Spor-Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Spor-Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2022

Aliye Saygı ve Annem Fatma Akkaya İle Son Anlarımız (Allah Rahmet Eylesin)

İKİ DOST VE İKİ GÜZEL İNSAN İÇİN EVİMİZDE BİR ARADAYDIK. BİRİ ANNEM FATMA AKKAYA VE DİĞERİ İSE GÜZEL İNSAN ALİYE SAYGI. BU FOTOĞRAFLAR HER İKİSİNİN SON ZAMANLARI. MEKANLARI CENNET OLSUN. RUHLARINA FATİHALAR GÖNDERİYORUM. 
BEKİR AKKAYA/ 31.05.2019 /KUMRU

İKİ DOST VE İKİ GÜZEL İNSAN İÇİN EVİMİZDE BİR ARADAYDIK. BİRİ ANNEM FATMA AKKAYA VE DİĞERİ İSE GÜZEL İNSAN ALİYE SAYGI. BU FOTOĞRAFLAR HER İKİSİNİN SON ZAMANLARI. MEKANLARI CENNET OLSUN. RUHLARINA FATİHALAR GÖNDERİYORUM. BEKİR AKKAYA/ 31.05.2019 /KUMRU
****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Aliye Saygı ve Annem Fatma Akkaya İle Son Anlarımız (Allah Rahmet Eylesin)

İKİ DOST VE İKİ GÜZEL İNSAN İÇİN EVİMİZDE BİR ARADAYDIK. BİRİ ANNEM FATMA AKKAYA VE DİĞERİ İSE GÜZEL İNSAN ALİYE SAYGI. BU FOTOĞRAFLAR HER İKİSİNİN SON ZAMANLARI. MEKANLARI CENNET OLSUN. RUHLARINA FATİHALAR GÖNDERİYORUM. 
BEKİR AKKAYA/ 31.05.2019 /KUMRU

22 Nisan 2022

Sokaklara Çöp Dökme Kampanyasından Ödül Almıştım...

Duyarlı Kumrulular tarafından Dünyada eşi ve benzeri görülmeyen bir kampanya başlatıldı. Bizimde bir katkımız olsun diye bu kampanyayı koşulsuz ve şartsız destekliyoruz. Kampanya doğrultusunda günde en az beş kez evde birikmiş pislik poşetlerini ya Elekçi Deresine ya da gece kimsenin görmediği bir zamanda kaldırıma boşatmak suretiyle bu kampanyaya Kumru Haber olarak destek veriyoruz.

Kumruda bu kampanyaya içtenlikle katılım çok fazla zaten. Ancak kampanya komitesi gurbetteki Kumruluların da pisliklerinin kaldırımlarda yer alması için onlara da büyük bir fırsat tanıdı. Telefon ya da faksla üç beş kuruş vererek Kumru'da pislikseverlere bu işi yaptırabilirler. Yeter ki bilinçli bir şekilde kaldırımlara ve en temiz yerlere bu pislikler atılabilsin.

Kampanyanın amacı sokakları kirleterek dünyada bir ilki gerçekleştirmek. Ve Kumru'yu Dünyaya tanıtıp bitli turistleri Kumruya çekerek onlardan alınan paralarla krizleri atlatabilmek.

Kampanyaya katılım çok kolay ve pratik. Yine biz bazı bilgilerin verilmesinin kampanya açısından yararlı olduğunu düşünüyoruz.

Sistem şöyle çalışıyor;

Evde biriktirdiğiniz pislik poşetlerini itina ile dolduruyorsunuz. Sonra onları biraz kokutmaya bırakıyorsunuz. Uzmanlar pis kokuların sokaklarda pislikten de öte dikkat çektiğini söylüyorlar. Bu durumda çöplerin mutlaka kokuşmuş olması lazım.

Daha sonra bu pislik poşetlerini ikiye ayırıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Kumruda Elekçi Deresine poşet atmak artık alışkanlıktan öte bir ibadet halini aldı. Bu durumda poşetlerin bir kısmını mutlaka Elekçi deresine atmanız gerekir.

