30 Mayıs 2022

YAZIMIZA "TARSİM"DEN AÇIKLAMA/BEKİR AKKAYA

 "Fındığınızı Asla Sigortalatmayın" yazımızı büyük ihtimal okumuşsunuzdur.

            Sitemizde şu anda yayında olan bu yazıda özetle " Birkaç yıldır sigortalattırdığım fındığımı bu yıl da sigortalattırdığımı ve bu yıl benim gibi fındığı yüksek kesimlerde olanların fındıklarının tamamen donduğunu ve hatta kökten kuruduğunu buna rağmen sigorta kapsamı içersinde olmadığını" vurgulamıştım.

            Yine aynı yazıda "Poliçede Fındıkla ilgili sözleşme maddelerini virgülüne kadar dokunmadan yazarak, fındık üreticisinin lehine olmadığını vurgulamıştım."

            Büyük ihtimal benim gibi fındığını sigortalattırıp ta mağdur olanlar bu poliçenin ilgili maddelerini daha sonra okumuştur. Özellikle de yazımda

gelecek yıllarda böyle bir fındığı sigortalatma durumu söz konusu olursa mutlaka poliçe maddelerinin ilgili bölümlerinin okunması gerektiği üzerinde durmuştum. Ve yazımın en sonunda da "Bundan böyle bu sözleşme maddeleri değişmedikçe "Fındık Sigortalatmasının" yalan olduğunu ve kesinlikle Fındığımı sigortalatmayacağımı söylemiştim.

            Yazımı aracı sigorta acentesi dikkate almamış olsa da "TARSİM" yetkilileri hem de Karadeniz Bölge Koordinatörü tarafından dikkate alınması bu konunun geçiştirilecek ve basit bir durum olmadığını göstermektedir. Anladığım kadarıyla ortada fındık üreticisini bizzat ilgilendiren önemli bir mevzuat eksikliği bulunmaktadır. Bu durum bizzat TARSİM'in en en üst birimlerinden Karadeniz Bölge Koordinatörü Sayın Bülent  Yaşaroğlu tarafından da ifade edilmiştir.

            Karadeniz Bölge Koordinatörü Sayın Bülent Yaşaroğlu ile uzun bir telefon konuşmamız oldu. Şahsen bana bu konuda uzun ve çok yararlandığım bilgiler aktardı. Keşke bu açıklamaları ben fındığımı sigortalatmadan önce duymuş olsaydım.

            Şunun bilinmesini arzu ederim. Ben yazımda kesinlikle bir kurum ve ya kuruluşu suçlamıyorum. Ben yazımda mevzuat doğrultusunda hazırlanan poliçedeki sözleşme metnine dikkat çekmiş ve aynı yazıda da "bu sözleşme şartları değişmedikçe fındığımı sigortalatmayacağımı" vurgulamıştım. Müdür Beyle görüşmemizden sonra da düşüncem hiç değişmedi ve hatta daha da kuvvetlendi.

            Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  TARSİM'le ilgili geniş bilgi verdikten sonra 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile ilgili bilgi de verdi. Daha doğrusu TARSİM Türkiye'de var olan tüm ürünleri bu kanuna bağlı kalarak sigorta yapmaktadır. Fındıkta sadece bunlardan birisidir ki  Müdür Bey'in ifadesi ile bu da bir iki yıldan bu yana yapılmaktadır. Aracı kurum olan Sigorta Acenteleri burada sadece adı gibi aracıdır . Bana göre de hiçbir fonksiyonları yoktur.

