Kumpas-Polemik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kumpas-Polemik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mayıs 2022

Top'name Fettöş / Şiir /Muhammet CENGİZ

HAİN ÇIKTI BUNCA YILIN HOCASI
ŞEYTANA KÜLLAHI TERSTEN GİYDİRDİ
SÖNSÜN! DİYE DİYE SÖNDÜ BACASI
BEDDUALAR EDİP HIRSTAN GİYDİRDİ

SURAT GÜLMEZ, AMMA GÜLEN DEDİLER
HERŞEYİ EN İYİ BİLEN DEDİLER
“SEVİYORUM, VAR MI ÜLEN” DEDİLER
VELİYE DERSHANE, KURSTAN GİYDİRDİ

DECCAL’IN KÜÇÜĞÜ SÜFYAN’I TANI
SOLLADI İBLİSİ, BÜYÜK ŞEYTANI
GÖRÜNCE UFUKTA YAĞLI KAYTANI
TAPUYU UZAYDAN MARS’TAN GİYDİRDİ

NE HAİNLİK ETTİ BU ASLI BOZUK
VERİLEN DEĞERE EMEĞE YAZIK
HALA ARKASINDA BİR ALAY TOZUK
KILIFI VAAZDAN DERSTEN GİYDİRDİ

KIRK YILDIR DEVLETİ UYUTMUŞ HAİN
GİZLİCE YAVŞAĞI BÜYÜTMÜŞ HAİN
ŞAKİRD’E RÜYAYI DAYATMIŞ HAİN
SAİD NURSİ DEYİP, NURS’TAN GİYDİRDİ

HEM YOLDAN SAPTIRDI HEM KENDİ SAPTI
PAPA BOŞUNA MI KARDİNAL YAPTI?
HİMMET DİYE DİYE KAZIĞI ÇAKTI
EDİRNEDEN SOKTU KARS'TAN GİYDİRDİ

GÖRMEKTEN USANDIK BIKTIK BAYDIRDI
HAYIR HASENATTAN HALKI CAYDIRDI
RABBİM ACIDI DA ERKEN AYDIRDI
FAKİRE HİMMETTEN BURSTAN GİYDİRDİ

GAYBİ DER, TUTUŞTU PAÇASI BUNUN
DÖNMEYE YEMEDİ MAÇASI BUNUN
EMİR VERDİ SİYON LOCASI BUNUN
İSRAİL, İRAN'LA FARS’TAN GİYDİRDİ

14 HAZİRAN 2017

MUHAMMET CENGİZ
https://www.facebook.com/muhammed.cengiz.526
****** ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©©****** ---------------------- - Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ (BEKİR AKKAYA)'ya aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir.-

Top'name Fettöş / Şiir /Muhammet CENGİZ

HAİN ÇIKTI BUNCA YILIN HOCASI
ŞEYTANA KÜLLAHI TERSTEN GİYDİRDİ
SÖNSÜN! DİYE DİYE SÖNDÜ BACASI
BEDDUALAR EDİP HIRSTAN GİYDİRDİ

SURAT GÜLMEZ, AMMA GÜLEN DEDİLER
HERŞEYİ EN İYİ BİLEN DEDİLER
“SEVİYORUM, VAR MI ÜLEN” DEDİLER
VELİYE DERSHANE, KURSTAN GİYDİRDİ

DECCAL’IN KÜÇÜĞÜ SÜFYAN’I TANI
SOLLADI İBLİSİ, BÜYÜK ŞEYTANI
GÖRÜNCE UFUKTA YAĞLI KAYTANI
TAPUYU UZAYDAN MARS’TAN GİYDİRDİ

NE HAİNLİK ETTİ BU ASLI BOZUK
VERİLEN DEĞERE EMEĞE YAZIK
HALA ARKASINDA BİR ALAY TOZUK
KILIFI VAAZDAN DERSTEN GİYDİRDİ

YAZIMIZA "TARSİM"DEN AÇIKLAMA/BEKİR AKKAYA

 "Fındığınızı Asla Sigortalatmayın" yazımızı büyük ihtimal okumuşsunuzdur.

            Sitemizde şu anda yayında olan bu yazıda özetle " Birkaç yıldır sigortalattırdığım fındığımı bu yıl da sigortalattırdığımı ve bu yıl benim gibi fındığı yüksek kesimlerde olanların fındıklarının tamamen donduğunu ve hatta kökten kuruduğunu buna rağmen sigorta kapsamı içersinde olmadığını" vurgulamıştım.

            Yine aynı yazıda "Poliçede Fındıkla ilgili sözleşme maddelerini virgülüne kadar dokunmadan yazarak, fındık üreticisinin lehine olmadığını vurgulamıştım."

            Büyük ihtimal benim gibi fındığını sigortalattırıp ta mağdur olanlar bu poliçenin ilgili maddelerini daha sonra okumuştur. Özellikle de yazımda

gelecek yıllarda böyle bir fındığı sigortalatma durumu söz konusu olursa mutlaka poliçe maddelerinin ilgili bölümlerinin okunması gerektiği üzerinde durmuştum. Ve yazımın en sonunda da "Bundan böyle bu sözleşme maddeleri değişmedikçe "Fındık Sigortalatmasının" yalan olduğunu ve kesinlikle Fındığımı sigortalatmayacağımı söylemiştim.

            Yazımı aracı sigorta acentesi dikkate almamış olsa da "TARSİM" yetkilileri hem de Karadeniz Bölge Koordinatörü tarafından dikkate alınması bu konunun geçiştirilecek ve basit bir durum olmadığını göstermektedir. Anladığım kadarıyla ortada fındık üreticisini bizzat ilgilendiren önemli bir mevzuat eksikliği bulunmaktadır. Bu durum bizzat TARSİM'in en en üst birimlerinden Karadeniz Bölge Koordinatörü Sayın Bülent  Yaşaroğlu tarafından da ifade edilmiştir.