Elekçi Deresine poşet atmanın usulünü anlatmanın gereği olmamasına rağmen biz yenilere faydalı olur düşüncesi ile tekrar edelim. Hani ne demişler "Ettekrarü Ahsen velevkane yüz seksen." Aynen öyle. Ayırdığınız poşetleri gecenin bir vaktinde ya balkona ya da pencerelere kadar taşıyorsunuz. Sonra dereye fırlatıyorsunuz. İşte burada da hata işlememeniz gerekir. Mutlaka atılan poşet ve boklar dereye düşünce ses çıkarmalı ve yankılanmalı. Bu son derece önemli. Çünkü ne kadar ses o kadar sevap. Az sese az sevap olduğu gibi az pisliğe de az sevap…Bunun akılda tutulması gerekir.

Sonra geri kalan poşetleri en temiz kaldırımlara çol çocuk taşıyıp Kumru'nun sokaklarını pisletme niyetiyle koymalısınız. Burada niyetiniz önemli. Niyetinizi bozmayın. Ve poşetlerinizi itina ile kaldırımlara koyun ve koymaya devam edin…Ortalığı boka bulayın.

Peki bu durumda Kumru Belediyesi kampanyanın neresinde? Uzmanlara göre tam içerisinde. Aldığımız duyumlara göre Kumru Belediyesi sokakta tenhalarda bulunan çöp kovalarını artık ormanlara ya da diğer belediyelere götürecekmiş. Hem bu yolla belediyeye gelir elde edilecek ve hem de bundan sonra lüzumsuz olan kovaların çirkin görünümleri ortadan kaldırılacak.

Ufacıktan alacağınız "nah" puanları da söyleyelim de günah işlemeyelim.

Merdiven ve ara sokaklara atılan pisliklerden 40 puan.

Ana Caddelere atılan pisliklerden 150 puan,

Elekçi Deresine Atılan pisliklerden 200 puan ve artı sevap…Sevabı kim mi verecek. Tabi ki vijdanız varsa o....

Köylerden getirilen pisliklerden poşet başına 50 puan yanında bir de sokaklara sıçma şansı verilecek.

Esnaflardan sokağı kirletenlere ve biriktirdikleri çöpleri sokağa ve kaldırımlara atanlara puan yanında "ESEMES" desteği yapılacaktır.

Atılan poşet içindeki pislikler sokak köpeklerince beğenilip dağıtılıyorsa bu poşetlerin sahipleri ayrıca ödüllendirilecektir.

Şöyle bir soru sorabilirsiniz.

Bu puanları kim veriyor ve nasıl değerlendirilecek.

Bir kere bunu sorma hak ve yetkiniz yok. Nasıl ki kampanya öncesi siz pislik severler sokakları kirletirken kimseye danışmadığınız gibi, bundan sonrada kampanyayı başlatan komiteye böyle bir soru sormak abesle iştigaldir. Ve soramazsınız.

Hem sonra elimizde çok sayıda birikmiş puanlarımız mevcuttur. Kriz öncesi önlemleri zaten aldık. Bu durumda sizlere adam gibi bu kampanyaya destek vererek sokaklara poşet taşıma düşüyor.

Böyle kampanyaların pek sorgulanması doğru da değildir. Çünkü sokak kirletmek akla uygun olmaya bilir ama işin uzmanlarının söylediklerine göre bir çok faydası ilerde görülecektir.

Hem siz kim oluyorsunuz ki itiraz ediyorsunuz. Ne denildiyse o.

Yani bugüne kadar sokaklara buldukları boku koyanlar yanlış mı yapıyorlardı ki. Elekçi Deresine atılan boklarda bir yarar olmasa kim balkonlardan oralara pislik atar.

Şimdi mi?

Siz gelin bu kampanyaya katılın. Hatta evlerinizde WC'leri de kapatın. En azından elektrik ve sudan tasarruf edin.

"Birlikten kuvvet doğar" bu sokaklara pislik bırakma tek tek olmaz. Bu işi birlikte yapalım. Biriken pisliklerde birlikte boğulalım.

Kumruya bu yakışır. Haydi Kumruyu kirletmeye…Haydi Kumru'yu temiz bırakmamaya…Bekir Akaya/2005 /KUMRU TV
.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Sokaklara Çöp Dökme Kampanyasından Ödül Almıştım...

