Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

7 Şubat 2006

Bilgece Yaşamakmış! -Bekir AKKAYA

Kişisel gelişim uzmanlarınca önerilen bazı kitap isimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. “Anlaşarak Mutlu Yaşayın, Bilgece Yaşamak, Hayata Gülümse, Her İnsan Hükümdardır, Kocanızın Başarısı Sizin Elinizde, Mutluluk ve Başarı Yolları, Yaşam Coşkusu, Yürek Bilekten Güçlüdür, Babalık Coşkusu, Çocuk Kalbi, Ev İşlerini Savaşa Dönüştürmeyin, Sinirlerinize Hakim Olun, İnsan Denen Meçhul, Olumlu Yaşama Sanatı, Etkili Dinleme, Başarılı İnsanın Karar Anı, Cesaret ve Fazilet Mücadelesi, vs…”
Öğrendiklerimizle ilişkilerimiz arasında yüzde yüz bir çelişkiyi her gün yaşıyoruz. Ya bu kitaplar yalan ya bizde bir terslik var…Okudukça saldırıyor, öğrendikçe batıyoruz…
Fiskos içersinde debelenen bir iş yeri. Dedikodu üreten bir fabrika ya da sokak…Kimin eli kimin cebinde belli değil…Öğrendikçe kibirleniyor, bilgilendikçe hırsa biniyoruz…
Özden söz edenlerin aksine, söze cila çekiyoruz. Görüntü ve hatiplik mükemmel. Pozitif düşüncenin yöntemleri ve hayata gülümse…Ahlak ve fazilet illa da imaj…Gülümsedikçe riyakarlık fazlalaşıyor…Bir yığın bilimsel ve ilimsel bilgi…Kurallar ve kaideler…Bir o yana bir bu yana her gün yalpalıyoruz…İlişkiler dünyalık menfaate endeksli…Ruhtan uzaklaştıkça

Kardelenden Haberciye Merhaba!-Bekir AKKAYA

Okuduğum her hangi bir yazıyı okumadan önce geçirdiği aşamaları düşünerek okurum. Bu yolla ilgili yazı benim gözümde daha fazla anlamlaşır ve büyür. Ve ben ilgili kitap, dergi ve gazeteden çok fazla istifade ederim. Bu benim bakış açım tüm iş ve işlemler için geçerlidir. Yazılan bir kitap ne kadar sıkıcı olursa olsun, bana ulaşıncaya kadar ki safhaların güçlüğünü düşünerek ondan mutlaka yararlanmaya çalışırım.
Çoğu kez insanlar kendi yeteneklerinin farkına varmazlar. En önemli husus insanın kendi kendini keşfetmesidir. İşe başlamadan önce kendi yeteneğini ve neye yatkın olduğunu bilmek, yola çıkmadan yolu yarılamaktır. Yeteneklerini keşfederek aklını kullanan ve kendine güvenen her insanın başarılı olmaması düşünülemez. Yeteneği ve gücünün farkında olmayanlar ise kendi farkına varamadıklarından, yeteneksiz de olsa farkına varanların piyonu olmaya mahkûmdur. Daha doğrusu insanın kendini tanıyarak yaptığı işin farkını ve önemini kavrayarak sürekli de geliştirerek kendini yenilemesi başarıya başarı katar. Başarısızlığın asıl nedeni de insanın kendisidir.

