Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

15 Nisan 2013

Abdi Hoca (Abdurrahman Hilmi Bilici)'nin Hayatı/ Ahmet Çapku


ABDİ HOCA (ABDURRAHMAN HİLMİ BİLİCİ)


Açıklama: ABDİ HOCA (ABDURRAHMAN HİLMİ BİLİCİ) Kumru'da Bir Türkiye Alimi
Kategori: Manşet Haberler
Eklenme Tarihi: 15 Ocak 2011
Geçerli Tarih: 15 Nisan 2013, 13:46
Site: senyurthaber.com
URL: http://senyurthaber.com/haber_detay.asp?haberID=53

            
   Abdi Hoca Kumru ve civarında yetişmiş, saygı görmüş en önemli şahsiyetlerden biridir. Onun tahsili, ilim hayatı ve çevresinde kümeleşen insanlara olan hizmeti başlıbaşına bir araştırma konusudur. Muttaki bir âlim, kendini iyi yetiştirmiş bir muallim ve önden yürüyen bir kılavuz olmuş insanımıza.
            Hocamızın hayatı aslında şimdiye kadar kaleme alınmalı ve en azından bizim kuşağa ve bizden sonra gelenlere onun hakkında sağlıklı bilgi ulaştırılmalı idi. Araştırabildiğim kadarıyla bu konuda yapılmış derli toplu bir çalışmaya henüz rastlayabilmiş değilim. Abdi Hoca’nın hayatı ile ilgili birbirini tutmayan pek çok söylenti ortalıkta dolaşıyor. Yapılması gereken, bütün bu rivayetleri toplayıp tahlil etmek ve sağlıklı bir biyografi ortaya koymak idi. İşte Hoca Efendi ile ilgili benim burada yapmaya çalıştığım şey de bu olmuştur.
           Her şeyden evvel, Abdi Hoca ile ilgili bilgi toplama esnasında yardımlarını gördüğüm başta Abdi Hoca’nın oğlu Hakkı Bilici ve torunları Ahmet Bilici ve Ziya Bilici başta olmak üzere hocanın yeğeni Hüseyin Eviş, talebeleri Cemal Çaya, Ahmet Hocaoğlu ve Ali Peru’ya teşekkürlerimi arzederim. Yine bu çalışma ile ilgili olarak maddi ve manevi anlamda beni desteklemiş, yardımlarını esirgememiş olan Bekir Akkaya ve Ekrem Saygı beylere müteşekkirim.
           Abdi Hoca’nın soyu ve doğumu:
           Abdi Hoca’nın dedeleri aslen

Şenyurt Köyü Ahşap Tarihi Camii / Doç. Dr. Ahmet Ali BAYHAN


ŞENYURT KÖYÜNÜN Köyümüzün TARİHİ Camii si


Açıklama: Köyümüzün 400 yıllık ULUSLAR ARASI ARAŞTIRMALARA KONU OLAN Ahşap Cami si
Kategori: Köyümüzden Haberler
Eklenme Tarihi: 02 Aralık 2010
Geçerli Tarih: 15 Nisan 2013, 13:39
Site: senyurthaber.com
URL: http://senyurthaber.com/haber_detay.asp?haberID=14

Köyümüzün Camisi HAKKINDA Erzurum Atatürk üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğr Üyesi DoçDrAhmet Ali BAYHAN. In Yazdığı Makale Uluslar Arası Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi;THE JOURNAL OF INTERNATIONAL SOCIAL RESEARCH 2008 Yılında  Ordudan Bazı Ahşap Çantı Camiler. Başlığı Adı Altında Yayınlandı..

KISA BİLGİ : 

300 Yıllık Ahşap Camii


Açıklama: Ordu'nun Kumru ilçesinde 300 yıllık ahşap cami görenlerin ilgilisini çekiyor. Şenyurt köyü Orta Mahalle'de 300 yıllık olmasına rağmen günümüzde halen
Kategori: Köyümüzden Haberler
Eklenme Tarihi: 08 Eylül 2011
Geçerli Tarih: 15 Nisan 2013, 13:49
Site: senyurthaber.com
URL: http://senyurthaber.com/haber_detay.asp?haberID=112

Ordu'nun Kumru ilçesinde 300 yıllık ahşap cami görenlerin ilgilisini çekiyor.
Şenyurt köyü Orta Mahalle'de 300 yıllık olmasına rağmen günümüzde halen kullanılır durumda olan tarihi cami görenleri şaşırtıyor. 1712 yılında ismi bilinmeyen bir kadın tarafından yaptırıldığı ileri sürülen caminin tarihçesini

