Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

26 Eylül 2021

Ordu Yöresi Halk Oyunları /A. Güner Gürgezoğlu

Değerli Dostum A. Güner Gürgezoğlu’nun “Ordu Yöresi Halk Oyunları” konulu araştırmasını tekrar yayınlamanın faydalı olduğunu düşünüyorum.  Bu çalışma 2000’li yıllarda yapılmış olup yine aynı yılda A.Güner Gürgezoğlu adı ile sayfalarımızda yayımlanmıştır. Bekir AKKAYA /26.09.2021 /KUMRU

ORDU YÖRESİ HALK OYUNLARI

        5-6 Mayıs 1983 Tarihleri arasında Kültür ve Turizm bakanlığı milli folklör araştırma dairesi başkanlığı görevlileri ile ilimizin muhtelif yörelerinde araştırma çalışmalarını

değerlendirip yeni araştırma çalışmaları halen A.S.O ve H.E.M müdürlüğünce ve diğer gönüllülerce devam etmektedir.

         ORDU Folklörünü oluşturan halkımızın kimlerden oluştuğuna baktığımızda,

1- Yerli halk

2- 1877 - 1878 öncesi Gürcistan’dan göçerek gelen Gürcü Türkleri(93 Harbi).

3- 1910 ve daha sonra Selanik’ten gelen ve buradaki Rum’larla mübadele edilen Selanik Türkleri.

4- 1917 öncesi birinci dünya savaşında Rus istilası sırasında göç edip gelen daha sonrada geriye dönmeyen Artvin , Rize ve Trabzonlular.

5- İş için yumuşak ve ılıman iklim nedeniyle Sivas ve yöresinin Ordu iline yakın ilçe ve köylerinden gelenlerden oluşmaktadır.

          Bu kadar renkli bir geçmişe sahip olan Ordu halkının halk oyunları’da oldukça anlamlı , keyifli ve renkli bir tarihe sahiptir. Ordu yöresi halk oyunlarında kimi zaman savaşta geçen bir mücadele’yi, kimi zaman tarlasında fındık toplayan halkın değişik portresini görmek ve kara denizin o insanın  hareketliliği ve neşesinin simgesi olan horonun hareketli oynanışını görmek mümkündür.Ordu ilinin bu ortak noktada oluşu insanlarının ve folklörünün ne kadar geniş olduğunu anlamaya yeterlidir.

 İlimizin değişik ilçe ve köylerinde 1983 yılında yapılan araştırmalarda Ordu ilimizde oynanan bu oyunlar oynandığı  yörenin yada ilçe veya köyün ismini alması için en az dört tane figürünü içinde barındırıyor olması gerekmektedir.Buradaki oyunlar ordunun değişik yörelerinde ilçelerinde ve köylerinde oynanmaktadır.İsimleri geçmese bile Ordunun birçok yerleşim yerlerinden derlenmiştir bunlara birkaç örnek verirsek Akkuş ,Aybastı,Gölköy ve Kumru’ dan oyun ve ezgiler alınmıştır.

ORDU YÖRESİNİN BAŞLICA OYUNLARI

1-PERŞEMBE HORONU

A)Bolaman horonu

B)Mısırlı horonu

2-KIZ HORONU

3-MESUDİYE HORONU

4-ORDU SALLAMASI

5-ÜÇ AYAK (Prasa)

6-LAZUTLAR (Mısır)

7-ORDU KARŞILAMASI

8-KINA

9-KOL OYUNU (Sarhoş karşılaması)

         Bu oyunlarda kullanılan müzikler ve kullanılan ensturumanlar yapılan araştırmalarda belirlenmiştir.Ordu yöresinde halk oyunları çalgıları şunlardır. DAVUL,ZURNA,KAVAL,KLARNET tir.Ayrıca BAĞLAMA da son dönemlerde Ordu yöresi halk oyunları çalgısı olarak kullanılmaktadır.Yine ordu yöresinde halk oyunlarında sözlü ve sözsüz olan müzikleri vardır bunlar TRT tarafından tescillenmiştir

         Bunlardan birkaç örnek verecek olursak OY LAZUTLARIN ALÇAĞI,FINDIK TOPLAYIN KIZLAR ve BAHÇELERDE PIRASA bunların en başta gelenleridir.

