İmam Hatipliyim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İmam Hatipliyim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Şubat 2022

Ordu İmam Hatip Lisesi Öğrenciliğimde Aldığım Takdirnamelerden…

1975 Yıllarında Ordu İmam Hatip Lisesi öğrenciliğimiz ciddi manada başarılıydı. 3000’e yakın öğrenci barındıran okulumuzda bazı öğrenciler parmakla gösteriliyordu. Yine bazı öğrenciler birbirleri ile yarışıyordu.

         Bezim Sınıf öğretmenimiz Edibe Aysel Yılmaz (İngilizce Öğretmenimiz) örnek öğrenci diye beni sınıf sınıf gezdiriyordu.      Hediye olarak verdiği ve O yıllarda çok nadir bulunan Kur’an-ı Kerim Meali ve bir çok kitap şu anda Kütüphanemin baş köşesinde durmaktadır. İşte o yıllarda aldığım ödüllerin yanında verilen takdirnamelerden bir kaçı.

ORDU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞNCİLİĞİMİZDE VERİLEN TAKDİRNAMELERDEN BAZILARI


Başta Edibe Aysel Yılmaz olmak üzere tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum. İki öğretmen müsveddesi hariç. Bekir AKKAYA

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Ordu İmam Hatip Lisesi Öğrenciliğimde Aldığım Takdirnamelerden…

1975 Yıllarında Ordu İmam Hatip Lisesi öğrenciliğimiz ciddi manada başarılıydı. 3000’e yakın öğrenci barındıran okulumuzda bazı öğrenciler parmakla gösteriliyordu. Yine bazı öğrenciler birbirleri ile yarışıyordu.

         Bezim Sınıf öğretmenimiz Edibe Aysel Yılmaz (İngilizce Öğretmenimiz) örnek öğrenci diye beni sınıf sınıf gezdiriyordu.      Hediye olarak verdiği ve O yıllarda çok nadir bulunan Kur’an-ı Kerim Meali ve bir çok kitap şu anda Kütüphanemin baş köşesinde durmaktadır. İşte o yıllarda aldığım ödüllerin yanında verilen takdirnamelerden bir kaçı.

ORDU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞNCİLİĞİMİZDE VERİLEN TAKDİRNAMELERDEN BAZILARI

1 Şubat 2022

BİR İMAM HATİPLİNİN NOT DEFTERİ–5 /Bekir AKKAYA

Önceden paylaştığım notlarıma devam etmek istiyorum.

Şimdi sizlerle paylaşmak istediğim notlar 1979 yılında okuduğum Dr.H.H.Bilsel’in Kitabı “Allah Vardır”’dan alınma…

“Allah Vardır” kitabından Kur’an-Kerim’le ilgili aldığım notlar şöyle…

------------

KUR’AN-I KERİM

Kuranı Kerim 114

süredir.

Kuranı Kerimin

Ayet Sayısı 6666’dır.

Kuranı Kerimde 70389 kelime vardır.

Kuranı Kerimde 321 586 tane harf vardır.

--------------

Kuranı Kerimde 6666 Ayetin

200 tanesi Zekât hakkında.

106 tanesi Sadakaya ait.

100 tanesi Dua ve Niyaz.

50 tanesi Nikah

1000 tanesi Ticaret

1000 tanesi Vait

70 tanesi Riza

160 tanesi Cihad

1000 Tanesi Emirler

700 tanesi Zina

1000 tanesi Peygamberlerin hayatlarına aittir.

375 tanesi kıyamet ahvali ve ahirette hesap verme ve azabına aittir.

905 ayet Eshab ve Ehli Beyt hakkında menakıbtır.

-------------

Allah’ın 99 tane ismi vardır. Bunlardan Allah Kuranı Kerimde 2800 defa zikredilmektedir..

Allah: Yoktan var eden demektir.

İkinci isim ise Rab’dır. Rab; Kuranı Kerimde 967 defa zikredilmiştir.

Rab: Terbiye eden manasındadır.

Rahman, Rahim ise Kuranı Kerimde 560 defa geçer.

---------------

Kuranı Kerimin harekeleri Hz. Ali zamanında başlamış Şair Ebul Esved tarafından konmuştur.

İlk defa hareke noktadan ibarettir.

Bugünkü hale sokan ise İmam-ı Halil’dir.

-----------------

HER ŞEYİN BİR PİRİ VARDIR. BUNLAR DA PEYGAMBERLERDİR

Peygamberlerin Sanatları:

Adem : Çiftçi

Şit : Gazzaz ve Hallaç

İdris: Terzi ve Yayıcı

Nuh: Neccan

Hut : Tüccar

Salih : Deveci

İbrahim: Sütçü

İsmail: Avcı

İshak: Rai

Yusuf: Saatçı

Musa: Rai

Zülkif: Ekmekçi

Lut: Müvverri

Üzeyir: Bağcı

İlyas : Çuhacı

Davut: Zırhcı

Lokman : Hekim

Yunus : Balıkcı

İsa : Seyyah

Muhammed: Tüccar

Türk esnafları yukarıda yazılan peygamberleri Pir adderek onlara saygı göstermişler ve Uğurlu tanımışlar ve dükkanlarına levha olarak onların isimlerini asmışlardır.

Bu notlar 23.02.1979 tarihinde Dr. H.H.Bilsel’in Allah Vardır kitabından alınmıştır.

-------------------------

Daha öncede ifade ettiğim gibi bu yazılar hiçbir sıralama olmaksızın o yıllarda sayfa sayfa tuttuğum defterden aynen buraya aktarılmaktadır. Hiçbir tasnifte yapılmamış ve yapılmayacaktır.

Yukarda tuttuğum notların arka sayfasında Arapça sayılar not edilmiş. Ama ben buraya onları yazma gereği duymuyorum. Ancak aynı sayfada Ordu İmam Hatip Lisesinde o zamanları bize Fen Bilgisi Dersine gelen asıl görev yeri Güzel Ordu İlkokolu öğretmeni ve aynı zamanda benim velim olan çok sevdiğim Osman Özdemir’ öğretmenimin adı yazılı. Şu anda Emekli öğretmen olan ve Kanal52TV’de çalışan Mehmet Erişti hocamdan aldığım bilgiye göre Osman öğretmenimiz vefat etmiş. Kendisine Allah rahmet etsin diliyorum.

