Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

8 Aralık 2007

Kadavrada Ölümü Aramak!/Bekir AKKAYA


Geçenlerde, Can Dündar'a ait olan slayt eşliğinde bir yazı okudum. Yazı ölmeden önce ölmeyi ve öldükten sonra olabilecekleri konu almış. Aynı yazının bir başka türünü ben "Zafer Dergisin'de çok önceleri "Kabus" başlığı altında okumuştum. O yazı ile bu yazı arasında pek bir fark yok. Her ikisi de öldüğünüzü düşünerek kabre girene dek ve kabirde olabilecek ihtimalleri, yaşamanızı bir an için düşünmeye sevk eden bir yazı. Tasavvufta da "rabıta" denilen eylemin bir bölümü "öldüğünü farz etme" eylemi üzerine kuruludur. Yani bizim dilde " ölmeden önce ölme" denilen eylem…

Bu günlerde ben Mary Roach'ın "Kadavra" adlı kitabını okumaya çalışıyorum. Kitap kadavraların yaşantılarını anlatıyor. Bizim dildeki kadavranın karşılığı ölmüş insan bedenleri. Kadavralar doktorların okuduğu okullarda hayatlarını sürdürüyor. Neticede bir ameliyatı öğrenme canlı bedende olamayacağına göre, ölmüş bedenlerde bu kesip biçme işini yapmak tıpta da gelişmeyi sağlıyor.

Ne Can Dündar'ın yeni yazısı ne de Zafer Dergisindeki ilgili yazı öldükten sonra bir insanın kadavra olabileceğini ve kadavra olarak bir tıp öğrencisinin elinde kesilip biçilme durmunu işlememiş. Sadece kadavra olma ihtimali değil, insan nerede ve nasıl öleceğini bilemediğinden cesedinde çürüyene kadar ne gibi bir durumla karşı karşıya kalacağını

Kız Öğrencilerden Sema Gösterisi/ARŞİV




Kumru İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü Mesleki Tatbikat Kulübü öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan "Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri" çerçevesinde hazırlamış olduğu proğram Kumruluları büyüledi. Çok zengin bir içeriği olan proğram Kumru Erçallar Kültür Sarayında çoğunluğunun Kumrulu bayanların olduğu yüzlerce Kumruluyu üç saat boyu unutulmayacakları bir gece yaşattı. Yüzlerce davetlinin yer kalmadığından dolayı ayakta izlediği proğram saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasından sonra Kur'an-ı Kerim okunması ile başladı. İmam Hatip Lisesi Müdürü İbrahim Tatlıgül'ün açış konuşması ardından bir öğrenci "Kırk Yaşındasın" adındaki şiirle salonu hüzne boğdu. Slayt gösterisi ile Peygamberimizin Şemaili gösterilmesinin ardından "Bizim Aile" adında mini bir tiyatro sergilendi. Ardından Kutsal Emanetler slayt ve müzik eşliğinde gösterilmesinin ardından kızlardan oluşan Okul ilahi korusu birbirinden güzel ilahiler sundu.

Kumru'da ilk kez kız öğrenciler tarafından "sema gösterisi" sunuldu. Yüzlerce insanın bir sürpriz olarak izlediği sema gösterisi büyük takdir topladı,salondakiler gösteriyi ayakta alkışladı. Orotoryo'nun ardından Davetlilere yönelik peygamberimizle ilgili bilgi yarışması gerçekleştirilerek, bol bol hediye ve kitap dağıtıldı. En büyük ödül olan altın ve kitap'ı ise iki bayanın alması bütün salonu mutlu etti. Öğrenciler arasında düzenlenen hadis ezberleme yarışmasında 60 ve üstünde hadislerin meal ve metnini ezberleyerek dereceye giren öğrencilere ödüller verilerek öğrencilerin seçme hadisler sunmaları salonda büyük hoşnutluk yaşattı. İki kız öğrencinin "Veda Hutbesi"ni okumaları ile proğram son buldu.12.04.2006 ***Bekir AKKAYA

Aptallığın İlacı Yok-2/ Bekir AKKAYA


Geçen haftaki yazımda Yeni Şafak'ta Ali Bayramoğlu'nun aptallar konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmış ve aynı yazıda Carlo M. Cipolla'nın "Aptallığın Temel Yasaları" adlı makalesinde belirttiği Aptallığın Altı Temel Yasasından üç tanesini sizlerle paylaşmaya çalışmıştım.