          Geleneksel ordu yöresi halk oyunları kıyafetlerine bakıldığında,

KADIN KIYAFETİ; Başta beyaz renkte kenarları oyalı veya pul ile süslü Mermer şahidenilen bir kumaştan çember ile siyah renkte kenarları işlemeli yazma,kırmızı,yeşil ve sarı renklerin hakim olduğu büyük dalları ve gülleri bulunan basmadan dikilen bisiklet yakalı arkadan düğmeli kollu belden kesik etekleri fırfırlı bir elbise(ENTARİ).Elbisenin üstünde japone kollu bele kadar uzanan baklava dilimi desenli içli dışlı bir yelek koyun yününden bir hırka hatta üçetek giyilmektedir.Belde ise yine koyun yününden iki parmak genişliğinde canlı renklerde  bel bağı (KOLAN=bulunmaktadır.

Elbisenin altında diz altına kadar uzanan normal bollukta genellikle yeşil ve siyah renklerin hakim olduğu küçük motifleri olan Pazenden bir Şalvar motif altına girecek kadar uzanan yine koyun yününden canlı renklerde yöresel motiflerle süslü çorap,ayağa manda derisinde yapılan bir Çarık veya sığır derisinde bir yemeni giyilmektedir.

         Kadın takıları ise başta altın veya gümüşten tepelikler, kulaklarda küpeler,boyunda kırmızı kurdela’ya dikilmiş beşi bir yerde,gerdanlıklar,kollarda bilezikler,parmaklarda yüzükler ve eller kınalıdır.

ERKEK KIYAFETİ;Şal kumaş denilen yörede dokunan ve dikilen bir kumaştan yapılmaktadır.Başta kabalak denilen bir başlık,hakim yaka bir gömlek,onun üzerinde avcı yeleği ve aba pantolon yerine ise ayak bileğine kadar uzanan ve gittikçe daralan bel kısmı çok geniş olup yörede dokunan bir uçkur bağı bulunan arkası pileli (ZIVGA ya da Zıpka) belde iki el genişliğinde ve bir buçuk veya iki metre uzunluğunda beyaz koyun yününden kuşak.Ayakta  beyaz koyun yününden örülmüş diz altına kadar uzanan bir çorap onun üstüne giyilen koyu renk koyun yününden örülmüş ayak bileğine kadar uzanan tozluk.Ayakkabı yerine manda derisinden yapılmış bir çarık veya sığır derisinden altı gizli dikiş tekniğiyle (OLTAN)dikilmiş,burnu  hafif kalkık topukta çekecekliği olan bir Çapula veya çizme giyilirdi.

Erkek takıları; Muska, Hamaylı, kılıf içinde kama, Yağdanlık, köstekli saat, GAV ve çakmaklık ,mermilik,kılıflı kırma kaşık,bir buçuk parmak genişliğinde basit tokalı bir kemerden oluşur.      

          A.Güner GÜRGEZOĞL/2000

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Ordu Yöresi Halk Oyunları /A. Güner Gürgezoğlu

Değerli Dostum A. Güner Gürgezoğlu’nun “Ordu Yöresi Halk Oyunları” konulu araştırmasını tekrar yayınlamanın faydalı olduğunu düşünüyorum.  Bu çalışma 2000’li yıllarda yapılmış olup yine aynı yılda A.Güner Gürgezoğlu adı ile sayfalarımızda yayımlanmıştır. Bekir AKKAYA /26.09.2021 /KUMRU

ORDU YÖRESİ HALK OYUNLARI

        5-6 Mayıs 1983 Tarihleri arasında Kültür ve Turizm bakanlığı milli folklör araştırma dairesi başkanlığı görevlileri ile ilimizin muhtelif yörelerinde araştırma çalışmalarını

24 Eylül 2021

Klaus Gunter’den Türkiye Analizi (Müthiş)