Osman Özdemir hocamızın benim velim olmasında şu anda Fatsa’da bulunan Topal Ahmet diye bilinen Ahmet Uslu Hocanın yardımı olmuştur.

Beni Ordu İmam Hatip Lisesine kayıt yaptıran kişi Topal Ahmet denilen Fatsalı değerli hocamızdır ki, o yıllarda Fatsa Müftülüğünde çalışıyor idi. Buna da sebep olan büyüğüm Ve bana çok fazla emeği geçe Hacı Hulusi Camii Görevlisi bizim Hafız Emmim dediğimiz Mehmet Alkan Hocam’dır ki Ahmet Hocamıza beni kendisi teslim etmiştir.

Benle birlikte çocuk olarak şu anda Fatsa’da bulunan ve şu anda İhlas’ta çalışan Turan Keskin’de vardı. Ayrıca Ahmet adında bir arkadaşımızla birlikte kayıt olduk.

Daha önce söylediğim gibi beni ve diğer arkadaşlarımı Ordu’da okula kayıt yapan kişi ise şu anda Kumru Müftülüğünde Şef olarak çalışan Hüseyin Al Hocam’Dır ki, 1975 yılında Ordu İmam Hatip Lisesinde son sınıf öğrencisi idi.

--------------------

Osman Özdemir Hocamızın adının yazıldığı sayfada 1977’de kaynağını not etmemiş olduğum bir gazeteden aldığım şu bilgiyi yazmışım.

“Yapılan sayımlara göre Yeryüzünde toplam olarak 666 Milyon 921 Müslüman vardır.”

---------------

Yine aynı sayfada Hz. Ömer’in şu meşhur sözü yer almış.

“Diyarı Dicle de aşırsa bir kurt koyunu

Gelir Adli İlahi Ömer’den sorar Onu.”

----------------

Yıl 1977

 O yıllarda okuduğum Ordu’da her gün konferanslar, seminerler, yarışmalar, etkinlikler olurdu. Bilhassa Cuma ve Cumartesi akşamları mutlaka bir yerlere gider yapılan konuşmaları dinlerdir. Bu bazen Ülkü Ocakları olur, bazen MTTB, bazen Halk Evleri, bazen Akıncılar bazen İGD…İşin doğrusu imkanım ölçüsünde ben hiç bu tür etkinlikleri kaçırmazdım.

Bu cümleleri yazmamın nedeni aldığım bir not nedeniyledir. 15.11.1977 yılında MTTB Teşkilatında Durmuş Hoca ( soy adını not etmemişim)’nın verdiği konferansında aldığım not şöyle.

BEŞ KAYIP

1. Tarlaya tohum ektim ne zaman yağacak?

2. Karım hamiledir, çocuk erkek mi? Dişi mi? Olacak?

3. Doğduğum yer belli nerede ölecem?

4. Yarın ne iş yapacam? Nelerle karşılaşacağım?

5. Kıyamet ne zaman kopacak?

Bu beş kayıp insanlar tarafından bilinememekte ve bilinemez. İnsanoğlundan bunlar saklanmıştır. Tabi ki bunların çok büyük sebepleri vardır. Tabi ki insanların iyiliği için.

İlgili konferanstan aldığım notlar bunlar. Hemen belirtelim; O günden bugüne yukarıdaki bilgilerle ilgili bir çok kitapta farklı açıklamalar mevcut. Şahsen ben de bu konuda hiçbir bilgi aktaracak değilim. Ben sadece o gün aldığım notları sizlerle paylaşmak niyetindeyim ki, konunun meraklıları bu konu ile ilgili kitapları alarak daha geniş bu konuda bilgi edinme imkânları mevcuttur.

------------

Bu yazı devam edecek olup bundan sonraki sayfada ve bundan sonraki notlarda o günlerde bir İmam Hatipliye okuması için tavsiye edilen kitapları ve okuduğumuz kitapların isimlerini sizlerle paylaşmak niyetindeyim.

Altıncı yazıda buluşmak ümidiyle…

Bekir AKKAYA (APA) 10.03.2009/KARADENİZ DESTAN GAZETESİ

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

BİR İMAM HATİPLİNİN NOT DEFTERİ–5 /Bekir AKKAYA

Önceden paylaştığım notlarıma devam etmek istiyorum.

Şimdi sizlerle paylaşmak istediğim notlar 1979 yılında okuduğum Dr.H.H.Bilsel’in Kitabı “Allah Vardır”’dan alınma…

“Allah Vardır” kitabından Kur’an-Kerim’le ilgili aldığım notlar şöyle…

------------

KUR’AN-I KERİM

Kuranı Kerim 114

30 Ocak 2022

ORDU İMAM HATİP LİSESİ HATIRALARIMIZDAN BİR FOTOĞRAF

         1981 yılına ait Ordu İmam Hatip Lisesi Bayan Öğretmenlerimizden Bir grup: Kimler yok ki? Meral KARAKAYA,ilknur POYRAZ, Sebahat KUKUL ,Edibe Aysel YILMAZ , Ayşe ÇOL, Münevver ?, Birsen ?, Canan?, Gülseren ERTAN ve hatırlayamadıklarım.

         Vefat edenlere Allah’tan rahmet , yaşayanlara uzun ömürler diliyorum. Tüm öğretmenlerimizden Allah razı olsun! Ellerinden öpüyorum…

         Bu fotoğraf Ordu İmam Hatip Lisesi Mezunlar ve Mensuplar Derneği (ORİMDER)’in sayfasından alınmıştır. Bekir AKKAYA /30.01.2022 /  https://bekirakkaya.blogspot.com/KUMRU



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

ORDU İMAM HATİP LİSESİ HATIRALARIMIZDAN BİR FOTOĞRAF

         1981 yılına ait Ordu İmam Hatip Lisesi Bayan Öğretmenlerimizden Bir grup: Kimler yok ki? Meral KARAKAYA,ilknur POYRAZ, Sebahat KUKUL ,Edibe Aysel YILMAZ , Ayşe ÇOL, Münevver ?, Birsen ?, Canan?, Gülseren ERTAN ve hatırlayamadıklarım.

