Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

19 Mayıs 2022

Kafa Karışıklığının İtirafıdır-1 /Bekir AKKAYA

Birkaç gün önce Ünlü Rus Yazarı Tolstoy’un “İtiraflarım” adlı romanını okudum. 1828 yılında doğan Tolstoy döneminde entel ve dantel olduğunu, her türlü üne kavuştuğunu şanı ve şöhreti ile bütün dünyada tanındığını, altı bin dönüm arazisi ile büyük bir zenginliğe kavuştuğunu ifade ediyor. Yazı ve çizileri ile çıkardığı gazete ve dergilerle döneminde halkı eğittiğini kendisi ile bu görevi üstlenenlerin hiç birinin aslında en çok eğitilmeye ihtiyaçları bulunduğunu itiraf ediyor. Dünyaya “neden?” geldiğini ve ”nereye?” gittiğini sorgulayarak cevap veremediğinden kafayı yediğini itiraf ettikten sonra bir çok kez bunalımlar sonucu kendini asmaya teşebbüs ettiğini belirtiyor. Uzun çabaların sonucu Hıristiyanlığı kabul ederek eksiklikleri ile birlikte ve papazları beğenmemesine rağmen kiliseden ayrılmayarak en azından bunalımdan kurtulduğunu “İtiraflarım” kitabında açıkça belirtiyor. Kitap enteresan bir kitap olup, özellikle de
ulu orta başkalarına yol gösteren ve halkı eğitme gibi dertleri olup kendi kafa karışıklarını itiraf edemeyenleri tanıma noktasında ip uçları ile dolu. Kitabı bitirdiğimde hala kafası karışık olan Tolstoy için “keşke birazda İslam’ı inceleseydi diye düşündüm.”
Ben aslında Tolstuy’u bu kadar uzun yazmayacak bazı özel kafa karışıklarımı burada itiraf edecektim. İşin doğrusu bu hafta okuduğum Mehmet Deniz’in
“ Ölüm Son Değildir” kitabından sonra Tolstoy gibi kafam karışık değil. Dünyaya gelme amacımı ve ne için yaşadığımı ve nereye gittiğimi çok iyi biliyorum. Bu nedenle de yaptıklarım ya da yazdıklarım nedeniyle bana sataşanların aksine bu konuda hiçbir beklentimde kesinlikle yoktur. Tolstoy gibi meşhur olmasam da Kumru şartlarında epey ünlü sayılırım(!).
İtiraflarımı yazacak olsam, önceki yıllarda yaptığım maskaralıklardan başlamam gerekir. Balıkesir – İzmir arası tiren yolculuğunda bile, bir tanıdığım olsun diye çabalarımdan tutunda, ünlü diye nitelenen kişilere dokunmak için çektiğim eziyetler. 80 öncesi Üç kez Alparslan Türkeş’in, beş kez Necmettin Erbakan’ın, yedi kez Süleyman Demirel’in, 2 kez Bülent Ecevit’in elini öptüğümü söylesem hiç yalan konuşmuş olmam. Sırf arkadaşlarıma öğünmek için İsparta’da 77’li yıllarda AP’den bir millet vekiline yaptığım numaralarla aldığım parayı sizlere itiraf etsem faydası olur mu ki? İzmir’de masum rolü oynayarak bundan tam 25 yıl önce adını vermek istemediğim bir beyefendinin evinde tam bir hafta kalarak, gündüzleri hastaneye gidiyorum diye fuarda gezinti yaptığımı ve akşam tekrar evine gittiğimi, 80 öncesi tüm tüm partilerin seçim çalışmalarına katılarak bütün bölgeleri dolaştığımı, tüm mitinglerde kesinlikle yer almak için otobüste en güzel koltuklara oturduğumu üye formları doldurulurken de iyi bir uykuya daldığımı itiraf etmenin sakıncası olur mu diye düşünüyorum?
Şimdi ise kafam son derece berrak. Geçmiş yıllarda kazandıklarım ve kaybettiklerim olsa da çok fazla kazançlıyım. Yaptıklarımdan ve maskaralıklarımdan pişmanlıkta duymuyorum. En azından şimdi yeni birileri ile arkadaş ve dost olayım diye bir derdim yok. Bu konuda elimde olanları bile zaman zaman eliyorum. O yıllardaki akıllı yatırımlar ve kazanımlar bugün çok işime yarıyor.
Çok kızmıyor ve çok sorgulamıyorum. Benim şartlarda yetişenler daha önce birbirlerini tanımamış olsalar da aynı deneyimleri fazlası ile yaşadıklarından birbirlerine söyledikleri bir kelime ile kan kardeş ve can kardeş olabiliyor. Bu durumda aynı mekanları ve aynı yaşantıları paylaşabiliyor. İşin doğası gereği üç günde kırk yıllıklar gibi dost olunabiliyor.
Şimdi maskaralıklara ve o gülünç yaklaşımlara ben ihtiyaç duymuyorum. Ne var ki, dünkü benim yaptığım durumlar zaman zaman bizlere de yapılabiliyor. Kim ne yaparsa yapsın fıtrat ve karakterler uyuşmadığından kişiler kendilerini sevdiremiyor ya da zoraki ilişkiler kendini sevdirmiyor, kabul görmüyor.
Bu konuda söylenecek çok şey var. Artık ben kuru kalabalıkları, ilkesiz davranışları, yalaka ve yalamaları, menfaat ilişkilerini, gönülden olmayan dostlukları, her gün yer değiştiren ilkesiz ve omurgasızları sevmiyorum. İnsan ne yaparsa yapsın samimi ve içten olsun. En kötü durum riyakarlık olsa gerek. İtiraflarımızda buluşmak ümidiyle. Bekir AKKAYA

