Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

21 Mayıs 2008

KUMRU’DAN KISA KISA

Bugün 19 Mayıs 2008 Pazartesi Havalar son derece güzeldi ve Kumru Futbol Sahasında 19 Mayıs Kumru’da bulunan okullar tarafından güzel bir şekilde kutlandı. Sahanın her tarafı doluydu. Kumrulular öğrencilerin hazırlıkları protokolle birlikte sonuna kadar izlediler…
Akşam da mahalli sanatcıların okuduğu türkülerle Kumru Belediyesinin organize ettiği Kumru’da asker uğurlama proğramı düzenlendi.

18 Mayıs Pazar Günü Ordu Milletvekilmiz Eyüp Fatsa Kumru’daydı. Aynı gün yayla yolları yani Niksara bağlanan yollar kalabalık bir ekiple incelendi. Kumru Niksar yolu yapılmaya hızla devam ediyor.

Bildiğiniz gibi Kumru Erçallar Kültür Sarayı Kumru’da büyük bir hizmet görüyor. Özellikle eğitime yönelik tüm proğramlar burada ücretsiz yapılabiliyor. İsmet Erçal salonda düzenlemeler yaptı. Üst kat ve sahnede tamamen yenilendi. Üst katta protokol bölümü oluşturuldu.

Geçtiğimiz aylarda Erçallar Fatsa’da büyük bir otogar ihalesi almıştı. Fatsa Orta Camii’nin yanındaki park otogar olacak. İsmet Erçal’dan aldığımız bilgilere göre çalışmalara başlandı. Bu konuda bazı dedikodulara da İsmet Erçal açıklık getirdi. Dün bu konuda Milletvekilimiz Eyüp Fatsa’ya da şu bilgiyi vermiş ve bize de aynı dedi. “Bu otogar ihalesi alınmıştır ve çalışmaya başladık. Yakında otogar bitmiş olacak…

20 Mayıs Akşamı Erçallar Kültür Sarayında Kumru Belediyesi tarafından Kumrululara bir tiyatro sunulacak. Hem de ücretsiz…

Sizlere yine bir başka haber: Kumru – Fatsa arası yol çalışmaları ikinci kat asfalt çalışmaları başladı.

Yine sağlam kaynaklardan öğrendiğimiz şu: Düzobadan Tevküre kadar olan 15 kilometrelik yol proğrama alınarak ihaleye verilmek üzerere.

Şunu da aklınızda tutun. İstanbul Kumrulular Derneğinin her yıl yaptığı geleneksel Kumrulular pikniği 8 Haziran Pazar günü İstanbul Taşdelende yapılacak. Dernek yönetimi bize bunu yazmamızı ve tüm Kumruluları davet ettiklerini bildirdiler…

Bu yıl Ericek ve Düzoba Şenlikleri yapılacak. Bildiğiniz gibi bu her yıl 28-29 Haziranda yapılıyordu. Bu tarih kesin olmamakla birlikte ileriki günlerde kesin tarih tekrar buradan duyurulacak…

Kumru’da düğünler ve proğramlar tam gaz gidiyor…Derbent’en Erzurumda görev yapan hakimimiz H.İbrahim Kargı’da evlenenler arasında…Hayırlı olsun.

Kumru ikinci gazetesini çıkarmaya başladı. Kumru Haberci Gazetesi haftalık yayınına devam ederken, Kumru Flaş Haber’de ikinci sayısını çıkardı.

