Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

27 Ocak 2021

Makbuleye baktık! Yemedik içmedik...Çok ileriye gitmedik Vallahi kokladık

Makbuleye baktık! Yemedik içmedik...Çok ileriye gitmedik Vallahi kokladık

Maklube Sohbetlerinden...(16 Fotoğraf)
















............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Maklube Sohbetlerinden...(16 Fotoğraf)

26 Ocak 2021

Ordu İmam Hatip Lisesi’den Hatıra -(1978)

Ordu İmam Hatip Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin öncülüğünde 1978 yılında MTTB’nin yapmış olduğu deneme sınavlarından sonra Ordu Lisesi’nin önünde aşağıdaki fotoğraf çekilmiştir. Fotoğraf bize o yıllarda hep öncülük yapan aktif Akıncılar ve MTTB’nin Ordu’da  fikir ağabeylerimizden Yakup Kırca’nın facebook sayfasından alınmıştır.

         O günün öncü hocalarımızdan bir kaçı bu fotoğrafta yer almıştır. Fotoğrafta bulunanlar: ?, Yakup Kırca,

Kemal Öner, ?, ?, İdris Naim Şahin, Ramadan Gökten, Mehmet Çalışıcı, ?,  Mehmet Gudu (Osmanoğlu), ? , Hamdi İnan, Adem Köse, Mehmet Ali Kılıç, ? , Ahmet Karagöz. Soru işaretli kişiler tarafımdan tanınamamıştır. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara uzun ömürler diliyorum. Yakup Kırca ağabeye de Kumru’dan selamlarımı iletiyorum.

         Bekir AKKAYA /26.01.2020/ KUMRU

        https://bekirakkaya.blogspot.com/,    https://kumrubelgesel.blogspot.com/

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Ordu İmam Hatip Lisesi’den Hatıra -(1978)

Ordu İmam Hatip Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin öncülüğünde 1978 yılında MTTB’nin yapmış olduğu deneme sınavlarından sonra Ordu Lisesi’nin önünde aşağıdaki fotoğraf çekilmiştir. Fotoğraf bize o yıllarda hep öncülük yapan aktif Akıncılar ve MTTB’nin Ordu’da  fikir ağabeylerimizden Yakup Kırca’nın facebook sayfasından alınmıştır.

         O günün öncü hocalarımızdan bir kaçı bu fotoğrafta yer almıştır. Fotoğrafta bulunanlar: ?, Yakup Kırca,

24 Ocak 2021

Örgütlü toplum mu? Demokratik toplum mu/ Cemalettin Yaktı

"İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin gelişiminin ne kadar önünü açmadığında. Feodal bir yapıyı örgüt diye yutturmada değil, demokratlıkta."

            Öncelerden örgütlü toplumun faydaları üzerine ne kadar makaleler okuduk. Ne kadar konferanslar dinledik. O kadar çok tartışmalarda bunu savunduk ki sayısını hatırlayamam.

    Örgütlü olmanın hak aramadaki gücü, almadaki mahareti ,ikna ediciliği vs. Yaşam tecrübesi ile bilgi arasında tam

bir paralellik olması lazım. Bilgi yaşam tecrübesinin denetiminde ona kılavuz, onun yandaşı, onun en keskin muhalifi ve de yaşam tecrübesinin en sadık talebesi olmazsa işe yararlığı açısından eksiklikler içerir.

           Örgütlenme deyince aklımıza demokrasinin gelmesine nasıl alıştırıldık bilemem. Bazen öyle yanılgılar içine giriyoruz ki örgütlenirsek ,bir araya gelirsek sorunlar kendiliğinden çözülecek, halloluverecek gibi. Fakat örgütlenme öyle başka sorunları beraberinde getiriyor ki eski sorun; eskisinden de beter bir sorunlar yumağı haline geliyor. Salt örgütlenme amaç halini alınca örgütlenme için başta var olan amaç yitip gidiyor. Bizim toplumumuz tarih boyunca hep örgütlüydü zaten. Hiç bir tarihte örgütsüz olmadı ne yazık ki?

Aile, sülale, dergah, tekke,tarikat,parti,lonca,ahilik,mezhep, hemşerilik,bölgecilik,boy,soy,mülkiyelilik,tıbbiyelilik,memurluk,karayolculuk vs. Peki bizim yüz yılardır yarattığımız bu örgütlenmeler neden sorunlarımızı çözmedi? Batıdaki örgütlenmelerin hepsi bizde eskilerden beri mevcuttu. Ya onlarla aynı zamanlarda ya da çok fazla zaman aralığı olmadan mevcuttu. Bizim toplumumuz en eski tarihlerden beri her konuda örgütlenmeyi doğal bir davranış olarak benimsemiştir. Hatta örgütlenmeyi toplumsallaşma olarak algılamıştır. Biz cemaat olmayı her zaman sevmişizdir. Araştırın bakın ,sorun soruşturun bu böyle.