Kafa Karışıklığının İtirafıdır-1 /Bekir AKKAYA

Birkaç gün önce Ünlü Rus Yazarı Tolstoy’un “İtiraflarım” adlı romanını okudum. 1828 yılında doğan Tolstoy döneminde entel ve dantel olduğunu, her türlü üne kavuştuğunu şanı ve şöhreti ile bütün dünyada tanındığını, altı bin dönüm arazisi ile büyük bir zenginliğe kavuştuğunu ifade ediyor. Yazı ve çizileri ile çıkardığı gazete ve dergilerle döneminde halkı eğittiğini kendisi ile bu görevi üstlenenlerin hiç birinin aslında en çok eğitilmeye ihtiyaçları bulunduğunu itiraf ediyor. Dünyaya “neden?” geldiğini ve ”nereye?” gittiğini sorgulayarak cevap veremediğinden kafayı yediğini itiraf ettikten sonra bir çok kez bunalımlar sonucu kendini asmaya teşebbüs ettiğini belirtiyor. Uzun çabaların sonucu Hıristiyanlığı kabul ederek eksiklikleri ile birlikte ve papazları beğenmemesine rağmen kiliseden ayrılmayarak en azından bunalımdan kurtulduğunu “İtiraflarım” kitabında açıkça belirtiyor. Kitap enteresan bir kitap olup, özellikle de

Verimli Ders Çalışma Yöntemleri /Mehmet BENİZ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

PLAN

Hayatta başarılı olmanın şartlarından biri, kişinin planlı ve disiplinli çalışmasıdır. Başarıya giden yol çok çalışmaktan geçmez. Çok çalışmak her zaman iyi öğrenmek demek değildir. Önemli olan etkili çalışmaktır. Etkili çalışmak; Zamanı, belirlenmiş amaçlar ve tespit edilmiş öncelikler doğrultusunda   programlı olarak kullanmaktır. 

-      Niçin öğreneceğinizi biliniz

            Başarılı olabilmek için mutlaka amacın açık ve net

bir tanımının yapılmış olması, kişinin buna inanması ve bu amaca yönelik yıllık, aylık ve haftalık programların düzenlenmesi ön şartlardır. Günlük ve haftalık programlar içinde amacına zaman ayırmayan kişi “amaç sahibi” değil,  “hayal sahibi” bir kişidir. Unutmamak gerekir ki, amaçlar davranışları başlatır, sonuçlar bu davranışları sürdürür.

            Amacını açık ve net olarak tanımlayan kişinin bunu düşünmesi yetmez. Eğer amacınız bilgisayar mühendisi olmaksa, çalışma masanızın ya da çalıştığınız yerde hergün görebileceğiniz bir yere kartona “BEN BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ OLACAĞIM” diye yazarak asmak yararlıdır. Böyle bir tutum, insanın hayallere dalmasını önlemesi ve boş zaman etkinliklerini planlaması açısından çok yerinde olur.

            Unutmamak gerekir ki, başarılı insan, belirlediği amaçlarına belirli bir zaman dilimi içinde ulaşmış olan kişidir.         