Kumru Spor ise geçen haftalarda aldığı galibiyeti bu hafta sürdüremedi. Aldığımız bilgi bu…
Önümüzdeki günlerde Kumru Halk Eğitimi Müdürlüğü çok güzel bir tiyatro eseri ile Kumruluların önüne çıkacak… Aldığımız bilgi “Tiyatro eseri” muhteşemmiş…

Fındıklar ve ocaklar dondu ama bu konuda resmi makamlar tarafından hiçbir açıklama olmadı. Fındık üreticileri son derece şaşkın…

Geçen aylarda Milli Eğitim, Müftülük ve bazı kurumlarla ilgili bir bankanın yapmış olduğu promosyon anlaşması biraz gecikmişti. Tam bilgimiz olmasa da bu promosyon paraları ilgili kurumlarda çalışanlara ilgi banka tarafından ödenecek…

Sigara yasakları başladı...Bu vesile ile birlikte sigarayı hep bırakalım...
Şimdilik bu kadar…İleriki günlerde daha ayrıntılı bir şekilde aldığımız notları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim…Bekir AKKAYA/KUMRU

20 Mayıs 2008

KUMRUDA 19 MAYIS 2008 KUTLAMALARINDAN YÖRESEL OYUNLAR(VİDEO)

19 Mayıs Kumru'da böyle kutlandı. Video görüntülerini izlemek için tıklayın ...Kumrudan sevgi ve selamlar

19 Mayıs 2008

KUMRUDA 19 MAYIS BAYRAMI TÖREN GEÇİŞİ (TAMAMI) -VİDEO

Tüm yurtta olduğu gibi Kumru'da da 19 Mayıs Atatürkü Anma ve Gençlik Bayramı Törenleri yapıldı. Okulların resmi tören geçişinin tamamını sizler için çektik. Diğer görüntüler de yakında verilecektir. Tören geçişinin tamamını izlemek için bu videoyu izleyin...Kumru'dan sevgi ve selamlar/Bekir AKKAYA/KUMRU HABER/KUMRU

KREDI KARTI OLANLAR DiKKAT!

Nasil kandiriliyoruz. .. ?? Cok kolay.. Moda kredi kartlari ya da bir baskasi.. Bunlardan en az bir tanesini veya bir kac tanesini kullaniyorsaniz; eminim siz de kandiriliyorsunuz. .
Ama bu defa tahmin ettiginiz gibi banka tarafindan degil(onlar zaten Yapmadiklarini birakmiyorlar) magazalar tarafindan..
Hizmeti size satan tarafindan kandiriliyorsunuz. .
Beni artik kandiramiyorlar. .
Nasil mi? Bir magazadan 100 milyon TL'lik alisveris yaptiniz ve Is bankasi maximum kartla odeyeceksiniz. . Normal sartlarda o isyeri maximum'a uye ve siz 100 milyonluk alisverisiniz icin % 5 maxi puan kazanacaksiniz. Yani para yerine daha sonra kullanabileceginiz 5 milyon TL kazanacaksiniz. Ancak kazanamiyorsunuz! !!

Cunku magaza sahibi sizi kandiriyor ve maximum kredi kartinizi baska bir bankanin POS makinasindan geciriyor ve bu islemi buyuk bir hizla yapiyor...
Sahip oldugunuz ozel kredi kartlari sadece o bankanin makinasindan gecirildiginde size para kazandirir..

Bu durumda 5 milyonunuz magaza sahibine kaliyor. Worlcard anlasmali bir istasyondan benzin aliyorsunuz, world card'inizin mutlaka YKB'nin POS makinasindan gecmesi lazim,yoksa buradan da puan alamadiniz demektir. Genellikle isyerleri ayni anda bir kac banka ile anlasmali oluyor ve siz hangi karti verirseniz oteki bankanin POS makinasini kullaniyorlar. . Biz de yiyoruz. Nerden bilelim ki. Bize mal satmak icin saatlerce dil doken bozuk ahlakli kisi ve kurumlar cebimizdeki Uc kurusa da goz diktiler . BUNDAN SONRA BU YAZIYI DİKKATE ALIN!/BEKİR AKKAYA/KUMRU HABER/KUMRU

18 Mayıs 2008

BUGÜNDEN İTİBAREN SİGARA İÇENLER YANDI

Pazartesi günü yürürlüğe girecek olan sigara yasağı, kamu hizmet binalarının, koridorlar dahil olmak üzere binaların kapalı alanlarında uygulanacak. Yasa konusunda en hızlı davranan TBMM yönetimi oldu. TBMM yönetimi, sigara tiryakisi milletvekilleri ve personel için Meclis bahçesinde çadırlar kuracak.