Türk halkının yaşadığı toplumun doğasına göre karar verme, yaşadığı devletin mekanizma larını belirleme hakkı var. Bunu yaparken Atatürkçü, laik, demokrat, hatta cumhuriyetçi olmak zorunda değil. Halkın bu ideolojilere ve siyasi-dünyevi görüşlere zorlanması hukuki değil. Temel insan hak ve hürriyetlerine, fikir ve vicdan özgürlüğüne uygun değil. Bir yasanın meclisten bir şekilde geçmiş olması ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış olması da o yasanın hukukun temellerine uygun olduğu anlamına gelmez.  Gerçek hukukçuların onayından geçmek zorundadır.  Kemal Paşa, meclisten pek çok yasayı hukuksuz olarak geçirdi. Cumhuriyet rejiminde, Kemal Paşa'dan sonraki süreçte de hukukun temel normları ile çatışan çok sayıda yasa çıkarıldı.

değiştirilmedikçe Türkler asla huzur bulamazlar.  Kendi ülkelerinde esir gibi yaşamaya, sürekli bir baskı, huzursuzluk ve endişe içinde yaşamaya devam ederler.

Türkiye'de, Anayasa'dan Türk Ceza Kanunu'na kadar her şey bir an evvel Türklerin bünyesine uyacak şekilde

Biliyorsunuz, katledilen gazeteci *Uğur Mumcu*'nun çok yerinde bir tespiti vardı. "Türkiye vatandaşı kime denir?"  diye sormuş, cevabını da şu şekilde vermişti:

            "Türkiye vatandaşı;

İsviçre Medeni Kanunu’na göre evlenen,

İtalyan Ceza Yasası’na göre cezalandırılan,

Fransız İdare Hukuku’na göre idare edilen

ve İslam Hukuku’na göre gömülen kişidir."

Türkler kendilerine, kendilerinden gözüken gizli Ermeniler ve Yahudilerin kurduğu korkunç tuzakların artık farkına varmalı. Türkler Müslümanlığını yaşarken bile içine Atatürkçülüğü, demokrasiyi ve laiklik ile cumhuriyeti bulaştırmak, dinini bu ideolojilerle sentezlemek zorunda değil.

Ben Türkiye uzmanıyım. Türkler ve Türkiye üzerinde uzmanlaşmak için harcadığım onca sene boyunca Türklerin tarihini, kültürünü ve dini olan İslam'ı da teferruatı ile inceledim.

Bir Türkün; hem Müslüman hem Atatürkçü, hem Müslüman hem de laik, hem Müslüman hem de demokrat olabilmesi mümkün değil. İslam dininin esasları belli. İslam dini, Müslümanların devlet yönetiminden, miras, harp ve alış veriş hukukuna,  sağlıklı yaşama kaidelerinden, nasıl yemek yiyeceğine ve af edersiniz tuvalette nasıl taharetleneceğine kadar her şey hakkında hüküm vermiş ve hiçbir boşluk da bırakmamıştır.  Gerçekten İslam'ı bir din olarak seçmiş bir Türkün başka hiçbir siyasi ve fikri ideolojiye ve akıma ihtiyacı da yoktur.  Zaten İslam, yarım kabullenişleri ret eder.

 Yani İslam dini her şeyi ile emir, yasak ve uygulamaları bir bütün olarak kabullenip iman etmeyi emir eder. Hem Müslüman olayım, ama hem de devlet hukukunu ya da miras hukukunu değiştireyim derseniz, sizi mürted sayar, Müslüman saymaz. Ya hep ya hiçtir.

Türk toplumu da dahil, son dönemde laikliğe, demokrasiye ve cumhuriyetçiliğe zorlanmış bütün toplumlar, dünya üzerinde bu görüşlerin ve ideolojilerin henüz iki asırlık bir geçmişi bile bulunmadığını, dünya tarihi boyunca bu ideolojileri ve görüşleri hiç hayal bile etmemiş, aklına bile getirmemiş çok sayıda toplumun ideal bir toplum olarak yaşadığı gerçeğini, bu akımların İngiliz gizli servislerinin tezgahlarında üretilip aydın kimliğine büründürülmüş casuslar sayesinde halklara empoze edildiğini bilmelidir.