            Karadeniz Bölge Koordinatörü Sayın Bülent Yaşaroğlu ile uzun bir telefon konuşmamız oldu. Şahsen bana bu konuda uzun ve çok yararlandığım bilgiler aktardı. Keşke bu açıklamaları ben fındığımı sigortalatmadan önce duymuş olsaydım.

            Şunun bilinmesini arzu ederim. Ben yazımda kesinlikle bir kurum ve ya kuruluşu suçlamıyorum. Ben yazımda mevzuat doğrultusunda hazırlanan poliçedeki sözleşme metnine dikkat çekmiş ve aynı yazıda da "bu sözleşme şartları değişmedikçe fındığımı sigortalatmayacağımı" vurgulamıştım. Müdür Beyle görüşmemizden sonra da düşüncem hiç değişmedi ve hatta daha da kuvvetlendi.

            Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  TARSİM'le ilgili geniş bilgi verdikten sonra 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile ilgili bilgi de verdi. Daha doğrusu TARSİM Türkiye'de var olan tüm ürünleri bu kanuna bağlı kalarak sigorta yapmaktadır. Fındıkta sadece bunlardan birisidir ki  Müdür Bey'in ifadesi ile bu da bir iki yıldan bu yana yapılmaktadır. Aracı kurum olan Sigorta Acenteleri burada sadece adı gibi aracıdır . Bana göre de hiçbir fonksiyonları yoktur.

            Adını vermek istemediğim bir aracı kurum sigorta acente görevlisi ya da kendinin müdür olduğunu söyleyen biri bana telefonda " Sigortayı bize niye yaptırmadınız, biz sizin verdiğiniz paraların tamamını geri iade ederdik." Dedi. Oysa sigorta ettirme karşılığında verilen paranın iadesi çözüm değil.  Denilen durum doğru olsa da bir anlam ifade etmez. Çünkü, mal sigortalanmışsa afet sonunda da malın tamamı karşı tarafa ödenir. Burada durum verilen paranın alınması değil, kuruyan ya da donan fındığın ya da çıkacak fındığın para olarak karşılanmasıdır. Burada fındık donmuştur ve bu bahçe kaça sigorta yaptırılmıştır. Paranın iadesi demek, fındığın hiç sigortalanmaması demektir ki, bu da yalandan yere fındık üreticisini kesinlikle kandırmaktır. İyi düşünüldüğünde büyük ihtimal bu durum bile kesinlikle mevzuata uygun değildir. Hatta biri bu durumu yargıya taşısa "TARSİM" burada suçlu çıkar. Eksper aracılığı ile ürünün donduğu ve bu amaçla yatırılan paranın iadesi üreticinin mağduriyetinin belgesidir. Yani zarar var ki bu durum oluşmuş, çıkmaz sokak olduğu için de çiftçi lehine böyle bir yol güya bulunmuştur.

            Bu durumu yetkililer zaten büyük ihtimal düşünmüşlerdir. Zamanım olsa emin olun ben bunu yargıya taşırım. Çünkü burada TARSİM" in de kabul ettiği bir mevzuat boşluğu vardır.

            Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  5363 sayılı Tarım Sigortalar Kanununun üzerinde epey durdu. Ben şahsen kanunu hiç incelemedim. Müdür Bey Türkiye'de yetişen tüm ürünlerin bir fenolojik bir dönemi olduğunu, her ürünün bir ekolojik dönemi bulunduğunu ve o dönemde sigorta yaptırılması gerektiğini ve özellikle de bu dönemin dışında kalan zamanların sigorta kapsamı içersinde bulunmadığını söyledi.

            Müdür Beyden telefon konuşmasında aldığım bilgiye göre Fındık için bu dönen 1 Ocak ile 10 Mart arası,

            Bu durum her ürün için ayrı imiş. Pancar, muz, zeytin, patates, belki çay ya da bir başka ürün. Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  özellikle şunu vurguladı " Sigorta yapılan şey üründür. Ve bir süresi vardır." Bu cümleyi epey konuştuk.

            Müdür Beyin söyledikleri mevzuat açısından doğru. Zaten benim de üretici olarak ne Tarsime ne de Sigorta Şirketlerine bir itirazım yok. Onlar ellerindeki mevzuatı uygulamak zorundalar.

Fındık yapan herkes şunu biliyor. Bu mevzuat bu şekliyle fındık üreticisinin don olayındaki mağduriyetini giderememiştir.

Ben şahsen fındığın kısa bir zaman dilimi için sigortalandığını bilmiyordum. Büyük ihtimal kimse de bilmez. Ben öyle bir sigorta istiyorum ki, tüm bahçeyi her türlü afete karşı sigortalatmak istiyorum.

Dalın ucunda çiçeği ve çiçeğin açtığı an denilen sigorta etme durumu benim anladığım fındığı sigorta etme olmuyor. Şimdiki durumda budur. 50 yıldır olmayacak bir afetin olmayacağı üzerine mevzuat yapılamaz. Yapılan mevzuat tüm ihtimalleri göz önünde bulundurma zorunluluğu vardır. Bizim durumumuz bugün için böyledir.

Belki de yetkililer fındığı bir türlü bir yere koyamıyorlar. Çocukluğumdan hatırlıyorum. Bir ara fındık Dağ ürünü olmuş çıkmıştır. Bugün bile fındık en çok bu yönü ile tartışılmaktadır. Yani fındık henüz bana göre dağ adamının ürünü olmaktan kurtulamamıştır. Fındık şehirleşememiştir. Belki de bu Karadeniz'in çoğrafik bir talihidir. 