Duyarlı Kumrulular tarafından Dünyada eşi ve benzeri görülmeyen bir kampanya başlatıldı. Bizimde bir katkımız olsun diye bu kampanyayı koşulsuz ve şartsız destekliyoruz. Kampanya doğrultusunda günde en az beş kez evde birikmiş pislik poşetlerini ya Elekçi Deresine ya da gece kimsenin görmediği bir zamanda kaldırıma boşatmak suretiyle bu kampanyaya Kumru Haber olarak destek veriyoruz.

Kumruda bu kampanyaya içtenlikle katılım çok fazla zaten. Ancak kampanya komitesi gurbetteki Kumruluların da

5 Nisan 2022

Yasak Olmasına Rağmen Alparslan Türkeş’in Elini Öptüm ve Hızır (AS) Sayesinde Belgeyi Aldım /Bekir AKKAYA

Şimdilerde askerlik ertele işlemleri e-devlet üzerinden yapılıyor. 1980’li yıllarda askerlik erteme Askerlik Şubelerine gidilerek yapılıyordu. Gerek lise ve gerekse üniversite yıllarımda birkaç kez bende öğrenci olmamdan kaynaklı askerliğimi ertelettirdim.

1984 yılında üniversite hayatım bitmişti. İlan edilecek gün ve zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’na bizzat müracaat edecek ve öğretmenlik görevime başlayacaktım. Nihayet beklediğim gün

geldi. Askerlikle ilgili ilişiğim olup olmadığına dair bir belge harici tüm belgelerimi hazırladım. Başıma gelecekleri bilmediğimden askerlik şubesinden alacağım belgenin kolay alındığını düşünüyordum. Çünkü öğrencilik yıllarımda birkaç kez almıştım. Zaman kısıtlı ve öğretmenlik için müracaat süresi sınırlıydı. En kolay belgeyi en sona bırakarak daha çok öteki belgeleri hazırlama telaşında idim. Ankara’ya bizzat elden götüreceğim dosyanın teslim tarihine tam 19 gün kalmıştı.

KUMRU ASKERLİK ŞUBESİ, SARI ZARFI FATSA’YA GÖNDERDİ

Her zaman aldığım gibi askerlikle ilişkim olup olmadığıma dair belgeyi almak için Kumru Askerlik Şubesi’ne gittim. Görevli Asker : “Kumru’da muayene günlerinin süresi bittiğini, belgeyi almam için Fatsa Askerlik Şubesi’ne gitmem gerektiğini” söyledi.

Ben askere gitmeyeceğimi, muayeneye de gerek duyulmadığını, daha önceden birkaç kez aynı belgeyi aldığımı” söylesem de hiçbir sonuç alamadım. Nihayet elime sarı bir zarf vererek beni Fatsa Askerlik Şubesi’ne gönderdiler.

İçim rahattı. Fatsa Askerlik Şubesi memurlarından bir tanesi akrabamızdı. “Zarfı verir, belgeyi alırım” diye düşünüyordum.

Fazla bir zamanım olmadığı için bir gün sonra Fatsa Askerlik Şubesi’nde soluğu aldım. Nihayet akrabamız Sıddika hanıma ulaşarak derdimi anlattım. Sıddıka hanım şubede birkaç kişiye durumumu anlattıktan sonra bana dönerek : “ muayenelerin vakti geçtiğinden bu belgeyi almam için muayene olmam gerektiğini, bunun için de Ordu Askerlik Şubesi’ne gitmem gerektiğini” söyledi. Elime tekrar kapalı bir sarı zarf verilerek bunu Ordu Askerlik Şubesi’ne ulaştırmam gerektiği söylenildi.

Ciddi manada beni bir telaş ve korku kapladı. Öğretmenlik müracaatı için zaman daralıyordu. Böyle olmasına rağmen Ordu’ya gitmenin ve bu belgeyi almanın çok da zor olmadığını düşünüyordum.