         Vefat edenlere Allah’tan rahmet , yaşayanlara uzun ömürler diliyorum. Tüm öğretmenlerimizden Allah razı olsun! Ellerinden öpüyorum…

         Bu fotoğraf Ordu İmam Hatip Lisesi Mezunlar ve Mensuplar Derneği (ORİMDER)’in sayfasından alınmıştır. Bekir AKKAYA /30.01.2022 /  https://bekirakkaya.blogspot.com/ KUMRU



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

28 Ocak 2022

Mehmet Buladı (Albay)Hocamız...


Fatsa Gölköy Köyü'nden Mehmet Buladı(Albay)Hocamız
1973 yılında Fatsa İslamdağ Çatak Kur'an-ı Kerim Kursunda okurken hocamız bizim albay dediğimiz  Mehmet Buladı hocamız. Kendisi Fatsa Gölküyden olup vefatına kadar Fatsa Mağazalar Başında ikamet etmiştir. Kendisi Tasavvuf ehli iyi bir hafız idi. Hatta emekli olduktan sonra tasavvuf hizmetlerini sürdürmüştür. Çok takva ehli mükemmel bir müslümandı. Kendisine Allah^tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Bekir AKKAYA 

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Mehmet Buladı (Albay)Hocamız...


Fatsa Gölköy Köyü'nden Mehmet Buladı(Albay)Hocamız
1973 yılında Fatsa İslamdağ Çatak Kur'an-ı Kerim Kursunda okurken hocamız bizim albay dediğimiz  Mehmet Buladı hocamız. Kendisi Fatsa Gölküyden olup vefatına kadar Fatsa Mağazalar Başında ikamet etmiştir. Kendisi Tasavvuf ehli iyi bir hafız idi. Hatta emekli olduktan sonra tasavvuf hizmetlerini sürdürmüştür. Çok takva ehli mükemmel bir müslümandı. Kendisine Allah^tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Bekir AKKAYA 

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

4 Ocak 2022

Bir İmam Hatipli’nin Not Defteri- 4 / Bekir AKKAYA

Bu yazı İmam Hatip Lisesinde okurken tutuğum notların dördüncüsü. Not Defterimden sayfa atlamadan 1977 yılında tuttuğum notları sizlere aynen aktarmaya devam ediyorum.

       “Mukaddes Çile “ Mustafa

Necati Bursalı’nın 1977 yılında okuduğum kitaplarından birinin adıdır. İlgili kitaptan tuttuğum notlar şöyle.

       14 asır boyunca pek çok devlet kurulmasına ve gayri Müslim devletleri dahi asırlarca idare etmesine bakılırsa Kur’an kadar muvaffak olmuş başka bir kitap gösterilemez. Ne var ki kıymetli kitapların kıymetli okuyucuları lazımdır.

       -------------------

       Kıymetli orduların kıymetli mensupları bulunur. Öyle ise insanların en kıymetli ordusu olan Müslümanlar, tek tek büyük kıymette olmak zorundadır.

       Allahüteala “ Her kim ahıret ekimini isterse ona ziyadesiyle veririz. Her kim Dünya ekimini isterse ona da ondan veririz.”

       -------------------

       Aynı kitaptan tuttuğum notlar aynen şöyle.

       -Peygamberimizin Uhut Savaşında Yenilmesinin Nedenleri:

       1. Peygamberimizin sözü tutulmadı.

       2. 300 kişilik bir kafile Abdullah İbni Ubey idaresindeki askerler harbe iştirak etmediler.

       3. Kumru Tepesindeki Boğazı, okçuların bırakıp mal-mülk sahibi olma sevdalarına düşmeleri.

       -------------------

       Kitaptan tutuğum notlara devam edelim.

       İslamiyet’te “Din Adamı” diye kimse yoktur. Herkes dinini öğrenmek ve yaşamakla mükelleftir.

       -------------------

       İslam Alemi: İslamiyet ilim dinidir. Öğrenilmesi ve anlaşılması gereken bir dindir. Bu gerçeği kabul edip çalışanlar İslam Alemidir.

       -------------------

       Arif: Öğrendiklerini yaşayana arif denir. Müslüman “ün” için, meşhur olmak için okumamalıdır.

       İlmiyle amil olmayanlar sırtlarında kıymetli kitapları taşıyan eşeklere benzer.

       Adam vardır ki, meyvesini yediği bahçeye fidan diker.

       “Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar.” (Atasözü)

       Müslüman için ölçü, kendisi değil dini olmalıdır.

       Birinin ıstırabı, diğerinin eğlencesi olursa, o millet kalkınmış sayılmaz. Ve kalkınamaz.

       Milli Piyango, Milli yaralar açar.

       Natüralizm: Tabiatçılık demektir.

       -------------------

       Kalkınma Deyince: Para harcamasını bilenlerin sayısı artırılmalıdır. Milletin cebi kadar, beyni ve kalbi de ihmal edilmemelidir. Vicdan, iyi ile kötüyü tartacak duruma gelmeli. Kısacası maddi ve manevi kalkınma, bir arada el ele veya yan yana olmalı. İşte o zaman kalkındığımızı iddia edebiliriz..

       -------------------

       Bir gazeteci, bazı öğretmenlerin veya yazarların iddia ettiği gibi “ İnsanları sosyal veya ekonomik hayvan olarak “ ele alıyorsa o zaman onun bütün meselesi, yemekten, içmekten, eğlenmekten ve cinsiyetten ibaret olacaktır.

       Koyun gibi helalı haramı düşünmeden yiyenler ekonomik bir hayvandır. Kedi gibi nikâhsız evlenenler de sosyal hayvandan başkası olamaz. Hele “ eşektir, zevki aşkındır başından, ne anlar kâinatın gözyaşından” sırına uyanlar da elbette ki, insanlıktan uzak yaratıklardır.

