesi epey uzak bir mesafededir.
Bugün Fizme topraklarında bulunan Dikmeci denilen yerleşim biriminde bir tane ev yoktu. Ağaç ve fındık bahçesinden eser de yoktu. Akpnar Mahallesi denilen yer hemen Dikmecinin altındadır. Oradan Ecelliye varılır. Kumru – Fizme ve oradan Korgan’a giden bugünkü Dikmeci’den geçen yol ilk kez1968 yılında açılmaya başlandı. Biz ilkokula Ecelliye giderken bu yol yoktu. Biz kese denilen yollardan giderdik.

1967 yıllarında bu yıllardan çok fazla kar yağardı. Çevrede Ecelli okulundan başka bir de Dereköy okulu mevcuttu. Diğer okulların hiç biri yoktu. Hatta Duman Köyü öğrencileri de ya Kumru’ya, ya da Ecelli okuluna giderlerdi.
İşte ben bu beş yıllık ilk okul
hayatımı lastik çizmelerle gidip geldim.
Arkadaşlarımın ayaklarında ise kara lastik vardı. Ben onları hep hayranlıkla izlerdim. Neden mi? Benim ayağım doğuştan sakat olduğundan. Bu yüzden de hiç lastik türü çizme dışında bir şey giyemiyordum. Çizme kış ve yağışlı havalarda iyi olurdu da yaz aylarında ayağı sıcaktan yakar ve haşlardı.

1968 yılında Kumru-Korgan arasını açan dozer şoförlerinden biri benim ayağımın düzelebileceğini söyledi. Çocuktum ama hem sevindim hem de
pek inanmadım. Durumu babama ilettim. Babam önce itiraz etti. Hatta köyden bir çokları “Allah’ın yarattığı düzeltilmez!” dediler. Babam ve annem bu işe sevinmişlerdi ama perde arkasında itirazları aslında ayağımın yapılmasına değil, para bulamama korkusu idi.

İlgili dozer şoföründen gerekli bilgiyi aldık. İsparta-Eğridir’de bir hastane varmış ve burada benim ayak düzeliyormuş. Bildiğimiz bu kadar. Ama kim götürecek ya da para nerden bulunacak?

Bir ara Niksar’dan bugünlerde bizim oralara biri geldi. İlgili Niksarlı şöyle diyordu. “Benim de ayağım böyleydi. İsparta-Eğridir’de ayağımı yaptılar. Bu çocuğun da ayağı yapılır.” Bu kadar bilgiden sonra en azından okulumun bitmesi gerekiyordu.

1970 yılında ilk Fatsa’ya gittim. Nedeni yine benim ayağım. Beni Mehmet Hilmi Memecan adında bir doktora götürdüler. Doktor bize “ Hemen ameliyat yapabileceğini” söyledi. Ama biz buna cesaret edemedik.

İşin doğrusu hikaye uzun ve ben kısa kesmeye çalışıyorum. 1972 yılında ilkokulum bitti. Evdeki ineği sattık ve Mehmet Özbek Hocam’ın beni İsparta’ya götürmeyi üstlenmesi üzerine Eğridir Kemik Hastalıkları Hastanesi hazırlıklarına başladık. Ve nihayet İsparta-Eğridir Kemik Hastalıkları Hastanesine Mehmet Özbek Hocamla, kardeşi Prof.Dr.Abdullah Özbek Hocamla birlikte gittik.

Beni ameliyat eden Doktor İsa Köklü’ye muayenenin ardından hastaneye yatırıldım. Yaklaşık 40 gün kaldığım hastanede sizlere o yıllarda sokaklarda satılan ve okunan “DESTAN”ların üzerimde bıraktığı etki ile eve gönderdiğim mektuba “HASTANE DESTANI” adında işte bu destanı kaleme alarak anne ve babama gönderdim. Şu kadarını söyleyeyim, hastanede yattığım sürede yanımda hiçbir yakınım ve tanıdığım yoktu. Şimdilerde ölüm bile güzel. O zamanlar ne para, ne araba ne de telefon… Hayatın ve zamanın ve özellikle de sağlığın kıymetini bilmek gerekir...İşte size 1972 yılında Eğridir Kemik Hastalıkları Hastanesinde yazdığım o destan...

EĞRİDİR HASTANESİ DESTANI

İsparta-Eğridir.18.07.1972.Salı
Kıymetli Anneciğim ve Babacığım,
Bu destanı kendim yazıp uydurmuşumdur. Bu destanda hiçbir yalan yoktur. Detanı yazmadan önce sana ve babama selam eder ellerinizden öperim. İsparta-Eğridir.18.07.1972.Salı

Eğridir’e vardım sarardı yüzüm.
Kesildi dermanım görmüyor gözüm
Yalan değildir doğrudur sözüm
Ameliyat olmadan çok korktum anne.

Eğridir’in üstü büyük Karadağ
Ameliyat olan bacağım sol değildir sağ
Korkudan eridi yarım kilo yağ
Doktoru görünce çok korktum baba.

Doktoru makamında bulamak
Adamlarda yoktu kimseye soramak
Dura dura orda rezil olamak.
Rezil olması da çok zordur anne.

Sabahtan kalktık doktoru bulduk
Ayağım iyi olur mu diye de sorduk
İyi olur deyince baya serhoş oldum
Öyle deyince çok korktum baba.

Eğridir Gölünün içinde ada
Halı dokuyorlar hususi oda
Dünyanın dutları sanki orada
ağıza sığmıyor doğrusu anne

Hastaneye vardım hasta doluydu
Kimi bacaktan yatmış kimi koluydu.
Kimsi hep ölmüş kimi solurdu
Ben bunlara çokça acıdım baba.

Yaralıları görünce yaramı unuttum
Bunları görünce ben hepten korktum
Bacağımı bağırtılardan unuttum.
Bunların yanında bacağım iyiymiş anne.

Kimisi bacaktan kimisi belden
Kimisi kulaktan kimisi elden
Kimine yel esse düşüyor yelden
Ben çok iyiyim iyiyim baba.

İsmimi sorarsan ismim Bekirdir.
Yazdığım tarih 1972’dir
Bunlara inanmayan bükeç katırdır
Bir hafta sonra gelirim anne.

Daha ne yazayım selamlar şimdi.
Bekir yazdı bunu durmadı kendi.
Selam ediyorum anneme şimdi
Hasretle öperim annem elinden

Şimdi baba sana selam ederim.
Gurbete düştüm böyle imiş kaderim.
Baba ellerinden hürmetle öperim.
Ben çok iyiyim iyiyim baba

Ayşe kardeşime ederim selam
Yazma oldu elimde yazdığım kalem
İzeymablam ile Ayşeye selam.
Hasretle ellerinden öperim.

Aşağıda olan Hayri’ye selam.
Babası olan Selver’e selam.
Bastana ederken yazmıyor kalem.
Hayın olduğunu kalem anladı.

Bütün köydekiler size de selam.
Arkadaş ve komşu sizi unutmam.
Bizim destan bitti, şimdilik tamam.
Büyüklerin ellerinden öperim.

İsmim Bekir imiş dertlerim çoktur.
Derdim çok iken dermenı yoktur.
Ayağıma çakılan demirden oktur.
Elbet bir gün iyi olurum anne…
Bekir AKKAYA(APA)/18.07.1972/EĞRİDİR KEMİK HASTALIKLARI HASTANESİ
“Bekir Akkaya’nın Not Defterinden…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...