FATSA ASKERLİK ŞUBESİ SARI ZARFI ORDU’YA GÖNDERDİ

Bir gün sonra Ordu Askerlik Şubesine gitmek üzere Ordu’ya gittim. O akşam Ordu’da bir otelde kaldıktan sonra sabahleyin erkenden Ordu Askerlik Şubesine gittim ve bana Fatsa’da verilen sarı zarfı memura teslim ettim. Görevli sarı zarfı ilgili birime ulaştırdıktan sonra yanıma gelerek “muayene olmam gerektiğini, soyunmam için de dışarıda bir kapalı  kabin olduğunu” söyledi. Denilenleri yaptım.

İlçelerde yapılan askerlik muayeneleri bittiğinden ve muayene sadece Ordu Askerlik Şubesi’nde yapıldığından çok kalabalıktı. Uzayan kuyruğa girerek sıramın gelmesini beklemeye başladım. Nihayet sıram gelip muayene edildikten sonra benimle birlikte olanların aksine “salonda beklemem gerektiği” söylendi. Belge almam artık anlık meselesiydi. En azından ben böyle düşünüyordum.

Bir süre bekledikten sonra görevli bir memur elinde sarı bir zarfla “Bekir Akkaya” diye seslendi. Bana dönerek : “Bu kapalı sarı zarfı alıyorsun ve bunu Samsun Yüz Yataklı Askeri Hastane’ye ulaştırıyorsun” denildi.

Ben cidden şoktayım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Sayılı günler kalan öğretmenlik müracaatımı yapamayacağı kesin gibi. Tamamen ümidimi yitirdim. Yapacakta başka bir şey yok.

ORDU ASKERLİK ŞUBESİ SARI ZARFI SAMSUN’A GÖNDERDİ

Aynı gün Ordu’dan Samsun’a gittim. O gece Samsun’da bir otelde kaldım. Sabahleyin de erkenden Samsun 100 Yataklı Askeri Hastane’ye giderek Ordu Askerlik Şubesi’nde verilen sarı zarfı görevli bir askere verdim.

Görevli asker yanıma gelerek  “Yarın tekrar gelerek muayene olmam gerektiği” söylendi. Bende tekrar otele geri döndüm. Üst üste üç gün gidip geldim ve sonunda muayene oldum. Muayene sonunda görevli asker kapalı bir zarı zarf vererek “bunu Ankara 800 Yataklı Askeri Mevkii Hastanesi’ne ulaştırmam gerektiği” söylendi.

İşte bu durum benim yıkıldığım andı. Öğretmenliğe müracaat edemesem de bu belgeyi almam gerektiğine karar verdim. Belki de “evrakları alır son günde olsa bakanlığa evrakları teslim ederim” diye kendimi ikna etmeye çalışıyordum.

SAMSUN YÜZ YATAKLI HASTANE BENİ ANKARA’YA GÖNDERDİ

Samsun’dan o akşam Ankara’ya gitmek üzere yola çıktım.

Sabahleyin erkenden Ankara’ya vardım. Hiç dinlenmeden direk 800 Yataklı Askeri Mevki Hastanesi’ne sabah saat 08:00’de ulaştım.

Sarı zarfı ilgili birime teslim ederek akşam beşe kadar bekledim. Ne arayan var ne de soran.

Ankara Askeri Mevki Hastanesi tıklım tıklım dolu. Salonlar dolu olduğu gibi bahçeler de de boş yer yok. Herkes benim gibi. Türkiye’de ne kadar benim gibi özürlü ya da hasta varsa herkes burada. Herkes bekliyor ve bende bekliyorum. İlk gün yüzlerce kör , topal ve her türden hasta ve özürlü gibi akşama kadar bende bekledim. Acelem olmasa aylarca beklemeyi hiç önemsemem. Dışarılarda hastaları ile birlikte yatan hasta yakınları da var. Konuştuğum bazı insanlar “ bir aydır beklediklerini” bile söylüyorlardı.

Ankara’yı bilenler bilir. Mevkii Hastanesi Ulus’taki İsmet Paşa denilen yere yakın bir yerde bulunuyor. Ankara’da inşaatlarda çalışmamdan kaynaklı en iyi bildiğim yer Ulus ve İsmet Paşa civarıdır.

Bu nedenle İsmet Paşa’da Emniyetin zannedersem üstünde Örnek Otel’de bir oda da yer ayırttım. Sabah olunca otelden ayrılarak erkenden hastaneye gitmeye başladım. Erkenden gittiğim Mevkii Hastenesi’nden akşamları hiçbir şey yapmadan otele geri geliyorum. Gündüz vaktini hastanede geceyi de otelde geçirmeye başladım.

