Her dönem ve her çağda insan manzaraları aynı. Uzay çağı ya da bilmem ne çağı diye geçmiş yılları tasnife kalkışsak ta kendini aşamamışlık ya da bilinçlenememe her dönem insanları için geçerli bir durum. Mesela 15'inci yüzyıl sonlarında yaşayan Kazak Abdal bugün aramızda yaşasaydı "Ormanda Büyüyen Adam Azgını" şiirini acaba nasıl kaleme alırdı?
Benim tahminim Türk Dil Kurumu Sözlüğüne bakar bazı kelimeleri değiştirse de, Avrupa uyum yasalarını göz önünde bulundurarak düşünce özgürlüğünü de sonuna kadar zorlayarak daha da sert bir üslup kullanırdı. 450 yıl önce yazılan bu şiiri siz çevrelerinize uyarlarsanız enteresan sonuç
çıkacağını ümit ediyor, sizleri Kazak Abadal'ın şiiri ile baş başa bırakıyorum.
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Alemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir çim bile çıkmaz karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berber dükkanında oğlan beğenmez
Dağda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'mü fa'sidince keyf getirecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli Yenice'si dühan beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir de kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelse bir Türk'ün kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez
Buluşmak Ümidiyle…
08.02.2006
--
BEKİR AKKAYA
Benim tahminim Türk Dil Kurumu Sözlüğüne bakar bazı kelimeleri değiştirse de, Avrupa uyum yasalarını göz önünde bulundurarak düşünce özgürlüğünü de sonuna kadar zorlayarak daha da sert bir üslup kullanırdı. 450 yıl önce yazılan bu şiiri siz çevrelerinize uyarlarsanız enteresan sonuç
çıkacağını ümit ediyor, sizleri Kazak Abadal'ın şiiri ile baş başa bırakıyorum.
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Alemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir çim bile çıkmaz karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berber dükkanında oğlan beğenmez
Dağda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'mü fa'sidince keyf getirecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli Yenice'si dühan beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir de kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelse bir Türk'ün kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez
Buluşmak Ümidiyle…
08.02.2006
--
BEKİR AKKAYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...