Çoktandır yazı yazmıyorum. İşin doğrusu sağlık problemlerim olsa da asıl yazmamamın nedeni bir yanlışlığı alışkanlık haline getirmemin farkına varmış olmamdandır. Kırk yaşın altında olanlara göre yaşlı sayılırız. Kırk bir kere maşallahı çoktan gerilerde bıraktık. Dünyada söylenmeyen söz ya da yazılmayan konu kalmasa da önemli olan sizin tarafından söylenmiş olmasıdır. Bu düşünceden yola çıkarak sadece yazdıklarımın başlıklarını toplasam üç beş yazı ortaya çıkar. Zaman zaman anlayacak gibi olsam da bir şeye hala aklım basmaz. Neden çıkara dayandırılmayan işler enayilik olarak görülür? Oysa çıkara dayandırılmayan faydalı işlerin sayılamayacak kadar faydası olduğu gibi, beklenmeyen bereketi de kendiliğinden oluşmaktadır. Ben böyle düşünmekle birlikte son zamanlarda gördüklerim ve yaşadıklarım sonucu yaptıklarımı da düşüncelerimi bir ölçüde yanlış mı yapıyorum acaba? Diye sorgulamaya başladım. Eğer ücret alınmadan yapılan işler “enayilik” olarak görülüyorsa bilinsin ki benim gibiler dünyanın
Kumru İlçesi'nin İlk Kültür ve Haber Sitesi -İnternette İlk Yayın : 1999
Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.
7 Mayıs 2007
Allah’ın Yazısı Bozulur mu? /Bekir AKKAYA
Etiketler:
Yazarlarımız-Şairlerimiz,
Yazılarım
Rakamlarla Fatsa Devlet Hastanesi /Bekir Akkaya
Geçen hafta yazdığımız Fatsa Devlet Hastanesi ile ilgili yazı nedeniyle epey eleştiri aldım. Yazının başlığından tutun da içeriğine kadar itiraz eden epey insanla karşılaştım. Bir hususun bilincindeyim. O da şudur. "İnsana yönelik hizmet veren kurumlarla ilgili olumlu ya da olumsuz bir görüş belirtmenin zor olduğu, yazılırken iyi bir gözlem ve araştırma yapıldıktan sonra bir hükme varılması gerektiği ve olumlu yönler belirtilirken olumsuz yönlerinde yazıda yer almasının gerekliliği"dir. Ben de on gün hastanede kalan biri olarak, hizmet noktasında gözlemlerimi sizlerle paylaştım. Yazımın sonunda ise yazıya devam edeceğimi özellikle de belirtmiştim. Neticede 372 personelin çalıştığı 331 yatak kapasitesi bulunan bir sağlık kuruluşunda söz konusu eksikliklerin olmaması düşünülemez.
Başhekim Dr. Alaettin Arıkan " Hastanemizde kanunsuz bir durum söz konusu olduğu takdirde bizlere yazılı ya da sözlü olarak müracaat edildiği takdirde gerekli işlemin derhal yapılacağını" özellikle ifade etmektedir. Hatta bunun için gerekli yerlere "şikâyet kutuları" koyularak her ay gerekli işlemin yapıldığını söylemektedir. Başhekim Dr. Alaettin Arıkan " Kimse şikâyet etmiyor ve haksızlığını bize bildirmiyor" diyerek "Hasta Hakları" birimlerinin bunun için olduğunu belirtiyor. Ben taşradan biri olarak Fatsa Devlet Hastanesinin çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Bunu söylerken her şeyin dört dörtlük olduğunu da iddia etmiyorum.
