Kumru İlçesi'nin İlk Kültür ve Haber Sitesi -İnternette İlk Yayın : 1999
24 Ocak 2023
Ericek Yaban Çileği Şenliği Afişi -2003
23 Ocak 2023
Kaymakamımız Mehmet Sarıcan'a Özel Mektup /Kendilerine Allah Rahmet Eylesin!
Kaymakamımız Mehmet Sarıcan’a gönderdiğim mektup ulaştığında telefonla bana dönmüş ve
iki saat benimle konuşmuş ve yazdıklarımın aslını ve ne olduğunu bana aktarmıştır.
Konu ettiğim TAKDİRNAME bana da yazılmış olduğunu söylemiş, kendisinin Kumru’dan
ayrılmasından sonra Kumru’daki zikrettiği bazı kişiler tarafından verilmeme
ihtimalinden söz etmiştir.
Daha sonraki yıllarda Kumru Kaymakamımız Mehmet Sarıcan vefat etmiş (Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum) ve o gün
20 Ocak 2023
Hakkımda Hakaret İçerikli Bir Yazı /Şimdi Keyif Alma Zamanı.../DOST DEĞİL'den
İlk olmanın ağır sorumluluklarını hep yaşadım. Üzerime vazife olmadığı halde kuruduğum internet sitesi Kumru'da ilkti. Yazdıklarım ve yorumlarımdan menun olanlar binlerce idi. Ama bazen de hiç memnun olmayıp kendi halimce yaptığımı çok ciddiye alarak sataşanlar da yok değildi. Yaptıklarımı bir devlet meselesine bile dönüştüren zübükler vardı. İşte onlardan biri. Hiç değiştirmeden yayımlıyorum.
“Dost idi ama Şimdi Değil” adında bir isimsizden 04.07.2003 tarihinde
hakkımda çok ağır bir eleştiri yazısı. Buyurun okuyun!
Aslında veda yazısı yazdıktan sonra yazmamam gerek, biliyorum ama Yazılanları
ya da sataşmaları okuyunca da yazmaktan kendimi alamıyorum.
Zira neresinden tutsam elimde kalıyor. Önce bazı gözlemlerimden bahsedeyim. İsteniyor ki sırf aynı şeyler söylensin. O zaman yapıcı Eleştiri oluyor. Yok, aleyhte bir
Görmedim, Duymadım Diyememenin Keyfini Yaşadım. İşte Bu Dilekçe Çalıştığım Okul Müdürlüğüne Verilmişti..
Öğrenci velilerinden makbuzsuz Para Toplamak suç olduğu halde hep toplanıldı. Ben toplamadığım gibi başta okul müdürleri olmak üzere toplayanları hep rahatsız etttim. İşte Okul Müdürlüğüne yazdığım bir dilekçe. Aynı dilekçeyi bir üst makamlara da ulaştırdım. Okulunuzun
2/C sınıfını okutan sınıf öğretmeniyim. 17 yıldan bu yana da öğretmenlik
yapmaktayım. Mesleğimi, okulumu ve tüm öğrencilerimi de son derece seviyorum.
Onlara yardımcı olmak için de her türlü fedakarlığı yapmaya çalışıyor, kendimi
yenilemek, öğrencilerime faydalı olmak için de gece gündüz çalışıyorum.
1999 öğretim yılının sonunda başlayıp, şu anda bazı öğretmenlerce sürdürülen bireysel sınıf düzenleme ve öğrenci velilerinden toplanan 20-30 milyon arasındaki paralar benim öğrencilerimi psikolojik olarak olumsuz yönden etkilemektedir. Aslında ben de velilerimden gönüllü veya gönülsüz para toplaya bilirim. Ancak bir öğretmenin izinsiz olarak hem de makbuzsuz okul idaresinden, ilçe milli eğitim müdürlüğünden ve kaymakamlıktan habersiz nasıl para toplanabileceğini
Böyle Çapsız Adamlar Güya Kitap Çıkartarak Milleti Soyuyorlar!
Bu yaşıma kadar ne ilginç kişilerle tanıştım. Dijital fotoğraf makinalarının olmadığı, bilgi ve belgelerin bulunamadığı zamanlarda binbir emekle bulduğum buluşturduğum bilgi, belge ve fotoğrafları paylaşma adına bir çok insana ulaştırdım.
Onlardan tek arzuladığım şey "kaynak olarak ismimin zikredilmesi oldu."
Ancak bu kişi ve kişilikler aldıklarını ya da çaldıklarını kitaba dönüştürerek akıllarınca para kazandırdılar. Hele biri varki o hala aynı hırsızlığını ve arsızlığını sürdürüyor. Benim gibilerden aldıklarını ve arakladıklarını hiç bir kaynak belirtmeden sürekli pazarlıyor.