Türkler kendilerine aydın, alim ve mütefekkir olarak sunulan İngiliz casuslarını artık bilmelidir. Mason ve İngiliz casusu Cemaleddin Afgani'nin Arap Müslümanlara kurduğu tuzakların aynısını  Türkiye'de Müslüman Türklere kurmaya çalışan ve Türk aydını gibi görünen gizli Yahudi ve Ermenileri, çok gecikmeli de olsa deşifre etmelidir.

Bakın Almanya'da, İngiltere'de ve Fransa'da *Ali Suavi, Cemaleddin Afgani* ve diğerleri hakkında çok özgün çalışmalar yapıldı.  Türklere son zamanlarda kurulan gizli Yahudi ve gizli Ermeni tuzakları hakkında, Avusturya'dan *Ewald Stadler*'in, İngiltere'den *Arnold Toynbe*'nin çok özgün ve sarsıcı değerlendirmeleri var.  Stadler Avrupa Parlamento'su üyesi de olan çok ciddi bir araştırmacı ve politikacıdır.  Toynbe gibi tarihçiyi ve bu tarihçinin Türkiye yakın tarihine dair değerlendirmelerini bilmemek Türkler için çok büyük bir kayıptır. Günümüz Türkiye'sinde yaşayan Türkler bu araştırmalarda ve eserlerde kanıtlanan sarsıcı gerçekleri duyunca inanmak istemeyecekler ve  *"Bu kadar mı organize, bu kadar mı gizli, bu kadar mı taktik oynamışlar"* diyeceklerdir.

Daha feci olanı da, halkların, bu İngiliz ve Yahudi casusların topluma dikte ettiği siyasi ve fikri ideolojileri kabullenmek ve başka hiçbir şeyi tercih etmemek gerektiğine ikna edilmiş olmasıdır. Çağdaş ve medeni bir insan olarak, mutlaka Atatürkçü, laik, demokrat ve cumhuriyetçi olmak zorundalarmış gibi bir algının Türkiye'de, iki asırlık casusluk faaliyeti, baskı ve devlet terörünün ardından genele yayıldığını görmek mümkündür.

Sadece şuraya kadar birkaç cümle ile özetlediğim gerçekleri, inanın bana, genişçe izah etmek isterim ve bundan çok büyük keyif alırım.  Lakin bunları anlatmak aylarca sürer, cilt cilt eserler tutar.

Ben Katolik Hristiyan bir Alman olarak üzülerek söylüyorum ki Türklerin hali aldatılmış Almanlardan da beter.  Almanya'da da aynı güç odakları fikri, siyasi, hukuki, ticari ve ahlaki sahada çok tuzaklar kurdular, ama Alman halkı arasında bu İngiliz+Siyonist+gizli Yahudi hileleri o derece başarılı olmadı.

Günümüz Türkiye'sinde bu gerçeklerin farkında olan insan sayısını geçin, bu gerçeklerin farkında olup bunu milletine anlatabilecek aydın insan sayısına bakıyorum da hiç kimseyi göremiyorum.

Hala Türk basını denilen basın, *CIA* ve *MOSSAD* ile işbirliği içindeki gizli Yahudi ve Ermenilerin tekelinde.

Yazan: *Klaus Gunter*

Çeviren: *Birgül Yayman Erdener*

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Klaus Gunter’den Türkiye Analizi (Müthiş)

Türk halkının yaşadığı toplumun doğasına göre karar verme, yaşadığı devletin mekanizma larını belirleme hakkı var. Bunu yaparken Atatürkçü, laik, demokrat, hatta cumhuriyetçi olmak zorunda değil. Halkın bu ideolojilere ve siyasi-dünyevi görüşlere zorlanması hukuki değil. Temel insan hak ve hürriyetlerine, fikir ve vicdan özgürlüğüne uygun değil. Bir yasanın meclisten bir şekilde geçmiş olması ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış olması da o yasanın hukukun temellerine uygun olduğu anlamına gelmez.  Gerçek hukukçuların onayından geçmek zorundadır.  Kemal Paşa, meclisten pek çok yasayı hukuksuz olarak geçirdi. Cumhuriyet rejiminde, Kemal Paşa'dan sonraki süreçte de hukukun temel normları ile çatışan çok sayıda yasa çıkarıldı.