Cezalar çok ağır

Yasak alanlarda sigara içenlere 50 YTL, sigara izmaritini veya paketini yere atana 20 YTL, sigara içilmesine izin veren iş yeri sahibine ise 5 bin YTL’ye kadar para cezası verilecek.

Tüm uyarılara rağmen iş yeri sahipleri önlem almazlarsa 500 ila 5 bin YTL arasında para cezasına çarptırılacak.

Okul ve dershane gibi gençlerin yoğun olduğu yerlerde sigara satanlara 1000 YTL ceza verilecek.

Sokaklarda 'dal' diye tabir edilen tek sigara satanlar ise 250 YTL ceza ödeyecek.

Yasaklara uymayan firmalar hakkında ise 250 bin YTL’ye kadar ağır para cezaları verilecek.

İHA/İSTANBUL

MAYDANOZ CİNSEL GÜCÜ ARTIRIYOR/İHA/ORDU

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atnan Uğur, maydanozun insan vücuduna büyük yararları olduğunu söyledi. Maydanozun provitamin A (Beta karoten) kaynağı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Uğur, bu özelliği ile görme gücüne, kılcal damar sistemine, adrenal bezine ve tiroid bezine iyi geldiğini kaydetti.

Bir tutam maydanozun günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşıladığını vurgulayan, maydanozun yüksek klorofil miktarı ile böbreklerin, karaciğerin ve idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olduğunu dile getiren Uğur, "Maydanoz suyundaki yüksek klorofil miktarı kanı arttırarak oksijeni metabolize eder ve böbreklerin, karaciğerin, idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olur. Sindirim enzimlerini uyararak sindirim rahatsızlıklarını dindirir. İnce bağırsaktaki peristaltik hareketleri arttırır. Mide ve bağırsaklardaki gaz birikmesini önler" dedi.


Maydanozun böbrek taşı, tansiyon ve idrar söktürücü etkilerinin de bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Uğur, maydanoz hakkında şu bilgileri verdi: "Yapraklarında uçucu yağlar, flavonoidler (apigenin), protein, klorofil ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, şeker, müsilaj ve glikozit bulunur. Yapraklar vitamin (A,C,K), demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum ve klorin yönünden zengindir. Toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar, kanı temizler. Kansızlık, mesane iltihaplanması, kum, romatizma, böbrek taşı, tansiyon, şişmanlama ve damar sertliğine karşı etkilidir. Yaprakları idrar söktürücü olarak kullanılır.

Ayrıca, iltihaplı yaraların iyileşmesine yardım eder, aybaşı sancılarını keser. Cinsel istekleri artırıcı (afrodizyak) özelliği vardır. Kökleri de aynı özelliklere sahiptir. Taze yaprakların aşırı tüketimi papağan ve diğer kuşlar için toksik etkileri nedeniyle tehlikeli olabilir."