Geçmiş yazışmalarımı karıştırırken elime aşağıdaki yazı geçti. 2000 yılında ilgili şahsa yazdığım bu mektuptan sonra güya kitap çıkardı ve dağıttı. Bütün yazdıklarım ve aşağıdaki gördüğünüz fotoğrafları kendisine teslim
KUMRU’NUN TARİHİ MÖ. 4500 YILINA KADAR GİDİYOR /ÖZEL HABER
İş Adamı İsmet ERÇAL,ORDU HABER GAZETESİ’nin Mart-1998 tarihli 8. Sayısında Bekir Akkaya’nın Özel röportajında “KUMRU’NUN BİR MEDENİYETLER VE HAZİNELER ŞEHRİ OLDUĞUNU, KUMRU’DA YERLEŞMENİN ÇOK ESKİLERE GİTTİĞİNİ” iddia ediyordu. Bu konuda araştırma yapmak için yetkililerden yardım talep ediyordu. Daha sonra aynı iddiaları başka yayın organlarında da sürdürdü.
Bu iddialar daha sonra Kültür Bakanlığı’nca dikkate alındı. 1999 yılında Ordu Müze Müdürü Sayın M. Yücel KUMANDAŞ Kumru’ya gelerek İsmet ERÇAL’la görüşme yaptıktan sonra, Dr. Cemalettin YAKTI, Öğretmenevi Müdürü Bekir AKKAYA ve Kumru Kütüphane Müdür Vekili Osman Kasımoğlu ile
birlikte bir ekip oluşturarak Kumru’nun Akçadere (Küşnefak), Ayvalı (Kömerik), Divani Kayabaşısı, Tekke ve Karaağaç gibi yerleşim birimlerini iki gün gezerek önemli bulgular tespit ederek ilgililere iletilmek üzere bir rapor hazırlandı.Nihayet geçtiğimiz ay, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özsait başkanlığında bir bilim adamı ekibi, Kültür Bakanlığından bir temsilci ile Kumru’da ilk kez resmen tarihe ışık tutacak yüzey araştırmaları çalışmalarına başladı. Dr. Cemalettin Yaktı ve Öğretmenevi Müdürü Bekir AKKAYA ekibe rehberlik ederek 10 gün Kumru’nun köyleri ve yaylaları adım adım tarandı. Ordu Müze Müdürümüz Sayın M. Yücel Kumandaş ve Kütüphane Müdür Vekilimiz Osman Kasımoğlu Çalışmalarda bizzat yer aldı. Kaymakamımız Sayın Mehmet SARICAN çalışmalara her türlü desteği vererek bilimsel çalışmaya maddi ve manevi katkıda bulundu. Ayrıca Sayın Belediye Başkanımız Adil KARAOĞLANOĞLU ekibin çalışmalarına her türlü kolaylığı sağlayarak, yardımlarını hiç esirgemedi.
Araştırmaların sonucunda Kumru ve çevresinde Helenistik ve Roma Çağı dönemlerine ait çok sayıda kalıntılara rastlandı. Ortaçağ ve Tunç Devrine ait yerleşim yerleri tespit edildi. Kumru’nun değişik köylerinde çok sayıda kaya mezarı ve insan eli ile yapılmış mağaralar incelendi ve kayda geçirildi. Birçok Tümülüs keşfedilirken, Yerleşmelerin MÖ. 4500 yıllarına kadar gittiği bilimsel olarak belgelendi. Elde edilen bulgular bir tutanakla Ordu Müze Müdürlüğüne teslim edildi.
Bilimsel araştırmaya basının da ilgisi büyüktü. Araştırmaları Türkiye Gazetesi okuyucularına “KUMRU’DAN TARİH ÇIKTI” başlığı ile duyurdu. Ayrıca gazete Kumru’da yerleşme MÖ. 3-4 bin yıl öncesine kadar gidiyor diye yazdı. Yeni Şafak Gazetesi çalışmaları “ORDUDA ARKEOLOJİK TETKİK” başlığı ile verdi.
Bu arada Kumru Düzoba Yaylası- Kurtalan Mevkiindeki DİLEK TAŞI yerinde incelendi. Taşın bulunduğu alanda yerleşmenin çok eskilere dayandığı ve efsanenin gerçeğe yakın olduğu tespit edildi. Özellikle Efsananin Fizme ile bağlantısı dikkat çekti. Fizmede yerleşme MÖ. 4500 yıllarına kadar dayandığı bu çalışmada tespit edilmişti.
Bu yılki çalışmalarını tamamlayan bilim adamı ekibi, bu çalışmaların ileriki yıllarda da sürdürüleceğini ifade ettiler.