Günlerden salıydı. Öğretmenlik başvuruları hafta sonu Cuma günü sondu. Yaklaşık hastanede beklediğim gün sayısı on iki gün olmuştu. Tamamen ümidim bitmişti.

Salı günü sabahleyin erkenden Ankara Askeri Mevkii Hastanesi’ne gittim. Bilenler bilir o günlerde hastane de olsa salonlarda sigara içiliyordu. Hastanenin bekleme salonunda bir boş yer buldum ve sigaramı yaktım her gün olduğu gibi beklemeye başladım.

TÜRKEŞ’İN ODASINDA BEKLEYEN ASKER "HIZIRIM" OLDU

Saat 12’ye yarım saat var. O kadar kalabalığın içerisinde Zabıta Asker kalabalığı yararak benden tarafa geldiğini gördüm. Gele gele benim yanımda durdu. Ve bana yönelerek herkesin duyacağı bir sesle “Sen düzgün oturmasını bilmez misin?” dedi.

Ben o anda işin doğrusu korktum ve elimdeki sigarayı söndürmeye çalışarak etrafıma bakındım. Herkes benim gibi ama ne hikmetse asker bana bağırıyordu. Hiçbir şey de diyemedim.

Kolunda “görevli”, başında “zabıta” yazan asker “sen kalk ve peşimden gel” diyerek  sivillerin kesinlikle girmeleri yasaklı olan koridora doğru yöneldi. Korku dolu bir şekilde mecburen askerin peşinden gittim. “Gelmiyorum” demem mümkün değildi. Nihayet dar koridorun ışıklı bir alanında durdu.

YASAK OLMASINA RAĞMEN TÜRKEŞ’İN ELİNİ ÖPTÜM

Bana yönelerek başındaki Zabıta yazan şapkayı çıkararak “Beni şimdi tanıdın mı? Sen Bekir Akkaya değil misin? Sen Ordu İmam Hatip Lisesi’nde okumadın mı? Ben de Ordu İmam Hatip Lisesi’nde bir yıl okudum. Bir yıl sonra Ordu Lisesi’ne geçtim.” Adım :………………………….. dedi. (hatırlayamadım) Şimdi de askerliğimi burada yapıyorum. Alparslan Türkeş’in başında koruma olarak görevliyim. Biz iki kişiyiz. Diğer arkadaşım şu anda Türkeş’in yattığı oda da nöbet tutuyor. Türkeş’in yattığı yatak zaten bir kat üstte. Giriş çıkışlar ve görüş yasak. İstersen seni kısa da olsa görüştüreyim” dedi. Ben de “memnun olurum” diyerek O önde ben arkada bir üst kata çıktık. Kısa da olsa Türkeş’in elini öperek geçmiş olsun dedikten sonra odadan ayrıldım.

Tekrar alt kata indik ve bana “ne için burada olduğumu” sordu. Ben de “olup bitenleri anlattım ve öğretmenlik için belge almam gerektiğini” söyledim. Ve “on iki gündür burada olduğumu, Cuma günü de öğretmenlik müracaatımın sonu olduğunu” belirttim.

Benden ayrılarak zarfı teslim ettiğim bölüme gitti. Daha sonra beni asker bir doktor ’un odasının önünde öğleden sonra beklememi ve kesinlikle bir yere ayrılmamamı tembihledi. Ve benle ısmarlaşarak Ankara Mevki Hastanesi’nde yatmakta olan Alparslan Türkeş’in odasında nöbet görevine döndü.

Her ne kadar kendisini tanıdığımı söylemiş olsam da ilgili arkadaşı o gün hiç hatırlayamadım. Ancak, benim adımdan, mezun olduğum okula kadar bildiğinden tanımamazlık ta yapamadım. O gün bana söylediği ismi ne hikmetse bir türlü hatırlayamadım. Ordu’da böyle birini çok arkadaşlarıma sordum, kimse 1984 yılında Alparslan TÜRKEŞ’in Mevki Hastanesi’nde odasında Ordu’lu bir askeri hatırlayamadı. Eğer böyle biri varsa sonsuz teşekkür ederim. Eğer bu yazı kendilerine ulaşırsa bir araya gelerek yüz yüze teşekkür etmek isterim. 

