Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

27 Kasım 2019

Samsun Bölge İdare Mahkemesine Tabi ki Sunmadım

SAMSUN BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

SUNULMAK ÜZERE
ORDU İDARE MAHKEMESİ BAŞKANKIĞI’NA
GÖNDERİLMEK ÜZERE
……  NÖBETÇİ ASLİYE  HUKUK MAHKEMESİ’NE
                             

ESAS NO     : 2017/426
KARAR NO : 2018/7

İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN DAVACI    :BEKİR AKKAYA
                                          ADRES:…………
                                                
DAVALI                        : Ordu Valiliği/ORDU

DAVA KONUSU          : Ordu İdare  Mahkemesinin  04.01.2018  tarih  ve 2017/426 Esas ve 2018/7 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde talebim doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi talebinden ibarettir.

TEBLİĞ TARİHİ         : 13.02.2017

AÇIKLAMALAR        :

          1- Ordu İdare  Mahkemesinin  04.01.2018  tarih  ve 2017/426 Esas ve 2018/7 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde talebim doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;

          2- Ordu İli Kumru İlçesi Mehmet Akif Ersoy İlkokulu Sınıf Öğretmeni ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapmakta iken hakkımda yürütülen disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen 26.12.2016 tarih ve 14584458 sayılı rapora istinaden; “….sosyal medya üzerinde yapmış olduğu paylaşımların ve bu paylaşımlarda kullanmış olduğu resim ve ‘adamcık, kancık’  şeklinde ki hitapların memurun vakarına yakışmayan nitelikte olması, yine yapmış olduğu bu paylaşımların görev yaptığı ilçede rahatsızlık
uyandırmasının tespit edildiğinden,….. ” disiplin yönünden  657 sayılı Kanunun 125/A-e maddesi gereğince  “uyarma” cezasıyla tecziyesi ve  idari yönden; “ …Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmeliğin 33.maddesi gereğince müdür yardımcılığından alınarak, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8/C maddesi uyarınca Kumru İlçesi dışına Ordu İli sınırları içerisine normuna uygun bir kadroya naklen atanması…. ” gerekçesi ile il içinde alanıma uygun bir kadroya Müdür Yardımcılığı görevim üzerinden alınarak öğretmen olarak atanmam teklifi getirilmiş ve Ordu Valiliği tarafından tesis edilen 12.01.2017 tarih ve 185 sayılı işlem ile, Müdür Yardımcılığı görevim üzerimden alınarak Ordu İli Korgan İlçesi Tepealan İlkokuluna Sınıf Öğretmeni olarak atandım. Söz konusu dava konusu işlem hukuka aykırıdır ve iptal edilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;

      3- Tarafıma Soruşturma Raporunun Bir Örneği, Gerek İşlemin Tesisi Aşamasında, Gerekse de İşlem Tesis Edildikten Sonra Verilmeyerek, Savunma Hakkım Kısıtlanmıştır. Sadece soruşturma raporunun kapağı verilmiştir.
    
     Tarafıma karşı takınılan bu tutum savunma hakkının kısıtlandığının açıkça göstergesidir. Zira;  dava konusu hukuka aykırı işlem tesis edilirken,  hangi gerekçe ile işlemin tesis edildiğini dahi bilemedim. Tarafımca, soruşturma raporunu inceleyemediğimizden savunma hakkının çok ciddi bir şekilde engellendiğini sayın mahkemenin bilgisine sunarım.
     
     AİHM kararlarında belirtildiği üzere adil yargılamanın en önemli gereklerinden biri olarak, mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından davanın tarafları arasında tam bir eşitlik gözetilmeli (silahların eşitliği), buna bağlı olarak da toplanan deliller hakkında taraflara görüş bildirme olanağı tanınmalıdır.

          Yukarıda yapılan açıklamalar, adil yargılanma hakkı, muhattaba işlemin dayanağı olan her türlü bilgi ve belgeye ulaşabilme ve bu belgeleri inceleyebilme olanağının tanınması gerektiğini gösterir. Muhattap ancak soruşturma raporunda yer verilen maddi olayı, tanık ifadelerini, inceleme yapanın görüş ve kanaatini, işlemin hukuki dayanağını, soruşturmacının önerilerini açık ve etraflı bir biçimde öğrenme suretiyle adil yargılanma hakkını kullanabilecektir. İncelenemeyen bir soruşturma raporuna karşı iddia ve savunmada bulunmak zor, hatta imkansızdır.  