 ÇALIŞMA PROGRAMI HAZIRLAMA

            Başarıya ulaşmak zamanı etkili kullanmakla mümkündür. Günlük  program hazırlarken bir gün boyunca yaptığınız faaliyetleri sıralayın. Bundan sonraki adım, her faaliyetin kişisel olarak sizin için önem derecesini belirlemektir. Bu amaçla her faaliyetin karşısına şu anlama gelecek şekilde A, B veya C diye bir harf koyun.

 A     En yüksek önem (öncelik) derecesine sahip olanlar. “Olmazsa olmaz “ grubu.

 B     Orta derecede öneme (öncelik) sahip olanlar. “Olursa iyi olur” grubu.

 0C     Düşük önem (öncelik ) derecesine sahip olanlar.  “Olursa iyi olur” grubu.

             Günlük programı hazırlarken ilk yapılacak olan programa önce A önem derecesine sahip olan maddeleri ve devam edecekleri süreyi yazmalarıdır..

            Daha sonra B önem derecesine sahip olan maddeler yerleştirilir.

            Eğer günlük programda zaman kalırsa, bu defa C önem derecesine sahip maddeler yazılabilir. C öncelik derecesine ait maddelere zaman yetmediği taktirde, bu madde veya maddeler program dışı kalacaktır.

            Günlük program içinde yemekler ve önceden görülemeyen durumlar için makul zaman ayırmak, uygulanma sansı olan gerçekçi bir program yapma açısından yerinde bir tutumdur.

             Zamanınızı düzenleyebilmemiz için öneriler:

-          Hangi günler ders çalışmaya zaman ayıracağınızı bir yere yazın. Örneğin:

-          Bayram günleri,

-          Özel günler,

-          Okul tatilleri... gibi.

-          Belirlemiş olduğunuz ders çalışamayacağınız günleri takvimde hazırlayın.

-          Kendinize haftalık takvim hazırlayın. Bir hafta kendinizi gözleyin; hangi saatler ders çalışıyorsunuz, en verimli çalışma saatleriniz ne zamandır( sabah erkenden, gece geç vakit, okul dönüşü..); diğer etkinliklerinize ne kadar zaman ayırıyorsunuz, yapılması gereken işler ne kadar zamanınızı alıyor; ulaşım, yemek araları, uyku sürenizi saptayın. Tüm bunları başlayış ve bitiş süreleriyle hazırlamış olduğunuz deneme niteliğindeki takviminize işaretleyin. 

-         Şimdi kendinize uygun olarak verimli çalışmanızı gerçekleştirebileceğiniz ders çalışma programı yapabilirsiniz. Bunun için öncelikle;

-          Sınav tarihlerini, ödevlerinizi teslim etmeniz gereken tarihleri önceden bilin.

-          O hafta hangi derslere çalışacağınıza ve onlara ne kadar çalışma süresi ayıracağınıza karar verin. Her ders için çalışma süreleri farklı olabilir. İlk hafta her ders için çalışma süreleri saptayın. O süre sonraki haftalarda değişebilir. O derse düşündüğünüzden daha fazla ya da daha az  zaman ayırmak durumunda kalabilirsiniz.

-          Çalışmayı planladığınız derslerinizi, başlayış ve bitiş sürelerini de belirterek takviminize yazın.

-          Aralıklı ders çalışmanın en verimli çalışma yöntemi olduğunu bilerek kendinize her ders çalışma süresinin sonunda dinlenmek veya başka etkinlikler için zaman ayırın.

-          Çalışma süreleri arasında verdiğiniz bu araları kendinize ödül olarak düşünün. Çünkü belirlediğiniz hedefe (ders çalışmak) ulaştığınızda, ödülü hak edersiniz ( televizyon seyretmek, müzik dinlemek, süt içmek vb. )

-          Günlük programınızda şu madde ve etkinlikler yer almalıdır:

·         Uykudan uyandığınız saat,

·         Kahvaltının bitiş saati,

·         Okula gidiş-geliş saatiniz,

·         Ulaşımda geçen süre,

·         Yemek için verilen aralar,

·         Öğrenme için ayırdığınız süre,

·         Dinlenme, gezme, spor, TV seyretmek, arkadaşlarla beraber olmak için belirlenen süreler,

·         Tekrar yapmak için ayrılan süreler,

·         Ev ödevlerine ayrılan süre,

·         Uykuda geçen süre.