ÖĞLEDEN SONRA İŞİM GÖRÜLDÜ 

Nihayet öğleden sonra erkenden doktorun kapısında beklemeye başladım. Doktor, içerinden tek tek hasta alıyordu. Üçüncü kişi olarak ben çağrıldım. Uzun muayeneden sonra dışarı çıkartıldım.

Kapılarda Bir Yazı: “Bugün muayene olanlar hastanenin arka tarafında açık alanda toplansınlar” şeklinde idi.

Her gün muayene olan yüzlerce kişinin arasına nihayet ben de katıldım. Üst kattan isim okunarak verilen rapor ya da belgeler elden ele dolaştırılarak sahibine ulaştırılıyordu.

Zarı Zarf üzerindeki yazı :  Bekir Akkaya,  Fatsa Askerlik Şubesine Ulaştırılmak Üzere.

Günlerdir alamadığım belgeyi Ordulu olduğunu, Ordu İmam Hatip Lisesinde bir yıl okuduğunu daha sonra Ordu Lisesi mezunu olduğunu ve hastalığı nedeniyle Mevkii Hastanesi’nde yatan Alparslan Türkeş’in başucunda bekleyen iki görevli askerden birinin yüzlerce insanın arasında beni bulması neticesinde almamı, “KUL BUNALINCA HIZIR YETİŞİR” sözüyle ancak açıklayabiliyorum.

SARI ZARFI ALDIM FATSA ASKERLİK ŞUBESİNE GETİRDİM

Ankara Mevki Hastanesi’nden aldığım sarı zarfı alarak o günün akşamı Fatsa’ya gitmek üzere yola çıktım. Perşembe Sabahı erkenden Fatsa Askerlik Şubesine ulaştım ve sarı zarfı teslim ettim.  Sıddıka Hanım’ın yardımları ile  aynı gün “askerlikle ilişkisi yoktur” belgesini alarak aynı günün akşamı dosyamı  tekrar son gün olan Cuma günü Ankara’ya Milli Eğitim Bakanlığı’na dosyamı teslim etmek üzere yola çıktım.

NİHAYET TEKRAR ANKARA VE BAKANLIĞA SON GÜN DOSYAYI TESLİM

Cuma günü sabahleyin Kızılay’da Milli Eğitim Bakanlığına evraklarımı teslim ettim.

Bitirilmesi zor bir süreçti ama HIZIR KARDEŞİMİN sayesinde

şükrolsun bitirdim.

Bu vesile ile    Ömrünü Türk dünyasına adayan, Türk milletinin bilge başbuğu Alparslan Türkeş’i ebediyete irtihalinin 25. yıl dönümünde rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Mekanı cennet olsun. Rabbim peygamberimize komşu eylesin.

Hızır değil ise bana HIZIR GİBİ yetişerek Ankara Mevki Hastenesi’nde işlerimi kolaylaştıran bu güzel Ordulu askerimizden ALLAH RAZI OLSUN. Sonsuz Teşekkürler…

Bekir AKKAYA /06.04.2022 /https://bekirakkaya.blogspot.com/


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Yasak Olmasına Rağmen Alparslan Türkeş’in Elini Öptüm ve Hızır (AS) Sayesinde Belgeyi Aldım /Bekir AKKAYA

Şimdilerde askerlik ertele işlemleri e-devlet üzerinden yapılıyor. 1980’li yıllarda askerlik erteme Askerlik Şubelerine gidilerek yapılıyordu. Gerek lise ve gerekse üniversite yıllarımda birkaç kez bende öğrenci olmamdan kaynaklı askerliğimi ertelettirdim.

1984 yılında üniversite hayatım bitmişti. İlan edilecek gün ve zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’na bizzat müracaat edecek ve öğretmenlik görevime başlayacaktım. Nihayet beklediğim gün

2 Nisan 2022

Pide ve Lahmacun Hocanın Yerinde Yenir - MURAT UYSAL HOCAMIZ HİZMETİNİZDE...



