Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

15 Nisan 2017

Dervişin Sahibi (Hikaye)

      Yarın 16 Nisan 2017 tarihi ve EVET - HAYIR OYLAMASI VAR..Anayasa Değişikliği olacak oylama da Türkiye Önemli bir süreçten geçecek...Bana göre Türkiye'nin geleceği oylanacak...Tahminim %55 oranında EVET sandıktan çıkacak...Bunu buraya bir not olarak yazdım..
 HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR...GELEN BELALAR DA ...GELECEK BELALAR DA...
YORULMADAN VE BIKMADAN OLUMSUZ ENERJİMİ GÖNDERMEYE DEVAM....             
ALLAH BELANI VERSİN...ALLAH SENİ REZİL VE RÜSVAY ETSİN...ALLAH SENİ BİLDİĞİN GİBİ YAPSIN...NESLİN KURUSUN...ALLAH SENİ SÜRÜNDÜRSÜN...
ULAN KABADAYI DERVİŞTEN NE İSTEDİN...ULAN KABAKTAN NE İSTEDİN...ARABANIN ALTINDA KALMA AMA ...HEP ÖYLE REZİL OL...TABİ Kİ VARDIR KABAĞIN DA BİR SAHİBİ....
HAYDİ HİKAYEMİZİ OKUYALIM...
Vaktiyle bir derviş berbere gider. Berberden saçını dibinden kazımasını, sakal ve bıyığını kısaltmasını ister. Tereddütsüz
bir şekilde berber koltuğuna oturan derviş:
– “Vur usturayı berber efendi!” der.
Berber, dervişin saçlarını kazı
maya başlar. Derviş de aynada kendini takip etmektedir. Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın …mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:
– “Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım!” diye kükrer.
Dervişlik bu… Sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerek. Ses çıkarmaz, biraz çaresiz, biraz mütevekkil usulca kalkar yerinden.
Berber, bu gariban müşterisine karşı mahcup olmakla beraber kabadayının pervâsızlığından da korkmuştur. Ses çıkaramaz.
Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa baslar. Fakat küstah kabadayı, tıraş esnasında da boş durmaz; sürekli aşağılar dervişi, alay eder:
– “Kabak aşağı, kabak yukarı!..”
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası, yokuştan aşağı hızla kabadayının üzerine doğru gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında
kalakalır. Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir, kabadayının karnına batıverir. Kaşla göz arasında babayiğit kabadayı oracığa yığılır kalır, ölmüştür. Herkes bir anda olup biten bu olayın hayret ve şaşkınlığı içindedir. Berber de şok olmuştur; bir manzaraya, bir dervişe bakar ve dervişin beddua ettiğini düşünerek gayr-i ihtiyarî sorar:
– “Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?”
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
– “Vallâhi gücenmedim ona. Hakkımı da helâl etmiştim. Gel gör ki, kabağın bir de sâhibi var. O gücenmiş olmalı!
Kaynak: http://secmehikayeler.com/eglendirici-egitici-hikayeler/dervisin-sahibi.html
**********Sitemizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve dokümanlar başka bir site ya da dergi-gazetede yayınlanacaksa önceden yazılı izin gerektirir. Sitelerimizde yayınlanan diğer doküman veya belgeler , kaynak gösterilmek ve sitesinin ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.Bekir AKKAYA/2000 **********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...