HAKAN ALBAYRAK-İHA/ORDU

YANSITMA YASASI/IsIk Menderes - Radikal Gazetesi

Yeni bir gunun telasiyla hareketlenmis sokaklardan birinde, buzuldugu kaldirimin kosesinde, misil misil uyumaktaymis adam. Bu manzarayi gorenler, farkli yargilara varmislar.
"Butun gece kumar oynayip, yorgunluktan sizip kalmis olmali. Kumarbazlar boyledir iste," diye dusunmus birisi. Digeriyse, "Zavalli, cok hasta herhalde. Onu uyandirmamali. Kendine geldiginde evine gider nasilsa," demis ve yoluna devam etmis. "Su hale bak!" diye soylenmis otekisi, "Pis sokak serserisi, insan musvettesi! Bedava icki buldun; icip korkutuk sarhos oldun. Simdi de yolumuzu tikiyorsun." Son sahis ise, saygiyla adamin onunde egilerek soyle demis: "Bir ermis icin Tanri'dan baska hicbir seyin onemi yoktur. Su anda kim bilir hangi boyutlarda dolasiyor. Onu rahatsiz etmemeli." Metafizikcilerin onemini anlatmakla bitiremedikleri evrensel bir yasayi isliyor bu Hint hikayesi. Icimizdeki bir seyleri daimi olarak disariya projekte ettigimizi; yasamin ekraninda ancak kendimizde varolanlari gorup, algilayabilecegimiz i vurguluyor, "Yansitma Yasasi".
"Butun dunya kendi projeksiyonlari mizdan baska bir sey degildir," diye izah ediyor Swami Satchidananda, "Temeliyse, dusuncelerinize ve zihni tavirlariniza dayanir. Eger zihninizde cehennem varsa, hicbir yerde cenneti goremezsiniz. Eger zihninizde cennet varsa, cehennem bile sizin icin cennet olacaktir."
Kendi icindeki kizginligi, saldirganligi, kabaligi sahiplenmeyenler nereye giderlerse gitsinler, dunyanin agresif ve nezaketsiz insanlarla dolu oldugunu soyleyeceklerdir. Agzimizdan bilincsizce cikanlari, kulagimiz farkindalikla duydugunda; baskalarina atfettigimiz duygu ve dusunceler kendimizi sevmemiz ve yasadiklarimiza mutesekkir kalmamiz icin essiz birer firsata donusecektir. .


Gercege ulasmak istiyorsak eger, tahammul sinirlarimizi zorlayan insanlari dikkatle inceleyerek, onlar icin sarf ettigimiz sozlerin ne anlama geldigini irdelememiz gerekiyor. Oz guvenle ilgili bir probleminiz varsa mesela, zaman zaman yaptiginiz cikislarda, karsinizdakini "akilsiz ve aptal olmakla" suclayarak rahatlamaya yeltenirsiniz. Egonuzu asmakta zorlaniyorsani z, baskalarinda sahit oldugunuz ego sizi tedirgin ederek, cozum bulmayi bekleyecektir.

Calisma mekanizmasini ancak deneyerek kavrayabilecegimiz bu yasanin cok enteresan bir baska yonu de var. Baskalarina verdigimiz nasihatleri genellikle kendimiz duymak ve ikna olmak icin soyleriz. Dolayisiyla yol gosterip, nasihat verdiginizde, kullandiginiz kelimelere, kurdugunuz cumlelere dikkat edin. Onlarin mutlaka bir sekilde gecerli oldugunu; en iyiyi, en dogruyu secip yasayabilmeniz icin ipucu verdiklerini fark edeceksiniz. Soylediklerinizi dinlerseniz, icinizde kesfedeceginiz derinlik, dinginlik ve irfan, kendinize duydugunuz guvenin, saygi ve sevginin artmasini saglayacaktir.

Sahsimiza yoneltilen elestirilerden, kendimizi gelistirmek, guclendirmek adina payimiza duseni kabullenirken, sozlerin gerisindeki manayi desifre ederek karsimizdakini daha iyi anlama olanagini elde ederiz. Duyduklariniz sizi yureginizden vurdugunda, saldiriya veya savunmaya kalkismadan, durup dusunun. Cunku o, aciyan bir yaranin sozlere, hareketlere dokulerek, care bulma arayisidir.

Problemlerinizi halledip, yaralarinizi iyilestirdiginizde, onceleri gosterdiginiz asiri reaksiyonlar gittikce dinecek ve sizi daha notr bir davranis tarzina yoneltecektir. Genellikle sizi uzen, sinirlendiren, tedirgin eden bir tavir veya soz karsisinda artik hic etkilenmediginizi, tepki bile gostermediginizi fark ettiginiz an, bilin ki konu kapanmistir.