Kesinlikle fındığın ucu değil tamamı ocaklar da dahil sigorta kapsamı içersine sokulmalıdır.

Aklımda kaldığı kadarıyla Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu'yla konuştuklarımı ve öğrendiklerimi sizinle paylaşayım.

Yaptığınız sigorta fındık bahçesi ya da fındık ocağı değil, fındık ürünü sigortasıdır. Bu da 5363 Sayılı kanuna göre yapılmaktadır.

Her ürün için bir başlama noktası vardır. Kesinlikle tüm yılı kapsamaz. Fındık için 1 Ocak ile 10 Mart arasıdır.

Telefonda şunu anlayamadım.

Fındık için 1 Ocak ile 10 Mart arası olduğunu söylemişti. Ben ise 12 Şubatta fındığımı sigorta yaptırmıştım. Bizim fındıklar Ocak ayında donmuş. Ben dondan sonra sigorta yaptırdığımdan sigorta kapsamı içersinde olamamışım. Ben böyle anladım.

Madem böyle ise sigorta yetkilisi beni sigorta yaptırma isteğimi geri çevirmesi gerekmez miydi?

Ben şöyle bir soru sordum.

Bazı fındık sahipleri yatırdıkları paraları don ya da başka hasar diyerek geri almışlar ve hatta bahçeleri sigorta kapsamı içersine bile alınmış dedim.

Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  " Tarsim'in kar amaçlı bir kuruluş olmadığını, kesinlikle haksız bir uygulama yapılamayacağını, ancak birbirine sınır olan iki tarlanın birinin dolu ve benzeri durumla hasar gördüğü halde diğer bahçelerinin hasar görmediğini özellikle de vurguladı. Ellerinde bu konuda çok sayıda fotoğraf bulunduğunu ifade etti.

Fındığın daha geniş bir şekilde sigortalanmasının imkanı olamaz mı dediğimiz de,

Mevzuata göre şimdilik bunun mümkün olmadığını ancak bazı süs bitkilerinin bu şekilde sigortalandığını, bazı konularda çalışma yapıldığını ileriki günlerde bunların mevzuat değişikliğine gidilerek olabileceğini vurguladı.

TARSİMLE İLGİLİ İSE Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu şu bilgileri verdi.

"Tarsim" bölgemizde yeni. Fındıkla ilgili çalışmalarımız hızla devam ediyor. Sistemimiz bölgede henüz yeni, koordinatörlük iki yıl önce kuruldu. Hiç personeli olmayan birimimizde bugün 100'e yakın eksperimiz var. Gece gündüz çalışıyoruz. Tarım İlçe Müdürlükleri ile birlikte hazırladığımız rapor Tarım Bakanlığına gönderildi. Henüz cevap gelmedi. Fındık için kuraklık dahil bugün olan donma gibi durumlar da sigorta kapsamı içersine alınacaktır. Çalışmalarımız hızla devam ediyor.

Telefonunun 24 saat açık olduğunu söyleyen  Karadeniz Bölge Koordinatörü Bülent Yaşaroğlu (mahsuru olur düşüncesi ile telefonu burada yazmadık. Kendileri yazılmasında mahzur yoktur derse yazarız)  samimi bir şekilde bulunduğu makamın ağırlığı doğrultusunda bütün sorularımızı cevaplandırdı. Yazdıklarımızın önemli olduğunu ve kesinlikle dikkate alındığını ifade etti. Ancak bizim buralarda kullanılan bazı kelimelerin yazı da kullanılmasının hoş olmadığını söyledi.

Her ne kadar doğru söylemiş olsa da bizim bahçeye çıkmış olsa "aynı sözlerin daha da beterini hatta bu ne biçim bir sigorta ettirme" diye mırıldanacağını adım gibi biliyorum.

Son sözüm şu,

Bilgilendim, bu yazıyı da bilgilenmeyenler bilgilensin diye kaleme aldım.

Suçlu bulundu. O da her durumumuzda karşımıza çıkan mevzuat.

Neden değiştirilmez? Onu da herkes sadece fındıkçılar değil asıl yetkililerine sorsun. Bu mevzuat ve sigorta sözleşme maddeleri ortada dururken kimse fındığını bu haliyle sigortalatmaz.

Sayın Müdürüm Bülent Yaşaroğlu'na  Kumru'dan sevgi ve salamlarımı iletir saygılarımı sunarım…TELEFON: 0544 341 22 30/ email: kumruhaber@gmail.com WEP: www.kumru.org ve www.kumruhaber.org Bekir AKKAYA/27 Kas 2008 16:10/KARADENİZ HABER POSTASI


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

YAZIMIZA "TARSİM"DEN AÇIKLAMA/BEKİR AKKAYA

 "Fındığınızı Asla Sigortalatmayın" yazımızı büyük ihtimal okumuşsunuzdur.

            Sitemizde şu anda yayında olan bu yazıda özetle " Birkaç yıldır sigortalattırdığım fındığımı bu yıl da sigortalattırdığımı ve bu yıl benim gibi fındığı yüksek kesimlerde olanların fındıklarının tamamen donduğunu ve hatta kökten kuruduğunu buna rağmen sigorta kapsamı içersinde olmadığını" vurgulamıştım.

            Yine aynı yazıda "Poliçede Fındıkla ilgili sözleşme maddelerini virgülüne kadar dokunmadan yazarak, fındık üreticisinin lehine olmadığını vurgulamıştım."