21 Eylül 2021

Fatsa Bolaman Yenipazar Gölbaşı Camii Tam 200 Yıllık (15 Adet Fotoğraf)

Gölbaşı Yenipazar Camii; Ordu’nun Fatsa İlçesi, Bolaman Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. Fatsa’dan çıktıktan hemen sonra yolun kenarında bulunan caminin bahçesi araba park etmek için çok müsaittir.  

malzeme olarak moloz taş ve kesme taş kullanılmıştır. Yapı, yazılı kaynaklara ve üzerinde bulunan bilgilendirme tabelasına göre, 1870 yılında inşa edilmiştir. Yapı kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Yapı harim bölümünden oluşmaktadır. Yapının kuzey ve batı cephesinde iki adet girişi bulunmaktadır. Bu iki kapıdan biri belki de ana giriş kapısı tam da karayoluna geldiği için şu anda kullanılmamaktadır. Bu yüzden de camiye ikinci yandan kapı yapılmış ve şu anda girişler de buradan yapılmaktadır.

Yığma yapım sistemiyle inşa edilen yapıda

         Yaklaşık 200 yıllık tarihi cami restore edilmesinden ve Minare yapılmasından sonra  mütevazi sıcak bir tarihi mekan haline gelmiştir Karadeniz yolu kenarındaki Cami namaz molası için ideal bir yerdir.

Mükemmel huzur dolu yenipazar mahallesi gölbaşı camii gerçekten gezilecek ve görülecek bir camimizdir.

Son bir Not: Bu güzel caminin İmam Hatibi okul arkadaşım İsmail Sezgin olup kendilerine yürekten selamlarımı iletirim.

Bekir AKKAYA / 22.09.2021 /KUMRU

FOTOĞRAFLARLA BOLAMAN YENİPAZAR GÖLBAŞI CAMİİ

















Fotoğraflar : Bekir AKKAYA


............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Fatsa Bolaman Yenipazar Gölbaşı Camii Tam 200 Yıllık (15 Adet Fotoğraf)

Gölbaşı Yenipazar Camii; Ordu’nun Fatsa İlçesi, Bolaman Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. Fatsa’dan çıktıktan hemen sonra yolun kenarında bulunan caminin bahçesi araba park etmek için çok müsaittir.  

Kumru İlçesi Siyah Beyaz Fotoğraflar (2 Adet)




............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Kumru İlçesi Siyah Beyaz Fotoğraflar (2 Adet)




............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

20 Eylül 2021

Geçmişe Özlem (Şiir) / Bekir AKKAYA

Gökyüzü mavi olsun,
Bulutlar pamuk gibi,
Minarelerde bayrak,
Ezanlar hep okunsun.
 
Evler iki üç oda,
Çocuklar salonlarda,
Nineler bin bir masal,
Ninnilerle anlatsın.
 
Sadakalar fitreler,
Garibana ulaşsın.
Akşam erkenden yatın,
Sabaha erken kalksın.
 
TV’ler ve internet,
İki üç gün kapansın.
Yorgun düşen bedenler,
Biraz erkenden yatsın.
 

Geçmişe Özlem (Şiir) / Bekir AKKAYA

Gökyüzü mavi olsun,
Bulutlar pamuk gibi,
Minarelerde bayrak,
Ezanlar hep okunsun.
 
Evler iki üç oda,
Çocuklar salonlarda,
Nineler bin bir masal,
Ninnilerle anlatsın.
 
Sadakalar fitreler,
Garibana ulaşsın.
Akşam erkenden yatın,
Sabaha erken kalksın.
 

15 Eylül 2021

Başörtülü akademisyene saldıran şahsa tahliye!

Başörtülü akademisyene saldıran şahsa tahliye!