          Nitekim Danıştay 1. Daire’nin E. 2008/721 K. 2008/800 sayılı Kararında “Anayasanın 139 uncu maddesinin 2 inci fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükmüne yer verilmek suretiyle savunma hakkı güvenceye bağlanmıştır……… savunması istenen kamu görevlisine ve vekiline yapılacak savunmaya esas olmak üzere soruşturma raporu ve eklerinden istenen belgelerin bir örneğinin verilmemesinin savunma hakkının hukuka aykırı olarak kısıtlanması sonucunu doğurduğu, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, …………İtirazın kabulüyle, Maliye Bakanının 28.4.2008 günlü, 2170 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Maliye Bakanlığı ile itiraz eden vekiline gönderilmesine, 27.06.2008 gününde oybirliğiyle kabulüne karar verilmiştir.” ifadesine yer vererek savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle işlemi hukuka aykırı bulmuştur.

            Diğer yandan bilindiği üzere 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 8/C maddesi gereği okul yöneticileri atamalarını yapmaya yetkili makam Valilik makamıdır. Ancak hakkımda tesis edilen atama işleminin Milli Eğitim Müdür yardımcısı tarafından tesis edildiği görülmektedir. Bahsi geçen atama işlemi usul yönünden sakattır ve iptal edilmesi gerekmektedir.
             

             4- 2000 yılında Kumru İlçesine ‘Kumru Haber” www.kumru.org adıyla Kumru’da ilk internet sitesi kurularak 17 yıldır yayın yapmaktayım. Ve yine http://bekirakkaya.blogspot.com.tr adında özellikle Kumru'ya dair yüzlerce yazı, fotoğraf ve onlarca araştırma ve inceleme barındıran ve hala yazmayı sürdürdüğüm kendime ait özel blog sayfam bulunmaktadır.

Kumru Kaymakamlığınca 14.04.2004 tarihli ve 238 Nolu belge ile 657 Sayılı DMK Kanununun 122. Maddesi gereği TAKDİRNAME verilmiş ve Takdimame verilme nedeni olarak "Kumru.Org internet sitesinden Kumru İlçesinin tanıtımına ve Kumru Halkının iletişim kurmalarına yönelik yaptığınız çalışmalar, halkın birbirleri ile kaynaşmaları ve sıcak diyalog ortamı olışturma gayretiniz memnuniyetle müşahede edilmiştir” ifadeleri kullanılmıştır.

Hatta ilçemize gelen iki Kaymakam Adayı tezlerini benim sayfamdan hazırlamışlardır. Araştırma ve incelemelerim bir çok kitaba kaynaklık yapmıştır.
Kumru'yu tanıtım maksatlı bir çok dergi fotoğraflarımı da yazılarımı da ismimi zikrederek sayfamı kaynak göstermişlerdir.

Blog sayfam özel olup daha çok Kumru İl esine dair olmak üzere tüketici haklarından, sağlık sorunlarına kadar faydalı bulduğum her konuyu bloğumda arşivlerim. Şu ana kadar blog sayfamı 250 binden fazla kişi ziyaret etmiştir. İki binin üzerinde konu başlığı bulunmaktadır.

İşte söz konusu "Bir Adamdan Dört Mesaj ve Dört Hitap" kısa yazıda kullandığım Adam ve Adamcık hitabı ve kullandığım fotoğraf sürekli rahatsız olduğum akıllı telefonuma istenmeden gelen ya da spam olarak adlandırılan kanunen suç teşkil eden mesajlara dikkat maksadı ile yazılmıştır. Ne bir kurum ne bir kuruluş ne de bir kişiye yöneliktir. Benim istemediğim mesajlara dikkat çekmek amacıyla yazılmış bir yazıdır. Sözünü ettiğim mesajlar da suçtur.

6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun 1 Mayıs 2015'te yürürlüğe girmiştir.
Yasada tacir değilseniz İstenmeden gelen elektronik ortamda mesaj çekmenin 4.000 bin ile 75.000TL arasında para cezası bulunmaktadır.

Savunma ekinde yer alan yazı nedeniyle Maarif Müfettişi tarafından alınan ifademde bana gösterilen fotoğrafın çok fazla büyütüldüğünü gördüm. Yine yazının puntosunun da büyütülmüş olduğunu gördüm. Ve yine bana verilen "Soruşturma Dosyası Kapağında" KANCIK kelimesi ilave edilmiş. Oysa ben yazımda ADAM VE ADAMCIK kelimelerini kullandım. Kesinlikle KANCIK kelimesini kullanmadım.

ADAM ve ADAMCIK'tan KANCIK kelimesi üretilmiş. Yazım incelendiğinde bu kelimenin olmadığı görülecektir. Soruşturma kapsamında KANCIK olan kelime okulda savunma yapmam için maille gönderilen resmi yazıda KADINCIK olmuştur. Ben ne KANCIK kelimesi kullandım ne de KADINCIK kelimesi kullandım.