            Büyük ihtimal benim gibi fındığını sigortalattırıp ta mağdur olanlar bu poliçenin ilgili maddelerini daha sonra okumuştur. Özellikle de yazımda

FINDIĞINIZI ASLA SİGORTALATMAYIN/ARŞİV YAZILARDAN/ BEKİR AKKAYA

Yapılan propagandalar hem de resmi ağız ve ilanlardan olunca inanmamak mümkün değil ki? Sonrasında da bir Allah'ın kulu ortalıkta gözükmüyor. Muhatapta bulamıyorsunuz. Bulduğunuz muhataplar ise topu birbirlerine ya da ellerinde yazan yoruma açık sözleşme metnine atıyor. Ne hikmetse de gözü size diktilerse yorumlar da sizden yana bir türlü olmuyor. Deseler ki, "Kardeşim biz çiftçiden yana değil, sizden para toplamanın bin bir bahane ile hak ettiğiniz parayı ödemeyeceğiz.  Fındıklarınız ne olursa olsun isterse toptan bahçe ateşle yakılsın sigorta kapsamına sokmayacağız." Deseler tamam diyeceğiz. Ama onlar öyle yapmıyor. Gelip gördükleri halde, fotoğraflarla görüntüledikleri halde "Hayır donma deyince biz dal ucundaki tomurcukları söylüyoruz, fındığın don nedeniyle tamamının kuruması bizim sigorta kapsamımızın dışındadır." Diyorlar.

            Bilindiği gibi yüzlerce çiftçinin yaptığı türden güya ben de geçen yıl fındığı dona ve diğer afetlere karşı sigortalattırdım. Ve paramı da ödedim. Geçen yıllarda aynen sigorta yaptırmıştım.

            Yine bilindiği gibi bu yıl fındıkların özellikle de yüksek kesimde bahçesi bulunan bizlerin fındık bahçelerindeki fındık ocakları aşırı don nedeniyle tamamen kurudu. Bırakın dal uçlarını ocakların dalları ve hatta köklerinden kurudu.

            Fındığımı sigortalatma işini ben Kumru Erçallar'a yaptırmıştım. Bana verilen form'da "TARSİM" ALLIANZ SİGORTA A.Ş. DEVLET DESTEKLİ BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTALARI POLİÇESİ yazıyor. Bende fındığın don nedeniyle tamamen kuruduğunu ERÇAL SİGORTA ARACILIK HİZMETLERİ LTD.ŞTİ'ne bildirdim.

            Sonrasında "eksper" denilen iki görevli mühendis geldi. Kurumuş bahçeleri tek tek dolaşarak fotoğraflarına kadar güya belgelediler. Don olayını rapor ettiler.

            Geçen gün telefonuma bir mesaj geldi. "FINDIĞINIZI SİGORTA YAPTIRMIŞ OLDUĞUNUZDAN DOLAYI KALAN TAKSİTLERİNİZİN SON KISMINI ÖDEMEDİĞİNİZ ANLAŞILMIŞTIR. FİLAN GÜNE KADAR ÖDEMEDİĞİNİZ TAKDİRDE YASAL İŞLEMLERLE ALINACAKTIR."

            Sigorta yaptırdığım ERÇALLAR'a gittiğimde "durumun doğru olduğunu, borcumun bulunduğunu" söylediler.

            Fındığın don nedeniyle kuruduğunu exsperler gelip rapor ettiklerini söyleyince de bana "SİZİN BAHÇE DALIN UCUNDAN DEĞİL, KÖKÜNDEN DONARAK KURUMUŞ, DOLAYISIYLA SİGORTA KAPSAMI İÇERSİNDE DEĞİL" dediler.

            Yani yaprağın ve tomurcuğun kuruması gerekiyormuş. Eğer ocak ta kökten ya da dalından kurursa kapsam dışıymış.

            Bu ne biçim bir önerme bu ne biçim bir mantık anlayan varsa bize anlatsın da ikna olalım.

            TARSİM YETKİLİLERİNE SORUYORUM.

            Kök kuruyunca dal kurur, dal kuruyunca yaprak ya da çiçek kurur. Bunu bilmek için üniversite bitirip bu konunun uzmanı mı olmak gerekli?

            Poliçeyi baştan sona inceledim.

            Sözleşme Koşulları başlığında "DOLU, FIRTINA,HORTUM, HEYELAN, YANGIN VE DEBREM RİSKLERİ İÇİN" başlığındaki fındıkla ilgili (d) maddesi şöyle…

            d) Fındıkta, bahçedeki ocaklarda bulunan çotanaklardaki danelerin en az %90'ının mercimek iriliğine gelmesinden sonra,

   -----------------

          Eyi de TARSİM VE SİGORTA ŞİRKETİ

            Bizim bahçede bırak dal ucunu ocakların tamamı kurudu. Bırak daneyi, kökte kalmadı. Sadece bu yıl değil ocağın tamamı sökülmesi gerekir. Yeniden dikilmesi gerekir ama sigorta kapsamı dışında imiş. Anlayan varsa beri gelsin.

-------------------

            "DON RİSKİ İÇİN İSE " BAŞLIĞINDAKİ" fındıkla ilgili c) maddesi ise şöyle…

            c) Fındık ürününde bahçedeki ocaklarda bulunan dişi çiçeklerin en az %90'nı(Karanfilli Tomurcukların) etrafını çevreleyen pulcuklardan ayrılıp, sap oluşturmaya başladıktan ve ilk yaprakçıklar görülmeye başladıktan sonra, başlar…

            …………..

            Burada fındığın tamamı donma yazmıyormuş guya.

            Bizim gibi bahçe sahiplerinin tüm bahçenin köküne kadar kurumasını sigorta kapsamı içersinde görmeyen sigorta yetkilileri emin olun bizim bile kanımızı dondurdular.

            Onlar şöyle diyorlar. "Biz dalın ucunu sigortalı yaptık, ocak kökten kurursa bu olmaz.