       Bu programı yaparken öğrenmek için ayırdığınız zamanın sizin için en verimli ders çalışma zamanı

olmasına özen gösterin. Sabahları çalışılan dersler daha kolay hafızaya alınır. Öğleden sonra çalışılan dersler ise daha zor öğrenilir. Fakat bilimsel araştırmalar göstermiştir ki sabah öğrenilen dersler hafızada kısa süre kalır, öğleden sonra öğrenilen konular ise daha uzun süre hafızada kalır. Bunu dikkate alın. Saat 22.00’den sonra ders çalışmak doğru değildir.

      Arka arkaya çalışılan derslerin mümkün olduğu ölçüde farklı olmasına dikkat edin. Çünkü birbirine benzeyen dersler/ konular ilgi ve dikkatin dağılmasına bilgilerin karıştırılmasına neden olur.

   ÇALIŞMA ORTAMI                               

       Çalışmak için oturan bir insanın dikkatini dağıtan faktörler ya çevreden gelir veya kişinin kendi zihninden kaynaklanır. Bu sebeple çalışma ortamının belirli özelliklere sahip olması öğrenmeyi kolaylaştırır ve çalışmak için ayrılan zamandan en üst düzeyde yarar sağlanmasına imkan verir.

 ·         Çalışma masası camın hemen yanında olmamalı, böylece çalışan kişinin yazın sıcaktan, kışın soğuktan etkilenmesi önlenmelidir.

·         Çalışma odası iyi havalanmalıdır. Çünkü havadaki oksijenin azalması, gerginliğe yol açar ve bu durumda baş ağrısı gibi öğrenmeyi güçleştiren birçok etkinin doğmasına sebep olur.

·         Sandalye, çalışma odası için koltuktan daha uygun bir eşyadır. Çünkü koltuk fazla gevşemeye yol açarak öğrenmeyi güçleştirebilir.

·         Çalışma odası sessiz olmalıdır. Gençler arasında yaygın tutum “ders çalışırken müzik dinlemek”tir. Bu durumda zihnin dağılmasını sağlayan bir durumdur.

·         Öğrencinin odasında duvara asılı resim, poster, afiş türü şeyler genç ders çalışırken kafasını kaldırdığı anda onu alıp hayal dünyasına götürür, dersten kopmasına sebep olur ve değerli zamanının ziyan olmasına neden olur. Bu sebeple ders çalışılan ortamın, insana mümkün olduğu kadar çağrışım yaptıracak şekilde düzenlenmesinde yarar vardır. Bunun içinde gencin odasındaki düzenlenmeyi kendisinin gönüllü olarak yapması, yoğun çalışma dönemi geride kaldıktan sonra poster ve afişlerini dilediği gibi asması yararlıdır.

·         Herkes bir çalışma odasına sahip olmayabilir. O zamanda bir çalışma köşesi düzenlemek çok yerindedir.

Bir çalışma köşesi en az üzerinde yazılabilecek bir masa ve kitapların, notların, kağıtların, kalemlerin vb. malzemelerin konulması. Eğer çalışılan masa farklı bir amaçla kullanılıyorsa  çalışmaya başlamadan önce mutlaka temel bir değişiklik yapılması gereklidir. Örneğin yemek masası çalışma masası olarak kullanılıyorsa, mutlaka örtüsü değiştirilmelidir.

·         Çalışma masası sadece çalışmak içindir. Çalışma masasında uyumak, hayal kurmak gibi ders dışı faaliyetlerde bulunulmamalıdır.

 ZİHNİN DAĞILMASINA YOL AÇAN SEBEPLER

 A)    İÇ SEBEPLER

1)      Hayal Kurma

2)      Endişeye Kapılmak

 A)    İÇ SEBEPLER

1)      Ders çalışmaya devam ederken hayal kurmaya başladığınızı farkederseniz, hayal kurmayı 15 dakikalık dinlenme aralığına erteleyin, hayali kendinize ödül olarak sunun. Bu durum olmazsa kalkıp biraz yürüyün veya egzersiz yapın. Ama y.ne de kurtulamıyorsanız kendinizi kandırmadan ÇALIŞMAYI KISA BİR SÜRE SONRAYA PLAN VE PROGRAMINIZI YAPARAK ERTELEYİN. Bu bekleme süresinde kesinlikle televizyon radyo gibi meşguliyetlere girmeyin. Bu erteleme süresini bir dinlenme ve kendine gelme süresi olarak ayırın.

