Türkçe Olimpiyatları Şenliğini izlemek için 2 Haziran 2012 Cumartesi akşamı Ordu’da idim.
1974
yılından 1982 yılına kadar Ordu şehir merkezinde yaşayan biri olarak 19
Eylül Şehir Stadını çok iyi bilirim. Bütün tribünler dâhil top oynanan
saha tamamen doluydu. Sadece Orta sahada 30 bin sandalye olduğunu bir
görevliden öğrendim. Bunu ona yakın görevli doğruladı. Gördüğüm
kadarıyla sandalyelerde yetmedi ve birçok Ordulu
programı ayakta izlemek zorunda kaldı.
programı ayakta izlemek zorunda kaldı.
Organizasyon
süperdi. Teknolojinin her türlü malzemesi kullanılmıştı. Hiçbir
karışıklık olmadı. Olabilecek her türlü aksaklık düşünülmüştü ki, hiçbir
problem yaşanmadı. Sadece yoğun katılım nedeniyle izleyiciler yer
bulmakta biraz zorlandı. Gerçekten muhteşem bir gösteriydi.
Proğram
boyunca “Türkçe” vurgusu dışında hiçbir söylem kullanılmadı. Herkesin
ortak coşkusu programda yer aldı.
Hiçbir kesimin eleştireceği hiçbir
vurgu yapılmadı. Her düşünce insanı programda kendini buldu. Benim
tahminim 70 bin Ordulu program boyunca gösteriyi yapanları sonuna kadar
alkışladı.
Daha
önceleri birkaç kez yazdığım gibi Türkiye değişiyor ve dönüşüyor. Bu
değişim ve dönüşümde bu cemaatin büyük katkısı mevcut. Ben şahsen bu
programların görünenin yanında daha çok görünmeyen bir amacının olduğunu
düşünüyorum.
Örnek olsun diye “Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nı ele alalım.
On
yıldır yapılan bu etkinlik Türkiye’de bütün kesimlerce takdir topluyor.
Ufak bir kesimin dışında bu etkinliğe karşı çıkanı ben şahsen hiç
görmedim. Karşı çıkanlar ise “Türkçe öğretilmesi ile İslam’a hizmet
edilmeyeceğini” söyleyen çok az sayıdaki insan. Bu yaklaşım tarzı ise
şimdilik üzerinde kafa yorulması gereken bir durum değil.
“Uluslararası
Türkçe Olimpiyatları” gibi bir proğram Türkiyemiz açısından muhteşem
bir etkinlik. Tüm dünya ülkelerinden insanları proğrama katarak Türk
Kültürünü” tanımaları açısından büyük bir nimet. Bu vesile ile tüm
dünya Türkiye’yi tanıma fırsatı buluyor. Bu konuyu inceleyen yüzlerce
yazı bulmak mümkündür. Devlet yetkililerimiz de özellikle bu etkinliğe
sahip çıkmalarının en büyük nedeni budur. Başta siyasiler olmak üzere
hiçbir kesim sadece bu nedenle bu programlarda yer alabilme
gayretindeler. Bu etkinliğin fikir babaları gerçekten kimsenin “hayır”
diyemeyeceği bu proğramları başarılı bir şekilde sürdürme gayreti
içersindedirler. Takdir etmemek, desteklememek mümkün değil. Benim
gibilere ise kutlamak ve dua etmek düşüyor.
Önceden
de ifade ettiğim gibi Türkiye bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Yeni
yasalar uygulamaya geçiyor devletin en köklü kurum ve kuruluşlarında
köklü değişimler yapılıyor. Sistem baştan sona yenileniyor.
Daha önceleri itilip kakılanlar itibar görmeye başlıyor. Bu durum sokağa da salona da stadyumlara da yansıyor.
“Öcü Müslümanlık” imajı tarihin çöplüğüne atılıyor.
Ben
şahsen 19 Eylül stadyumunda bunu gözlemledim. Son derece modern hanım
ve beyler en pahalı elbiselerle stadyumu doldurmuşlardı. Yapılan program
da son derece yüksek düzeyde ve teknolojinin her malzemesi kullanılarak
izleyicisine sunulmuştu.
Stadyumda başörtülü ile başı açık yan yana aynı türküyü söylüyorlar ve aynı oyunu oynuyorlardı.
Çoğunu tanıdığım sağcı ve solcu denilen insanlar aynı duyguda buluşarak sahnedekileri aynı tempoyla alkışlıyorlardı.
Bana göre “Geçit verilmeyen özgürlükler ya da yaşam biçimine ulaşma bu şekilde olabilirin göstergesi” bu çalışmalar.
Bir araya gelinemez denilen insanların nasıl da bir araya gelebileceğinin provası bu etkinlikler.
Bana göre son derece de başarılı bir durum.