Hukuki haklarım saklı kalmak kaydıyla lügatımızda argo olmayan kelime argo olarak algılattırılmış, resim de büyütülerek benim esas vermek istediğim mesaj yok edilmiştir.

Yüzlerce yazı ve fotoğraf barındıran ''http://bekirakkaya.blogspot.com.tr/'' özel sayfamda yazdığım bir yazı içerisinde kullandığım ADAM ve ADAMCIK kelimeleri bilinçli kullanılmıştır. Her iki kelime de tüm lügatlarda ADAM; Büyük Adam; ADAMCIK'ta Küçük adam anlamına gelmektedir. Argo sözlüklerinde ADAMCIK kelimesi kesinlikle bulunmamaktadır. İlgili yazımda kesinlikle KANCIK kelimesi de kullanılmamıştır.

Hulki Aktunç'un Büyük Argo Sözlüğü (Tanıklarıyla) 450 sayfalık kitabında bu kelimeler bulunmamaktadır. Yazımda yer almadığı halde ilave edilen KANCIK kelimesi bile Argo Sözlüğü'nde yoktur.

Yine Şevket Rado'nun 1300 Sayfalık Hayat Yayınları'nın Büyük Türkçe sözlüğü'nde ve yine Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde ise;
ADAMCIK: adamcık - İsim mecaz
isim Kendisine acınılan kimse
"Bir tarafa dayanıp durdum. Adamcık benimle 1 iç meşgulolmuyor göründü." - M. Ş. Esendal
Yerilen, küçümsenen kimse
Kaynak:
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com gts(' arama=gts&guid=TDK.GTS.587e74dc4ged f5.49882222

Durum bu kadar açık olmasına rağmen ifadem hiç dikkate alınmayarak suç olmayan kelimeyi kullandı diye UYARI cezası verilmesi, soruşturma nedeniyle idarecilikten alınarak ilcemde baska bir ilceye ve hatta köyünde bir okula ögretmen olarak gönderilmem  kesinlikle haksızlıktır.

            Bir yıl önce açık kalp ameliyatı olmuş 32 yıllık öğretmenim. Sık sık Kalp doktorlarına kontrole gidiyorum. Ulaşımın zor olduğu kalp doktorunun olmadığı bir yere gönderilmem kesinlikle doğru değildir.    
İddia edildiği gibi eğer bu yazı nedeniyle öğretmenliğim tartışılıyorsa önceden idareci idim şimdi direk sınıfa gönderilmem çocuklar açısından da doğru olmaz.
Okul Müdürlüğüm tarafından Bana tebledilen üst yazıda "Bekir AKKAYA'nın sosyal medya üzerinden yapmış olduğu paylaşımlarda kullanmış olduğu resim ve adamcık, kadıncık şeklindeki hitaplar nedeniyle” cümlesinde geçen resim ise yazı içerisinde şu amaçla kullanılmıştır. Benim ağır bir şekilde cezalandırıl nama neden olan yazının başlığı ADAMCIK üzerinedir.
Google Resim Arama Motoruna "Adamcık" yazıldığında 260.000 bin fotoğraftan binlercesi normal insan tanınabilecek fotoğraflar olup ben biraz da acele olarak 7’inci fotoğrafı kullandım. 7’inci Fotoğrafın üzerinde Chris Adamcik (turd (erfluson 10) on M yazısını görünce bilinen bir şahıs olmadığını düşünerek bu fotoğrafı kullandım. Maksadım istenmeyen mesaj atmanın yanlış olduğuna vurgu yapmak amacıyla yazılmış bir yazıda bu fotoğrafın kullanılmasının doğru olduğunu düşündüm. İfadem alındığında yazdığım yazının içerisinde fotoğraf çok büyütülmüş ve yazıdan ayrılmış.
Keşke dosyaya ulaşabilseydim de fotoğrafı gösterebilseydim. Burada Maarif Müfettişine de bu durumu ifade ettim. Bugün İstenen ve verilen ceza düşünüldüğünde "maksadın üzüm yemek degil bağcıyı dövmek" olduğu anlaşılıyor. Disiplin yönünden en az olan UYARl teklif edilecek, idari yönden Müdür Yardımcılığından ve ilçe dışı atama yapılması.
Yazdığım yazı bir bütün olarak düşünüldüğünde asıl maksat resim değil yazıdaki mesajdır. Hakaret maksatlı kesinlikle değildir.
           Dosyada resim büyütülmüş ve algı oluşturulmuştur. Resim obje haline getirilmiştir. İfade alınırken Maarif Müfettişi A4 kağıdı kadar büyütülmüş resmi gösterdi. Buradan ceza verilmek için çaba görülüyor. Kesinlikle usule uygun değil. Yazıda olmayan KANCIK kelimesi nasıl dosyaya konulduysa resim de büyütülerek algı oluşturulmuştur.
            Maarif Müfettişi ifademi alırken iki konuda soru sordu. Birincisi bu yazıyı kime yazdın? İkincisi Resim gösterildi. Oysa bu türde sayfamda 2000 yılından bu yana çok sayıda yazı ve yorum vardır. Yazılarımda kesinlikle argo kelime kullanmam. Suç ve iftira hiçbir yazımda olamaz. Çok iyi tahlil edildiğinde "sosyal medyada" bu tür yazıların çok ötesinde yazı, yorum, fotoğraflar sıradan bir haber sitelerinde bile mevcuttur. Üstelik benim sayfam bir blog sayfasıdır ki sosyal medya da değildir. Ve yine FACEBOOK ve Twetter denilen sosyal paylaşımlar özeldir. İstemediğinizi takip etmez ve engellersiniz. Bundan dolayı insanları suçlamak son derece yanlıştır. Arkadaş grubum olsa da benim sayfamı herkes takip edemez. Ben de herkesi takip etmem. Normal internet sayfası gibi değildir.