Özetle "Akılsız yaratıkların insan ilişkilerinde kendilerine ve ilişki içersinde bulundukları insanlara zarar verdiği halde yaptıkları işlerin neden yaptığını hiç kimse bilmez, anlamaz ya da açıklayamaz. Bu böyledir ve izahı da mümkün değildir. Yapanlar ise aptal insanlardır deyip insan özelliklerini Carlo M. Cipolla'nın ifadeleri ile aşağıdaki gibi açıklamaya çalışmıştık.

"İnsanlar dört temel gruba ayrılırlar: Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar. İnsanların büyük bir bölümü tutarlı davranmaz. Bazı durumlarda bir insan

Kumru Şehidine Ağladı!/ARŞİV




Şırnak İli Gabar Dağı,Küpeli mevkiinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma komando er Adem Öğlü memleketi kumru da törenle toprağa verildi.Şırnaktan Uçakla Çarşamba havaalanına getirilen cenaze saat 10 da alınarak memleketi olan Kumru'nun Yukarıdamlalı Beldesi Fatih Mahallesinde bulunan aile mezarlığına getirildi.Aile mezarlığında yapılan Törene Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy,AKP Grupbaşkanvekili Eyüp Fatsa,Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney,Ordu Jandarma Bölük Komutanı,J.K Albay Nevzat Yıldız,AKP Ordu İl Başkanı Fatihan Ünal,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,mülki erkan ve Kumru halkı katıldı.Törende bir konuşma yapan Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy; " Tarih boyunca üzerimize oyunlar oynandı.20 yıla yakındır bu mücadeleyi veriyoruz.Mehmetçik gerek işbirlikçilere,gerekse dış mihraklara ödün vermeyecektir.Acımız büyük,şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney ,Ayakta durmakta zorlanan anne ve babaya; " bu sizin kadar bizimde şehidimiz,lütfen sabırlı olun diyerek teskin etmeye çalıştı".Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklunun kıldırdığı cenaze namazından sonra Şehit Jandarma komando er Adem Öğlü son yolculuğuna kalabalık bir cemaat tarafından uğurlandı.06.04.2006*BEKİR AKKAYA

Kumru Şehidine Ağladı!/ARŞİV

Şırnak İli Gabar Dağı,Küpeli mevkiinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma komando er Adem Öğlü memleketi kumru da törenle toprağa verildi.Şırnaktan Uçakla Çarşamba havaalanına getirilen cenaze saat 10 da alınarak memleketi olan Kumru'nun Yukarıdamlalı Beldesi Fatih Mahallesinde bulunan aile mezarlığına getirildi.Aile mezarlığında yapılan Törene Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy,AKP Grupbaşkanvekili Eyüp Fatsa,Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney,Ordu Jandarma Bölük Komutanı,J.K Albay Nevzat Yıldız,AKP Ordu İl Başkanı Fatihan Ünal,Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek,Korgan Belediye Başkanı M.Ali Akkiraz,mülki erkan ve Kumru halkı katıldı.Törende bir konuşma yapan Ordu Vali Vekili İ.Hakkı Çınarsoy; " Tarih boyunca üzerimize oyunlar oynandı.20 yıla yakındır bu mücadeleyi veriyoruz.Mehmetçik gerek işbirlikçilere,gerekse dış mihraklara ödün vermeyecektir.Acımız büyük,şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Güney ,Ayakta durmakta zorlanan anne ve babaya; " bu sizin kadar bizimde şehidimiz,lütfen sabırlı olun diyerek teskin etmeye çalıştı".Kumru Müftüsü Abdullah Pamuklunun kıldırdığı cenaze namazından sonra Şehit Jandarma komando er Adem Öğlü son yolculuğuna kalabalık bir cemaat tarafından uğurlandı.06.04.2006*BEKİR AKKAYA

Aptallığın İlacı Yok-1/Bekir AKKAYA

Konumumuz nedeniyle siyaset ve ticaret gibi yazılar yazma lüksümüz yok. Bizde bu nedenle daha çok insan ve insan ilişkileri üzerine yazmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bizde Beydeba’nın Kelile ve Dimne’si gibi hayvanlar üzerinden anlayanlara ya da anlamak isteyenlerle düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Apdallar haricinde her söz ya da cümleden herkes yaşadığı hayat için olumlu ya da olumsuz mesajlar alacak, ya takdir edecek ya da eleştirecektir. Her iki durumda da insan kendisi için bir mesaj çıkaracaktır.

