Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

6 Aralık 2006

Hürriyet Gazetesi yazarı Özdemir İNCE’nin, 5Aralık 06 tarihli yazısı üzerine… PROF.DR.ABDULLAH ÖZBEK

Sayın Özdemir İNCE,
5 Aralık 2006 tarihinde yayınladığınız “Hedef: İmamokrasi” adlı makalenizi okudum.
"İmam-doktor, imam-mühendis, imam-öğretmen, imam-yargıç, imam-vali..." nitelemelerini ilk defa kendinizin 1994 yılında kullandığınızı söylüyorsunuz… Arkasından “Cumhuriyet” diyorsunuz, “Devrim Yasaları” diyorsunuz; arkasından da, bir İmam-Hatiplinin bile üniversiteye girmesine tahammülünüzün olmadığını belirtiyorsunuz….
Ve “İslamcı ideolog” diye birinden nakil yaparak, iddialarınızı desteklemeye çalışıyorsunuz.
Sayın İNCE,
Bu tip isimler takmakla gerçekten doğru bir iş yaptığınızı düşünüyor musunuz? Sizler yeri gelince, üç mukaddes kitabı da okuduğunuzu, bunlar arasında Kur’an’ı iyi bildiğinizi, hatta yabancı dildeki tercümelerinden bile yararlandığınızı
söylüyorsunuz… Daha da ileri giderek, İmam-Hatipler’de okunan Arapça dersini bile yetersiz görüyorsunuz. (Bak. 31 Ocak 2006 tarihli yazınız.) (http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=3866173&tarih=2006-01-31)
Eleştiriyorsunuz, fakat hiç çözüm üretmiyorsunuz. Bilirisiniz, bazı kişiler, eleştirmekten düzeltmeye vakit bulamazlar. Tarihte bunların pek çok örnekleri vardır. Korkarım, sizler de bunlardan biri olmayasınız.
Nasıl bir çözüm?
Kaliteli bir İmam-Hatip Lisesi nasıl olmalıdır? Bu konuda da fikir yürütseniz… O zaman sizin eleştirileriniz yerli yerini bulur. Daha önce de sizlere yazdığım gibi, bir toplum birleşik kaplar gibidir. Bir taraf kel, bir taraf gül olmaz. Aşağı yukarı bütün birimler birbirlerini etkiler. Onun için meseleye, bütün olarak bakmak gerekir. Meşhur bir söz dür… Ormanda ağacı seyreden ormanı göremez. Yani, bakıma ve görme meselesi!..
Sayın İNCE,
Bu konuda sorulan bazı sorular var…
Neden İmam-Hatip Liselerine gelenler imam olmuyorlar? Bu kadar imam çok değil mi? Kızlardan imam mı olacak?
Sizler de biliyorsunuz ki, bu soruların cevabı yüzlerce kere verildi. Ayrıca sosyal bilimciler bunları araştırdılar ve değerlendirdiler… Bu konuya girmek istemiyorum.
Yalnız sizler meseleye niçin hala bir okul çerçevesinde bakıyorsunuz? Niçin “kalite” açısından bakmıyorsunuz? Eğer bir İmam-Hatip öğrencisi, bir sürü engelli koşu yaparak doktor, mühendis, öğretmen, hâkim, vali olmuşsa, bunu dillendirmenin kime ne yararı olabilir? Niçin bu okul öğrencileri hedef gösteriliyor? Bu bir ayrımcılık sayılmaz mı?
Gerçi sizler bunu, bir anlamda, Devrim Kanunları, Cumhuriyet ve demokrasi adına yaptığınızı söylemeye çalışıyorsunuz. Bakınız o kanunlardan bir tanesi de “Tevhid-i Tedrisat Kanunu”dur. 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan bu kanunun dördüncü maddesi, şöyledir:
“Maarif Vekâleti yüksek diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir İlâhiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir.”
Şimdi soruyorum…
Bu kanunu çıkaranlar kimlerdir? Bunlara niçin laf edemiyorsunuz?
Bu okullarda, aranan vasıflarda insanlar yetiştirilemediğini söyleyebilirsiniz… Buna katılmamak mümkün değil… Ama buralarda okuyan çocukları, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı göstermek, hangi ahlâkî ilkelere, hangi vicdana, hangi mantığa ve hangi akla sığar?...
Israrla, düşünmeden, bu alanın uzmanlarıyla tartışmadan, tarihi gerçekleri göz ardı ederek yazıyorsunuz… Hatta bu milletin kültürünü ve medeniyetin hiçe sayarak yazıyorsunuz… Bir çok şeyler bilebilirsiniz. Onlara saygımız vardır, elbet. Ama bu bilgilerinizi, doğru amaçlar için kullansanız daha iyi olmaz mı?

Sayın İNCE,
Devrim Kanunları’dan birisi de, “Şapka Giyme Kanunu”dur. (25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun)
Şimdi size, şapka giyip giymediğinizi sormayacağım… Ama bu kanuna uyanın kalıp kalmadığını soruyorum…
Yine aynı kanunlar içersinde, bakınız bir kanun daha var….
Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun; (26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı kanun)
Bunu soralım… Bu lâkaplar bugün kullanılıyor mu, kullanılmıyor mu?
İsterseniz, bir tanesini daha hatırlatayım…
Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun. (30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı kanun)
İşte bu konuda sorayım….
Sizler, bir tarikat liderinin Bakanlar Kurulu tarafından, Süleymaniye Camii’nin haziresine gömülmesi için karar çıkartıldığını, hiç makale konusu yaptınız mı? Yaptıysanız, bu kararı kimlerin çıkardığını yazdınız mı? Kararla ilgili haber için şu anda köşe yazarlığı yaptığınız gazeteye bakabilirsiniz… Hürriyet, 7 Şubat, 2001 Perşembe. (http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/07/turkiye/01tur.htm)

Bu kararı çıkaranların, İmam-Hatip Liseleri yüzünden, Meslek lisesi öğrencilerine de (yani, Anadolu’nun gariban ve fakir çocuklarına) üniversite kapısını kapatan kişiler olduğunu bilmemeniz mümkün değil… Bu çelişkileri nasıl izah edeceksiniz?
Sizler, Devrim Kanunları’nı, Devrim Kanunları’na uyma iddiasıyla çiğneyenleri, bu millete neden gereği gibi tanıtmıyorsunuz? Ortaya konan bu çelişkileri neden gözler önüne sermiyorsunuz?
Bakınız, Ziya Paşa, ne diyor?
En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun
Sen herkesi kör âlemi sersem mi sanırsın
Sayın İNCE,
Bir de şu “İslâmcı ya da İslâmcılık” kelimesini kullanıyorsunuz. Bazen buna, “yazar, ideolog vb.” kelimeler de ekliyorsunuz…
Üstelik bu sıfatı o kadar rast gele kullanıyorsunuz ki… Bilimsel, kültürel ve tarihi gerçeklerden tamamen uzak bir şekilde…
Bir kere “İslâmcılık”, Osmanlı Devleti’nin, yıkılmaya yüz tuttuğu dönemde, devleti kurtarma projelerinden birisinin adıdır. Şimdi böyle bir proje mi var? Üstelik bu projeyi destekleyenlerin bir çoğu, Cumhuriyetin kuruluşunda görev alan kişilerdir…
Selam ve saygılarımla.
Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK
İLGİLİSİNE NOT : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5561827.asp?yazarid=72&gid=61

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...