Türk halkının yaşadığı toplumun doğasına göre karar verme, yaşadığı devletin mekanizma larını belirleme hakkı var. Bunu yaparken Atatürkçü, laik, demokrat, hatta cumhuriyetçi olmak zorunda değil. Halkın bu ideolojilere ve siyasi-dünyevi görüşlere zorlanması hukuki değil. Temel insan hak ve hürriyetlerine, fikir ve vicdan özgürlüğüne uygun değil. Bir yasanın meclisten bir şekilde geçmiş olması ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış olması da o yasanın hukukun temellerine uygun olduğu anlamına gelmez. Gerçek hukukçuların onayından geçmek zorundadır. Kemal Paşa, meclisten pek çok yasayı hukuksuz olarak geçirdi. Cumhuriyet rejiminde, Kemal Paşa'dan sonraki süreçte de hukukun temel normları ile çatışan çok sayıda yasa çıkarıldı.
değiştirilmedikçe Türkler asla huzur bulamazlar. Kendi ülkelerinde esir gibi yaşamaya, sürekli bir baskı, huzursuzluk ve endişe içinde yaşamaya devam ederler.Türkiye'de, Anayasa'dan Türk Ceza Kanunu'na kadar her şey bir an evvel Türklerin bünyesine uyacak şekilde
Biliyorsunuz, katledilen gazeteci *Uğur Mumcu*'nun çok yerinde bir
tespiti vardı. "Türkiye vatandaşı kime denir?" diye sormuş, cevabını da şu şekilde vermişti:
"Türkiye
vatandaşı;
İsviçre Medeni Kanunu’na göre evlenen,
İtalyan Ceza Yasası’na göre cezalandırılan,
Fransız İdare Hukuku’na göre idare edilen
ve İslam Hukuku’na göre gömülen kişidir."
Türkler kendilerine, kendilerinden gözüken gizli Ermeniler ve
Yahudilerin kurduğu korkunç tuzakların artık farkına varmalı. Türkler
Müslümanlığını yaşarken bile içine Atatürkçülüğü, demokrasiyi ve laiklik ile
cumhuriyeti bulaştırmak, dinini bu ideolojilerle sentezlemek zorunda değil.
Ben Türkiye uzmanıyım. Türkler ve Türkiye üzerinde uzmanlaşmak
için harcadığım onca sene boyunca Türklerin tarihini, kültürünü ve dini olan
İslam'ı da teferruatı ile inceledim.
Bir Türkün; hem Müslüman hem Atatürkçü, hem Müslüman hem de laik,
hem Müslüman hem de demokrat olabilmesi mümkün değil. İslam dininin esasları
belli. İslam dini, Müslümanların devlet yönetiminden, miras, harp ve alış veriş
hukukuna, sağlıklı yaşama kaidelerinden,
nasıl yemek yiyeceğine ve af edersiniz tuvalette nasıl taharetleneceğine kadar
her şey hakkında hüküm vermiş ve hiçbir boşluk da bırakmamıştır. Gerçekten İslam'ı bir din olarak seçmiş bir
Türkün başka hiçbir siyasi ve fikri ideolojiye ve akıma ihtiyacı da
yoktur. Zaten İslam, yarım
kabullenişleri ret eder.
Yani İslam dini her şeyi
ile emir, yasak ve uygulamaları bir bütün olarak kabullenip iman etmeyi emir
eder. Hem Müslüman olayım, ama hem de devlet hukukunu ya da miras hukukunu
değiştireyim derseniz, sizi mürted sayar, Müslüman saymaz. Ya hep ya hiçtir.
Türk toplumu da dahil, son dönemde laikliğe, demokrasiye ve
cumhuriyetçiliğe zorlanmış bütün toplumlar, dünya üzerinde bu görüşlerin ve
ideolojilerin henüz iki asırlık bir geçmişi bile bulunmadığını, dünya tarihi
boyunca bu ideolojileri ve görüşleri hiç hayal bile etmemiş, aklına bile
getirmemiş çok sayıda toplumun ideal bir toplum olarak yaşadığı gerçeğini, bu
akımların İngiliz gizli servislerinin tezgahlarında üretilip aydın kimliğine
büründürülmüş casuslar sayesinde halklara empoze edildiğini bilmelidir.