Zihniniz bir şeyle meşgulken okuduğunuz ve geçtiğiniz bölümler varsa mutlaka buraları yeniden çalışınız.

2)      Zihniniz geleceğe ait ya da sınavlarla, ders anlatma ile ilgili endişeler oluşur. Örneğin:

-          Bu sınavda başarılı olabilecek miyim?

-          Ya başaramazsam annemin, babamın yüzüne nasıl bakacağım?

-          Arkadaşlarım benden daha çok çalıştı, ben tam hazırlanamadım...

-          Bu iş olmayacak galiba...

-          Çalışacak bunca konu var, hiç zaman kalmadı. Mahvoldum, hapı yuttum.

 Bu ve buna benzer düşüncelerle başa çıkma yolları olarak kendimize şunları söyleyebiliriz:

-          Bu durum benim çalışmama kolaylık sağlıyor mu?

-          Amaçlarıma hizmet ediyor mu?

-          Endişelerim başarılı olmama yardım edecek mi?

-          Bu kaybettiğim süreleri değerlendirmem beni başarılı kılmaz mı?

Diye kendinize sorun. Cevabınız hayır ise bunları bir yana bırakın ve çalışmaya devem edin. Kararlı olmanız ve belirtildiği gibi planlı çalışmanız sizleri endişeden kurtaracaktır.

 “ İradeli ve sağlam kişilikli olunuz. Çalışkanlık, düzenlilik, iyilik, güzellik, adalet, sevgi, saygı, hoşgörü, toplumla uyumlu yaşamak gibi kavramları kişiliğinizle bütünleştirin. Kendinizle çelişmeden ilkelerle hareket edip başarılı olmak ve insanlara faydalı olmak için yaşarsanız hayatınız boyunca endişe etmenizi gerektirecek hiçbir durumla karşılaşmazsınız. 

      Aşırı endişe vücutta Norepinefrin salgısını arttırır. Bu salgı protein sentezini imha eder, bu durum öğrenmeyi azaltır. Kaygı hali (daha yüksek kaygı-Anixetey) artınca ruh hali öğrenmeden tamamen uzak kalıp insanın bilinç düzenini sürekli kontrol altında tutar. Böylece beynimizin öğrenme ve uygulama fonksiyonları kilitlenir.

      Dengesiz insandan dengeli işler beklenemez. İradesi zayıf insanlar başarılı olma, iyi bir meslek sahibi olma gibi müthiş irade gerektiren işlere yönelemez. Üst okullara gitseler eğitimlerini tamamlayamazlar, tamamlasalar bile işlerinde başarılı olamaz, işlerini sevemezler. Bu işlerde çalışmaya devam etseler bile insanlardan yabancılaşıp toplum çarkları içerisinde kaybolurlar. Bu nedenle birey olarak kendinizi gerçekleştirin. İradeli İradeli kişilik sahibi olun. Kendinize inanın güvenin, endişeden uzak olun. BAŞARI SİSTEMLİ BİR İNSAN OLDUĞUNUZ TAKDİRDE MUTLAKA SİZİNDİR.

     B)    DIŞ SEBEPLER

·         Ders çalışırken masa başında oturulmalıdır. Yemek masası veya diğer işler için kullanılan masalar ders çalışma masası olarak kullanılacaksa masa üzerinde ufak tefek değişiklikler yaptıktan sonra ders çalışmaya oturun. Masa temin edilemeyecekse bir sehpa üzerinde çalışılır.

·         Çalışırken oturduğunuz yerin fazla yumuşak olmamasına dikkat edin.

·         Masa dışında divan, koltuk gibi yerlere yatarak, uzanarak ders çalışmayın.

·         Pencerenin yanında ders çalışmamaya dikkat edin . Dışarısı size daha cazip gelebilir.

·         Çalışma ortamı ne fazla sıcak ne fazla soğuk olmalıdır. Çalıştığınız yeri iyice havalandırın. Oksijen azlığı uyku getirir. Gerginliğe yol açar. Gerginlik baş ağrısı, , sıkıntı, huzursuzluk gibi  öğrenmeye engel teşkil edecek durumlar oluşturur.

·         Çalışmaya başlamadan önce çalışma sırasında gerekecek her türlü malzemenin el altında bulundurulmasında yarar vardır. Harita, ders notları vb...

            Mehmet Beniz /30 Aralık 2005 /Eğitim Uzmanı

Mehmet Beniz Kimdir?