            Kim tarafından suçlandığımı bilmiyorum. Beni şikayet eden kimseyi de bilmiyorum. Kendi yazdığım yazıda suç ta bulamıyorum. Dolayısıyla düzgün bir savunma da yapamıyorum.

           Kumru Milli Eğitim Müdürlüğü'ne oku1 müdürü Emine ŞENEL ile birlikte geldik. Hem müdürüm ve hem de ben Kumru Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gelinceye kadar ifadeye çağrıldığımızı bilmiyorduk. Önce okul müdürü ifadeye çağrıldı. Sonra ben çağrıldım. Maksadım her hangi bir kişi ya da kuruma hakaret ya da sataşma değil onaylamadığım halde telefonuma gelen mesajlara yönelik olarak yazılmış bir yazıdır. Bilinmeyene, karanlığa, boşluğa hakaret ve iftira olmaz.

Bu yazı kurumumla ya da milli eğitimle ilgili değildir. Bu yazı resmi görevimin dışında evimde mesai saatleri dışında tamamen insani bir çabadır.

Bundan sonra sadece ve sadece sevgiye, yardıma, nezakete ihtiyacım var. 30 yıldır yazı yazıyorum. İlk defa soruşturma geçiriyorum. Aylıkla ödüllendirme dahil bugüne kadar 4 TAKDİR ve 6 TEŞEKKÜR almış 32 yıllık öğretmenim.

Okulumda gerek bu yazıdan dolayı ve gerek e başka nedenlerden dolayı hakkımda bir suç bir olumsuzluk beyanı varsa ya da işimizin ya da görevimizin aksadığına dair bir durum beyanı olmuş ise kesinlikle ve kesinlikle yalandır, iftiradır.

Maarif Müfettişlerince bana kibar ve bir o kadar iyi niyetle yaklaşarak hakikaten kendi kanaatime göre sıradan bir yazının bu kadar değerde bulunarak soruşturulması yazıyı yazmamdan bir ay sonra ifadem alınmasını garipsemiş olsam da resmin çok büyütülmüş olarak yazıdan ayrı tutulmasına pek anlam verememiştim. Müfettişin davranış ve söylemleri ile elindeki malzemelerin yani yazının algı oluşturma çabasını o anda hissettim. Buna rağmen bir ceza talep edilmez diye düşündüm. Demek ki ifadem dikkate alınmamış. Okul müdürüm de üstten gelen durum nedeniyle büyük ihtimal cezayı onamıştır.