IsIk Menderes - Radikal Gazetesi

Mevlana çiçegi görenleri hayrete düsürüyor

Kırşehir'de, Makine Mühendisi Ömer Çetiner tarafından çekilen çiçek resminde ortaya çıkan semazenler, görenleri hayrete düşürüyor.
Sütleğen otunun yapraklarının üzerinde görülen semazenler, Makine Mühendisi Ömer Çetiner tarafından takvim haline getirildi. Yaklaşık 2 bin adet takvim yaptırarak kişi ve kurumlara hediye eden Çetiner, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle tekrar bir çalışma yapacağını söyledi. Çetiner, çektiği resimler içerisinde en fazla yapraklarında semazenlerin görüldüğü Sütleğen Çiçeği'nin ilgi odağını kaydederek, "Sütleğen dediğimiz otta görülen semazenler görenleri ve beni hayrete düşürdü. Dünya Semazen Yılı'nda böyle bir resim yakalamak beni gururlandırıyor. Konya'dan çok kişi beni aradı. Özellikle Konya Mevlana Kültür Derneği'nden 'Bununla ilgili nasıl yardımcı oluruz ve tanıtırız' diye konuştuk. Ben hiçbir beklenti içerisinde değilim. Bu fotoğrafı istedikleri yerde sergileyebilirler" dedi.

Mevlana'nın tanıtımı için yapılacak her türlü faaliyete destek vermeye hazır olduğunu belirten Çetiner, "Yapılacak her türlü katkıya hazırım. Mevlana'nın dünyaya tanıtılması noktasında bir faydamız varsa ne mutlu bizlere" diye konuştu.

Hazırladığı resimlerin Kırşehir Güçsüzler Yurdu'nun duvarlarını süsleyeceğini vurgulayan Çetiner, yakın zamanda sergi açacağını ve sergide satılan fotoğrafların gelirini yine Güçsüzler Yurdu'na bağışlayacağını sözlerine ekledi
KAYNAK: http://www.e-yolla.com/news_2310.html

17 Mayıs 2008

ÇARIKTAN AYAKKABIYA GİDEN BİR HAYATIN ÖYKÜSÜ-1 –Bekir AKKAYA

Çok sayıda yazılmış anı ve hatıra okudum. Şimdi bir bir sıralasam pek hoş olmayacak. Ama hala bu tür kitapları okumayı çok ama çok severim. Kendi hayatımı yazmayı bugüne kadar hiç ama hiç düşünmedim. Benim gibilerin hayatı sıradan bir hayat ki, kimi ne kadar ilgilendirir ya da ne işe yarar? Okul hayatımdan kısa bir kesiti sizlerle paylaşmam birileri tarafında hiç akla gelmeyecek türden değerlendirildi ki beni hayli düşündürdü. Yazanı önemli değil ama şu iki cümle beni epey etkiledi. Cümleler şöyle “ 1- Acıklı bir hayat ama tuzaklı. 2. Köklü bir dönüşümden satır başları. Bu gibi dönüşümler çaktırmadan birileri tarafından finansa edilir, geçmiş anlatılmayanlarda mevcuttur.”

Aynı yazıdan şu cümleler bir ibretlik. “Hoca sende neler çekmişsin bu halkın çocuklarından. Acıdım. Fakat aldanmadım. Cambaza bak cambaza. Bizde cambaz gözleyecek göz mü var?” Yazının diğer “coni” muhabbetini ve oradan bir kesime sataşmalar yazımızın hiç konusu olamaz.
Demek yazılanlar önem arz ediyor. Demek yazılanlar birileri tarafından ters istikamete çekiliyor ya da önemseniyor. O halde gerçek olan yaşanmış hayatları duymak istemeyen ya da terse yönlendirmeye çalışanlara inat yediden yetmişe nakletmek gerek. En azından çocuklarımıza yaşadıklarımızı anlatmak gerek.

Geçmiş ve yaşanmış hayatımıza kimsenin acımasını talepte etmiyoruz. Acınası hayatlar dünyanın her yerinde olsa da bizler şu anda acınması gereken durumda değiliz. Allah’ta kimseyi acınacak duruma düşürmesin.