         Mehmet Beniz, Kumru Fizme Ağlayanı doğumlu

          Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümünden 1993 yılında Mezun oldum. Malatya’da Özel Rahime Batu Lisesi, Hügem Dersanesi ve diğer dersanelerde coğrafya öğretmeni olarak çalıştım. Milli Eğitim Bakanlığında çeşitli liselerde ve ilköğretim okullarında çalıştım. Şu anda Malatya Fatih Lisesinde 2005-2006 yılı ikinci döneminde Coğrafya Öğretmeni olarak çalışmaya devam edeceğim. İlgi duyduğum alanlar Eğitim ve Teknoloji üzerinde çalışmak. Bu  arada eğitme örnek olabilecek örnekler ortaya çıkarmak amaçlarım arasında bulunmaktadır. 

Mehmet Beniz Hocamın Bana Yazdıkları

Mehmet Beniz beniz.mehmet@gmail.com

Ekler30 Ara 2005 23:36
Yanıtla
Alıcı: ben

Sevgili Bekir hocam Kumru.org sayfanızda sadece eğitim amaçlı yazı, makale, döküman kısmı bulundurup buraya direk bağlantı oluşturulursa daha yararlı olacağı kanaatindeyim. Sizlere bu dosya altında şimdiye kadar hazırlamış olduğum dökümanlarımı daha rahat göndermiş olurum. Ayrıca kumru foruöumda yazılara ulaşmak biraz caba gerektiriyor. Onu da dikkate almanız gerekiyor diye düşünüyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Mehmet BENİZ
coğrafya öğretmeni
MAlatya FAtih Lisesi 

----------
CEVABIM...

sELAM BEN BEKİR

bekir akkaya kumruhaber@gmail.com

30 Ara 2005 01:29
Yanıtla
Alıcı: beniz.mehmet

Değerli dostum,
Her iki yazını büyük bir keyifle okudum. Ziyaretci defterinden alara
formun http://forumkurdu.com/viewtopic.php?t=366&mforum=kumru    adresine koydum...
İlgi forma üyele olarak çalışmalarını bizlerle paylaşırsanız son derece memnun oluruz.
..SELAM VE SAYGILAR
--
BEKİR AKKAYA
..
.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Verimli Ders Çalışma Yöntemleri /Mehmet BENİZ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

PLAN

Hayatta başarılı olmanın şartlarından biri, kişinin planlı ve disiplinli çalışmasıdır. Başarıya giden yol çok çalışmaktan geçmez. Çok çalışmak her zaman iyi öğrenmek demek değildir. Önemli olan etkili çalışmaktır. Etkili çalışmak; Zamanı, belirlenmiş amaçlar ve tespit edilmiş öncelikler doğrultusunda   programlı olarak kullanmaktır. 

-      Niçin öğreneceğinizi biliniz

            Başarılı olabilmek için mutlaka amacın açık ve net

ÖĞRETMENEVİ KUMRU’DA NİÇİN KAPATILDI?

Kumru Öğretmenevi Proğramlarından Bir Görüntü
İlçemiz Kumru’da 1989 yılında o günün belediye başkanı Abdulcemal Zorlu’nun belediye binasının ikinci katında  yer göstermesiyle 240m2 alanda hizmete açılmış 2012 yılına kadar hizmetini sürdürmüştür.

Ordu’nun tüm ilçelerinde şu anda dahi öğretmenevi bulunurken hiçbir neden yokken “zarar ediyor” gerekçesiyle  2012 yılında kapatılmış ve kapatıldığı gün Kumru Hükümet Binasında bulunan Kumru Milli Eğitim Müdürlüğü öğretmenevine taşınmıştır.

Başlangıçta 2 odada ve 10 yatakla hizmet veren Kumru Öğretmenevi gece ve gündüz tam 23 yıl

kesintisiz hizmet vermiştir.

Kumru Belediye Binasının ikinci katında 1989 yılında 240m2 alanda açılan Kumru Öğretmenevi 2006 yılında 600m2 alan olan binanın en üst katına taşınmış ve burası da 2012 yılına kadar hizmet vermiştir.

Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa’nın çok büyük gayretleri ile belediyenin en üst katına taşınan Kumru öğretmenevi, 2006 tarihinden soran üst düzey hizmet vermesi nedeniyle ismi değişerek  “Kumru Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü” olarak, yeni yönetmelik ve yeni hizmet binası olarak yepyeni bir çehre kazanmıştır. Ne hikmetse keyfi olarak 2012 yılında kapatılmıştır.

