Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

17 Ocak 2010

Alçak koltuğa oturtmak /Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK


Misafirliğe giden birisine, biraz geç geldiğinde bazı sorular sorulur… Bunlardan birisi de şudur:
-Minderin kalın mı geldi?

Bu sözün şöyle bir hikâyesi olsa gerek…

Eskiden oturmak için,
öyle koltuk ve sandalye gibi malzemeler pek yoktu. Sedirlere ya da yer minderlerine oturulurdu. Önem verilen misafirlerin altına, eğer imkân varsa, iki minderin üst üste konulması âdettendi.

Şimdi korkarım ki, İsrail’in elçimize reva gördüğü alçaklıkla ilgili muameleden sonra şöyle bir deyim piyasaya çıkabilir…

Alçak koltuğa oturtmak!

Kim için söylenir bu?

Önemsenmeyen ya da taciz edilen kişiler için…

Bakınız, daha başka neler denir?

-Bak! Seni alçak koltuğa oturturum, ona göre!

-Koltuğunun bacaklarını keserim, ha!

Takdir edilen kişilere bundan bir şeyler çıkar…

-Sen yüksek koltuklara oturtulacak adamsın!

Ana babaların dualarında da kullanılabilir. Şöyle ki…

-İnşallah yüksek koltuklara oturtulursun!

-Koltuğun yüksek olsun!

Beddua etmede ya da lanet okumada da şu tip şeyler söylenebilir:

-Koltuğun alçak olsun!

-Koltuğu alçaltılasıca!

-Koltuğunun ayakları kırılır, inşallah!

-Allah seni yarım bacaklı koltuklara oturtsun!

Bazı idareciler ve patronlar personelini taciz etmek (mobbing) istediğinde, onları alçak koltuklara ya da sandalyelere oturtmayı düşünebilir. Hatta yerde oturtmak, biraz daha ileri bir yıldırma hareketi olabilir.

Diğer taraftan, imalatçıların, sırf bu iş için kullanılmak üzere kısa bacaklı koltuklar üretmesi mümkündür.

“Alçak koltuğa oturma cezası”, TCK’da da yer alabilir… Tabiî ki hangi eylemin karşılığı olduğunu kestirmek zor.

Aslında endişem nedir, biliyor musunuz?

Bundan sonra birileri bir yere gittiğinde, oturduğu koltuğun bacaklarını ölçmeye kalkması… Acaba kaç milimetre eksik ya da yüksek diye…

Bu salgın bir başladı mı, önü aşıyla falan da alınmaz!

Ha, bir de şu var…

İnsansız uçaktan tutunuz, tanklarımızın tamirine kadar, İsrail’le bir sürü bağlantımız ve ticaretimiz var…

Artık, bu ürünlerin neresinde bir alçaklık var, diye düşün dur!

Şimdi, nasıl çıkılacak bu işin içinden?

Haydi, hayırlısı!

*****
1)İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayalon, Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Ahmet Oğuz Çelikkol’u makamına davet edip, kendisininkinden alçak bir koltukta oturttu. Ardından da İsrailli gazetecilere dönüp, İbranice, “Görüyorsunuz, o bizden aşağıda oturuyor, biz yüksekteyiz ve burada sadece İsrail bayrağı var” demişti. (Bakınız: http://news.bbc.co.uk/2/hi/middle_east/8455460.stm), Erişim tarihi: 16 Ocak 2010.


2)Olay, 11 Ocak 2010, saat 15.00'de olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...