Saraybosnaya ziyaret

Saraybosnaya ziyaret

Ayasofya Cammini Ziyaret Ettik,

Ayasofya Cammini Ziyaret Ettik,

10 Eylül 2021

İnanma Gel Bu Dünyaya /Şiir



............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

İnanma Gel Bu Dünyaya /Şiir



............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

7 Eylül 2021

KADİR PAÇ DİYOR Kİ; FETÖ EKİBİ İŞ BAŞINDA VE AYLIK DÖRT MAAŞ ALIYORLAR

Bir Kumrulu olarak benimde yazılarımın yer aldığı Kumru İlçesi’nde tek olma özelliği olarak yayımlanan Haftalık  Kumru Haber Gazetesi’nin Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Kenan Bellici  https://www.facebook.com/Kenpaticaretfacebook özel hasabından “KUMRU....” başlığında bir yazı kaleme aldı.

Kenan Bellici “Kumruda ipin ucu tamamen puştların eline geçmiş…….Kumru; Kediye Aslan’ın boğdurulduğu yer haline getirilmiş. ………İlçede söz sahibi olanlar her türlü haltı işlerken kendilerini dürüstlük abidesi olarak göstermeyi başardıklarını sanıyor.” Cümlelerinin yer aldığı bir yazı kaleme aldı. Gazeteci Kenan Bellici’nin yazısını merak

edenler ilgili adrese ulaşarak okuyabilirler.

Gazeteci Kenan Bellici Zaman zaman sohbet ortamlarında Kumru’da bazı yakınmalara tercüman olma adına  kendi üslubunca düşüncelerini ortaya koymuş. Yazıda hiçbir kurum ve kuruluş ismi olmadığı gibi kişi adını da görmek mümkün değil.


Yazının altında onlarca yorum bulunuyor. Genelde yorumlar yine Gazeteci Kenan Bellici’nin düşüncelerini destekler anlamında olsa da kurum, kuruluş ve kişilere yönelik bir suçlama bulunmuyor. Yine gazeteci kimliği ile Kenan Bellici görevi adına düşüncelerini ortaya koyarken, yorumları yazanlar da vatandaş olarak düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Doğruluğu yanlışlığı bir yana kanunlara riayet edilmek şartıyla herkes düşüncelerini ortaya koyabilir. Şu anda benim yaptığımda böyle bir şeydir.

Ancak sorumluluk sahipleri yazıp çizerken ya da görüş ortaya koyarken dikkat etmeleri elzemdir. Daha da ötesi kurum ve kuruluşları töhmet altında bırakma, kişilere suç isnat etme, iftira atma kanunlarımızda suçtur. Bu durum herkes için geçerlidir.

Mesela : “Fetö ekibi iş başında, dosyası belediyede olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadı. Bir tek icratı olmadan aylık 4 askeri ücret tutarında ücret alan var Kumru Belediyesinde” cümleleri açıkça suçtur. Böyle bir cümlelerle yorum yapan kişi elindeki bilgi ve belgeleri savcılığa bildirmekle sorumludur.

Şimdi şöyle sorulabilir? Böyle diyen mi var? Evet var. Gazeteci Kenan Bellici’nin yazısının altında Kumru Belediyesinde yıllarca çalışmış bir isim olan Kadir Paç bakın nasıl bir yorumda bulunmuş. Noktasına ve virgülüne dokunmadan buraya yazıyorum. Noktalama hataları Kadir Paç’a aittir.

 


Kadir PAÇ YAZIYOR…Aynen doğru söylüyorsun sayın başkanım ben yaşadım bunu bizzat neler gördüm neler yaşadım ama onlar bi anda dürüst oldular siyaset zırhı altında bi anda temizkendiler sanki sütden cıkmış kaşık gibi oldular fefö ekibi aynı iş başında dosyası belediyede olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadı garibanlar gitti ama onlar yüzyüz bi şekilde heryerde biz varız der aylık 4 askeri ücret tutarında maaşı alır tek bir içratı olmadan, kumru gibi bir ilçenin kaderdizliği bu ne yazık ki kadere bak ki birbirlerine en çok zıt karşıt olan ekip bi anda menfaat gurubu olup ekip oldular ...