Kapanan ve bugün Kumru Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılan öğretmenevinin yatakhane kısmı Kumru Belediyesi tarafından hizmetine devam etmektedir.  

Kapanmadan önce Kumru Öğretmenevi’nde son derece modern 7 yatak odası ve 2’şerden 14 yatak mevcuttu. Lokal bölümünde ise sigaralı ve sigarasız oturma odalarının yanında son derece kullanışlı kütüphane ve bilgisayar odası bulunmaktaydı. Ayrıca kahvaltı edilebilecek bir de kantin yer almaktaydı.

Kumru Öğretmenevi Müdürü Bekir Akkaya ve Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tatlıgül’ün yoğun çabaları  ile Ordu Millet Vekili ve Ak Parti Grup Başkanvekili Sayın Eyüp Fatsa’nın devreye girmesiyle böyle bir mekânın oluşması sağlanmıştı. O günün Kumru Belediye Başkanı Sayın Ticabi Civelek’in burayı öğretmenlere tahsis etmesi, maddi ve manevi katkıları öğretmenlerimize yapılan en güzel bir hizmet olarak hep hatırlanacaktır.

 Büyük emekleri olan Sayın Vekilimiz Eyüp Fatsa ve Belediye Başkanımız Ticabi Civelek acaba Kumru’da öğretmenevinin olmadığını biliyorlar mı? Ya da kendilerinin çok önem verdikleri Öğretmenevinin kapatıldığını ve kapatanın da Kumru Milli Eğitim tarafından yapıldığını ve Milli Eğitimi öğretmenevine taşıdıklarını biliyorlar mı? Bilmiyorlarsa “Kumru’da öğretmenevi keyfi olarak kapatılmıştır. Ordu’nun tüm ilçelerinde öğretmenevi olduğu halde Kumru’da yoktur. Kesinlikle Kumru ÖĞRETMENEVİ tekrar eski yerinde açılmalıdır. Ve bu bir ihtiyaçtır.

Bekir AKKAYA / 19 Mayıs 2022 /KUMRU

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

ÖĞRETMENEVİ KUMRU’DA NİÇİN KAPATILDI?

Kumru Öğretmenevi Proğramlarından Bir Görüntü
İlçemiz Kumru’da 1989 yılında o günün belediye başkanı Abdulcemal Zorlu’nun belediye binasının ikinci katında  yer göstermesiyle 240m2 alanda hizmete açılmış 2012 yılına kadar hizmetini sürdürmüştür.

Ordu’nun tüm ilçelerinde şu anda dahi öğretmenevi bulunurken hiçbir neden yokken “zarar ediyor” gerekçesiyle  2012 yılında kapatılmış ve kapatıldığı gün Kumru Hükümet Binasında bulunan Kumru Milli Eğitim Müdürlüğü öğretmenevine taşınmıştır.

Başlangıçta 2 odada ve 10 yatakla hizmet veren Kumru Öğretmenevi gece ve gündüz tam 23 yıl

TÜGVA GENÇLERLER BULUŞTU

Türkiye Gençlik Vakfı Ordu ve  Kumru Temsilciği (TÜGVA) yönetimi bugün gençlerle bir araya geldi.

Gençlerle bir araya gelen TÜGVA’nın Ordu’da üst düzey yönetimiminde bulunan Berat Zevalsız ve Kumru’da TÜGVA’nın üst düzey yönetiminde bulunan Abdulkadir Hocaoğlu proğramda gençlere yol göstererek  deneyimlerini paylaştı. Gençler bu yol göstermeden çok mutlu oldu. Rabbim yollarını açık etsin!



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

TÜGVA GENÇLERLER BULUŞTU

Türkiye Gençlik Vakfı Ordu ve  Kumru Temsilciği (TÜGVA) yönetimi bugün gençlerle bir araya geldi.

Gençlerle bir araya gelen TÜGVA’nın Ordu’da üst düzey yönetimiminde bulunan Berat Zevalsız ve Kumru’da TÜGVA’nın üst düzey yönetiminde bulunan Abdulkadir Hocaoğlu proğramda gençlere yol göstererek  deneyimlerini paylaştı. Gençler bu yol göstermeden çok mutlu oldu. Rabbim yollarını açık etsin!