Yeni Şafak Gazetesinde Ali Bayramoğlu Kurban Bayramının ikinci gününde “Abdallığın Temel Altı Yasası” başlıklı siyasetten uzak ve bayramlık bir yazı kaleme aldı. Esas yazının muhatapları bundan da bir şey anlamayacağını bildiğim halde bu yazının bazı bölümlerini sizlerle paylaşmanın güzel olacağını düşünüyorum.

“Hayat dediğimiz şey aslında bir yanıyla etrafınızdaki insanlardan, insan ilişkilerinden oluşur. Kimi insan münzevi karakterlidir. İnsanlarla ilişki

Bağımsız Haberciler Derneği Başkanlığına/İSTANBUL

Bağımsız Haberciler Derneği Başkanlığına

İSTANBUL



Yeni kurulmuş olmasına rağmen çalışmalarınızı takdirle karşılıyorum. Çok arzu etmeme rağmen aranızda bulunamadığımdan dolayı son derece üzgünüm. Başta İlhan Tinci ve Cemal Bilge olmak üzere tüm Dernekte görev alanlara başarılar diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum…

Bekir AKKAYA

Kumru Öğretmenevi Müdürü

www.kumru.org Editörü

Karadeniz Haber Postası Gazetesi Köşe Yazarı

28.03.2006

İsmet Erçal'ın Zaman Tüneli Kitabı Takdim Yazısı / Bekir AKKAYA


TAKDİM

"C. Sandburg :- "Şiir, karada yaşayan ve havada uçmak isteyen bir deniz hayvanının günlüğüdür."derken. İlhan Berk ise "Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur." İfadesini kullanır.
İnsan gerçekle hayal arasında gidip gelir. Gerçek gönülden, hayal gönülsüzlükten oluşur. Gönüle yaklaşıldıkça özede yakınlık başlar. Öz ise bakidir.
Herkese ölüm kaçınılmazdır. Özde ise ölüm yoktur. Gerçeğin öz olduğunu kabul edenler ölseler de öze dönüşün başı ve yeni bir doğuş olduğunu bilirler. Özde zaten dünyaya doğmakla var olmamıştır. Öz vardır ve ölümsüzdür.
İlerinin ilerisi olduğu gibi, gerinin de gerisi vardır. Bu iki arada en çok dolaşanlar ise şairler ve şair ruhlulardır.
Öze yaklaşıldıkça sözcükler

İsimsiz Müfessire Son Cevap!/ Bekir AKKAYA

Geçen hafta , uzun bir mesajla ilgili görüşlerimi belirtmiştim. “Hayırdır İnşallah” yazısı üzerine bir müfessir efendi “haset” kelimesine takılmış ve hasetle ilgili ne kadar ayet varsa bir bir sıralamış desteksiz bir şekilde ayetleri tefsire kalkışmıştı. Önceki yazımda ben bu müfessir efendiye göndermelerde bulunmuş, kendilerine yararlı olur düşüncesi ile bazı çelişkililerini ve açık hatalarını belirtmeye çalışmıştım. İlk yazıdaki çelişkileri bu hafta bitirmeye çalışacağımı da yazımın sonunda ifade etmiştim. Yine eynı mantık ve büyük ihtimal resmi bir ip numarası ile müfessir efendi on sayfalık bir yazıyı bir kitaptan aynen alarak, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle göndermeyi sürdürmüştür. Öncekinden farklı bu kez kulağını çeken prof’un adını kaynak olarak belirtmiş, güya ikazımızı yerine getirmiştir. Müfessir Efendi hala uykudan uyanmamış olsa da, bu tür yazıların binlercesinin bir “tık”kadar internet ortamında herkese yakın olduğunun hala farkında değildir. Kim bilir belki de ilerde bana araklayarak gönderdiği yazıları “ben eser yazdım” diyerek