Şenyurt Haber Yazımızı Yayınladı -Hayrın Parçası Olabilmek/Bekir AKKAYA



Hayrın Parçası Olabilmek


Açıklama: bizim memlekette değişim ve dönüşümü anlatan mükemmel bir yazı...
Kategori: Manşet Haberler
Eklenme Tarihi: 03 Ocak 2012
Geçerli Tarih: 15 Nisan 2013, 13:36
Site: senyurthaber.com
URL: http://senyurthaber.com/haber_detay.asp?haberID=137


bir çoğumuzun beyninden  kelimesi kelimesine geçenleri yine bu coğrafyanın insanı Bekir Akkaya ENFES bir şekilde yazıya dökmüş hele bi okuyun haksız mı..?

 *******
Günümüzdeki köklü değişimler bundan kırk yıl önce anlatılsaydı kimse inanmazdı. Her alanda her tür insanın bir türlü anlayamadığı ve anlamakta güçlük çektiği bir değişim ve dönüşüm var.

    Bundan kırk yıl önce benim mahallemde manzara şöyleydi.
    Köyde insanlar birkaç sınıfa ayrılırdı. Köyün ileri gelenleri daha çok zengin ve zalimlerden oluşurdu. Bu durum çoğunluğun yerini ve durumunu da belirlerdi. Zengin ve zalimlere yakın olmakta birçok hakların kullanılmasınada nedendi.
    Biz çocuklar içinde bu durum değişmezdi. Çocuklar arasında bile “çocukca bir oyun” “maraba” anne ve babaların çocukları olmak, ebe olmak için yeterli bir nedendi. Bizim gibi çocukların babaları zalim ve zengine odun taşırken, bizler de zengin ve zalim çocukları oyun içinde eğlendirmeye çalışırdık.
    Annemin anlatmasına göre köyümüzde zalim baronlardan birine “garip” bir gencin yoldan geçerken görmemesi sonucu selam vermemesi  “hayatına mal olabilmişti”
    Zalim ve şeytani hocalar zalimlerin yanında yer alarak hem kendini ve hem de geleceklerini garanti altına alıyorlardı. Garibanın tarlası eğer “zalimin hoşuna giderse” kendisinin olabiliyordu. Garibanın yaşaması için her türlü durum zalimin iki dudağı arasında idi.
    Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda devlet kurumlarının boşluğunu bu zalim baronlar dolduruyorlardı.  Okuyacaksa onların çocukları okur, devletten nemalanılacaksa yine onlar nemalanırlardı.
    Yüce Yaratıcı bu baronlara yaptıklarının hesabını hem de yaşarken zaten veriyordu. Ölüyorlardı, felç oluyorlardı, bağıra bağıra can veriyorlardı ama zürriyetleri de geçmişten gelen alışkanlıklarını devam ettiriyorlardı. Bu devran böyle sürüp bugüne kadar geldi.
    İlahi Adalet nasıl programlandıysa dünden bugüne devam ediyor. Ve kıyamete kadar devam edecek. Kimsenin de bu ilahi sisteme “dur” deme gücü zaten olmayacak. Yağmur yağacak, seller akacak ve şeytanda verdiği sözün gereği işbirlikçileri ile görevini sürdürecektir.
    İşin ilahi boyutuna müdahale gücü kimsenin zaten yok. Ancak Hak ve Batıl noktasında zahiri boyutta ciddi değişim ve dönüşüm söz konusu. Direnen kesim dünün zalim ve zengin kesimi. Tüm Dünyada bu noktada büyük bir değişim ve dönüşüm söz konusu. Bu değişim ve dönüşüm bizim köyde de böyle bizim şehirde de.
    Dünün alışkanlıkları kimseyi tatmin etmiyor. Alet ve edevata bel bağlayanlar ve içi boş slogan üretenlere kimse itibar etmiyor.
    İş yapanlar ve iş üretenler takdir ediliyor. Dünün “maraba aile çocukları” artık göz dolduruyor. Bu durum “göbeğini kaşıyan adam”ın zaferi. Soy-sopa pek değer biçilmiyor. Soyadlarına kimse bakmıyor. Her gün nutuk çekenlere kimse itibar etmiyor. Saygıda gütmüyor.
    Bu gerçeklik eski alışkanlıkları olanları çıldırtıyor. Çileden çıkartıyor.
    Devletin en küçük biriminde bile devleti kullanarak