Birileri dinlediklerine inanmayabilir. Bu yaşanmışlıkları ya da yaşanılanları görmeyebilir. Bu böyle olsa da bizim gibilerin durumları geçmişte kalmış ama yaşanmış hayatlardır.
Yazdıklarımızın “Tuzaklı” olarak değerlendirilmesi gerçekten ilginç. Yine yazılarımıza atfen “çaktırmadan birileri tarafından finansa edilir.” Cümlesi de enteresan bir cümle. Oysa bizim yazılarımızda isimler zikredilmekte ve şahitler gösterilmektedir. Bu kadar paranoyak bir insanın var olabileceğini insan düşünemiyor bile.

Geçen ay bizim köy olan Fizme-Karapınar’dan ve Fizme’de ilk, ilkokul diploması alan kız unvanlı Emekli Öğretmen Lale Türkoğlu (Saygı)’nın “Uluçayır’dan Gebze’ye…” adlı 164 sayfalık kitabını okudum. Lale Abla çok sağ olsun bir de bana göndermiş. Kitapta Lale Abla “ çocukluğundan başlayarak emekli olduğu güne kadar yaşadıklarını okuyucularıyla paylaşmış. Emekli olduktan sonra da Gebze Haber Gazetesinde köşe yazarlığını sürdürüyor.

Şimdi ben de çocukluğumdan başlayarak kendi yaşadıklarımı sizlerle paylaşmaya karar verdim. Henüz hiç bir satır yazmadım. Yazarken ben de beni takip edenlerle kendi geçmişimi tekrar yaşamış olacağım. Bazen çocukluk arkadaşlarımla totuk ya da bokuç oynayacağım. Bazen de geceleri kiraz hırsızlığına bazen de kirmit toplamaya gideceğim. Bazen “sivri” göle bazen de “kısık” göle yüzmeye gideceğim.Bazen bostan hırsızlığı yapacağım, bazen de mal gütmeye gideceğim. Bazen tut ağacından bazen de kiraz ağacından düşeceğim. Bazen okula gitmeyeceğim, bazen de dersleri asacağım. Bazen yolda dövüleceğim, bazen de döveceğim. Bazen inşaata çalışmaya gideceğim, bazen de fındık ameleliği yapacağım.

Bilenlerin bildiği gibi benim bütün yazılarım kendime ait olan “BLOG” ta yayınlanmakta ve arşivlenmektedir. Tüm dünyada “blog” daha çok günlük tutmak ve hatıralar için kullanılsa da diğer internet yayıncılığını da barındırmaktadır. Ama ben kendimi yazarken özellikle de kendime ait “blog” sayfası için bu yazıları yazdığımın bilinmesini istiyorum. İsteyen http://bekirakkaya.blogspot.com/ bu sayfaya girerek yazılarımızı okur ya da www.kumru.org sayfasından güncel yazıların linkine tıklayarak bizim yazılarımıza ulaşabilir.

Henüz başlamadım ve ileriki günlerde çocukluğumdan başlayarak tüm yaşadıklarımı yazmaya çalışacağım. Bu yazdıklarım sadece gittim, gördüm, yedim ve iştim türünden olmayacak. Elimden geldiği ölçüde çevremde olup bitenlerle ilişki kurmaya ve bir sonuç çıkarmaya çalışacağım. O günlerde tuttuğum notlarda ilgili hatıralarda yer alacak. Zaman zaman çevremde insanlarla yer değiştirerek yaşamaya çalışacağım…

Size bir ip ucu. Mehmet Efe’nin Mızraksız İlmihal’ini okuduysanız bunun gibi bir şey. Mehmet Efe Bir Dönemin İslamcı Gençliği’nin Anatomisini yazmıştı. Ve yazdığı kesimden büyük tepki almıştı. Ben başkasını değil kendimi yazacağım.

Belki bir Kuran Kursu Öğrenci dünyamı ya da İmam Hatipli kendimi. Ama hep kendimi yazmaya gayret göstereceğim. Gerçi zor bir şey ama en azından yazmaya gayret göstereceğim. “Topaldan İmam Olmaz!” yazıma yazılan yorumlar beni hayli etkiledi.