       Halktan yana olan milliyetci, imanlı genç, kendisini kandırmak isteyeni isterse suç olur mu? Tabi ki “Hayır”

       -------------------

       İlim tektir. ”Camide, okulda ilim temeli üzerine kurulmuştur. Bu durumda kitabı olan Kitabında “ OKU” yazan bir dinin mensupları, ilme karşı çıkamazlar. Allah’ın yarattığı şeyleri anlatan okul kitapları da dine ters düşmez.

       İslamiyet’te namaz kılmak nasıl ibadetse helal kazanmak için çalışmakta ibadettir.

       Osmanlı İmparatorluğunu yıkan gazeteciler (yazarlar)dır. Bugün Cumhuriyetin ayakları titriyor ise veyahut ta Cumhuriyet kuvvetli ise bunların sebebi gazetecilerdir.

       Çıplaklık şeref sayılır ise biz bu şerefi hayvanlara bırakıp, biz insan olmanın çarelerini aramalıyız.

       Basın, her memleketin gözü, kulağı ve beynidir. Her devlette göz vardır. Fakat görmek yetmiyor, gördüğünü anlayacak, değerlendirecek beyne ve bunları anlatacak dile ve kaleme ihtiyaç vardır.

       Sosyalist ülkelerde basın hürriyeti yoktur.

       Başarının yüzde doksan dokuzu tedbiri kabiliyettir.

       Sosyalist gazeteler, Sosyalizme düşman olan zenginler tarafından beslenmekte böylece bazı sosyalistlerin para problemleri ortadan kalkmaktadır.

       Dine taraftar olmak dindarlık olmaz. Dindarlık manasına da gelmez. Ancak İslamiyet’in esaslarını bir ölçü gibi tutmak, hareketlerimizi bu ölçü ile değerlendirmek dindarlık manasına gelir.

       Komünizm Hıristiyan ülkelerinde doğmuştur. Türkiye’de ve dünyada Sosyalizm cereyanına karşı tek çıkar yol vardır. O da İslamiyet’tir.

       -------------------

       Din ve Millet bir bütündür.

       Din kelimesi ile insan kelimesi birbirinden ayrılmaz..

       Kabe’yi Adem Aleyhisselam yapmıştır.

       Yenip yenmeyen otları ve meyveleri birbirinden ayıran Adem Aleyhisselamdır.

       Balık tutmasını, avcılığı, yardımlaşmayı öğreten de odur.

       İdris Aleyhisselam Kalem ile yazı yazdı. Elbise dikip giydi.

       Nuh Aleyhisselam gemi yaptı.

       Irkların başlangıç noktasına gidilirse hepimizin mahrecinin bir olduğu meydana çıkar. Mesela: Dini kanaldan gelen bilgilere göre Nuh (AS) üç oğlu varmış. Bunlar; Sam, Nam ve Yasef. Bunlardan sam, Arap, Fars ve Rumların dedesi imiş. Bu durumda Araplarla Rumlar kardeş sayılır. Türklerin kardeşi de Yasef olduğuna göre hepimiz Nuh dedemizde birleşiyoruz.

       İlk insan Adem Aleyhisselamdır. Büyük tufandan sonra insanlığın ikinci babası Nuh Aleyhisselamdır.

       Irklar insanlardan meydana gelmiştir.

       Ehli Kitap: Tevrata, Zebura, İncile tabi olanlara denilir.

       -------------------

       Hatalı kimselere kızmaktansa hatasız hale gelmeye çalışmak en çıkar ve en faydalı yoldur.

       Peygamberimiz Buyuruyor ki;

       “ Sizin için en çok korktuğum Deccal’dan başkalarıdır.”

Peygamberimiz “ Deccalın uluhiyeti inkar edeceğini kendini Rab diye takdim edeceğini bildirmiştir.

       -------------------

       Müslüman Hakka inanan kimsedir. Hakka inanan Hakkı haklıya vermelidir. Vermez ise, bu şahıs yine Müslüman’dır. Fakat meyve vermeyen meyve gibidir. Böylece o Müslüman’ın hususi dünyasında İslamiyet yok olmuş olur.

       -------------------

       Komünist Çin’in nüfusu her yıl 13 milyon artmaktadır.

       Newyork’ta Nüfus Kurulunun Başkanı Frederick: “ 26 sene sonra Dünyanın nüfusu en az 6 milyar olacak. 66 sene sonra ise 12 milyara varacaktır. Bu sıralarda Dünyada güven kalmayacak, ortalık karışacak. Hükümetler ayakta duramayacaklardır. İnsanlığın bu hale 30-40 yıl daha dayanabileceği düşünülebilir.” Diyor.

       Bediuzzaman Saidi Nursi Bir Ayet ve Üç Ayetin Tefsiri Sonunda aynı şeyleri söylüyor. Şualar isimli eserinin 513 ve Kastamonu Lahikası İsimli eserinin ise 21 ve 156’cı sahifelerinde, “ Önümüzdeki 100 seneyi takip eden 45 sene içinde Dini hayatın iyice gerileyeceğini, takriben 152 sene sonra kıyametin kopabileceğini” belirtiyor.

       Bizim dikkatimizi çeken nokta doğuda ve batıda bir çok alimlerin sözbirliği etmişçesine burnumuzun önündeki felaketlerden haber vermeleridir.

       -------------------

       Bu notlarımız 1997 yılında Mukaddes Çile adında kitaptan aldığım notlardır.

       O günden bugüne dünyamızda çok değişikler oldu. Komünizm yıkıldı. Dikkat edilirse dini içerikli kitaplarda mutlaka Komünizm’in tehlikesi bir şekilde vurgulanmaktadır. Bundan önceki notlardan yola çıkarak aynı şeyleri söylemek mümkündür.

       Bugün ise kitaplarda durum kapitalizm olarak geçmektedir. Ve bu duruma dikkat çekilmektedir.

       Ben bu notları 1977 yılında tutmuşum. Bu kitaptan tuttuğum son paraflarda gelecek için bazı kehanetlerde bulunulmuş. Amerikalı 30-40 yıl sonra Dünya’nın dengesi bozulacak diyor. Ben notları tuttuğumdan bu yana tam 32 yıl olmuş. Bugün Dünyada bir krizden söz ediliyor. Acaba ilgili Nüfus bilimcisi buna mı işaret etmişti?