            Adını vermek istemediğim bir aracı kurum sigorta acente görevlisi ya da kendinin müdür olduğunu söyleyen biri bana telefonda " Sigortayı bize niye yaptırmadınız, biz sizin verdiğiniz paraların tamamını geri iade ederdik." Dedi. Oysa sigorta ettirme karşılığında verilen paranın iadesi çözüm değil.  Denilen durum doğru olsa da bir anlam ifade etmez. Çünkü, mal sigortalanmışsa afet sonunda da malın tamamı karşı tarafa ödenir. Burada durum verilen paranın alınması değil, kuruyan ya da donan fındığın ya da çıkacak fındığın para olarak karşılanmasıdır. Burada fındık donmuştur ve bu bahçe kaça sigorta yaptırılmıştır. Paranın iadesi demek, fındığın hiç sigortalanmaması demektir ki, bu da yalandan yere fındık üreticisini kesinlikle kandırmaktır. İyi düşünüldüğünde büyük ihtimal bu durum bile kesinlikle mevzuata uygun değildir. Hatta biri bu durumu yargıya taşısa "TARSİM" burada suçlu çıkar. Eksper aracılığı ile ürünün donduğu ve bu amaçla yatırılan paranın iadesi üreticinin mağduriyetinin belgesidir. Yani zarar var ki bu durum oluşmuş, çıkmaz sokak olduğu için de çiftçi lehine böyle bir yol güya bulunmuştur.

            Bu durumu yetkililer zaten büyük ihtimal düşünmüşlerdir. Zamanım olsa emin olun ben bunu yargıya taşırım. Çünkü burada TARSİM" in de kabul ettiği bir mevzuat boşluğu vardır.

            Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  5363 sayılı Tarım Sigortalar Kanununun üzerinde epey durdu. Ben şahsen kanunu hiç incelemedim. Müdür Bey Türkiye'de yetişen tüm ürünlerin bir fenolojik bir dönemi olduğunu, her ürünün bir ekolojik dönemi bulunduğunu ve o dönemde sigorta yaptırılması gerektiğini ve özellikle de bu dönemin dışında kalan zamanların sigorta kapsamı içersinde bulunmadığını söyledi.

            Müdür Beyden telefon konuşmasında aldığım bilgiye göre Fındık için bu dönen 1 Ocak ile 10 Mart arası,

            Bu durum her ürün için ayrı imiş. Pancar, muz, zeytin, patates, belki çay ya da bir başka ürün. Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  özellikle şunu vurguladı " Sigorta yapılan şey üründür. Ve bir süresi vardır." Bu cümleyi epey konuştuk.

            Müdür Beyin söyledikleri mevzuat açısından doğru. Zaten benim de üretici olarak ne Tarsime ne de Sigorta Şirketlerine bir itirazım yok. Onlar ellerindeki mevzuatı uygulamak zorundalar.

Fındık yapan herkes şunu biliyor. Bu mevzuat bu şekliyle fındık üreticisinin don olayındaki mağduriyetini giderememiştir.

Ben şahsen fındığın kısa bir zaman dilimi için sigortalandığını bilmiyordum. Büyük ihtimal kimse de bilmez. Ben öyle bir sigorta istiyorum ki, tüm bahçeyi her türlü afete karşı sigortalatmak istiyorum.

Dalın ucunda çiçeği ve çiçeğin açtığı an denilen sigorta etme durumu benim anladığım fındığı sigorta etme olmuyor. Şimdiki durumda budur. 50 yıldır olmayacak bir afetin olmayacağı üzerine mevzuat yapılamaz. Yapılan mevzuat tüm ihtimalleri göz önünde bulundurma zorunluluğu vardır. Bizim durumumuz bugün için böyledir.

Belki de yetkililer fındığı bir türlü bir yere koyamıyorlar. Çocukluğumdan hatırlıyorum. Bir ara fındık Dağ ürünü olmuş çıkmıştır. Bugün bile fındık en çok bu yönü ile tartışılmaktadır. Yani fındık henüz bana göre dağ adamının ürünü olmaktan kurtulamamıştır. Fındık şehirleşememiştir. Belki de bu Karadeniz'in çoğrafik bir talihidir. 

Kesinlikle fındığın ucu değil tamamı ocaklar da dahil sigorta kapsamı içersine sokulmalıdır.

Aklımda kaldığı kadarıyla Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu'yla konuştuklarımı ve öğrendiklerimi sizinle paylaşayım.

Yaptığınız sigorta fındık bahçesi ya da fındık ocağı değil, fındık ürünü sigortasıdır. Bu da 5363 Sayılı kanuna göre yapılmaktadır.

Her ürün için bir başlama noktası vardır. Kesinlikle tüm yılı kapsamaz. Fındık için 1 Ocak ile 10 Mart arasıdır.