Geçen haftaki yazım dikkatli
Başhekim Dr. Alaettin Arıkan " Hastanemizde kanunsuz bir durum söz konusu olduğu takdirde bizlere yazılı ya da sözlü olarak müracaat edildiği takdirde gerekli işlemin derhal yapılacağını" özellikle ifade etmektedir. Hatta bunun için gerekli yerlere "şikâyet kutuları" koyularak her ay gerekli işlemin yapıldığını söylemektedir. Başhekim Dr. Alaettin Arıkan " Kimse şikâyet etmiyor ve haksızlığını bize bildirmiyor" diyerek "Hasta Hakları" birimlerinin bunun için olduğunu belirtiyor. Ben taşradan biri olarak Fatsa Devlet Hastanesinin çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Bunu söylerken her şeyin dört dörtlük olduğunu da iddia etmiyorum.
Geçen haftaki yazım dikkatli
Etiketler:
Yazılarım
Önemli Olan Üretmektir! Tüketmek Değil!/ Bekir AKKAYA
Kumru – Fizme doğumlu olmama rağmen görevim nedeniyle 1987 yılından bu yana Kumru’da yaşayan bir Kumrulu’yum. 89’dan bu yana başarılı olup olmadığımı hiç sorgulamadan sık sık yazılarımla yorum yaptım.
İlçem Kumru için üzerinde en çok durduğum konu, “başka yörelerde olanlar bizim ilçede neden yoktur?” 1999 yılında İnternetle tanıştığımda önce Kumru ile ilgili bir sayfa yapmak ve değişik gazeteler için yazdığım yazıları kumru internet sayfasında da yayınlamak maksadı ile yola çıktım.
Yaptığım dört sitenin çökertilmesi bizi ümitsizliğe
İlçem Kumru için üzerinde en çok durduğum konu, “başka yörelerde olanlar bizim ilçede neden yoktur?” 1999 yılında İnternetle tanıştığımda önce Kumru ile ilgili bir sayfa yapmak ve değişik gazeteler için yazdığım yazıları kumru internet sayfasında da yayınlamak maksadı ile yola çıktım.
Yaptığım dört sitenin çökertilmesi bizi ümitsizliğe
Etiketler:
Biyoğrafi,
Yazarlarımız-Şairlerimiz
Boşuna kızıyoruz /Bekir AKKAYA
Yalan ve gerçek kelimelerinde yola çıkarak biz ve bizim dışımızda olup biten bazı olaylarla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Lügatlerde Yalan; gerçek ve doğru olmayan, sahte, asılsız esassız, esaslı ve ciddi olmayan, Doğru ve mükemmel olmayarak, yanlış ve hata ile karışık olarak tanımlanmaktadır. Gerçek ise; doğru, sahih, muhakkak, sahte olmayan, hakiki olarak belirtilmiştir. Zaman zaman “kıyametin sonunda Deccal çıkacağını, insanların imanını çalmak için tüm yalanları gerçek olarak gösterip, insanları yanıltacağını” duyarız. Sahih bir ifade midir, ya da değil
Etiketler:
Yazılarım
Neye göre duruş, neye göre ilke? /Bekir AKKAYA
Genel anlamda söylenen ve yazılanların doğruluklarından hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Farklı fikir ve görüşler arasında yüzeysel anlamda itiraz edilecek bir durum da yoktur. Bu kastedilenin ne olduğu anlaşılıncaya kadar kimse de pek itirazda bulunmaz…
Konuşma ve yazma fiilini işleyen birinin özellikle dikkat etmesi gereken en önemli hususların başında, kullandığı kelime ve kavramların ne anlama geldiğini öğrenmesidir. Bunun için de mutlaka yanında bir lügat bulundurması zorunludur.
Genel anlamda bu doğru olsa da işin ehli için o kelime ve kavramların hangi kaynaktan elindeki lügate aktarıldığını ve diğer kaynaklarda bu
Konuşma ve yazma fiilini işleyen birinin özellikle dikkat etmesi gereken en önemli hususların başında, kullandığı kelime ve kavramların ne anlama geldiğini öğrenmesidir. Bunun için de mutlaka yanında bir lügat bulundurması zorunludur.