       -------------------

       Saidi Nursi’nin ise bazı sözleri Dinle ilgili. Dinin 45 yıl sonra Dünyada azalacağını 152 yıl sonra da kıyametin kopabileceğini söylüyor. Bugün dünyada dine dönüşte bir azalma mı var yoksa çoğalma mı?

       Benim şimdiki şahsi kanaatim çoğalma var. Dünyada dine bir dönüş var. Hatta günümüzde dine yöneliş milli ve manevi değerlere bir yönelme var. Bana öyle geliyor ki, Saidi Nursinin sözünü ettiği 152 yıl sonra kıyamet vurgusu, kendi zamanındaki özel durum nedeniyle olmuş olabilir. Şimdi ise bütün dünyada dine bir dönüş gözükmektedir. Hatta tüm Dünyada yapılanmalar Din eksenli gözükmektedir.

       Gerçekten bütün dünya bir krizin eşiğindedir. Bu maddi ve manevi tüm alanlar için geçerlidir. Dünya insanlığı da bunun farkındadır. Ya dine sarılarak dünya kurtulacak, ya da din ortadan kaldırılarak dünya kendi kıyametini hazırlayacaktır.

       -------------------

       Bu yazı devam edecek olup, tuttuğum notları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

       Notlarımın dördüncüsüne son vermeden önce defterin ilgili sayfasının sonunda iki notum daha var. Bunlardan birisi ilgili sayfalarda Ordu İmam Hatipteki iki hocamın isimleri. Mehmet Gudu ( Osmanoğlu) ve Ramazan Kurucu.

       Diğer Not ise 1977’de radyodan aldığım bir şiir.

 

       Karacaoğlan’dan:

 

       Nasıl meth edeyim sevdiğim seni,

       İstanbul, Bursa’yı değer gözlerin.

       Alemde bulunmaz Ruhile Van’ı,

       İzmir’i, Konya’yı değer gözlerin.

       -------------------

       Kimsede görmedim sendeki nazı,

       Tunus, Trabulus, Acem, Şiraz’ı

       Yemen’i, Bağdat’ı, Mısrı, Hicaz’ı,

       Belhi, Bukara’yı değer gözlerin…

       -------------------

       Beşinci notlarımda buluşmak ümidiyle…

       Bekir AKKAYA (apa) /22.02.2009/ KUMRU DESTAN GAZETESİ

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Bir İmam Hatipli’nin Not Defteri- 4 / Bekir AKKAYA

Bu yazı İmam Hatip Lisesinde okurken tutuğum notların dördüncüsü. Not Defterimden sayfa atlamadan 1977 yılında tuttuğum notları sizlere aynen aktarmaya devam ediyorum.

       “Mukaddes Çile “ Mustafa

26 Aralık 2021

"Topaldan İmam Olmaz" Dediler Ama Ben İnat Ederek "Hem İmam ve Hem Öğretmen Oldum"/Bekir Akkaya


03 Aralık Dünya Engelliler Günü Olarak Kutlanmaktadır. Doğma ve hakiki olarak ben de bir engelliyim. 
          Türkiye'de geçmiş yıllarda engellilik de bir suçtu. Mevzuat açısından da bu böyle idi. Ayağımın eğri olarak doğmasından kaynaklı 1972 yılına kadar özürlü ayağımla ilkokulu bitirdim. Yaz ve kış 1972 yılına kadar sadece çarık ve cizme giydim. Ayağım eğri, ince, birinin çok küçük olması nedeniyle cizmeden başka bir şey giyemedim.
           Yine ayağım nedeniyle Devlet Parasız Okul sınavlarına sokulmadım. Hatta ilkokulda çok kez öğretmenlerimiz Beden Eğitimi Derslerinde beni düzen bozuyor diye sokmadılar. Çok kez buna çok ağladım. Çok kez okuldan kaçtım. Nihayet 1972 yılında İsparta/ Eğridir Kemik Hastalıkları Hastanesi'nde Dr. İsa Köklü tarafından ameliyat edildim. (Vefat etmiş. Allah rahmet eylesin)
              Bir yıl aradan sonra Çatak Kuran Kursunda götürüldüm. Nihayet dört yıl aradan sonra Ordu İmam Hatip Lisesi'ne kaydımı yaptırırken "Topaldan İmam Olmaz" diyen Okul Müdürü Ekrem Şahin beni okula kayıt yaptırmak istemedi. Aşağıdaki yazıda geçecek şekilde kaydımı okula yaptırdım. 
               Bir yıl sonra da Devlet Parasız Yatılı okulu kazandım. Bu kez de kayıt yenilerken heyet raporu istediler. Nihayet şimdi Prof. olan ve o günlerde Erzurum İslami İlimler Fakültesi öğrencisi Halil İbrahim Tanç'ın büyük çabaları ve yardımı sonucu "Sağlam Raporu" aldım. Ve Ordu İmam Hatib'in devlet parasız bölümüne kaydımı yaptırdım. 
          Ve ardından Üniversite İmtihanların'da Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümü'nü kazandım. Yine kayıt yaptırırken ayağımın sakatlığı yine önüme çıktı. "Ortopedik özürlü diye bundan öğretmen olmaz" gerekçesi ile fakültede kaydımı yapmadılar. Bunun üzerine ilgili raporu yırtarak yine zar zor "Sağlam raporu" alarak fakülteye kayıt yaptırdım. 
           Okul bitince de öğretmen olmamız için yine rapor istediler. Bir kaç devlet hastanesi dolaştım. En son bir şekilde Samsun Devlet Hastanesi"nde dokturu yanıltarak "Sağlam raporu" alarak Milli Eğitimde öğretmen oldum.
           Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan zamanında ortopedik sakat olanlar sınıf öğretmeni olamaz ibaresi kılavuzdan kaldırıldı da benim gibi özürlüler bu günden sonra zorluk çekmediler.
               Yıl 2002. 
            Bu tarihten sonra Türkiye'de Özürlüler rahat etti. Ak Parti iktidarında özürlüler bi nefes aldı. İstediğimiz  kadar olmasa da daha iyiye doğru müthiş bir gidiş var. 
           Kaldırımlar, resmi ve özel binalarda özürlü merdivenleri, kaldırımların özürlülere göre yapılma çabaları, iş imkanları, devlet in özürlülere memur olarak kontenjanlar vermesi, para yardımı, bazı hakların verilmesi. Buna benzer bir çok iyileştirmeler.                           2002'den önce Türkiye'de özürlülerin hakkından kimse söz edemez. Ak Parti gerçekten bu konuda büyük bir devrim yaptı. Özürlü çocukları olan aileler ve benim yaşımdaki özürlüler bu durumu kesinlikle biliyorlar. 