80’li
yıllarda okuduğum ve Türkiye’de güya en çok satan gazete diye bilinen
bir gazetenin verdiği güya ciddi bir kitapta “tarikatla - cemaati” aynı
kefeye koyup insanları yanıltan bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Takunyalı ağzı burnu karışmış Müslüman imajı çizerek para kazanan ve sanatçı olunan bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Böyle günlerden gelinildi buralara ve aynı çalışmalara her yerde devam edilmektedir.
Bu ülkede Müslümanlar hep aynı hayatı yaşadılar. Hep aynı kaderi paylaştılar. Hep aynı zindanlara düştüler.
Seçimden
seçime “nurluyum” diye “nurcuyum” diye Kurana sarılanlar yine risale
okudu diye zindanlara o inanan Müslümanları attılar. Hızını alamadılar
Müslümanlara Arabistan’ın yolunu gösterdiler. “İşte Çağdaş Türkiye”
diyen onlar dün Ordu’da salonu görseydi acaba ne derdi? Büyük ihtimal
“Yalanımızın sonu buraya kadarmış” derlerdi.
Bu cemaatin önderi bugün Amerika’da. Ama Bütün Türkiye günlerdir bu etkinliklerle içten içe O’na dua ediyor.
Türkiye
bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Bu ülkede Müslümanlar hep aynı hayatı
yaşadılar. Hep aynı kaderi paylaştılar. Hep aynı zindanlara düştüler.
Zindandan
zindana koşarak bugünlere gelen bu cemaat değişim ve dönüşümü bu
yönteme başvurarak buralara geldi. Yalandan “öpücü sevenleri” terk
ederek bu günleri gördü. Bazı eleştirilerim olsa da bu cemaati ve
başarılarını takdirle karşılıyorum. Ben inanıyorum ki, Hakk’ın ışığının
yansıdığı yerde Batıl’ın ışığı söner. Bu yöntemle Müslümanlarla onu öcü
görenler bir araya geldi. Türkiye’nin gerçek kimliği bir araya gelme
fırsatı buldu. Farklı gibi olduğu söylenen kesimler aracısız
birbirlerini tanıma fırsatı buldu. Şarlatanları bir ölçüde devre dışı
bıraktı.
Bugünün siyaseti de bundan farklı değil. Kapatıla kapatıla gelinen süreçten bugünün iktidarı doğdu.
Bu
değişim ve dönüşüm her yerde kendini gösteriyor. Cemaatte de Tarikatta
da durum aynı. Ve ülke hızla yenileniyor. Bunun mücadelesi her alanda
sürüyor.
Ben şahsen geleceğin çok aydınlık ve yaşanılabilir Türkiye’nin çok yakın bir gelecekte oluşacağını düşünüyorum.
Anlı secdeye gidenlerin de yöntem dışında hiçbir farklılıklarının olmadığını düşünüyorum.
Selam bugünleri bize yaşatanlara olsun.
Selam asıl amaçtan sapmayanlara olsun.
Selam Tüm Türkiye’ye ve Dünyaya olsun.
Selam Allah için yapılan eylemlerde en ufak katkısı olanlara.
Allah yar ve yardımcınız olsun.
Bekir AKKAYA/ 03 Haziran 2012/KUMRUTV.COM/KUMRU
Bu haber 315 defa okunmuştur.
- Yorumlar (3)
Doğan K. (+1) 04 Haziran 2012, 14:44 Yöneticiye Bildir Sayın Hocam dilinizden dökülen nağmeler kaleminizle hayat bulmuş.Herkesin gönlüne düşen hissiyatı sizi yakınen tanıyanların diline pelesenk etmişsiniz ne mutlu size.cnyt (+1) 03 Haziran 2012, 22:33 Yöneticiye Bildir kıymetli hocam bu enfes yorumlarınız gerçekten çok güzel... Selam Allah için yapılan eylemlerde en ufak katkısı olanlara... ve tüm güzel dileklerinize tüm samimiyetimle AMİN diyorum..Metin PİLE (+1) 03 Haziran 2012, 22:17 Yöneticiye Bildir Muhterem Bekir Bey, yazdıklarınıza ve duygularınıza katılıyorum. Bende Ankara'da yapılan Türkçe Olimpiyatları proğramına gittim. Güzel türkcemizin, şarkılarımızın, türkülerimizin dünyanın değişik yerlerinden gelen çocukların ağzından dinlemek ayrı bir sevinç, heyacan ve ayrı bir duygu. Proğramın sonunda toplu halde söylenen "YENİ BİR DÜNYA...." diye başlayıp devam eden şarkı ayrı bir ufuk, ayrı bir hedef. Selam olsun, yaratılanı yaratandan ötürü sevenlere, selam olsun ufku açık olanlara. İnşaallah bu sevgi seli ve muhabbet bütün dünyaya yayılır. Selam ve dua ile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayfamızda yazmak ve paylaşmak isteyeler
kumruhaber@gmail.com bildirebilir...