Peki o zaman neden kendimizin eskiden beri derin tecrübelerimiz olan bu konularda, eskilerimize dönüp bakmıyoruz? Aslında bu günkü bilinenin tersine tarihte hiçbir toplum bizim kadar örgütlü bir toplum olmadı. Biz padişahlar mı devirmedik? İsyanlar mı çıkarmadık? Bizim taşımızdan toprağımıza, fikrimizden zikrimize kadar her şeyimiz örgütlüydü.

Bizim asıl derdimiz işte bu örgütlerden kurtulmak olmalıydı. Biz birey olamadık bu örgütler yüzünden. Hala da olamıyoruz. Onun içinde hiçbir şeyde başarılı olamıyoruz. Aynı tip yaşantı, aynı tip düşünüş, hatta ve hatta aynı tek “üniforma” giyiniş bizde.

Toplumumuzda o kadar çok örgütlenmeler var ki artık gına geldi. Bireysel gelişimin, inisiyatifin, bireysel farklılıklar oluşturmanın, bireysel tercihler oluşturabilmenin önü bizde hep tıkalıydı zaten. Şimdiki ve önceden oluşturulan örgütler zaten bu gelişimin önünü kestikleri için bizden ilerilerde diye tarif ettiklerimiz varlar. Hatta ve hatta ticaretten siyasete, sanat ve edebiyattan, dini yaşantımıza kadar belirleyici bu örgütlenmeler. Hem de taraflı ve yanlı. Yandaşsa iyidir, doğrudur. Değilse kötüdür, yanlıştır.

Ben kendi şahsıma daha çok bireyleşme tarafındayım, daha çok özgürleşme tarafındayım. İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin gelişiminin ne kadar önünü açmadığında iş. Feodal bir yapıyı örgüt diye yutturmada değil, demokratlıkta.

Cemalettin YAKTI/28 Aralık 2002    /www.kumru.org/kumruhaber/KUMRU
        
 © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Örgütlü toplum mu? Demokratik toplum mu/ Cemalettin Yaktı

"İş örgütlenmede değil o örgütlenmenin bireyin gelişiminin ne kadar önünü açmadığında. Feodal bir yapıyı örgüt diye yutturmada değil, demokratlıkta."

            Öncelerden örgütlü toplumun faydaları üzerine ne kadar makaleler okuduk. Ne kadar konferanslar dinledik. O kadar çok tartışmalarda bunu savunduk ki sayısını hatırlayamam.

    Örgütlü olmanın hak aramadaki gücü, almadaki mahareti ,ikna ediciliği vs. Yaşam tecrübesi ile bilgi arasında tam

Konyalı Mustafa Uğurlu hocamızın kaleminden merhum Hamdi İnan

Hamdi İNAN hocamız...

Ordu İHLisesi Sivas caddesi üzerinde Şehir merkezinden bir bir buçuk kilometre uzaklıkta idi.

Şehir merkezinde oturanlar İ.H. lisesine gidebilmek için Ordulularin tabiriyle köprübaşı ve hastane sapağından geçmek zorunda idi

1980 ve öncesi.

Sağ sol çatışmaları her yerde başını almış gidiyor amma ordu, hele Fatsa( Ki solcular :

“Kızıl güneş Fatsa’dan doğacak” diyecek

kadar şımarmışlar

O zamanlar genel kurmay başkanı olan k.evreni bile Fatsa’ya koymamışlardı.

Ordu'da köprü başı sapağı ki bu köprü bülbül deresi üzerinde idi Ve o zaman bu dere sanki Ordunun kanalizasyonu gibi idi ...

Bu köprüye solcular iki taraflı durur: Ordan geçenlere ;

Nerde sağcı varsa .........Diye küfürler ederler, eğer karşı koyan olur ise O dereye atarlardı.....

Hastahane sapağı da Sağcıların kontrolünde Bunlar da burda iki taraflı durur; Ordan geçenlere ,Nerde solcu varsa ..........Diye

Şimdi Arkadaşlar ;

“ Hocam peki siz buralardan geçerken ne yapar dınız ?Diye sorunca :Ne yapacağız ?Ben de ben de......Der ve oralardan geçerdim

Çünkü ben sağcı da değil solcuda değil Çok şükür Müslümanım

Müslüman olana başka sıfat gerekmez Diye Anlatmış Ve arkasından da : Bu iki yerden geçerken ;İçimiz titrerDışımız ise kukrerdi Diye de ilave etmişti ...

MerhumHamdi İnan hocam Rabbim rahmetiyle muamele etsin

Muhammed  Mustafa sav me komşu eylesin bu güzel ve kibar hele hele örnek insanı...

Konya’lı Öğretmen Mustafa Ugurlu

Kaynak : https://www.facebook.com/groups/7545703641/

............. © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............