   Şimdi sizlere ben bundan on yıl önce yani 2008 yılında yazdığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Buyurun

                   TOPALDAN İMAM OLMAZ /13.05.2008

          Çatak (İslamdağ) Kur’an-ı Kerim Kursunda üç yıl okuduktan sonra Ordu İmam Hatip Lisesi Orta bire 1975-1976 yılında uzun uğraşılar sonra kayıt yaptırabildim. Benim kaydımı Şimdi Kumru Müftülüğünde Şef olarak çalışan Hüseyin Al Ağabey yapmıştı. Oysa Okul Müdürü Ekrem Şahin: “ Bu çocuğun ayağı topal, bundan imam olmaz, bunu kayıt yaptırman” demişti. Ben Ordu İmam-Hatip Lisesi Orta birde iken Hüseyin Al Ağabey son sınıfta okuyordu.


          Birkaç yıl önce vefat etmiş olan çok değerli Çatak Kuran-ı Kerim Kursu hocalarımdan Fatsa Meşebükü’nden Mehmet Bahar Hocam özellikle benim ortaokul mezunu olmamı istiyordu. 1973’lü yıllarda henüz Çatakta ortaokul yoktu ve o günlerde açılacağı söyleniyordu.

           1974 yılında kurulan CHP-MSP hükümeti dönemine kadar ortaokul kısmı kapalı olan İmam Hatip Liselerinin orta kısmı bu hükümet döneminde açıldı. İşte o günlerde benim gibi Kuran Kursunda okuyan yüzlerce kuran kursu talebesi 3-5 yılı hesap etmeyerek kendilerini İmam-Hatip Liselerine kayıt yaptırarak kurslardan ayrıldı. Kursta başarılı olan arkadaşlarımın tamamı 1974 yılında Çatak’tan ayrıldılar.

           Benim durumum biraz belirsizdi.
           Belirsizliğin birinci nedeni ayağımdı. 1972’de İsparta-Eğridir Kemik Hastalıkları Hastanesinde ameliyat olmuştum ama ayağımın üzerine hala basamıyordum. 1972’de bitirdiğim ilkokuldan sonra ayağımın topallığı nedeniyle bütün hazırlıkları yapmış olmama rağmen ve

"Topaldan İmam Olmaz" Dediler Ama Ben İnat Ederek "Hem İmam ve Hem Öğretmen Oldum"/Bekir Akkaya


03 Aralık Dünya Engelliler Günü Olarak Kutlanmaktadır. Doğma ve hakiki olarak ben de bir engelliyim. 
          Türkiye'de geçmiş yıllarda engellilik de bir suçtu. Mevzuat açısından da bu böyle idi. Ayağımın eğri olarak doğmasından kaynaklı 1972 yılına kadar özürlü ayağımla ilkokulu bitirdim. Yaz ve kış 1972 yılına kadar sadece çarık ve cizme giydim. Ayağım eğri, ince, birinin çok küçük olması nedeniyle cizmeden başka bir şey giyemedim.
           Yine ayağım nedeniyle Devlet Parasız Okul sınavlarına sokulmadım. Hatta ilkokulda

17 Aralık 2021

Kumru'da Kız Çocuklarını Okutma Seferberliği'nin Hikayesi (2006)

İki yıl önce Ramazan ayında bir iftar vaktinde Kumru Din Görevlileri Derneğinde Kumru Kaymakamı İlhami Doğan, Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek, Kumru Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Hocaoğlu, Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül, Kumru Öğretmenevi Müdürü Bekir Akkaya, Kumrunun önde gelen tüm esnafları, şu anda Samsun’da bulunan Sosyal Hizmetler Müdür Yardımcısı Ali Fuat Karaman ve Gazeteci Murat Yürekli’nin yoğun çabaları sonucu iftarda bir araya gelmişlerdi.

Okuma fırsatı bulamayan köylerdeki  kızlar   İlköğretimi bitirdikten sonra Kumru’nun köylerinde kızlar okumak istediği halde okuma fırsatı bulamıyorlardı. En azından bu kızlar bir lise eğitimini nasıl gerçekleştirebilirlerdi?
kalabileceği bir yer yapılmasının faydalı olabileceği kararlaştırıldı. Bu amaçla Kumru Kaymakamlığına, Kumru Belediye Başkanlığına, Kumru Müftülüğüne ve Erçallar gibi Kumrulu esnaflara gidilerek buranın yapılması için bir maddi hesap çıkartıldı. Akabinde işe başlanıldı. İşte iki yıl önce Din görevlileri derneğindeki iftar yemeği Kumru Belediyesince bu amaçla verilmişti. O gün yukarıdaki durum, katılanlara aktarıldı. Bütün katılan davetliler yardıma hazır olduklarını belirtmişlerdi.


Bütün bunlar olurken okulların açıldığı bugünlerde liseli kız öğrenciler okullarına devam etmektedir. Gerek Hatipli Caminin altındaki kız öğrenciler için ve gerekse tutulan dört dairedeki öğrenciler için hemen şimdi bir şeylerin yapılması gerekiyordu.