Kadir Paç çok şey söylüyor. Dün görev yaptığı ve beraber olduğu Kumru Belediyesinde çalışanlara FETÖ EKİBİ diyor. FETÖ ekibinin iş başında olduğunu söylüyor. FETÖCÜLERİN DOSYASI BELELEDİYEDE AMA HİÇ BİR İŞLEM YAPILMADI diyor.

Kadir Paç KUMRU BELEDİYESİNDE HİÇ BİR İŞ YAPMADAN AYDA DÖRT ASKERİ ÜCRET MAAŞ ALAN KİŞİLER VAR diyor.

Kadir Paç “KADERE BAK BİRİBİRİNE EN ÇOK ZIT KARŞIT OLAN EKİP Bİ ANDA MENFAAT GRUBU OLUP EKİP OLDULAR” diyor.

Kadir Paç çok şey söylüyor. Kendisi ile ilgili de farkında olmadan bir çok bilgi paylaşıyor.

Acaba Kadir Paç bütün bunları nerden biliyor ya da nasıl biliyor. Bildiklerini, burada yazdıklarını savcılığa neden bildirmiyor.  Yazdıklarından anlaşılan bu bildikleri yeni değil. Kumru Belediyesinde görevde iken bunları ilgili kurumlara neden iletmemiştir? O zaman sır gibi sakladıklarını şimdi buralarda nasıl yazıyor? Ya da kimin talimatı ile yorum yapıyor. Aslında suç işliyor. Bu suç işleme cesaretini kendinde nasıl buluyor.

Yıllardır Kumru Belediyesinde Müdürlük yapan Kadir paç kanunları bilmiyor olamaz. Kurum ve kuruluşlarda suç işleyenlere  yönelik nasıl bir yol izlendiğini, nasıl suç duyurusunda bulunulduğunu, nasıl soruşturma yapıldığını bilmiyor olamaz. Eğer bilmiyorsa Kadir Paç’ın ifadesi ile Ey Kumrum senin kaderin bu işte seni müdür olarak kimler yönetmiş vah Kumru vah! derim.

Bildiğim kadarıyla Kadir paç şimdi Kumru Belediyesinde değil. İyi ki de değil. Ama dışarıdan Kumru’ya ayar verme derdinde. Kendisine bir hatırlatma; KUMPASÇI ve YANDAŞLARI asla aradıklarına ulaşamayacaklardır. FETÖ – METÖ ayakları ile uzaklardan ona buna iftira atanlar ve  yorum yapanlar  Cumhuriyet Savcılıklarına gitmelilerdir.

Kumru Belediyesi böyle iftiraları mutlaka yargıya taşımalı ve gereken işlemler yapılarak kurumlarımız ve insanlarımız zan altında kalmamalıdır. İftira atanlarda cezalandırılarak başkalarına da örnek teşkil etmelidir.

Bekir AKKAYA / 08.09.2021/KUMRU HABER GAZETESİ YAZARI/KUMRU


............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

KADİR PAÇ DİYOR Kİ; FETÖ EKİBİ İŞ BAŞINDA VE AYLIK DÖRT MAAŞ ALIYORLAR

Bir Kumrulu olarak benimde yazılarımın yer aldığı Kumru İlçesi’nde tek olma özelliği olarak yayımlanan Haftalık  Kumru Haber Gazetesi’nin Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Kenan Bellici  https://www.facebook.com/Kenpaticaret facebook özel hasabından “KUMRU....” başlığında bir yazı kaleme aldı.

Kenan Bellici “Kumruda ipin ucu tamamen puştların eline geçmiş…….Kumru; Kediye Aslan’ın boğdurulduğu yer haline getirilmiş. ………İlçede söz sahibi olanlar her türlü haltı işlerken kendilerini dürüstlük abidesi olarak göstermeyi başardıklarını sanıyor.” Cümlelerinin yer aldığı bir yazı kaleme aldı. Gazeteci Kenan Bellici’nin yazısını merak