Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

23 Ocak 2010

Bir suç duyurusu denemesi/ Prof.Dr. Abdullah ÖZBEK

Haksızlık haksızlıktır. Kime ne için yapıldığı önemli değildir.


Adam hayatında dîni bir tehdit olarak görüyor. Bununla da kalmayıp saf dışı bırakmak istediklerini, “şeriatçılık ve gericilik damgası” vurarak dünyayı dar ediyor… Daha da olmuyor; dini şeriat adı altında en büyük düşman ilan ediyor.
Bazen bunu “kamusal alana din giremez” diyerek de sürdürüyor…

Dünya hali bu.

Az yaşa, çok yaşa… Korkulanlar gelir bir gün başa!

Elbet, her şeyin bir sonu var.

Haliyle bu adam da bu sondan kurtulamayıp ölüyor!

Bu sefer ne oluyor?

Alıp doğru imamın önüne götürüyorlar…

Sonra yıkatıyorlar… Kefenletiyorlar… Salâsını verdiriyorlar… Hayat boyu nefret ettiği insanların önünde musalla taşına koyup namazını kıldırıyorlar…

Üstelik imam efendinin, İmam-Hatip Lisesi mezunu olma ihtimali de var!

Acı üstüne acı…

Arkasından kırkıncı, elli ikinci geceler, hatimler, mevlitler ve dualar geliyor… Konu komşuya helvaları dağıtılıyor…

Ve bu adam, ölü olduğu için, bunların hiç birisine müdahale edemiyor.

Ne acı bir durum, değil mi?

Gerçekten bu yapılan haksızlık karşısında insanın vicdanı sızlıyor!

Kim bilir, belki yakınları da bunu büyük bir baskı altında yapıyor. Dedi-kodudan korktukları için olsa gerek.

Şimdi soruyorum…

Bunları yapmaya kimin ne hakkı var?

Sağlığında dini de diyâneti de hedef tahtasına koymuş birisi, şimdi böyle bir muameleye nasıl tabi tutulur?

Kendisinde azıcık vicdan olan düşünür…

Şimdi müsadenizle insanlık namına, duyarlı bir vatandaş olarak, bir suç duyurusunda bulunmak istiyorum.

Ne olur, insanların fikirlerine ve inançlarına ölünce de saygı duyunuz!

İnşallah bir duyan olur!

Biz görevimizi yapalım da…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...