            --------------

            TARSİME VE SİGORTA YETKİLERİNE ŞÖYLE DESEK ANLATABİLİRMİYİZ Kİ?

            Bak, değerli uzmanlarım.

            Hani sizin dediğiniz uçtan donma olayı var ya bu şöyle olur. Eğer dalın ucu donarsa ocak kurumaz, yine az da olsa donmayan yerlerde hatta ocakta fındık olur. Ancak ocak kökten kurursa dal da yaprakta, çiçekte donar ve kurur. O zaman da o bahçede, o ocakta "NAH" fındık olur. Hatta sonraki yıllarda da fındık hiç olmaz.

            Ve olmayan bahçeyi de kimse sigortalattırmaz. Ocak olmayınca fındık olmaz.

            Ama onlar bu durumu anlamak istemiyorlar…

            …………………

            Poliçede bir çok madde var... Hiç birisi çiftçi lehine değil…Mesela size bir başka madde, hem de çok önemli

            "YUKARIDA TEMİNATIN BAŞLAMASINI TARİF EDEN FENOLOJİK EVRELERDEN ÖNCE BİR HASAR MEYDANA GELMESİ HALİNDE BU HASARLAR TEMİNAT KAPSAMI DIŞINDADIR."

           ----------------------

           Benim gibi bu maddeleri zamanında okumamışlar güya fındıklarını sigortalattırdıklarını sanıyor. Böyle bir durumla karşılaşınca da aldatıldıkları gerçeğini kabullenemiyor.

Gelin burada "TEMİNATIN BAŞLAMASINI TARİF EDEN FENOLOJİK EVRELERDEN ÖNCE BİR HASAR MEYDANA GELMESİ HALİNDE BU HASARLAR TEMİNAT KAPSAMI DIŞINDADIR."Maddesine bakalım.

         "FENOLOJİK EVRELERDEN ÖNCE" İMİŞ.

            Yani fındık için dalın ucunda çiçek olmaya başladığı an…Bunun dışındaki hiçbir hasar sigorta kapsamı dışında değilmiş…Bidirim süresinin kısalığını ben hiç söylemeyeyim. GÜNAYDIN FINDIKLARINI SİGORTA YAPTIRAN AKILLI FINDIKÇILAR…

            Bundan böyle bu poliçe değişmedikçe ben fındığımı sigorta filan yaptırmayacağım…

            Bu poliçeden ve bu yıl sigortalanmış ve bahçelere yapılan bu haksız durum ortada dururken fındığın sigortalanması durumunun yalan olduğu açığa çıkmıştır.

            Sayın TARSİM" yetkilileri ya da Tarım Müdürlükleri ya da Fındığımızı sigorta eden sigortacılar ya da  daha üst kesimdeki asıl sorumlular bu duruma bir açıklık getirmelidir.. Aksi takdirde bu aldatılmışlığı mahkemeye taşıyıp hak aramak boynumuzun borcu olsun.

            Son olarak sizlere "poliçeyi okuyup öyle imza atın." Benim gibi olmayın. Ben şahsen bundan sonra fındığımı sigortalatmayı düşünmüyorum. Zaten sigortalatacak bahçe de işin doğrusu kalmadı.

            Hoşça kalın…

           Bekir AKKAYA/26 Kas 2008 05:2 Karadeniz Haber Postası    

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

FINDIĞINIZI ASLA SİGORTALATMAYIN/ARŞİV YAZILARDAN/ BEKİR AKKAYA

Yapılan propagandalar hem de resmi ağız ve ilanlardan olunca inanmamak mümkün değil ki? Sonrasında da bir Allah'ın kulu ortalıkta gözükmüyor. Muhatapta bulamıyorsunuz. Bulduğunuz muhataplar ise topu birbirlerine ya da ellerinde yazan yoruma açık sözleşme metnine atıyor. Ne hikmetse de gözü size diktilerse yorumlar da sizden yana bir türlü olmuyor. Deseler ki, "Kardeşim biz çiftçiden yana değil, sizden para toplamanın bin bir bahane ile hak ettiğiniz parayı ödemeyeceğiz.  Fındıklarınız ne olursa olsun isterse toptan bahçe ateşle yakılsın sigorta kapsamına sokmayacağız." Deseler tamam diyeceğiz. Ama onlar öyle yapmıyor. Gelip gördükleri halde, fotoğraflarla görüntüledikleri halde "Hayır donma

19 Mayıs 2022

TÜGVA GENÇLERLER BULUŞTU

Türkiye Gençlik Vakfı Ordu ve  Kumru Temsilciği (TÜGVA) yönetimi bugün gençlerle bir araya geldi.

Gençlerle bir araya gelen TÜGVA’nın Ordu’da üst düzey yönetimiminde bulunan Berat Zevalsız ve Kumru’da TÜGVA’nın üst düzey yönetiminde bulunan Abdulkadir Hocaoğlu proğramda gençlere yol göstererek  deneyimlerini paylaştı. Gençler bu yol göstermeden çok mutlu oldu. Rabbim yollarını açık etsin!



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

TÜGVA GENÇLERLER BULUŞTU

Türkiye Gençlik Vakfı Ordu ve  Kumru Temsilciği (TÜGVA) yönetimi bugün gençlerle bir araya geldi.

Gençlerle bir araya gelen TÜGVA’nın Ordu’da üst düzey yönetimiminde bulunan Berat Zevalsız ve Kumru’da TÜGVA’nın üst düzey yönetiminde bulunan Abdulkadir Hocaoğlu proğramda gençlere yol göstererek  deneyimlerini paylaştı. Gençler bu yol göstermeden çok mutlu oldu. Rabbim yollarını açık etsin!