CELALETTİN DERVİŞOĞLU Kardeşim Kuran Kursu için 35 yıl önce yazdığım şiiri için şöyle demişti. “Bekir Hocam 35 yıl önceki düşüncelerinle şimdiki düşüncelerinde hiçbir farklılık yok mu? Eğer varsa bu yazıyı yayınlaman bence yanlış. Kendi içinde veya yakın çevrenle mütalaa etmen daha doğru olurdu. Bazılarına bazı şeyleri ulu orta ve de yıllar sonra deklare etmek sanki şimdi de böyleymiş gibi görmelerinin sebebi olacağı gibi bazı kurumlara antipatiyle bakılacağı düşüncesindeyim. Yazınızın bu boyutlara çekileceğini belki düşünerek yazdığını da sanmıyorum. Kötü niyette aramıyorum ama talihsiz bir yayınlama olduğunu düşünüyorum. Geri çekerseniz iyi olur. Değerlendirmenizi diler hayırlı akşamlar dilerim.”

YAKUP ALYURT denilen bilinmeyen zat ise “Topaldan İmam Olmaz” yazımıza aynen şöyle yazmıştı. “Açıklı bir hikaye ama tuzaklı ,açımtırak, yalın anlatılmış. İmamlı bir tarz anlatım. Köklü bir dönüşümden satır başları . Bu gibi dönüşümler çaktırmadan birileri tarafından finansa edilir, geçmiş anlatılmayanlarda mevcutdur. BU güne gelelim şimdi yardım kaynaklarınız daha iyi , başadamınız conilerde yaşar palazlandıkça palazlanır maşaallahhh, marşal yardımınız gelişdi maşallah. Nazar deymesin işallah kem gözlere şiş , yürüyün be kim tutar conilerin yardımıyla sizi .Aslanlar bedirin aslanları. Irak da müslümanlar ölüyormuş , filistin de zülüm arşi delmiş size ne . Hele gelsin dolarlar, bak memlekete müslümanlaştı dolarlar fazlalaştı müslümanlarda işgüç onlarda . Sermaye onlarda ya allah amerikaaaaa. He be hoça sende neler çekmişsin bu halkın çoçuklarından gayrı. ACIDIM . fakat aldanmadım. MANZARAYA BAK BAK.. çambaza bak çambaza. Bizde çambaz gözleyeçek göz mü var. KORK HAÇIDAN HOÇADAN , KÖRDEN TOPALDAN , BİRDE YERE .............. YAKIN OLANINDAN. Söz doğru. İsabeti eyledik. Hoşçakalın .

Bu iki yazıyı karşılaştırdığımızda Celalettin Dervişoğlu haklı bir konuma geliyor. Yakup Alyurt gibi birilerine bazı şeyleri anlatmak mümkün değil. “Bana biri yardım etti” dediğiniz an Celalettin Dervişoğlu “sadaka, fitre, zekat, Allah için verme” anlarken Yakup Alyurt bu cümleden Amerikan ya da “coni” yardımı anlıyor.

Ben kesinlikle Celalettin Dervişoğlu kardeşime hak veriyorum ve bundan sonra da kendimi yazarkende söyledikleri önerileri hiç aklımdan çıkarmayacağım.

Ufak tefek kıyıdan kenardan yazılsa da Türkiye’de Kuran Kursları ya da bizim gibi oralarda yıllarını vermiş öğrencilerin dünyası henüz yazılmadı. Bu İmam Hatipler için de geçerli. Ben şahsen böyle bir kapsamlı ne roman ne de çalışma görmedim. İnanın ben şahsen böyle bir roman yazmayı bile düşündüm ama cesaret edemedim. Belki çocukluğumdan bu yana yazacaklarım arasında buralardan da geçmek nasip olur.
Ne bileyim. Bakalım söylediklerimi gerçekleştirebilecek miyim?

Mevla Görelim Neyler. Neylerse Güzel Eyler…

Buluşmak ümidiyle…

Bekir AKKAYA/18.05.2008/KUMRU