Aslında bir nimettir dünyaya gelmek. Dünya denilen yerde
insan için neler yoktur ki? Bitirilemez
ve tüketilemez kadar büyük bir nimetin içerisinde ne hikmetse debelenip
gideriz. Ömürlerimiz kendilerimizin ürettikleri sıkıntı ve belalarla heba olup
gider. Yaptığımız sorumsuz davranışların sıkıntısı gelir bizi bulur. Her bir
sıkıntı anında “bi kurtulursam daha da böyle davranmam” sözlerini tekrarlasak
ta, rahata erdiğimizde bundan da büyük olumsuz davranışların içerisine hem de
öncesinden çok fazla olarak tekrar tekrar dalarız.
Kâinatta insanın
dışında tüm varlıklar bir nizam ve intizam içerisinde hareket eder. Hayvanlar, bitkiler,
güneş ve ay proğlanmış olarak
hayatlarını sürdürür. Ancak insan illa da yaratıldığı sistemin dışına çıkar.
Onun içindir ki devletler kurulur ve hatta sistem dışına çıkmaması içindir tüm
kanun ve kurallar. İnsan, insanı
cezalandırır ve hapishaneler dolup taşar.
Ama ne hikmetse kimse
olumsuz davranışlardan uzak durmak istemez.
olumsuz davranışlardan uzak durmak istemez.
Trafikteki
kırmızı ışıklar sanki araç için koyulmuştur ve bu durum, içindeki sürücüyü
bağlamaz. Sonuçta yollar kan gölüne dönüşür. Yazılı ve sözlü kurallara uyulsa
kim ne kaybeder. Bütün bu olup bitenler akıl ve vicdan sahiplerini derin
yaralar.
Siz
zannediyor musunuz ki trafik polisleri keyifle ceza keser. Ya da yargı
mensupları cezaları hoşuna gittiği için verip sırtüstü yatar. Bütün bu
yaptırımların kaynağı insanın ta kendisidir.
Çok
biliyoruzdur bizler. Gün gelir devlet oluruz, gün gelir kanun ve yasa. Aslında
biliyoruzdur bir çok şeyleri bilmediğimizi. Ama olsun, kendimizi ve çevremizi
böyle oyalarız. Bu hızlı gidiş ve bu tempolu sağa sola kaymaların sonucu bir
yerlere toslayı veririz.
Oysa
bilmesek te olur. “Çok bilip te ne olacak sanki” diyemeyiz. Dağda, ormanda
yaşamıyoruz. Devlet ve kurumları var. Kurallar ve yasalar var. Kanun ve
yasaların her kurum ve birimde uygulayıcıları var. Üzerimize farz olanlara yönelmeyiz de, vazifeli
olmadığımız alanlarda ahkâm keseriz. “Yasa da kanun da biziz” deriz. Ne zaman
ki dünya yaşamı ile ” hak vaki “ olunca da ah vah” demenin de bir anlamı
olmadığını öğreniriz. O zamanda her şey geçmiş olur.
Aslında
başımıza gelecek bela gelmeden önce bize bir çok şekilde haber verir. Örneğin,
önce ufacıktan düşülür ve kalkılır. Sonra tekrar düşülür ve ufak yaralarla
atlatılır. Sonraki düşüşler de kol bacak kırılır. Bundan sonraki düşüşlerin
getirdiği sonuçlar artarak devam eder ve en sonunda başa gelen “Bela” gelir
bulur. İşte burada geri dönüş yoktur.
“Kula bela
vermez elbet Huda’sı, Herkesin çektiği kendi cezası” sözünü duymayanımız
yoktur.
Allah
cezalandırmıyorsa kul hiç cezalandıramaz. Ben de böyle inananlardanım.
Bana
kızmayın ve darılmayın. Benim başıma gelen olumsuzluklardan ben kimseye
kızmıyorum, darılmıyorum. Ben biliyorum ki, ben istemesem, ben “gıli gıli” diye
belayı üstüme çekmesem, her işe burnumu sokmasam, “çok biliyorum” ukalalığında
bulunmasam, sorulmadan ve üzerime vazife olmadan kimsenin işine karışmasam,
ayağımı yorganıma göre uzatıp ödeyemediğim borçların altına girmesem ve buna
benzer bir çok olumsuz şeyi isteyerek
yapmasam, bana çok az olumsuz şey olabilir. Size de. Bütün bunlardan sonra başıma gelen bir
olumsuzluk gelirse Allah’tan gelir ve ben buna böyle inanırım.
Dört beş
yıldır karşıma çıkan bazı olumsuzluklar cidden beni üzüyor. Bıktım artık
bıktım. Ben değil sizler zarar görüyorsunuz. Hani bir hikaye vardır “ Bu
Kafanın da Bir Sahibi Vardır” diye. Devlet değilsiniz, kanun değilsiniz veya
bir devlet kurumu değilsiniz. Yapacağınız işleri yetkili kurum ve kuruluşlara
danışarak ve onlardan yardım alarak yapınız. Yasalarımız ve kurumlarımız var
şükür olsun. Orman kanunları,
derebeylik, ağalık çoktan yok olmuş durumda. Devletimiz haklının yanında ve yasalarımız
ve yargımız çok şükür zayıfı ezdirmiyor. Eskisi gibi artık “ben yaptım oldu ve yaparım
devri” çoktan kapandı.
Cidden bu
gece üzgünüm. Ya Rabbi; beni, ailemi,
çevremi, hısım ve akrabalarımı, tüm güzel insanları, Müslümanca yaşayanları,
acizleri, yoksulları şeytan, cin ve şeytan ve cin ahlaklı insanlardan koru ve
muhafaza eyle. Kıskanç ve hasat edenlerin şerrinden koru. Yarabbi, her güzel
insanı kibir, gurur gibi şeytanın özelliklerinden uzak tut. Beni ve ailemi ve
yukarıda ifade ettiğim tüm insanları kibirli ve gururlu insanlardan uzak tut ve
onlarla bir araya getirme…(Amin)
Bekir AKKAYA
/İYAD/12.11.2019/Kumru Haber/Kumru
******
©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©******
----------------------
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...