
Bir şeye inanılmıyor olması, o şeyin yok olmasına neden olmaz.
Her zaman ifade ettiğim gibi İlke ve duruş noktasında bir tutarlığı bulunmayanlar, rüzgarın önünde bir yaprak gibi rüzgarın yönüne göre ilke ve duruş sergilerler. Rüzgarın adını dahi bilmeden hayatlarının her alanını ilkesiz ve duruşsuz olarak bitirirler.
Biri çıkar bilerek kendince seviyeli dalga dubara muhabbetiyle “Bekir Hoca herkesi çennete sokacak” ifadesinin ardından “cennet” kelimesini bile “İslam Hususu” kelimesi ile sınırlayarak “bundan kelli” kelimeleri ile muhabbet ortamı hazırlarlar.
Kelime ve kavramları sokak diliyle ifade etmeye çalışarak “cennet”i, cennet abu mesafesine dünüştürerek “uzay araçları” ifadesini de kullanarak bizim bu yazıları neden yazdığımıza dair çeşitli sanaryoları akla getirirler.
Öte taraftan bir başkası da işi kendi kibrine ve heyheylerine ve dahi kişiliğine saldırı olarak görüp, gördüğü ve yediği fırçaları düşünerek kendini “cennet anahtarının sahibi”