.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

DİPLOMASIZ VE CAHİL BİRİ BÜYÜKŞEHİRDE NE YAPAR? /KUMPAS YAZILARI -9 /Bekir AKKAYA

Kumru Belediye Başkanlığı’nın internet sitesinde 25 Kasım 2016 tarihinde yazılan iftira ve yalan yazıya destek mahiyetinde hakkımda linç girişimi başlatılmıştı.
            Kumpas Yazıları serisinde gördüğünüz üzere başta KUMPASA DESTEK İÇİN KUYİAD, KUMRU MEDYA, KUMRU TAKİP, KUMRU AKP YÖNETİMİ, KUMRU KADIN KOLLARI yaptıkları yazılı açıklamalarla bilinçli bir şekilde KUMPASA yoğun ilgi göstermişti.
            Yazılan bildirilerin altına destek mahiyetinde onlarca yorum yapılmıştı. Beğeniler göz dolduruyor ve heyecan yaratıyordu.
            Özellikle Kumru Belediye Başkanlığının Resmi İnternet Sayfasının altına yapılan yorumlar başkanın KUMPASINI istediği sonuca ulaştırmıştı.
            Şimdi sizlere Ordu Büyükşehir Belediyesinde çalışan tamamen yalan ve iftiraya yönelik Berat ZAVALSIZ’ın yorumunu beğeninize sunuyorum.
            Berat ZAVALSIZ şöyle diyor yorumunda :” Bir tarafta yol yapmak isteyen bir adam var, Diğer tarafta yol için bir karış yer vermek istemeyen madamcıklar var. Murat Hatipoğlu Başkan hizmete devam. Her dönem böyle ödüllü diplomalı cahiller olur. #BaşkanHatipoğluYalnızDeğildir
           
“YOL İÇİN BİR KARIŞ YER VERMEYENLER” yalanını yazan Berat ZAVALSIZ tamamen yalan söylüyor. Bunu ispat edemez ise kendisi yalancıdır. Kimin ağzı ile konuştuğunu ben zaten açıklayacağım.
            Mesela sormalı Hacı Abdul Kadir Hocaoğlu’na ya da Müdür Suat EVİN’e…
            Müdür Suat EVİN’e sormalı yalan içerikli ve kendisinin de yer aldığı tamamen yalan ve iftira içerikli yazıyı. Hatta Suat EVİN’e sormalı küfür ve hakaret içerikli yorumları neden beğendiğini?
            Kendisi Büyükşehir Belediyesinde çalışıyor. Ben diyorum ki, Ordu’dan Kumru Belediye Başkanı Murat Hatipoğlu’na destek çıkmak yalan ve KUMPASI’na destek için mi belediyede görev aldın?
            Büyük Belediyenin personeli Berat ZAVALSIZ sen biliyorsun ki;
            Büyük Belediyenin yaptığı işler Kumru Belediyesinin alanı içerisinde değildir. Kumru çöplerle dolu her taraf pislik. Sen önce Murat Hatipoğluna şu Kumru’nun pisliğini temizlesin de Kumru sokakları köpeklerden kurtulsun. Bizler burada koku içinde yaşıyoruz…Önce çalıştığın yerdeki OSKİ’ye söyle de şu Kumru’da Sular zırt pırt kesilmesin…
           
Benim bu sorduklarımı sen git seni bu konuda bilgilendirenlere sor.
            Merak ettiğim husus şu; Acaba hala Murat Hatipoğlu için bu cümleleri kullanabiliyor musun? Ben sürgün edildim. Bakalım Ordu’dan gelip te Oy vereceğin başkanı yerinde durdurmaya oyun yetecek mi?
            Ama senin gibiler için çok önemli değil. Kim gelse ilke milke hak getire gücün bayrağını sallarsın. Boş ver davayı falan “DÖNEM EKMEK DAVASI” ve sen bu davanın yolcususun.
            “Adamcık, madamcık” görmek istersen önce kendine, sonra da el etek öptüklerine bakacaksın.
                        Son bir soru: Hakikaten Büyük Şehir Belediyesine girerken KPS’den Kaç puan almıştın?
            Diyorsun ya hani “HER DÖNEM BÖYLE ÖDÜLLÜ DİPLOMALI CAHİLLER OLUR” diye…Vallahi doğru diyorsun…Senin kadar cin akıllı olmadığımız için biz de ömrümüzü DİPLOMA ALMAK İÇİN harcadık. Bir daha mı? Asla!

            Bekir AKKAYA/ 20.09.2018/KUMRU 
------------------------------------------------------------------------------------------------- ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©

DİPLOMASIZ VE CAHİL BİRİ BÜYÜKŞEHİRDE NE YAPAR? /KUMPAS YAZILARI -9 /Bekir AKKAYA

Kumru Belediye Başkanlığı’nın internet sitesinde 25 Kasım 2016 tarihinde yazılan iftira ve yalan yazıya destek mahiyetinde hakkımda linç girişimi başlatılmıştı.
            Kumpas Yazıları serisinde gördüğünüz üzere başta KUMPASA DESTEK İÇİN KUYİAD, KUMRU MEDYA, KUMRU TAKİP, KUMRU AKP YÖNETİMİ, KUMRU KADIN KOLLARI yaptıkları yazılı açıklamalarla bilinçli bir şekilde KUMPASA yoğun ilgi göstermişti.
            Yazılan bildirilerin altına destek mahiyetinde onlarca yorum yapılmıştı. Beğeniler göz dolduruyor ve heyecan yaratıyordu.
            Özellikle Kumru Belediye Başkanlığının Resmi İnternet Sayfasının altına yapılan yorumlar başkanın KUMPASINI istediği sonuca ulaştırmıştı.
            Şimdi sizlere Ordu Büyükşehir Belediyesinde çalışan tamamen yalan ve iftiraya yönelik Berat ZAVALSIZ’ın yorumunu beğeninize sunuyorum.
            Berat ZAVALSIZ şöyle diyor yorumunda :” Bir tarafta yol yapmak isteyen bir adam var, Diğer tarafta yol için bir karış yer vermek istemeyen madamcıklar var. Murat Hatipoğlu Başkan hizmete devam. Her dönem böyle ödüllü diplomalı cahiller olur. #BaşkanHatipoğluYalnızDeğildir
           