Soruşturma dosyasındaki bilgileri, benim bu yazıyı kimin şikayet ettiğini, kimlerin ifadeleri alındığını kesinlikle bilmiyorum. Hakkı da ceza istenen dosya ile ilgili bilgim yok. Uzun ısrarım ve dilekçem üzerine bana Soruşturma raporu kapağı verildi. Ben de buna göre savunma yapıyorum. 19.01.2017 tarihinde Soruşturma Dosyası Kapağında "Kumru Belediyesi tarafında Savcılığa şikayet edildiğimi öğrendim.
25.11.2016 tarihinden benim yazımdan bir gün sonra YILIN ÖGRETMENİNİ KINIYORUZ diye hakkımda Kumru Belediyesini resmi sayfasında bir yazı yayınlanıyor. Altında onlarca yalan, iftira ve küfür içerikli yorumlar yazılıyor. Bunların tamamı Kumru Belediyesinin resmi sayfasında yayınlanıyor. Yazıda özellikle Kumru Kaymakamı'nın elinden ödül aldığım iftirası atılıyor. Bunun üzerine Kumru Kaymakamlığı yalan ve iftira içerikli bu yazı nedeniyle Kumru Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Hakkımda yazılan yazıyı ve yorumları görünce 26.01.2016 Cumartesi günü Suç duyurusunda bulunmak maksadı ile eşimle birlikte Kumru Emniyet Müdürlüğü'ne gittim. Şikayetçi olduğumu bildirdim. Sonra AKP başkanı Murat Yaylak emniyete geldi. Onun talebi üzerine şikayetten vazgeçtim. Aynı gün AKP başkanının ricası üzerine yazdığım yazıyı da blog sayfamdan kaldırdım. O da Belediyenin sayfasından belediyenin azdığı yazıları ve yorumları kaldırtacağını söyledi. Sadece bana yapılan hakaret, tehdit, küfür yorumları kaldırıldı ve yazı hala duruyor. Sayın Murat Yaylak bana şikayet ettirmedi. Dosya kapağından Kumru Belediyesi hakkımda suç duyurusunda bulunmuş. Bunu da 19.01.2017 tarihinde öğrendim.

 Hiçbir hakaret ve küfür içermeyen ve hiçbir kurum ya da kişiye yönelik olmayan bir yazı şikayet edilmiş. Hakkımda soruşturma açılmış. Benim yazdığım yazının altında bir tane yorum yapılmamıştır. Belediyenin sayfasında direk hedef gösterildim ve yine aynı kişiler tarafından küfür ve hakaret yorumları yayınlanmıştır. Üstelik ben o gün Ordu Araştırma Hastanesinde doktordayım. Hiçbir şeyden haberim yoktu.

Soruşturmada özellikle "ilçede rahatsızlık uyandırdığım tespit edilmiştir" cümlesi tamamen yalan ve iftiradan ibarettir.

Bana soruşturma açılma nedeni aslında büyük ihtimal bu anlatacaklarımdan kaynaklanıyor olabilir.

29.10.2016 Tarihinde Kumru Davut Yılmaz Kapalı Spor Salonu'nda Cumhuriyet Bayramı törenleri yapılmaktadır. Tüm okullar olduğu gibi bizler de törende bulunmaktayız. Benim ve tüm salondakilerin de şahit olduğu bir durum olmuştur. Kumru Belediye Başkanı Murat Hatipoğlu'nun törene geç gelmesi nedeniyle tören biraz geç başlamıştır. Benim şahit olmadığım fakat bizden sonra tüm programda olanların şahit olduğu bir durum meydana gelmiştir. Sayın Başkan Murat Hatipoğlu, program erken başladı diye Kumru Kaymakamı'nın ve diğer daire amirlerinin de şahit olduğu tören alanında ilçe Milli Eğitim Müdürü'ne sert ifadeler kullanmıştır. Kumru Kaymakamı da, Program sonunda Kumru Belediye Başkanına alışık olmadığımız türden sert bir resmi yazı yazmış  ve daha sonra da 23.11.2016 tarihinde ise Kumru Belediye Başkanı Murat Hatipoğlu'na uyarı cezası vermiş ve bu cezayı resmi yazıya ekleyerek tüm resmi kurum ve kuruluşlara göndermiş ve duyurmuştur. 24.11.2016 tarihinde benim yazım yayın anmıştır. Ve bugün 24 Kasım Öğretmenler günüdür. Kumru Kaymakamlığı Kumru'da bulunan tüm öğretmenlere bir jest olsun diye plaket vermiştir. Okul müdürümüz tarafından bu plaket bana da verilmiştir. İşte ben bu plaketi blog sayfamda duyurdum. ve Kumru Kaymakamlığından plaket aldım diye plaketin resmini paylaştım.

25.11.2016 tarihinde izinliyim. Kontrol edeniyle Ordu Araştırma Hastanesi'ndeyim. İşte 36 saat sonra haberimin olduğu Kumru Belediyesi Resmi İnternet Sayfasında "YILIN ÖGRETMENİNİ KINIYORUZ"  başlığında adım yazılarak yalan ve iftira dolu bir yazı yayınlanıyor ve ardından da yazının altına onlarca küfür hakaret ve iftira içerikli yorumlar yayınlanıyor. Ama benim bunlardan haberim yok.