MHP'nin Küşnefak Kayası Tepkisi

Kumru ilçesi Akçadere köyü sınırlarında bulunan ve efsaneye göre yüz yıllar öncesinde kale olduğu ve bir deprem neticesinde yıkıldığı söylenen Küşnafak kayalıklarına özel bir şirketler tarafından yapılması düşünülen taş ocağına, MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt ve partililer tepki gösterdi. Beraberinde MHP Kumru ilçe Başkanı Hasan Bayın, bir grup partili ve Akçadere köylüleriyle Küşnafak kayalıklarına çıkan Enginyurt burada yaptığı açıklamada, “Bugün köylü arkadaşlarımızın haberdar etmesiyle burada bulunan doğal güzelliğin katledileceği bilgisine ulaştık. Türkiye’de gücü elinde bulunduran parası olan, kendini iktidarın veliahtı olarak görenler maalesef, kanun, kural ve nizam tanımıyorlar. Burası Kumru’nun, Ordu’nun en güzel doğal, tarihi ve coğrafi güzelliklerinden birisini oluşturmakta. Buraları gezdiğimizde görüyoruz ki, hakikaten dünyada eşi benzeri az rastlanacak doğal bir güzellik içerisindeyiz. Buranın korunması, tanıtılması

AFİYET OLSUN


Kaymakam Ahmet Özhan YİBO'yuda (Foto Haber)



Ordu'da Üç Tarihi Bine ve Fotoğrafları /Neşe Nur AKKAYA

ORDUDA ÜÇ TARİHİ BİNA- FOTOĞRAFLAYAN : Mimar Neşe Nur AKKAYA-2012
Bu Fotoğraflar araştırma raporu ile devletin kültür kayıtlarına geçti
Mimar Neşe Nur AKKAYA-2012
Verdiği bilgilerle bize yardımcı olan ev sahiplerine ve özellikle fotoğrafta olan hayırsever büyüğümüze teşekkür ederiz. Mimar Neşe Nur AKKAYA-2012 -ORDU





4 Nisan 2013

YILMAZ İMANLIK, AŞAĞIDAMLALI ORTAOKULUNDA KONFERANS VERDİ


Fizmeli eğitimci yazar Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Yılmaz İmanlık, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü etkinlikleri çerçevesinde mezun olduğu ilk okul olan Aşağıdamlalı Ortaokulunda bir konferans verdi.
Türkçe öğretmeni Yasemin Kılıç’ın organize ettiği programda, öğrenciler okullarından mezun olan bir yazarı konuşmacı olarak karşılarında görmenin, merak ettikleri soruları sormanın mutluluğunu yaşadılar.
Yılmaz İmanlık’ın hayatını ve eserlerini anlatan kısa film gösteriminden sonra ‘okumanın önemi üzerine yaptığı konuşmayı öğrenciler büyük bir dikkatle dinledi. Öğrencilere kendi köyü için yazdığı şiiri de okuyan Yılmaz İmanlık’a okul müdürü Mehmet Tüm, okula gelip destek verdiği için günün anısına bir plaket verdi.
Daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtlayan İmanlık, Kütüphanecilik Kulübü öğrencileriyle okulun kütüphanesini ziyaret ederek öğrencilerle kitaplar hakkında sohbet etti.
Okul müdürü Mehmet Tüm, “Okulumuzdan mezun olup belli bir makama gelen insanların buraya gelip bir şeyler anlatması çok güzel. Bunu, öğrenciler için örnek olması açısından çok önemsiyoruz. İleriki programlarda aynı şekilde başka arkadaşlarımızı da okulumuza davet ederek fikirlerinden yararlanmak istiyoruz.”dedi.
Okulun Türkçe öğretmeni Yasemin Kılıç, “Özellikle öğrencilerimizde kitap okuma konusunda zaman zaman yaşadığımız isteksizliği bir nebze de olsa gidermek için böyle bir proje hazırladık. Bu buluşmanın öğrenciler için çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Yılmaz Hocama bizi kırmayıp geldiği için teşekkür ediyorum.” dedi
Yılmaz İmanlık,“Mezun olduğum ilkokulda böyle bir program yapmak hep hayalimdi. Çok mutlu oldum. Böyle bir programla beni köyümün çocuklarıyla buluşturdukları için okul müdürü Mehmet Tüm’e ve Türkçe öğretmeni Yasemin Kılıç’a teşekkür ediyorum. Bir öğrencinin bir kelime fazla okumasını sağlamışsam ya da bir öğrencinin bir kıta şiir yazmasında benim etkim varsa bu mutluluk bana yeter. Okulum beni ne zaman çağırırsa her zaman onların yanındayım.” dedi.*Bekir AKKAYA/Kumru Haber/Kumru