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Pide ve Lahmacun Hocanın Yerinde Yenir - MURAT UYSAL HOCAMIZ HİZMETİNİZDE...



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

ECZANEDE ÇALIŞANLARA TEKNİSYENLİK KURSU (Arşiv Haber -2010)

                    Kursun verildiği Kumru Öğretmenevi
Avrupa Uyum Yasaları kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından tüm Eczanelerde çalışanlara yönelik olarak Eczane Teknisyenliği Eğitimi verilmeye başlandı.

Bu amaçla Kumru Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Kumru’da var olan eczanelerde çalışan ara elemanlara yönelik olarak Kumrudaki eczanelerde çalışıp ta en az bir yıl sigortası yatmış eczane çalışanları için Eczane Teknisyenliği Kursu açtı.

Kumru Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünde işletmeci Hanım Taberru tarafından verilen kursa 20 eczanede çalışan öğrenci katılmaktadır. İki bölüm halinde verilecek kursun ilk bölümü 19 Kasım tarihinde başlayıp 29 Kasım’da bitmiş olacak. Ve bu süre içersinde tüm öğrenciler belgelerini alabilmek için 96 saat gördükleri Ortak Beceri, Ekonomi ve Muhasebe konularından sınava tabi tutulacak ve sınavda başarı gösterenler bu kursun devamı olarak ikinci kursa devam etme hakkı kazanacak.

Kumru’da eczanelerde çalışan 20 öğrenciye ikinci kurs bölümünde sağlıkla ilgili kurs verilecek. Ve ikinci kursu da başarılı bir şekilde geçenlere “Eczane Tenisyeni” Belgesi verilecek.

Kurs Hocası Hanım Taberu Kumru Haber’e şu açıklamayı yaptı. “Bundan böyle eczanelerde belgesi olmayanlar çalıştırılamayacak. Geçiş sürecinde bu kurslar hızlandırılmış olarak şu anda eczanelerde çalışıp en az bir yıl sigortası yatmış olanların katılması zorunlu oldukları bir kurstur. Bu kursların bitiminden sonra da yeni bir kursun açılması şimdilik olmayacak. Ancak eczanelerde çalışmak isteyenler ise bundan sonra çıraklık eğitimi bölümlerinden ya da yüksekokulların ilgili bölümlerinden mezun olanlar ve elinde “Eczane Teknisyeni” belgesi olanlar ancak eczanelerde çalışabilecek.” *Bekir AKKAYA/18.01.2010/KUMRU HABER/KUMRU

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

ECZANEDE ÇALIŞANLARA TEKNİSYENLİK KURSU (Arşiv Haber -2010)

                    Kursun verildiği Kumru Öğretmenevi
Avrupa Uyum Yasaları kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından tüm Eczanelerde çalışanlara yönelik olarak Eczane Teknisyenliği Eğitimi verilmeye başlandı.

Bu amaçla Kumru Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Kumru’da var olan eczanelerde çalışan ara elemanlara yönelik olarak Kumrudaki eczanelerde çalışıp ta en az bir yıl sigortası yatmış eczane çalışanları için Eczane Teknisyenliği Kursu açtı.

Kumru Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünde işletmeci Hanım

Kumru Spor’u Alkışlıyoruz!

Ordu 1. Amatör lig play-off çeyrek final maçında rakibi Fatsa Yaşam Sporu ikinci müsabakada 3-1’lik skorla mağlup ederek adını yarı finale yazdıran Kumru Spor'umuzu tebrik ediyor, başarılar diliyoruz. 

Bekir AKKAYA /https://bekirakkaya.blogspot.com/ KUMRU


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Kumru Spor’u Alkışlıyoruz!

Ordu 1. Amatör lig play-off çeyrek final maçında rakibi Fatsa Yaşam Sporu ikinci müsabakada 3-1’lik skorla mağlup ederek adını yarı finale yazdıran Kumru Spor'umuzu tebrik ediyor, başarılar diliyoruz. 

Bekir AKKAYA /https://bekirakkaya.blogspot.com/ KUMRU


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

20 Mart 2022

Kumru'da Gençlik Yürüyüşü (2004) /Fotoğraf



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Kumru'da Gençlik Yürüyüşü (2004) /Fotoğraf



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............