Ayna'da Yansımasını Göremeyenler-Ekrem SAYGI

Anlatıldığına göre; Erzurum'un bir köyün de, Köylünün tamamı ve şıh, hayatında hiç ayna görmemiş. Köylünün biri ayna ile ilk karşılaştığın da, aynayı eline alıp bakmaya başlar. Ardından ayna da gördüğü kendi yansımasını ölen kardeşi zannedip başlar ağlamaya. Kardeşini çok sevdiği için aynayı koynuna alıp yatar. Hanımı, eşinin ayna koyununda yattığını görünce şüphelenir. Sessizce ve eşini uyandırmadan aynayı alıp dikkatlice bakar. Ayna da kendi yansımasını gören kadın, öfkeden kudurmuş bir şekil de "Vay" der heyecanla. " Herifim beni bir karı ile aldatıyor" Aynayı alır, köyün şıhına gider. Aynayı göstererek "şıh efendi" der. "Benim herif beni bir karı ile aldatıyor" Şıh aynayı alır dikkatlice bakar. Kadına dönerek " Bacım " der. " Bu bi karıdan ziyade hıyara benziir " der.

Ölümü Tatmak! -Bekir AKKAYA

Geçtiğimiz hafta Kumru Atatürk Pansiyonlu İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Kumru Ballık Köyünden Şükrü Tevek’in ölümü ile eğitim camiası olarak büyük üzüntü yaşadık. Genç yaşta alışık olmadığımız boğulma sonucu hayatını kaybeden Şükrü Tevek’e Allah’tan rahmet, yakınlarına, eğitim camiasına, dost ve sevenlerine Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum.
Şükrü Tevek güzel bir insandı. Öğrendiğimiz bilgiler doğrultusunda suda boğulma hadisesi ile “şehit” olarak ruhunu teslim etti. Namazına büyük özen gösteren kardeşimiz, yine akşam namazını kıldıktan hemen sonra düştüğü Elekçi Deresinde bizim ifade biçimimizle “öldü.” Oysa yine kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e göre “şehitler ölmez!”
Kelime ve kavramlar anlamlandırılırken o kelimenin orijinali, kelime ve kavramlara anlam kazandırır. İslami kaynaklarda suda boğulanlar “şehit” olarak kabul edilir. “Şehit” kelimesi ise İslami bir kavramdır. Dolayısıyla kardeşimiz Şükrü Tevek şehittir. Allah mekânını cennet etsin.

29 Ocak 2006

Erçalları Alkışlıyorum! /Bekir Akkaya

Doğduğumuz yer olmasına rağmen, 1986 yılından bu yana görevim nedeniyle geldiğimiz ilçem Kumru doyduğumuz yerde oldu. Bizim meslekte çevre araştırması bir zorunluluktur. Nerede görev yapıyorsanız oranın tüm yönlerini araştırarak dosyanıza koyma zorunluluğu da vardır. Bundan 20 yıl önce başlangıçta bu nedenle İlçemiz Kumru’yu her yönüyle ve geniş bir şekilde araştırma niyetimiz zaman zaman Kumru ile ilgili araştırma yazılarını da ortaya çıkardı. Bugün de aynı çalışmaları dünden bugüne yapmaktan hala işin doğrusu büyük bir keyif alıyorum.
Erçalları özellikle de İsmet Erçal’ı tanımam yirmi yıl öncesine dayanır. “Derviş dervişi tekkede”

15 Ocak 2006

FURKAN BAŞAR'DAN

bekir amca gösterdiğin ilgi için teşekkür ederim.canik.org u sürekli takip ediyorum.şiir yazmaya da devam ediyorum.böyle ödüller aldıkça sizin gibi kişiler beğendikçe güven geliyor insana....

 KIVRILIR YATARIM DUDAKLARINA
Kordondan çıktım yola15saat sen olacaksın aklımdahep düşüneceğim ikimizineden beraber olmayalımBen kıvrılır yatarım dudaklarınaüşürsem sarınırım saçlarınayazın girerim kirpiklerinin arasındaki okyanusakorkma atlamam omzundaki uçurumdansenleyken neyleyim ölümühiç masrafta yaptırmam sanakıyafet almam,ısıtır beni sıcak kalbinsende yaşamak istiyorum ÖLÜRSEM GÖBEK ÇUKURUNA GÖM BENİ AŞIKLARA SELAMağlasam leyla gelir mi mecnunyalvarsam duyar mı sesimi mevlam,ey yunusdağlara çıksam;ne dersin dadaloğluçöllere mi düşsem ferhatkelimeler efendisi olayım,şiir yazayımo zaman sevgili duyar mı sesimi mısralarımda orhan veline yapsam söker atarım kalbimden lokman hekimbanada bi çare,yok di mi ümit ibn-i sinao zaman şarap içelim hayyamlaisyanlarımızı sunalım Allah'ane zaman teşekkür ettik ki zaten...

