Röportaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Röportaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Eylül 2021

Klaus Gunter’den Türkiye Analizi (Müthiş)

Türk halkının yaşadığı toplumun doğasına göre karar verme, yaşadığı devletin mekanizma larını belirleme hakkı var. Bunu yaparken Atatürkçü, laik, demokrat, hatta cumhuriyetçi olmak zorunda değil. Halkın bu ideolojilere ve siyasi-dünyevi görüşlere zorlanması hukuki değil. Temel insan hak ve hürriyetlerine, fikir ve vicdan özgürlüğüne uygun değil. Bir yasanın meclisten bir şekilde geçmiş olması ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış olması da o yasanın hukukun temellerine uygun olduğu anlamına gelmez.  Gerçek hukukçuların onayından geçmek zorundadır.  Kemal Paşa, meclisten pek çok yasayı hukuksuz olarak geçirdi. Cumhuriyet rejiminde, Kemal Paşa'dan sonraki süreçte de hukukun temel normları ile çatışan çok sayıda yasa çıkarıldı.

değiştirilmedikçe Türkler asla huzur bulamazlar.  Kendi ülkelerinde esir gibi yaşamaya, sürekli bir baskı, huzursuzluk ve endişe içinde yaşamaya devam ederler.

Türkiye'de, Anayasa'dan Türk Ceza Kanunu'na kadar her şey bir an evvel Türklerin bünyesine uyacak şekilde

Biliyorsunuz, katledilen gazeteci *Uğur Mumcu*'nun çok yerinde bir tespiti vardı. "Türkiye vatandaşı kime denir?"  diye sormuş, cevabını da şu şekilde vermişti:

            "Türkiye vatandaşı;

İsviçre Medeni Kanunu’na göre evlenen,

İtalyan Ceza Yasası’na göre cezalandırılan,

Fransız İdare Hukuku’na göre idare edilen

ve İslam Hukuku’na göre gömülen kişidir."

Türkler kendilerine, kendilerinden gözüken gizli Ermeniler ve Yahudilerin kurduğu korkunç tuzakların artık farkına varmalı. Türkler Müslümanlığını yaşarken bile içine Atatürkçülüğü, demokrasiyi ve laiklik ile cumhuriyeti bulaştırmak, dinini bu ideolojilerle sentezlemek zorunda değil.

Ben Türkiye uzmanıyım. Türkler ve Türkiye üzerinde uzmanlaşmak için harcadığım onca sene boyunca Türklerin tarihini, kültürünü ve dini olan İslam'ı da teferruatı ile inceledim.

Bir Türkün; hem Müslüman hem Atatürkçü, hem Müslüman hem de laik, hem Müslüman hem de demokrat olabilmesi mümkün değil. İslam dininin esasları belli. İslam dini, Müslümanların devlet yönetiminden, miras, harp ve alış veriş hukukuna,  sağlıklı yaşama kaidelerinden, nasıl yemek yiyeceğine ve af edersiniz tuvalette nasıl taharetleneceğine kadar her şey hakkında hüküm vermiş ve hiçbir boşluk da bırakmamıştır.  Gerçekten İslam'ı bir din olarak seçmiş bir Türkün başka hiçbir siyasi ve fikri ideolojiye ve akıma ihtiyacı da yoktur.  Zaten İslam, yarım kabullenişleri ret eder.

 Yani İslam dini her şeyi ile emir, yasak ve uygulamaları bir bütün olarak kabullenip iman etmeyi emir eder. Hem Müslüman olayım, ama hem de devlet hukukunu ya da miras hukukunu değiştireyim derseniz, sizi mürted sayar, Müslüman saymaz. Ya hep ya hiçtir.

Türk toplumu da dahil, son dönemde laikliğe, demokrasiye ve cumhuriyetçiliğe zorlanmış bütün toplumlar, dünya üzerinde bu görüşlerin ve ideolojilerin henüz iki asırlık bir geçmişi bile bulunmadığını, dünya tarihi boyunca bu ideolojileri ve görüşleri hiç hayal bile etmemiş, aklına bile getirmemiş çok sayıda toplumun ideal bir toplum olarak yaşadığı gerçeğini, bu akımların İngiliz gizli servislerinin tezgahlarında üretilip aydın kimliğine büründürülmüş casuslar sayesinde halklara empoze edildiğini bilmelidir.