Türkler kendilerine aydın, alim ve mütefekkir olarak sunulan
İngiliz casuslarını artık bilmelidir. Mason ve İngiliz casusu Cemaleddin
Afgani'nin Arap Müslümanlara kurduğu tuzakların aynısını Türkiye'de Müslüman Türklere kurmaya çalışan
ve Türk aydını gibi görünen gizli Yahudi ve Ermenileri, çok gecikmeli de olsa
deşifre etmelidir.
Bakın Almanya'da, İngiltere'de ve Fransa'da *Ali Suavi, Cemaleddin
Afgani* ve diğerleri hakkında çok özgün çalışmalar yapıldı. Türklere son zamanlarda kurulan gizli Yahudi
ve gizli Ermeni tuzakları hakkında, Avusturya'dan *Ewald Stadler*'in,
İngiltere'den *Arnold Toynbe*'nin çok özgün ve sarsıcı değerlendirmeleri
var. Stadler Avrupa Parlamento'su üyesi
de olan çok ciddi bir araştırmacı ve politikacıdır. Toynbe gibi tarihçiyi ve bu tarihçinin
Türkiye yakın tarihine dair değerlendirmelerini bilmemek Türkler için çok büyük
bir kayıptır. Günümüz Türkiye'sinde yaşayan Türkler bu araştırmalarda ve
eserlerde kanıtlanan sarsıcı gerçekleri duyunca inanmak istemeyecekler ve *"Bu kadar mı organize, bu kadar mı
gizli, bu kadar mı taktik oynamışlar"* diyeceklerdir.
Daha feci olanı da, halkların, bu İngiliz ve Yahudi casusların
topluma dikte ettiği siyasi ve fikri ideolojileri kabullenmek ve başka hiçbir
şeyi tercih etmemek gerektiğine ikna edilmiş olmasıdır. Çağdaş ve medeni bir
insan olarak, mutlaka Atatürkçü, laik, demokrat ve cumhuriyetçi olmak zorundalarmış
gibi bir algının Türkiye'de, iki asırlık casusluk faaliyeti, baskı ve devlet
terörünün ardından genele yayıldığını görmek mümkündür.
Sadece şuraya kadar birkaç cümle ile özetlediğim gerçekleri,
inanın bana, genişçe izah etmek isterim ve bundan çok büyük keyif alırım. Lakin bunları anlatmak aylarca sürer, cilt
cilt eserler tutar.
Ben Katolik Hristiyan bir Alman olarak üzülerek söylüyorum ki
Türklerin hali aldatılmış Almanlardan da beter. Almanya'da da aynı güç odakları fikri, siyasi,
hukuki, ticari ve ahlaki sahada çok tuzaklar kurdular, ama Alman halkı arasında
bu İngiliz+Siyonist+gizli Yahudi hileleri o derece başarılı olmadı.
Günümüz Türkiye'sinde bu gerçeklerin farkında olan insan sayısını
geçin, bu gerçeklerin farkında olup bunu milletine anlatabilecek aydın insan
sayısına bakıyorum da hiç kimseyi göremiyorum.
Hala Türk basını denilen basın, *CIA* ve *MOSSAD* ile işbirliği
içindeki gizli Yahudi ve Ermenilerin tekelinde.
Yazan: *Klaus Gunter*
Çeviren: *Birgül Yayman Erdener*
BU BİLGİLERİ TERCÜME ETMİŞİNİZ EKSİK OLMAYINIZ. LÜTFEN BU BİLGİLERİ KİTAPLAŞTIRINIZ. HALKIMIZ, İNANANLAR MİLLETİMİZE KURULAN İKİYÜZ YILLIK TUZAKLARI SAYENİZDE GÖRSÜN, ÖĞRENSİN. LÜTFEN BUNU YAPINIZ.
YanıtlaSilKlaus günter bu değerlendirmeyi ne zaman yapmış ??
YanıtlaSilYıllardır bilinen gerçekler. Önemli olan bunları kim, nasıl, ne zaman aslına rücu edecek?
YanıtlaSil