Yine aynı gün Kumru Kaymakamlığı Kumru Belediye Başkanlığı'na tekrar resmi bir yazı yazıyor ve aynı yazıyı tüm Kamu Kurum ve kuruluşlara ileterek hakkımda yazılan yazıların tamamen asılsız ve iftira olduğun ilan ediyor. İlgili yazıda KUMRU Kaymakamı'nın elinden ödül aldığım ve yılın öğretmeni olduğum yalan ve iftirası yazılıyor. Bilgim olmasa da aynı gün Kumru Kaymakamı Kumru Belediyesi hakkında Cumhuriyet Savcılığı 'na suç duyurusunda bulunuyor ve aynı gün Kumru Belediye Başkanı da yazımı göstererek ve beni "SAPIK" ilan ederek Kaymakam SAPIK öğretmene ödül verdi yalanını ortaya atarak yalanını ispat etmeye çabalıyor. En sonunda da hiç yoktan sanki olayı ben başlatmışım gibi Ordu Valiliği'ne şikayet ediliyorum. Oysa Kumru Kaymakamlığı, Kumru Belediye Başkanına benim yazımdan bir gün önce uyarı cezası vermiştir. Başkanın 24 Kasım Öğretmenler Günü törenlerinde olmaması nedeniyle benim Kaymakamın elinden ödül aldığımı düşünerek yazımdan yola çıkarak Kaymakamı hedef alması benim mağdur olmamla sonuçlanmıştır. Ben kesinlikle haksız bir durumla karşı karşıya kalmışımdır. Onlarca küfür ve hakareti kesinlikle mahkemeye taşımayı düşünüyorum.

Hukuki bir durum olan bu olay zaten Kumru Kaymakamlığı tarafından Kumru Belediye Başkanlığı ve tüm Kumru' daki Kamu urum ve kuruluşlar uyarılmıştır. Hakkımda belediye tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu 19.01.2017 tarihinde öğrendim. Kumru Kaymakamlığının Kumru Belediye Başkanlığına 25.11.2016 tarih ve 2007050l-529-E.l094 gönderdiği yazı ve Tüm Kamu Kurum ve Kuruluşlara gönderilen ekinde Kumru Belediye Başkanlığı'na gönderilen 29.11.2016 tarihinde 200705001-529-E.1119 sayılı yazı bana açılan soruşturmanın özeti gibi ve tam da özü. Bu olayın özeti şöyledir;
Yılın öğretmeni olduğum ve kaymakamı elinden ödül aldığım tamamen yalan ve yönlendirmeye yönelik ve iftiradır. Kumruda tüm 450 öğretmene verilen plaket bana da okul müdürümüz Emine ŞENEL tarafından verildi. Ben de aldım. Kumru Kaymakamı, Kumru Milli Eğitim Müdürü, tüm davetliler ve öğretmenler bunu açıkça biliyor. Eğer ciddi bir soruşturma yapılsaydı bu mutlaka görülürdü. Mevzuata göre yılın öğretmeni de eskisi gibi yoktur.

Belediyenin resmi internet sitesinde hakkımda yazılan yazının altında onlarca yorum. Hakaret, iftira ve küfür. Onlarca kişi küfür ve hakaretleri beğeni yarışına girmiş. Hakkımda yazılan yazıyı görüyorum. İlk etapta şimdi anlatacağım olayın bana açılan soruşturma ile bağlantısı yok gibi olsa da ben kesinlikle bir bağlantı olduğunu düşünüyorum. Adli mercilere de sunacağım bilgilerin bir kısmını bu savunmama da koyuyorum. Her ne kadar anlatacağım husus adli bir husus olsa da idari noktada kanaatime göre benim soruşturmama da yansıması olmuştur. Ben kesinlikle Kaymakamın elinden de plaket almadım. Benim kimseyi hedef alarak yazmadığım bir yazı başka türlü bu hale getirilip linç edilmem ardın da sürgün edilmem akla hayale gelecek bir durum değil.

İlçe'de tüm Devletin en resmi en üst amiri olan Kumru Kaymakamlığının resmi yazılarında da açıkça görüldüğü gibi Belediye uyarılmıştır. Belediye ile birlikte bana yazılan yazı örnek gösterilerek Tüm kurumlar da uyarılmıştır. Ekli yazılar tüm devlet memurlarına imzalattırılmıştır.

Kumru Kaymakamlığının Tüm Kamu urum ve Kuruluşlara 29.11.2016 tarihinde 200705001-529-E.1119 sayılı yazısı ile 25.11.2016 tarih ve 20070501-529-E.1094 sayılı yazı ile KUMRU BELEDİYE BAŞKANLIĞINA GÖNDERDİGİ YAZI' hakkımda yazılan KINAMA YAZISINI VE YORUMLARI işaret ederek;
“Sosyal Paylaşım Sitelerinde Kamu Kurum ve Kuruluşlarının açmış olduğu resmi hesaplarda ilgili belediyeye gönderilen yazıda belirtildiği üzere gerçeğe aykırı, kişisel yorum ve paylaşımlarda bulunulduğu tespit edilmiştir. Resmi  olarak veya kurum adı kullanılarak açılan hesaplardan bu tür gerçeğe aykırı paylaşım ve yorumlarda bulunulması halinde ilgili birim ve sayfayı kullanan hukuki olarak sorumlu tutulacağından, bu ve benzeri konularda dikkatli ve hassas olunması” denilmektedir.