Türkler kendilerine aydın, alim ve mütefekkir olarak sunulan İngiliz casuslarını artık bilmelidir. Mason ve İngiliz casusu Cemaleddin Afgani'nin Arap Müslümanlara kurduğu tuzakların aynısını  Türkiye'de Müslüman Türklere kurmaya çalışan ve Türk aydını gibi görünen gizli Yahudi ve Ermenileri, çok gecikmeli de olsa deşifre etmelidir.

Bakın Almanya'da, İngiltere'de ve Fransa'da *Ali Suavi, Cemaleddin Afgani* ve diğerleri hakkında çok özgün çalışmalar yapıldı.  Türklere son zamanlarda kurulan gizli Yahudi ve gizli Ermeni tuzakları hakkında, Avusturya'dan *Ewald Stadler*'in, İngiltere'den *Arnold Toynbe*'nin çok özgün ve sarsıcı değerlendirmeleri var.  Stadler Avrupa Parlamento'su üyesi de olan çok ciddi bir araştırmacı ve politikacıdır.  Toynbe gibi tarihçiyi ve bu tarihçinin Türkiye yakın tarihine dair değerlendirmelerini bilmemek Türkler için çok büyük bir kayıptır. Günümüz Türkiye'sinde yaşayan Türkler bu araştırmalarda ve eserlerde kanıtlanan sarsıcı gerçekleri duyunca inanmak istemeyecekler ve  *"Bu kadar mı organize, bu kadar mı gizli, bu kadar mı taktik oynamışlar"* diyeceklerdir.

Daha feci olanı da, halkların, bu İngiliz ve Yahudi casusların topluma dikte ettiği siyasi ve fikri ideolojileri kabullenmek ve başka hiçbir şeyi tercih etmemek gerektiğine ikna edilmiş olmasıdır. Çağdaş ve medeni bir insan olarak, mutlaka Atatürkçü, laik, demokrat ve cumhuriyetçi olmak zorundalarmış gibi bir algının Türkiye'de, iki asırlık casusluk faaliyeti, baskı ve devlet terörünün ardından genele yayıldığını görmek mümkündür.

Sadece şuraya kadar birkaç cümle ile özetlediğim gerçekleri, inanın bana, genişçe izah etmek isterim ve bundan çok büyük keyif alırım.  Lakin bunları anlatmak aylarca sürer, cilt cilt eserler tutar.

Ben Katolik Hristiyan bir Alman olarak üzülerek söylüyorum ki Türklerin hali aldatılmış Almanlardan da beter.  Almanya'da da aynı güç odakları fikri, siyasi, hukuki, ticari ve ahlaki sahada çok tuzaklar kurdular, ama Alman halkı arasında bu İngiliz+Siyonist+gizli Yahudi hileleri o derece başarılı olmadı.

Günümüz Türkiye'sinde bu gerçeklerin farkında olan insan sayısını geçin, bu gerçeklerin farkında olup bunu milletine anlatabilecek aydın insan sayısına bakıyorum da hiç kimseyi göremiyorum.

Hala Türk basını denilen basın, *CIA* ve *MOSSAD* ile işbirliği içindeki gizli Yahudi ve Ermenilerin tekelinde.

Yazan: *Klaus Gunter*

Çeviren: *Birgül Yayman Erdener*

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Klaus Gunter’den Türkiye Analizi (Müthiş)

Türk halkının yaşadığı toplumun doğasına göre karar verme, yaşadığı devletin mekanizma larını belirleme hakkı var. Bunu yaparken Atatürkçü, laik, demokrat, hatta cumhuriyetçi olmak zorunda değil. Halkın bu ideolojilere ve siyasi-dünyevi görüşlere zorlanması hukuki değil. Temel insan hak ve hürriyetlerine, fikir ve vicdan özgürlüğüne uygun değil. Bir yasanın meclisten bir şekilde geçmiş olması ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış olması da o yasanın hukukun temellerine uygun olduğu anlamına gelmez.  Gerçek hukukçuların onayından geçmek zorundadır.  Kemal Paşa, meclisten pek çok yasayı hukuksuz olarak geçirdi. Cumhuriyet rejiminde, Kemal Paşa'dan sonraki süreçte de hukukun temel normları ile çatışan çok sayıda yasa çıkarıldı.