“YOL İÇİN BİR KARIŞ YER VERMEYENLER” yalanını yazan Berat ZAVALSIZ tamamen yalan söylüyor. Bunu ispat edemez ise kendisi yalancıdır. Kimin ağzı ile konuştuğunu ben zaten açıklayacağım.
            Mesela sormalı Hacı Abdul Kadir Hocaoğlu’na ya da Müdür Suat EVİN’e…
            Müdür Suat EVİN’e sormalı yalan içerikli ve kendisinin de yer aldığı tamamen yalan ve iftira içerikli yazıyı. Hatta Suat EVİN’e sormalı küfür ve hakaret içerikli yorumları neden beğendiğini?
            Kendisi Büyükşehir Belediyesinde çalışıyor. Ben diyorum ki, Ordu’dan Kumru Belediye Başkanı Murat Hatipoğlu’na destek çıkmak yalan ve KUMPASI’na destek için mi belediyede görev aldın?
            Büyük Belediyenin personeli Berat ZAVALSIZ sen biliyorsun ki;
            Büyük Belediyenin yaptığı işler Kumru Belediyesinin alanı içerisinde değildir. Kumru çöplerle dolu her taraf pislik. Sen önce Murat Hatipoğluna şu Kumru’nun pisliğini temizlesin de Kumru sokakları köpeklerden kurtulsun. Bizler burada koku içinde yaşıyoruz…Önce çalıştığın yerdeki OSKİ’ye söyle de şu Kumru’da Sular zırt pırt kesilmesin…
           
Benim bu sorduklarımı sen git seni bu konuda bilgilendirenlere sor.
            Merak ettiğim husus şu; Acaba hala Murat Hatipoğlu için bu cümleleri kullanabiliyor musun? Ben sürgün edildim. Bakalım Ordu’dan gelip te Oy vereceğin başkanı yerinde durdurmaya oyun yetecek mi?
            Ama senin gibiler için çok önemli değil. Kim gelse ilke milke hak getire gücün bayrağını sallarsın. Boş ver davayı falan “DÖNEM EKMEK DAVASI” ve sen bu davanın yolcususun.
            “Adamcık, madamcık” görmek istersen önce kendine, sonra da el etek öptüklerine bakacaksın.
                        Son bir soru: Hakikaten Büyük Şehir Belediyesine girerken KPS’den Kaç puan almıştın?
            Diyorsun ya hani “HER DÖNEM BÖYLE ÖDÜLLÜ DİPLOMALI CAHİLLER OLUR” diye…Vallahi doğru diyorsun…Senin kadar cin akıllı olmadığımız için biz de ömrümüzü DİPLOMA ALMAK İÇİN harcadık. Bir daha mı? Asla!

            Bekir AKKAYA/ 20.09.2018/KUMRU 
------------------------------------------------------------------------------------------------- ©© Bekir Akkaya Blogspot Copyright 2000 ©© Sitemizde yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. Kaynak göstererek kullanmaya özen gösteriniz. Tüm metin, resim ve içeriğin hakları https://bekirakkaya.blogspot.com.tr/ye aittir. 5846 Sayılı Kanuna rağmen çalınan her türlü içeriğin hukuki ve cezai sorumluluğu çalanın kendilerine aittir. ©

15 Mayıs 2022

Bizde "FİZME SEVDALILIĞI" Timsahın Gözyaşı Gibi

Son zamanlarda Kardeş Sitemiz Fizme'de ilginç yazı ve yorumları her Fizmeli gibi ben de takip ediyorum. Bundan önceki yorumlarda Fizme neresidir? sorusuna epey yorum ve yazı, yazıldı çizildi.   Şimdi ise Fizme Başkanı ile ilgili lehte ve aleyhte yazılar okuyoruz. Bugüne kadar her hafta iki yerel gazete köşesine ve Kumru.org'ta yazı yazmama rağmen ciddi manada hiçbir Fizme yazısı kaleme almadım. Prensip olarak kişi ve kurumlarla ilgili özel bir manada kesinlikle yazı yazmam. Neticede kişiler bulundukları makamda