Telefonda şunu anlayamadım.

Fındık için 1 Ocak ile 10 Mart arası olduğunu söylemişti. Ben ise 12 Şubatta fındığımı sigorta yaptırmıştım. Bizim fındıklar Ocak ayında donmuş. Ben dondan sonra sigorta yaptırdığımdan sigorta kapsamı içersinde olamamışım. Ben böyle anladım.

Madem böyle ise sigorta yetkilisi beni sigorta yaptırma isteğimi geri çevirmesi gerekmez miydi?

Ben şöyle bir soru sordum.

Bazı fındık sahipleri yatırdıkları paraları don ya da başka hasar diyerek geri almışlar ve hatta bahçeleri sigorta kapsamı içersine bile alınmış dedim.

Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu  " Tarsim'in kar amaçlı bir kuruluş olmadığını, kesinlikle haksız bir uygulama yapılamayacağını, ancak birbirine sınır olan iki tarlanın birinin dolu ve benzeri durumla hasar gördüğü halde diğer bahçelerinin hasar görmediğini özellikle de vurguladı. Ellerinde bu konuda çok sayıda fotoğraf bulunduğunu ifade etti.

Fındığın daha geniş bir şekilde sigortalanmasının imkanı olamaz mı dediğimiz de,

Mevzuata göre şimdilik bunun mümkün olmadığını ancak bazı süs bitkilerinin bu şekilde sigortalandığını, bazı konularda çalışma yapıldığını ileriki günlerde bunların mevzuat değişikliğine gidilerek olabileceğini vurguladı.

TARSİMLE İLGİLİ İSE Tarsim Karadeniz Bölge Müdürü Bülent Yaşaroğlu şu bilgileri verdi.

"Tarsim" bölgemizde yeni. Fındıkla ilgili çalışmalarımız hızla devam ediyor. Sistemimiz bölgede henüz yeni, koordinatörlük iki yıl önce kuruldu. Hiç personeli olmayan birimimizde bugün 100'e yakın eksperimiz var. Gece gündüz çalışıyoruz. Tarım İlçe Müdürlükleri ile birlikte hazırladığımız rapor Tarım Bakanlığına gönderildi. Henüz cevap gelmedi. Fındık için kuraklık dahil bugün olan donma gibi durumlar da sigorta kapsamı içersine alınacaktır. Çalışmalarımız hızla devam ediyor.

Telefonunun 24 saat açık olduğunu söyleyen  Karadeniz Bölge Koordinatörü Bülent Yaşaroğlu (mahsuru olur düşüncesi ile telefonu burada yazmadık. Kendileri yazılmasında mahzur yoktur derse yazarız)  samimi bir şekilde bulunduğu makamın ağırlığı doğrultusunda bütün sorularımızı cevaplandırdı. Yazdıklarımızın önemli olduğunu ve kesinlikle dikkate alındığını ifade etti. Ancak bizim buralarda kullanılan bazı kelimelerin yazı da kullanılmasının hoş olmadığını söyledi.

Her ne kadar doğru söylemiş olsa da bizim bahçeye çıkmış olsa "aynı sözlerin daha da beterini hatta bu ne biçim bir sigorta ettirme" diye mırıldanacağını adım gibi biliyorum.

Son sözüm şu,

Bilgilendim, bu yazıyı da bilgilenmeyenler bilgilensin diye kaleme aldım.

Suçlu bulundu. O da her durumumuzda karşımıza çıkan mevzuat.

Neden değiştirilmez? Onu da herkes sadece fındıkçılar değil asıl yetkililerine sorsun. Bu mevzuat ve sigorta sözleşme maddeleri ortada dururken kimse fındığını bu haliyle sigortalatmaz.

Sayın Müdürüm Bülent Yaşaroğlu'na  Kumru'dan sevgi ve salamlarımı iletir saygılarımı sunarım…TELEFON: 0544 341 22 30/ email: kumruhaber@gmail.com WEP: www.kumru.org ve www.kumruhaber.org Bekir AKKAYA/27 Kas 2008 16:10/KARADENİZ HABER POSTASI


.................... © Bekir Akkaya Blogspot Copyright 1999 ©.............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...