21 Ocak 2021

Elekçi Köprüsü açılışında dua eden Müftü Hacı Tevfik Efendi'dir

Güler Kumru Kayalık:'Bende şu anda orjinali bulunan ve hepimizin Fatsa tarihi yazılarında bir çok yerde yayınlanan bu fotoğraftaki din adamı 1908 yılında müftülük yapan Hacı Tevfik Müftü Efendi’den başkası değildir. Ve orijinal fotoğrafın üstünde 1911 yazısı bulunmaktadır.'
Bugün çok değerli bir hanımefendi ile tanıştım. Yaklaşık dört saate yakın sohbet ettik. Kumru ilçesinin kurulmasından bu yana bilinmeyenleri öğrenme fırsatım oldu. Bugün Güler Hanımefendi’nin bana anlattıkları elimde bulunan bir çok belgeyi de doğruluyordu. Ben bu sohbette bildiklerimin ve elimdeki belgelerin ayrıntılarını da öğrenmiş oldum.
           Güler Hanımefendi verdiği bilgilerin yanında getirdiği çok değerli siyah beyaz fotoğrafları da benimle paylaştı. Onlarca fotoğraf Kumru ve Fatsa’nın tarihi geçmişine de önemli kaynaklık edecek belgelerden oluşuyordu.
            İleriki günlerde Güler Hanımefendi ile birlikte kuracağımız bir blok sayfasından elimizde bulunan belgeleri yayınlama düşüncesindeyiz. Ayrılırken böyle bir sayfa oluşturma kararı aldık.
            Güler Kumru bir Osmanlı Hanımefendisi. Kültürlü ve bir o kadar tarihe ve sanata düşkün. İlgi alanı okumak ve tarihi bilgileri araştırıp arşivlemek. Elinde bir çok bilgi ve belge bulunmaktadır.
            İki yaşına kadar Kumru’da yaşayan ve daha sonra İstanbul’a yerleşen Güler Kumru Hocazadelerden Sait Kadının torunu. Babası İsmail Hakkı Kumrulu Sait Kadı’nın oğludur. Güler Kumru Hanım Efendi’nin annesi ise Hacı Tevfik Kumru’nun kızı İsmet Kumru Hanım’dır.
            Güler Kumru’nun bir çok bilgi ve belgeye ulaşmasının nedeni tesadüf değildir. Kendisi nezaketen ifade etmese de Dedesi Sait Kadı’nın İkinici Abdulhamit döneminin 52 mebusundan biri olması ve yine Halil Sıtkı Bey’in Atatürk’ün ikinci dönem Milletvekili oluşu ve yine bu aileden bir çok milletvekili’nin çıkması ve  Cumhuriyet kurulmasından sonra Güler Hanım’ın sülalesinde geçmişte olduğu gibi bugünde üst düzey devlet görevlilerinin bulunması, Babasının İstanbul’da önemli bir devlet görevinde bulunması ve yine eşinin de devletin en önemli bir yerinde görev yapması bir çok insanla tanışma ve bilgi almasına neden olmuştur.
            Biz ileriki günlerde bizimle paylaştıklarını ve kendisinin izin verdiklerini yayınlamaya çalışacağız.
            Bu yazı nedeniyle onlarca resmin hikayesinden birini sizlerle paylaşmak istiyorum.
            Güler Kumru Hanım getirdiği orjinal fotoğraflardan bir tanesini dosyadan çıkartarak fotoğrafla ilgili benim çok ilgimi çeken bir hatıra nakletti.
            Güler Kumru :
            “-Bir gün Fatsa’da bir loto bayisinde duvarda çerçeveli bir fotoğrafa gözüm ilişti. Dükkan sahibine kendimi tanıtmadan “Bu fotoğraf neyin fotoğrafı dedim? “
            Dükkan Sahibi  “-Hulusi Baba’nın fotoğrafı, Elekçi Deresinin üstüne yapılan köprünün açılış töreni bu” dedi. Burada Hacı Hulusi Baba törende bir papazla birlikte köprü açılışında dua ediyorlar.” Dedi.
            Güler Hanım : - Peki nerden aldın bunu.”
            Dükkan Sahibi : “Fatsa Güneş Gazetesi takvim olarak bastırmıştı. Bize de onlar verdi” dedi
            Güler Hanım bunun üzerine Fatsa Güneş Gazetesinde Feridun Altuntaş’ın yanına gider.
            Sorar Feridun Altuntaş’a : “Bu fotoğrafın altında yazanlar doğru mu? Diye…Feridun Altuntaş “evet” deyince de….
            Güler Hanım : “ Hayır bu fotoğrafın orjinali bende  var. Bu fotoğraftaki kişi Hacı Tevfik Müftü Efendi’dir. Ve kendisi Benim annemin babasıdır.” Diyerek “Doğru bilgi vermiyorsunuz. Araştırmıyorsunuz.” Diyerek fotoğrafın orjinalini getireceğini söyler.
            Bunun üzerine Fatsa Güneş Gazetesi sahibi  israrcı olmayarak susmayı tercih eder.
            Bende şu anda orjinali  bulunan ve  hepimizin Fatsa tarihi yazılarında bir çok yerde yayınlanan bu fotoğraftaki din adamı 1908 yılında müftülük yapan Hacı Tevfik Müftü Efendi’den başkası değildir. Ve orijinal fotoğrafın üstünde 1911 yazısı bulunmaktadır.
            Güler Hanımefendi bize onlarca hiç yayınlanmamış fotoğraflar emanet etti. Biz bu belge niteliğindeki fotoğrafların bir kısmını kendisinden izin alarak yayınlamayı düşünüyoruz.
            Bunu birlikte yapacağız…
            Fatsa ve Kumru ile ilgili bu fotoğraflar tarihçilerimize de bir ışık tutacaktır.
            Şimdilik Kumru’dan sevgi ve saygılarımı iletiyor, Güler Kumru Hanımefendiye teşekkürlerimi sunuyorum…Bekir AKKAYA/ 24 ARALIK 2010/KUMRU HABER/KUMRU
............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Elekçi Köprüsü açılışında dua eden Müftü Hacı Tevfik Efendi'dir