12 Ocak 2006

Erçalları Alkışlıyorum!/Bekir Akkaya

Doğduğumuz yer olmasına rağmen, 1986 yılından bu yana görevim nedeniyle geldiğimiz ilçem Kumru doyduğumuz yerde oldu. Bizim meslekte çevre araştırması bir zorunluluktur. Nerede görev yapıyorsanız oranın tüm yönlerini araştırarak dosyanıza koyma zorunluluğu da vardır. Bundan 20 yıl önce başlangıçta bu nedenle İlçemiz Kumru’yu her yönüyle ve geniş bir şekilde araştırma niyetimiz zaman zaman Kumru ile ilgili araştırma yazılarını da ortaya çıkardı. Bugün de aynı çalışmaları dünden bugüne yapmaktan hala işin doğrusu büyük bir keyif alıyorum.
Erçalları özellikle de İsmet Erçal’ı tanımam yirmi yıl öncesine dayanır. “Derviş dervişi tekkede” misali, İsmet Erçal’la buluşmalarımız ve ilk tanışmamız ya Kuş Kayası tepesi ya da Düz Oba’nın çayırıdır. İsmet Erçalla ilgili 1987 yılında Ordu Haber Gazetesi’nde

23 Aralık 2005

ÖN MÜ? ARKA MI? /Bekir AKKAYA

Büyükçe bir otobüs ve önden arkaya doğru koltuklar rahat oluşlarına göre sıralanmıştı. Öndeki koltukla arkadaki koltuk arasında konfor ve fiyat yönünden yarı yarıya fark vardı.
Hatta “ Ayaktakilerden ücret alınmaz!” yazısı otobüsün her yerine tüm yolcuların görebileceği bir şekilde asılmıştı.
Otobüse binen yolcular sessiz ve sakin kapıya yaklaşıyor, girişte “nereyi tercih ediyorsunuz?” diye sorulduktan sonra ücret talep ediliyordu. İşte ne olduysa benim önümdeki muavinle yolcu arasında yaşandı. Önde oturmak isteyen bir beyefendi, “hayır efendim, ben ön koltukta oturacağım ama, arka koltuk parasını ödeyeceğim.” Diyordu. İşin ilginci bu duruma otobüste bulunan tüm yolcular da , otobüs sahibi kadar itiraz ediyordu. Yani beyefendi, hem ön koltukta oturacak, hem de az ücret ödeyecekti. Ne yalan söyleyeyim, bütün hoşgörüme rağmen ben de araba sahibinin yanında yer alarak, yolcuya itiraz da bulundum.

21 Eylül 2005

Kumrunun yeni müftüsü Abdullah Pamuklu


Yaklaşık 10 yıldır Kumru İlçe Müftlüğünü yürüten İsmail Giyim’in Kırıkkale –Balışeyh Müftülüğüne atanmasından dolayı boşalan Kumru İlçe Müftülüğüne Abdullah Pamuklu atandı.
Amasyalı olan ve 1967 doğumlu Müftü Pamuklu 1987 yılında Zeytin Burnu İmam-Hatip Lisesini bitirdi. 1990 yılında Medine İslam Üniversitesi Arapça Bölümünü bitirdikten sonra Mısır El Ezher Üniversitesi Şeriat Fakültesi İslam Hukuku Bölümüne devam ederken yatay geçişle Marmara İlahiyat Fakültesine geçerek 1998 yılında ilgili fakülteden mezun oldu.