Genel anlamda bu doğru olsa da işin ehli için o kelime ve kavramların hangi kaynaktan elindeki lügate aktarıldığını ve diğer kaynaklarda bu
Etiketler:
Yazılarım
Aslında deliye her gün bayram /Bekir Akkaya
Çocukluğumuzda “Ya ya ya, şa şa şa, yarın bayram olsa!” sloganı eşliğinde yürürdük. Bizim cıvıltılarımızı duyanlar pencerelere koşarak bizlere el sallarlar, biz de bundan büyük keyif alırdık.
Yüreklerimizde kin, garez ve haset duyguları olmadığından herkesi sever, her günümüzü bayram coşkusu içersinde geçirirdik.
Son zamanlarda bu coşkuyu ve bayram havasını Kumru’da her gün yaşıyoruz desem hiç abartı yapmış olmam. Sokaklar cıvıl cıvıl ve herkes bir yerlerde gönüllerine göre eğleniyor ve hoşça vakit geçiriyor. Programlar, yarışmalar, tiyatrolar ve turnuvalar, eğer az delilik varsa her gün bayram Kumru’da…
Zaman zaman insan bilemediğimiz nedenlerden dolayı
Yüreklerimizde kin, garez ve haset duyguları olmadığından herkesi sever, her günümüzü bayram coşkusu içersinde geçirirdik.
Son zamanlarda bu coşkuyu ve bayram havasını Kumru’da her gün yaşıyoruz desem hiç abartı yapmış olmam. Sokaklar cıvıl cıvıl ve herkes bir yerlerde gönüllerine göre eğleniyor ve hoşça vakit geçiriyor. Programlar, yarışmalar, tiyatrolar ve turnuvalar, eğer az delilik varsa her gün bayram Kumru’da…
Zaman zaman insan bilemediğimiz nedenlerden dolayı
Etiketler:
Yazılarım
Ben de isterem /Bekir AKKAYA
Olay büyük, mevzu derin. Ama hiç kimse kılını bile kıpırdatmıyor. Enflasyonun yükselmesine, ülkenin krize girmesine neden olan bir olayda halkın bu kadar duyarsız kalması, insanı çileden çıkartıyor.
Derhal kriz masaları kurulmalı, duyarsızlar duyarlaştırılmalıdır. Etkin ve yetkin kişi ve kuruluşlar duruma müdahale etmezlerse felaketin gelmesi an meselesi. Ey ahali, duyduk duymadık demeyin! Yangın var!
Ülkeyi derinden sarsan ve toptan yok olmakla karşı karşıya kaldığımız bu durumu nasıl önleye biliriz?
Önce halk yavaştan yavaştan bilinçlendirilmeli, geçmişte olup bitenler gözden kaçırılmalıdır. Halkın duygusal yönleri ön plana çıkartılarak krizin asıl nedenine odaklandırılmalıdır. En çok satan gazeteler bu konuyu bütün ayrıntıları ile işlemeli, direnirlerse gerektiğinde her yola baş vurulmalıdır.
Olayın bertaraf edilebilmesi için, gerektiğinde düşman kuvvetlere yakınlığı ile bilinen kesimlere gülücükler dağıtılarak onlarında
Derhal kriz masaları kurulmalı, duyarsızlar duyarlaştırılmalıdır. Etkin ve yetkin kişi ve kuruluşlar duruma müdahale etmezlerse felaketin gelmesi an meselesi. Ey ahali, duyduk duymadık demeyin! Yangın var!
Ülkeyi derinden sarsan ve toptan yok olmakla karşı karşıya kaldığımız bu durumu nasıl önleye biliriz?
Önce halk yavaştan yavaştan bilinçlendirilmeli, geçmişte olup bitenler gözden kaçırılmalıdır. Halkın duygusal yönleri ön plana çıkartılarak krizin asıl nedenine odaklandırılmalıdır. En çok satan gazeteler bu konuyu bütün ayrıntıları ile işlemeli, direnirlerse gerektiğinde her yola baş vurulmalıdır.