Güler Kumru Kayalık:'Bende şu anda orjinali bulunan ve hepimizin Fatsa tarihi yazılarında bir çok yerde yayınlanan bu fotoğraftaki din adamı 1908 yılında müftülük yapan Hacı Tevfik Müftü Efendi’den başkası değildir. Ve orijinal fotoğrafın üstünde 1911 yazısı bulunmaktadır.'
Bugün çok değerli bir hanımefendi ile tanıştım. Yaklaşık dört saate yakın sohbet ettik. Kumru ilçesinin kurulmasından bu yana bilinmeyenleri öğrenme fırsatım oldu.

3 Ekim 2020

Fuhuş batağına saplanan kadının ibretlik hikayesi




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

Fuhuş batağına saplanan kadının ibretlik hikayesi




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

Hayat Kadınının Hayat Hikayesi | Gizli Hayatlar




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

Hayat Kadınının Hayat Hikayesi | Gizli Hayatlar




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

30 Eylül 2020

Bana Kadınlar Günü Derseniz Gülerim / Ayşe Tükrükçü'nün Hikayesi / 1. Bölüm




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

Bana Kadınlar Günü Derseniz Gülerim / Ayşe Tükrükçü'nün Hikayesi / 1. Bölüm




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

Oradan Çıkmadan Ölmeyecektim / Ayşe Tükrükçü'nün Hikayesi / 2. Bölüm




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

Oradan Çıkmadan Ölmeyecektim / Ayşe Tükrükçü'nün Hikayesi / 2. Bölüm




------------------------------© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©------------------------------

17 Mayıs 2020

Mehmet Ali Kılıç (Ordu) - Din Hizmetine Adanmış Ömürler 18.Bölüm



-----------------------------------------------------------------------------------------------------
**************©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©**************
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Mehmet Ali Kılıç (Ordu) - Din Hizmetine Adanmış Ömürler 18.Bölüm



-----------------------------------------------------------------------------------------------------
**************©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©**************
- Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-