          Toplantının asıl amacı “Haydi Kızlar Okula” kampanyasının Kumru’

          Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül, hayırseverlerden yardım isteyerek kendi okulunda lise 1’e kayıt yaptıran kız öğrencilerin kalmaları için bir ev tutmuştu. Ama bunları gören köydeki kızlar Kumru Çok Programlı Lisesine ve  İmam Hatip Lisesine kayıt yaptırmış olsalar da kalacakları pansiyon veya yurt olmadığı için öğrenimlerini yarıda bırakıyorlardı. Bazı öğrenciler direnerek Kumruda bazı duyarlı esnaf ve öğretmenlerden yardım talep ediyorlardı. Bu amaçla da birkaç öğrenci için birkaç ev tutulmuş, en azından bazı kız çocukları liseyi bitirme başarısı gösteriyorlardı.

          Bu amaçla duyarlı Kumrulu esnaf ve eğitimciler defalarca bir araya gelmişti. Amaçları “Haydi kızlar okula” kampanyasına köydeki kızları okutarak katılmak. İşin doğrusu zor bir durumdu. 30’ün üzerinde köyü bulunan  Kumru’nun kızlara yönelik bir yurdunun bulunmaması acı bir durumdu.

          Başta Murat Yürekli, Ali Fuat Karaman, İbrahim Tatlıgül ve Bekir Akkaya olmak üzere Kumru’da bu sıkıntının aşılması için yoğun çaba sarf edildi. Nihayet Hatipli Camiinin altında 360m2’lik boş alanın kullanılmadan boş yere durduğu öğrenildi.

          Yetkili birimlerle görüşülerek bu alanın lisede okumak isteyen kızların

          Ve aradan iki yıl geçti. Bugün 2006’ın bir ramazanını daha yaşıyoruz. Dünden bu güne o gün alınan kararlar hayata geçirilmiş, Hatipli Camiinin altı 100 milyar harcanarak kız yurdu haline getirilmiş, kızlar Kumrulu esnafın destekleri, Kumru Belediyesi ve samsun İlk Adım Belediyesinin destekleri ile iki yıldan bu yana Lise tahsiline mutlu bir şekilde devam etmişlerdi.

          Bu iki yıl içersinde kız öğrencilerin lisede okumaları fazlalaştıkça Hatipli Camiinin altı bugün yetmez hale gelmiş ve bu amaçla da bu yıl dört daire daha kiralanmıştı.

          Gazeteci ve Hayırda gönüllü Murat Yürekli durumu Kumru’ya gelen Kumrulu iş adamlarına iletmiş, Yetkili birimlerle bir araya gelinerek Kumrulu kız çocukların en az liseyi bitirmeleri için bir yurdun yapılması adına önümüzdeki yıllarda önemli sözler almıştır.

          İş Adamı ve İstanbul’da yaşayan Kumrulu Ali Peru “ liseye gitmek için yeni tutulan dört dairenin kirasını ödeyeceğini belirterek, önümüzdeki yıllarda Kumru’ya mutlaka bir kız yurdunun yapılması gerektiği üzerinde durmuştur. Mali Müşavir Mustafa Çaya ve Ali Peru’nun oğlu Dâhiliye Uzmanı Dr. Celalettin Peru var olan duruma büyük katkı yapmakla birlikte yurt projesi için ellerinden ne gelirse yapacaklarını söylemişlerdir.

          Bu yazıları sizlere ulaştırmamın amacı, bu güzel faaliyete “nasıl katkı yapılabilir? Sorusuna cevap aramaktan ibarettir. Ve bu yazı Karadeniz Haber Postası Gazetesi’nde, “Kent Haber İnternet Sitesi”ve “Kumru Haber İnternet sitesinde” üç bölüm halinde yayımlanmaktadır.

          Hatipli Camiinin altının kız öğrencilerine yetmemesi üzerine  Murat Yürekli’nin çabaları sonucu İstanbul Kumrulular Dernek Başkanı Celalettin Dervişoğlu, Eski Dernek Başkanı Harun Topalcı, Mali Müşavir Mustafa Çaya, İş Adamı Yüksel Yaylak ve İş Adamı Adnan Yavuzer ve bir çok Dernek yöneticisi geçtiğimiz günlerde  Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek’i ziyaret ederek kız yurdu için kendilerine belediyenin bir yer göstermesi halinde bu yurdun 2007 yılında bitirileceğini ifade etmişlerdir. Bu bir araya gelişte Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül ve Bekir Akkaya’da  hazır bulunmuştur.

          Aynı gün öğrencilerin kaldığı daireler Kumru Kaymakamı Üzeyir Yılmaz’a gezdirilerek kendisine bilgi verildi. Kumru Kaymakamı Üzeyir Yılmaz öğrencilerle bir süre konuştuktan sonra “çok güzel faydalı bir iş başarıyorsunuz. Kız çocuklarımız adına yaptıklarınızı tebrik ediyor, Kaymakamlık olarak yaptıklarınıza destek olacağız” açıklamasında bulundu.

          Hayırda Gönüllü ve Gazeteci Murat Yüreklinin yoğun çabaları sonucu Ramazanın ilk günü, durumdan haberdar olan ve yardımlarını esirgemeyen esnaflara Belediyenin katkıları ile Kınalılar Aile Çay Bahçesinde bir iftar yemeği verildi. Davet edilenlerin tamamının hazır olduğu iftar yemeğinin ardından yukarda yazmaya çalıştığımız konular bizzat işin bilenlerince dünü ve bugünü ile davetlilere anlatıldı.

          Kumrulu kızları okutmak amacıyla verilen İftar Yemeğine Kumru Kaymakamı Üzeyir Yılmaz, Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek, Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklu, Kumru Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Hocaoğlu, Kumru Çok Proğramlı Lisesi Müdürü Şükrü Dizek, Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül, Ak Parti İlçe Başkanı Hamza Karar, İl Encümen Azası İsmet Erçal, İl Encümen Azası Cemal Salgut, Deva Eczanesi Sahibi Eczacı Mehmet Bilgü, Karadeniz Haber Postası Kumru Temsilcisi  Gazeteci Murat Yürekli ve Kumru Öğretmenevi Müdürü Bekir Akkaya ile birlikte çok sayıda Kumrulu İş Adamı ve esnaf katıldı.