ne kadar kalırlarsa kalsınlar gidicidirler. Dolayısıyla başkanda olsa muhtarda olsa gidici biri için yazı yazmak pek hoş bir durum değildir. Bunun da ötesinde lehte ve aleyhte olunurken kişilerin özel ilişkileri nedeniyle ya zorunlu savunma ya da aleyhinde olma gibi bir durum oluşuyor ki bu ilişkiler bilinmediği için de tam da isabetli bir durum söz konusu olmamaktadır. O zamanda asıl konu güme gitmektedir.
            1987 yılında Ağlayan Mahallesine öğretmen olarak geldiğimde bir Fizmeli olduğumu biliyordum. Karapınar Mahallesinden olduğum halde bütün Fizmenin tamamını hala seviyorum. İnsanlarını da seviyorum. Kumruda olmama rağmen haftada iki kez yabancıları tüm Fizmeyi dolaştırır evlerde yetişen insanların nerelerde ne gibi görevlerde bulunduklarını söylediğimde herkes hayret kalır. Bende bunu severek yaparım. Açıkça söyleyeyim Fizme gerçekten çok güzel bir yer. Emin olun Kumruda hiçbir yer bu şekilde değil. Emin olun bu kadar yetişmiş insanı bulunan hiçbir yer belki de Orduda hiç yok.
            Ben belediye melediye bilmem…Ahmet Ağırbaşlı ile bir çok yerde beraber olur çayda içeriz. O beni tanır ben de onu…Gidin kendisine sorun. Belediye dünün konusu başkanlarda yeni bir durum. Fizmenin potansiyeli düşünüldüğünde belediyelerin oluşu da emin olun önemli. Ancak, belediye ya da başkan olmasa da Fizme bu öneminden hiç Bir şey kaybetmez. Benim düşüncem sadece şu belediye noktasında : Fizmenin bu potansiyeline belediyenin katkısı ne olabilir? Ya da Belediye olmasa bu potansiyeli nasıl bir araya getirebiliriz.   Konuşulması ve tartışılması gerekende budur işte…
            Bu konuda Değerli dostum Mehmet Arşin bir form açsın bunu konuşalım bunu tartışalım. Kişilere indirgemeden.
            Kocaman Fizmede iki belediye başkanı varsa bu konudan yola çıkarak bu noktadan hareketle ilgililere bazı şeylerin hatırlatılmasını da doğal karşılamak gerekir. Hiçbir kurum ne ağabeylerin ne dayıların ne de akrabaların yeri değildir. Kurum ve belediye ile ilgili bir şey konuşulurken kimsede "benim başkanıma" işi düşürmemelidir.
            Örnek olarak birkaç yıldır sizlerin gözü önünde hem de hiçbir maaş almadan özel çabalarımla www.kumru.org'ta yayın yapıyorum. Mehmet Arşin Dostumda Fizme sitesinde…Beni Bekir Akkaya olarak beğenmemeniz ayrı bir şeydir, yazı ve çizilerimden dolayı beni eleştirmek ayrı bir durumdur. Bu benim seçtiğim belediye başkanı ise ve de görevinden dolayı maaşta alıyorsa eleştirilmemesi ya da yapmadıklarının söylenmemesi diye bir durum olamaz. Üstelik banim adıma orada ve üstelik bu yaptıklarından dolayı parada alıyor. O zaman Fizmenin Belediyelerine bu yönden bakmak hakkımızdır. Kamu adına bir yerde iseniz yaptıklarınız da elbette konuşulacak ve tartışılacaktır.
            Ben şahsen Ahmet Ağırbaşlı ve Hüseyin Yanar'ın şahsına selamlarımı iletirim. Ama başkan sıfatları ile belediye başkanına Fizme ile ilgili çok söylemek istediklerim var. İnşallah gün gelir bunları da yazmak nasip olur. Yazım uzun olsa da ben onlardan ufakta olsa bu yazının hatırına şunları istiyorum. Başlılar halinde…
1.       İki beldeye yönelik şu bayramlarımızı bir festival coşkusu ile kutlamaya ne dersiniz?
2.       Çok sayıda yetişmiş gurbetteki insanlarımızı iki belde belediyesi bir pilav günü bahanesi ile bir araya getirmeyi düşünür müsünüz?
3.       Çok sayıda evliyalarımız var onlarla ilgili bir araştırma ve anma planı yapmaya ne dersiniz?
4.       Bu işlerin tamamı için bir komite oluşturma ve bunu gelenek haline getirme nasıl olabilir?
            Bunları çoğaltmak mümkün. Ne var ki insanları kaynaştırma, bu tür güzel şeylere zaman ayırma bir eğitim meselesidir. Kültürü anlamak bir özümseme meselesidir.
            Ben şahsen bu tür faaliyetleri yol ve su kadar önemsiyorum. Hatta benim için bu değerler paradan da öte önemlidir. Ben çok paralı insanı tanıdım ama bu değerlerden yoksun olduklarından kültürlü ve insani özelliklerden nasiplenmemiş olduklarını da şahit oldum.
            Bu tür oluşumlar beraberinde gelişmeyi ve seviyeyi de yüceltirler. İşte olması gereken ve Fizmede arzu edilmesi gereken benim açımdan bunlardır.
            Şunu bilmek lazım. Fizmenin geldiği noktayı geriye çekmek bundan sonra mümkün değildir. Ben her gün Fizmede olan biri olarak söylüyorum ki, şurda birkaç yıl sonra emekli olmuş değerler Fizmede duracaklar en azından yazın Fizmede ikamet edeceklerdir. İki belde ve iki ilçe arasında bulunan bir yerin kendiliğinden gelişmemesi mümkün değildir. Her evde bir memur ve her evde bir araba…Kimse yapmasa bile yolları kendileri yaparlar…O zaman şimdiden bir araya gelmenin ve bireysel yetişmişlikleri Fizmenin gelişmesi için seferber olmanın tam zamanı…İşte belediye buna nasıl bir katkı yapar ya da bu gelecekteki oluşumu şimdiden nasıl hızlandırır bunu konuşmak lazım.
            Bu tür oluşumları görebilen ve hızlandıran kim olursa olsun yanında olmak, geciktiren kim olursa olsun karşı olmak gerekir diye düşünüyorum. Benim şahsi kanaatim Fizmede yaşayan biri olarak bugün için ve bu günler kayıp yıllar olarak Fizme tarihine geçecektir.         
            Bu konularda ilerde daha geniş yazmak ümidiyle Tüm Fizmelileri selamlıyor saygılar sunuyorum…  
                Bekir AKKAYA /18 Temmuz 2006 /Kumru Haberci Gazetsi /Karadeniz Haber Postası Gazetesi

.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............