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

DİPLOMASIZ VE CAHİL BİRİ BÜYÜKŞEHİRDE NE YAPAR? /KUMPAS YAZILARI -9 /Bekir AKKAYA

Kumru Belediye Başkanlığı’nın internet sitesinde 25 Kasım 2016 tarihinde yazılan iftira ve yalan yazıya destek mahiyetinde hakkımda linç girişimi başlatılmıştı.
            Kumpas Yazıları serisinde gördüğünüz üzere başta KUMPASA DESTEK İÇİN KUYİAD, KUMRU MEDYA, KUMRU TAKİP, KUMRU AKP YÖNETİMİ, KUMRU KADIN KOLLARI yaptıkları yazılı açıklamalarla bilinçli bir şekilde KUMPASA yoğun ilgi göstermişti.
            Yazılan bildirilerin altına destek mahiyetinde onlarca yorum yapılmıştı. Beğeniler göz dolduruyor ve heyecan yaratıyordu.
            Özellikle Kumru Belediye Başkanlığının Resmi İnternet Sayfasının altına yapılan yorumlar başkanın KUMPASINI istediği sonuca ulaştırmıştı.
            Şimdi sizlere Ordu Büyükşehir Belediyesinde çalışan tamamen yalan ve iftiraya yönelik Berat ZAVALSIZ’ın yorumunu beğeninize sunuyorum.
            Berat ZAVALSIZ şöyle diyor yorumunda :” Bir tarafta yol yapmak isteyen bir adam var, Diğer tarafta yol için bir karış yer vermek istemeyen madamcıklar var. Murat Hatipoğlu Başkan hizmete devam. Her dönem böyle ödüllü diplomalı cahiller olur. #BaşkanHatipoğluYalnızDeğildir
           
“YOL İÇİN BİR KARIŞ YER VERMEYENLER” yalanını yazan Berat ZAVALSIZ tamamen yalan söylüyor. Bunu ispat edemez ise kendisi yalancıdır. Kimin ağzı ile konuştuğunu ben zaten açıklayacağım.
            Mesela sormalı Hacı Abdul Kadir Hocaoğlu’na ya da Müdür Suat EVİN’e…
            Müdür Suat EVİN’e sormalı yalan içerikli ve kendisinin de yer aldığı tamamen yalan ve iftira içerikli yazıyı. Hatta Suat EVİN’e sormalı küfür ve hakaret içerikli yorumları neden beğendiğini?
            Kendisi Büyükşehir Belediyesinde çalışıyor. Ben diyorum ki, Ordu’dan Kumru Belediye Başkanı Murat Hatipoğlu’na destek çıkmak yalan ve KUMPASI’na destek için mi belediyede görev aldın?
            Büyük Belediyenin personeli Berat ZAVALSIZ sen biliyorsun ki;
            Büyük Belediyenin yaptığı işler Kumru Belediyesinin alanı içerisinde değildir. Kumru çöplerle dolu her taraf pislik. Sen önce Murat Hatipoğluna şu Kumru’nun pisliğini temizlesin de Kumru sokakları köpeklerden kurtulsun. Bizler burada koku içinde yaşıyoruz…Önce çalıştığın yerdeki OSKİ’ye söyle de şu Kumru’da Sular zırt pırt kesilmesin…
           
Benim bu sorduklarımı sen git seni bu konuda bilgilendirenlere sor.
            Merak ettiğim husus şu; Acaba hala Murat Hatipoğlu için bu cümleleri kullanabiliyor musun? Ben sürgün edildim. Bakalım Ordu’dan gelip te Oy vereceğin başkanı yerinde durdurmaya oyun yetecek mi?
            Ama senin gibiler için çok önemli değil. Kim gelse ilke milke hak getire gücün bayrağını sallarsın. Boş ver davayı falan “DÖNEM EKMEK DAVASI” ve sen bu davanın yolcususun.
            “Adamcık, madamcık” görmek istersen önce kendine, sonra da el etek öptüklerine bakacaksın.
                        Son bir soru: Hakikaten Büyük Şehir Belediyesine girerken KPS’den Kaç puan almıştın?
            Diyorsun ya hani “HER DÖNEM BÖYLE ÖDÜLLÜ DİPLOMALI CAHİLLER OLUR” diye…Vallahi doğru diyorsun…Senin kadar cin akıllı olmadığımız için biz de ömrümüzü DİPLOMA ALMAK İÇİN harcadık. Bir daha mı? Asla!

            Bekir AKKAYA/ 20.09.2018/KUMRU 
------------------------------------------------------------------------------------------------- ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©