Kumru Belediyesinin resmi internet sayfasında hakkımda bilinçli bir şekilde uzun bir yazı kaleme alınmıştır. Bu yazı baştan sona iftira ve yalandır. Ve yine belediyenin sayfasından yazılan bu linç yazısının altına yapılan yorumlar bir ekip işidir. Buna da yargı karar verecektir. Yorum yazanlar ve yorumu beğenenler neye küfrettiklerini bile bilmiyorlar. Hatta bir çokları beni bile tanımıyorlar. Yazımı da görmemişler. Evlerine kadar gittiklerim oldu. Elime sarıldılar çoklarının anası babası benden özür diledi.
Küfürlü yorumları beğenenler ise daha ilginç. Sadece gönül almak haksız yere küfürlerin yanında yer almak ve bana ceza verilmsini sağlamak için yorumları beğenenler ve yazanlar var. Benim yazdığım yazının altında bir tane yorum yok. Ben yazımı sosyal paylaşım sitesinde değil kendi özel bloğumda yayınladım ve 40 yıldır bu tür yazılar hep yazıyorum.

Ben bu savunmamı okul müdürünün verdiği tebliğ yazısında kelime olarak "ADAM­-ADAMCIK" kelimeleri üzerinden yaptım. kullandığım iddia edilen ama kullanmasığım KANCIK kelimesini hiç dikkate almadım bununla ilgili hiçbir bağ kuramadım.

            Yine savunmamın temeli yazdığım yazıdır. Yazımdan yola çıkarak savunma yaptım. Soruşturma raporunda "İlçede rahatsızlık uyandırmam" ifadesi olmayan bir suç üretme belediyenin imkanlarından yararlanarak bir kişiyi linç girişimi. Ben kendi özel sayfamdan belki kendimi yazıyorum, Belediye resmi belediyenin sayfasından yorum yapanların küfür, hakaret, iftira atanların tamamına yakını genç ve belediyeden beklentileri var. Küfür hakaret ve tehditleri beğenenlerin de yine belediye ile bir bağlantıları var. Kumru'da rahatsız olan bunlar. Ama Kumru'nun haberi yok.

Sosyal paylaşım sitelerinde Adam ve Adamcık demek Sürgünüme sebep oldu. Sıradan bir haberin altında yapılan yüzlerce yorum. Artı herkes herkese yorum yapıyor. Büyüklük tahammülü gerektirir. Bana yapılan yorumları da henüz Cumhuriyet Savcılığı'na vermedim. Ben suç işlemedim. Açık kalp ameliyatı geçirmiş biriyim. Bu nedenle de tahrikler zaman zaman günlük hayatımı etkileyebiliyor.

Kumru'nun en altında Demircili Mahallesinde oturuyorum, Kumru'nun en yukarısındaki Mehmet Akif Ersoy İlkokulunda görev yapıyorum. Her gün yaya dört kez gidip geliyorum. Ne bir hakaret, ne bir küfür duydum . Günlük hayatımda hiç değişiklik olmadı. Okulda yine öyle. Adam ve Adamcık kelimelerinden "Görev yaptığım ilçede Rahatsızlık Uyandırdığıma da inanmam ve kimse de inanmaz.

Tam 32 yıldır Kumru'da görev yapan biriyi ki, bir kez soruşturma dahi geçirmedim. Başarılı bir öğretmen olduğumu düşünürüm. Belki dönemin, belki arzuların, belki hırsın ya da nefsin kurbanı oldum. Kesinlikle suç işlediğimi düşünmüyorum.


             Tarafım sınıf öğretmeni ve yönetici olarak otuz yıldır görev yapmış olup bu tarihe kadar hiçbir soruşturma geçirmedim ve herhangi bir disiplin cezası da almamış aksine çalışkanlığımla ödül aldım. Bu olay benim ve ailemin psikolojisini derinden etkilemiş, gururumu incitmiş ve soruşturma sonucunda Müdür yardımcılığı görevimden alınarak Korgan ilçesinin en uzak noktasında bulunan Tepaalan İlkokuluna sınıf öğretmeni olarak atamamın olması mağduriyetimi daha da arttırmış olup psikolojik yönden çökmeme yol açmıştır.

