3 Mart 2008

Şerefle Yaşamak…Abdullah Özbek

Konya Postası Gazetesi'inde Prof.Dr.Abdullah Özbek "Şerefle Yaşamak…" üzerine bir yazı kaleme aldı.İşte o yazı...
Bir gün, cömertliği ile ünlü Hâtem Taî’ye[1] şöyle bir soru sorarlar:
Dünyada, kendinden daha cömert, daha gönlü zengin birini gördün ya da işittin mi?
Bunun üzerine Hâtem şöyle bir olay anlatır:

“Bir gün kırk deve kestirmiş, Arap beylerini davet etmiştim. Herkes yemek içmekle meşgul iken, atıma binip sahranın bir tarafına doğru gezmeğe gitmiştim. Baktım ki, bir kimse, dikenleri kırmış, bir yığın yapmış. Yaklaşarak sordum: ‘Arkadaş! Niçin Hâtem’in ziyafetine gitmiyorsun? Halk onun sofrasına toplanmış…’ dedim.
Oduncu, ne dedi, bakınız:
Her kim kendi elinin emeğini yerse, Hâtemî Taî’nin minnetini çekmez!
İşte ben o kişiyi, himmet
(çalışma, çabalama) ve şerefini koruma hususunda, kendimden daha yüksek gördüm…[2]
Evet, çalışmak, çabalamak ve şerefini korumak…
İşte bütün mesele budur…
Ömrünü, çalışmanın hem bu dünya, hem öteki dünya için şart olduğunu anlatmakla geçiren Âkif, bu konuda şöyle bir ikaz yapar:
İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?
Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek!..
Lâfı bol, karnı geniş soyları taklit etme;
Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek![3]
Ne yazık ki, ırkına, yani atasına çeken ve yiğitliğin “iş yapma”da olduğunu, gereği kadar bilen bir nesil yetiştiremedik…
Bakınız, ne diyor o atalarımız?
İşine hor bakan, (sanatını hor gören) boynuna torba takar…
Taşıma su ile değirmen dönmez…
Elden gelen övün olmaz, o da vaktinde bulunmaz…
Sokma akıl sekiz adım gider…
Koyma akıl akıl olmaz…
Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir.
Borç yiyen kesesinden yer.
Peki, öğrettik mi bunları?
Nerde?
Maalesef, yiğitliği kaçmada ve kaytarmada bulan, işe gelince sıvışan, ama aşa gelince girişen asalaklar yetiştirdik…
Onun için, pek çok kamu görevi, ehil olmayan eller tarafından gasp edilmiştir… Devletten beslenmek için can atanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır… “Hamili kart yakınımdır” sözü, dayıların himmet ifadesi olarak yürürlüktedir. Rüşvet, torpil, adam kayırma, tefecilik, bölgecilik, belgecilik, akrabacılık, mezhepçilik, tarikatçılık, cemaatçilik, ırkçılık, çetecilik, efelenme, ideolojik tercihçilik, başını alıp gitmiştir.
Bakıyorsunuz, cehâlet her tarafta diz boyu… Halka örnek ve önder olma durumunda olan kimselerin hali de ortada… Anlaşılan o ki, tuz da kokmuş!
Bunları söyleyince kızıyorlar… İyimser ol, bardağın dolu tarafına bak, diyorlar…
Meselâ devletin malında tüyü bitmemiş yetimin hakkının olduğunu, gel de söyleme… O, devletin malının deniz olduğunu düşünüp bir dalıyor… Dalış, o dalış…
Borç yiğidin kamçısı imiş… Bizimki hırsla bir yiyor; iki seksen yerde…
Büyük şair ve hikmet adamı Fuzûlî de yakınmıştı bu durumdan… Ve demişti ki…
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!
Onun için, susmayacağız… Söyleyeceğiz…
Uzakları da, tuzakları da, kızakları da anlatacağız… Aklımızın erdiğince, dilimizin döndüğünce… Gönülden, kimseden bir teşekkür bile beklemeden…
Anlatalım ki, ikide bir namerde muhtaç olmayalım… Baksanıza, birileri “höt” deyince feleğimiz şaşıyor!
Çare yok… Borç alanının, bir gün akıl almaya da başlayacağını bileceğiz. Ne gâvurun ekmeğini yiyeceğiz, ne de kılıcını sallayacağız!
Bize yaraşan, çalışmak ve şerefimizle yaşamaktır…

[1] Hâtem Taî, cömertliği ile tanınan ünlü bir Arap şairidir. Asıl adı Abdullah b. Sa’d’dır. Çok cömert olduğu için “Hatem”, Tayy kabilesinin reisi olduğu için de “Taî” lakabı verilmiştir. “Hayra verilen mal israf olmaz” sözü ona aittir. Gönlü o kadar zengindir ki, herkesin gelip kendisine misafir olmasını istemektedir. Hz. Peygamber dönemine yetişmiş, ama peygamberlik gelmeden önce ölmüştür.
[2] Bak. Şeyh Sâdi-i Şirâzî, Bostan ve Gülistan, Tercüme: Kilisli Rıfat, Can Kitabevi, 8. Baskı, İst. 1968, s,
[3] M. Âkif Ersoy, Safahat, tertip eden: Ömer Rıza Doğrul, İnkılâp ve Aka Kitapevleri, 8. Baskı, İst. 1966, s, 510. Âkif “Nevruz’a” başlıklı bu dörtlüğü, 15 Kasım 1932’de, Hilvan’da (Mısır) yazmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...