Olayın bertaraf edilebilmesi için, gerektiğinde düşman kuvvetlere yakınlığı ile bilinen kesimlere gülücükler dağıtılarak onlarında
Etiketler:
Yazarlarımız-Şairlerimiz,
Yazılarım
6 Mayıs 2007
Mutluluk ve başarıya giden yol/Bekir Akkaya
Geçen yazımızda duruş ve ilke kelimeleri üzerinde durmuş, lugatlardaa “duruş” kelimesinin “durma tarzı” olarak tarif edildiğini, ve “ilke” kelimesinin ise “temel düşünce, temel bilgi, prensip” olarak açıklandığını ifade etmiştik. Yine aynı kelimelerden yola çıkarak bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Dengeli beslenmeliyiz!” cümlesine kimsenin bir itirazı olamaz. Çünkü dengeli beslenmenin sayısız yararları vardır. O halde dengeli beslenmenin ölçüsü nedir? Bünyeye göre dengeli beslenme değişebilir. Kimilerine bazı yiyecekler dengeli beslenmesi için yasaklanacağı gibi bazılarına da aynı yiyecekler tavsiye edilebilir. Burada ölçüyü koyacak, bünyeyi tanıyan
“Dengeli beslenmeliyiz!” cümlesine kimsenin bir itirazı olamaz. Çünkü dengeli beslenmenin sayısız yararları vardır. O halde dengeli beslenmenin ölçüsü nedir? Bünyeye göre dengeli beslenme değişebilir. Kimilerine bazı yiyecekler dengeli beslenmesi için yasaklanacağı gibi bazılarına da aynı yiyecekler tavsiye edilebilir. Burada ölçüyü koyacak, bünyeyi tanıyan
Bir Metre Süt /Bekir AKKAYA
Bundan önceki yazılarımızda "duruş" ve "ilke" kelimelerine yüklenen anlamı irdeleyerek duruşun “durma tarzı”, ilkenin ise “temel düşünce “olduğunu ifade etmiştik.
Kelimelerden yola çıkarak “insanın bir duruşu ve durduğu yeri sabitleyen bir temel düşüncesi olması gerektiğini” söylemiştik. Bunun da insana çok büyük yararlarının olduğunu belirtmiştik.
Yazılarımdan yola çıkarak bana görüşlerini ileten okuyucularımızdan bazıları “katı bir düşünceden söz ettiğimi, bu tür düşüncede olanların kesinlikle zamana ayak uyduramayacaklarını, düşüncenin sabitleştirilmesinde bağnazlık olacağını” ifade eden mesajlar aldım.
İlk etapta doğru gibi gözükse de ben bu görüş ve düşüncede değilim. Neden?
Kelimelerden yola çıkarak “insanın bir duruşu ve durduğu yeri sabitleyen bir temel düşüncesi olması gerektiğini” söylemiştik. Bunun da insana çok büyük yararlarının olduğunu belirtmiştik.
Yazılarımdan yola çıkarak bana görüşlerini ileten okuyucularımızdan bazıları “katı bir düşünceden söz ettiğimi, bu tür düşüncede olanların kesinlikle zamana ayak uyduramayacaklarını, düşüncenin sabitleştirilmesinde bağnazlık olacağını” ifade eden mesajlar aldım.
İlk etapta doğru gibi gözükse de ben bu görüş ve düşüncede değilim. Neden?
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
KONULAR
Haber-Yorum
(1835)
Fotoğraf Galeri
(1414)
Fotoğraflarım
(1257)
Biyoğrafi
(1010)
Yazılarım
(1006)
Kitap-Dergi-Gazete
(963)
Kültür-Sanat
(867)
Yazarlarımız-Şairlerimiz
(858)
Hakkımda
(657)
Araştırma-İnceleme
(603)
Eğitim
(595)
Edebiyat
(590)
Spor-Sağlık
(484)
Kumpas-Polemik
(456)
Kurum -Kuruluş
(381)
İslam
(368)
Hatıra
(281)
Video Galeri
(265)
Belgesel
(217)
İmam Hatipliyim
(194)
Tarih
(174)
Şiir Arşivi
(116)
Türkülerimiz
(71)
Şiirlerim
(56)
Röportaj
(49)