          İftardan sonra bir araya gelerek bu iftarda buluşmamızın nedenini açış konuşması olarak Murat Yüreki yaptı…

          Daha sonra Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklu iki yılda yapılanları ve var olan durumu ve yapılması gerekenlerle ilgili geniş açıklamalarda bulundu. Kız öğrenci sayılarını ve okumak isteyen öğrencilere yapılması gerekenlerin neler olduğunu belirterek, iki yılda 98 milyar masraf yaptıklarını, katkı yapanları bir bir anarak kendilerin teşekkür etti. Bundan sonraki yapılması gerekenler için yardım talep etti.

          Daha sonra İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül “ Öğrenci sayılarını belirterek okumak isteyen kız öğrencileri boş çevirmek istemediklerini, geleceğin annelerinin en azından bir lise bitirmek istemelerinin çok anlamlı olduğunu buna seyirci kalınmasının mümkün olmadığını” ifade etti. Köylerde kız öğrencilerin ilköğretimden sonra okuyamadıklarını belirterek acilen bir kız yurduna ihtiyaç duyulduğunu bu konuda Kumru ve Kumru dışındaki iş adamlarının bunu yapacakları sözünü verdiğini, Kaymakamımızın ve belediye başkanımızın bu konudaki duyarlılıklarına öğrenciler adına teşekkür ediyorum” dedi.

          Kız çocuklarının okumalarına yönelik iftar yemeğinde  Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül’ün ardından Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek “ Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yardımdan kaçınmayacaklarını belirterek “bunun için kalıcı bir çözüm gerek, derhal yurt yapılmasına başlanılması gerektiğini söyledi. İki yıldan bu yana belediye olarak bu öğrencilere gereken yardımın yapıldığını ifade ederek esnaflarımızdan bizi geri çevirenin olmadığını söyledi. Kumrudaki dışardan gelen esnafların ise bu yardımlara sıcak bakmadığını belirterek, hem Kumruda Kumrunun insanından kazandıkları halde bir kuruş yardım yapmadıklarının doğru bir durum olmadığını belirtti. Bu organizeyi yapanlara, katılanlara ve özellikle de Murat Yürekliye çok teşekkür ediyorum” dedi.

          En son konuşmayı Kumru Kaymakamı Üzeyir Yılmaz yaptı. Kumru Kaymakamı Üzeyir Yılmaz Konuşmasında “ Eğitimin önemine vurgu yaparak bu işe el atan kim varsa teşekkür ettiğini” söyledi. Kumru Kaymakamı Üzeyir Yılmaz “ Siz Kumruda olup bitenleri pek bilemezsiniz. İnanın çocuklar okumak istiyor. Kızlar okumak istiyor. Geleceğimiz bu çocuklara aittir. Geleceğin güzelliği kız çocuklarımızın okumasından geçer. Çocuklarımız parasızlıktan okuyamıyor. Kızlarımız kalma yerleri olmadığından okuyamıyor. Ben bugün çocukların kaldıkları yeri gördüm. Gerçekten bu çocuklara sahip çıkmak lazım. Biz Kaymakamlık olarak zaten yardım ediyoruz. Bu çocuklara sahip çıkmazsanız büyük suç işlemiş olursunuz. Ve ben sizlere bunun hesabını emin olun sorarım…Ne kadar güzel bir şey yaptığınızı biliyorsunuz ki buradasınız. Eğitim için her zaman kaymakamlık olarak yanınızda olduğumu bilmelisiniz. Kızlarımız en azından bir lise mezunu olmalıdır” diyerek  “Tüm katkı yapan herkese ve öğretmenlerimize teşekkür ediyorum” dedi.

          Daha sonra bu yıl yapılacaklar için bir yardım kampanyası başlatıldı. Katılanların yoğun ilgisi ve parasal destek sözleri ile toplantı son buldu.*

İki gün önce Kumru Belediyesi Erçallar Kültür Sarayında bir iftar yemeği verdi. Katılımın yüksek olduğu iftar yemeğinde Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek uzun bir konuşma yaptı. Kumru’da yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi veren Başkan Ticabi Civelek kendisi ve belediye ile ilgili eleştirileri haksızlık olarak niteledi. Konuşmanın bir yerinde Başkan “burs verdikleri öğrencilerin sayısından da söz etti. Başkan Ticabi Civelek “ Geçen yıl 150 öğrenciye burs verdiklerini, bu yıl ise öğrenci sayısının 200’e yaklaştığını bildirdi. Başkan Ticabi Civelek “ Hiçbir öğrencimizi geri çevirmiyoruz. Müracaat eden tüm öğrencilerimize kesinlikle burs veriyoruz. Öğrencileri zengin-fakir diye da ayırmıyoruz. Çünkü bizim anlayışımıza göre öğrencilerin zengini olmaz.” Dedi.

          İstanbul’daki Kumrulular Derneği’nin ve Erçalları AŞ.’nin de çok sayıda Öğrencilere burs verdiklerini bilmeyenimiz yoktur. Biz yetişkinler için çok anlam ifade etmeyen paralar bir öğrencinin çok işine yaramaktadır. Öğrencilerin o aldıkları paralar beş on yıl sonra yetişmiş ve eğitilmiş bir birey olarak hepimize daha fazla hizmet olarak geri döndüğü bir gerçektir.

          Başkan Ticabi Civelek’in açıklamasından çıkan en önemli sonuç ise 200 Kumrulu öğrencinin şu anda Üniversitede okuduğudur ki, bu Kumru’muz için büyük bir rakamdır. İki haftadır sözünü ettiğimiz Kumru’daki kız öğrencilerin okuması için yapılan çalışmaların kalıcı bir çözüme kavuşturulması gerekir. Gerçekten bu tür yapılan hizmetlerin zorlukları vardır. Ve bu tür hizmetlerde gönüllülük ve fedakârlık esastır.  İnsanlar yapamadıklarından değil, yapma gücü olup ta yapmadıklarından mesuldür.

          Mübarek Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı ve huzurlu günler diler saygılar sunarım.

          Buluşmak Ümidiyle…

BEKİR AKKAYA-10.04.2006 / Karadeniz Haber Postası Gazetesi

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............