            Hakkımda yapılan suçlamaların hepsi soyut ve gerçek dışı kavramlardan ibaret olup konu ile ilgili herhangi bir somut belge mevcut değildir. Soruşturma raporunda hakkımda itham edilen tüm suçlamalar subjektifdir. Geçmiş hizmetlerim sırasında çalışmalarım olumlu ve iyi bir sicile sahip  iken  hakkımda raporda ki suçlamaların tamamı yersizdir.        


5- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76 ncı maddesinde; “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık ve dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler…” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm ile kurumlara, memurların naklen atanması konusunda takdir hakkı tanınmış ise de bu hak ve yetki mutlak ve sınırsız nitelikte değildir. Bu yetki esas alınarak tesis edilen idari işlemlerin, bütün idari işlemlerde olduğu gibi kamu yararına ve hizmet (kamu görevinin) gereklerine uygun olarak objektif, makul ve hukuken geçerli neden ve gerekçelere dayandırılması gerekmektedir. Bu durum hukuka saygılı idare anlayışının kaçınılmaz bir sonucu olduğu gibi hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz bir yansımasıdır.

 Hakkında tesis edilen iptal davasına konu atama işleminde kamu yararı ve hizmet gerekleri eksenli bir değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmamış; hatta bu yönlü bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç dahi duyulmamıştır.

6- Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı eylemlerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinde yer değişiklikleri yapılması suretiyle bir nevi disiplin cezası yerine geçecek idari işlemler ilgilisi yönünden maddi ve manevi ağır sonuçlara sebebiyet verdiği için ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasanın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır. Zira disiplin yönünden verilen ceza da, idari yönden verilen atama işlemi de aynı fiiller gerekçe gösterilerek tarafıma tesis edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi birçok kararında disiplin cezalarını Anayasanın 38. maddesinde yer alan "suç ve cezalara ilişkin genel esaslar" kapsamında değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi 19.4.1988 günlü, E:1987/16,K:1988/8 sayılı kararında; yönetsel yaptırımların yönetimin karar ve işlemlerinin denetiminin zorunlu olanlarından olduğunu, suç ve cezaların Anayasaya uygun olarak yasayla konulabileceği, "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca bir hukuk devletinde, ceza yaptırımına bağlanan her eylemin tanımının yapılması ve suçların kesin bir şekilde ortaya konulması gerektiği, anılan ilkenin özünün yasanın ne tür eylemleri yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtmesi ve buna göre cezasının da yasayla saptanmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştır.

Disiplin suçu işlediği usulüne uygun yapılan soruşturma ile belirlenen kamu görevlisinin işlediği disiplin suçunun ilgili disiplin mevzuatının hangi disiplin kuralını ihlal ettiği açık bir şekilde ortaya konulmalı ve karşılığında yetkili makamlarca o suç için öngörülen disiplin cezası ile cezalandırılmaları gerekir. Disiplin cezası mahiyetinde görev yeri değiştirilmek suretiyle bir ceza verilmesi yolu ile tesis edilen işlemin hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.

7- Soruşturma sonucu Kamu görevlilerinin yer değişikliğinin gerçekleştirdikleri eylemlerin ve sonucundaki olumsuzlukların ağırlığına göre görev yeri değiştirilmesi verilmesi gerekirken; diğer bir deyişle yer değişikliğinin teklif edilen veya verilen disiplin cezası ile orantılı olması gerekmektedir. Orantılılığın bir yandan kanunda disiplin cezası tipi olarak belirlenmiş olan eylem ve buna karşılık verilecek görev yeri değişikliği arasında adil bir dengenin olması, benzer hukuksal değerleri korumaya yönelik yaptırımlar için öngörülen cezalar arasında mantıklı bir dengenin olması, diğer yandan ise hukuksal değerlerin hiyerarşik özelliğinin zorunlu bir sonucu olarak farklı hukuksal değerleri koruyan yaptırımları için öngörülen cezalar arasında bir dengenin olması şeklinde sonuçları bulunmaktadır.


8- Sonuç olarak; Ordu İdare Mahkemesinin  04.01.2018  tarih  ve 2017/426 Esas ve 2018/7 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde talebim doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden istinaf yoluna başvurma  zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ DELİLLER: Anayasa, 2577 Sayılı Yasa, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, Dava Konusu İdari İşlem ve Sair Yasal Mevzuat.

SONUÇ ve  İSTEM    : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenler ve yargılama sırasında mahkemenizce ortaya konacak gerekçelere bağlı olarak;

1- Ordu İdare  Mahkemesinin  04.01.2018  tarih  ve 2017/426 Esas ve 2018/7 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, talebim doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.


                                                                                                       Bekir AKKAYA
****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...