Bekir AKKAYA / Ağustos-2000- ORDU HABER GAZETESİ
KUMRU’NUN TARİHİ MÖ. 4500 YILINA KADAR GİDİYOR /ÖZEL HABER
İş Adamı İsmet ERÇAL,ORDU HABER GAZETESİ’nin Mart-1998 tarihli 8. Sayısında Bekir
Akkaya’nın Özel röportajında “KUMRU’NUN
BİR MEDENİYETLER VE HAZİNELER ŞEHRİ OLDUĞUNU, KUMRU’DA YERLEŞMENİN ÇOK ESKİLERE GİTTİĞİNİ” iddia
ediyordu. Bu konuda araştırma yapmak için yetkililerden yardım talep ediyordu.
Daha sonra aynı iddiaları başka yayın organlarında da sürdürdü.
Bu iddialar daha sonra Kültür Bakanlığı’nca dikkate alındı. 1999 yılında Ordu Müze Müdürü Sayın M. Yücel KUMANDAŞ Kumru’ya gelerek İsmet ERÇAL’la görüşme yaptıktan sonra, Dr. Cemalettin YAKTI, Öğretmenevi Müdürü Bekir AKKAYA ve Kumru Kütüphane Müdür Vekili Osman Kasımoğlu ile
İyi ki Patakonya'da değilim/Bekir AKKAYA
İnsanın başına bir sıkıntı gelmeyince bulunduğu şartların kıymetini bilemez. Hastalık gelmeyince sağlığın kıymeti, ihtiyarlık gelmeyince gençliğin kıymetinin bilinmemesi gibi.
Günümüzde internet denilen bilgi avı ile çok uzaktaki insanlarla tanışma imkanınız da var. Çet denilen bu yolla ben de bir çok kişilerle tanışma fırsatı buluyorum. Birbirlerimizle karşılıklı konuştuğumuzun yanında mesaj alış verişi de yapa biliyoruz. Daha doğrusu her şey paylaşılabiliyor bu yolla. Hatta bu yolla tanışıp evlenenler bile olduğunu duyuyoruz.
Geçenlerde bu yolla konuşurken Türkçe’yi çok iyi bilen patagonyalı bir vatandaşla tanıştım. Uzun konuşmalarımız sonunda onunla dost olduk. O bana ben ona her konuda merak ettiklerimizi
sorar öğreniriz. Benim konuşmalarımdan çok fazla etkilendi. Bunun üzerine ülkemi sordu. Ben de ona dilimin döndüğü kadar anlattım. Bundan çok etkilendi. En kısa zamanda turist olarak ülkemize geleceğini ifade etti.Bende kendisine Patagonyayı nasıl bir yerde yaşadığını sordum. Anlattıklarına inanasım gelmedi doğrusu.
Çet arkadaşımın verdiği bilgiye göre Patagonya, Bermuda Üçgen Şeytanın yakınlarında, Atlantis denilen bölgenin güneyinde bir devletcikmiş. Söylediğine göre bir nevi aşiret yönetimi ile kral ve padişahlığın uzantısı bir sistemle yönetilirmiş. Burada halk yönetenler ve yönetilenler diye ikiye ayrılırmış. İdare edenler bu gücü doğuştan almış olarak dünyaya gelirmiş. Yöneten olmak için soy kütüğünde mutlaka adının geçmesi gerekirmiş. Ben arkadaşıma sen hangi sınıftansın dedim. O da bana yönetilenler sınıfından olduğunu söyledi. Ben daha fazla konuşmayarak konuyu kapattım.
Bekir AKKAYA /01.01.2000 /Karadeniz Haber Postası Gazetesi
İyi ki Patakonya'da değilim/Bekir AKKAYA
İnsanın başına bir sıkıntı gelmeyince bulunduğu şartların kıymetini bilemez. Hastalık gelmeyince sağlığın kıymeti, ihtiyarlık gelmeyince gençliğin kıymetinin bilinmemesi gibi.
Günümüzde
internet denilen bilgi avı ile çok uzaktaki insanlarla tanışma imkanınız da
var. Çet denilen bu yolla ben de bir çok kişilerle tanışma fırsatı buluyorum.
Birbirlerimizle karşılıklı konuştuğumuzun yanında mesaj alış verişi de yapa
biliyoruz. Daha doğrusu her şey paylaşılabiliyor bu yolla. Hatta bu yolla
tanışıp evlenenler bile olduğunu duyuyoruz.
Geçenlerde bu yolla konuşurken Türkçe’yi çok iyi bilen patagonyalı bir vatandaşla tanıştım. Uzun konuşmalarımız sonunda onunla dost olduk. O bana ben ona her konuda merak ettiklerimizi




