Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

16 Aralık 2006

EN GÜZEL İFTAR-OSMAN YILMAZ YAZDI

Ezana bir iki dakika ancak vardı.Ellerimizde sıcak yemekler, pideler ve gıda dolu paketlerle eve girdiğimizde gördüğümüz manzara yüreğimizi burkmuştu.Bir ihtiyar dede, ikisi beşinci sınıf öğrencisi biri ikinci sınıf öğrencisi üç erkek çocuk bizi karşıladılar.Babaları 15-20 gün önce böbrek yetmezliğinden vefat etmiş,anneleri ise bırakıp gitmiş.Büyük anneleri de böbrek yetmezliğinden acil hastaneye kaldırılmış.Bir gözü görmeyen ihtiyar bir dede ve üç torunu.
Bilenler ,duyanlar yardım göndermişler.Evin dört bir tarafında un çuvalları,gıda paketleri.Ama bir tas çorba pişirecek kimse yok.Ezanla birlikte girdiğimiz bu evde sofrayı kurmak için çocuklara yardım ediyorum.Birlikte kaşık yıkıyoruzYemekleri koyacak kap arıyoruz.Sonunda tencereyle birlikte koyduğumuz çorbadan kaşıklamaya başlıyoruz.İftarı bu insanlarla açma fikri İstanbul’dan gelen misafirimize ait.İftarı su ile açacağız

Kumru Belediyesinden Kumrululara İftar Yemeği /Bekir AKKAYA

KUMRU- Kumrululara Erçallar Kültür Sarayında Kumru Belediyesi tarafından iftar yemeği verildi. İftar yemeğine Kumrulu esnaf ve siyasilerin yanı sıra Kumruda görev yapan Kamu görevlileri ve daire amirleri de katıldı. Katılımın çok fazla oluşu alt katla birlikte salonun üst katının da dolu olması dikkat çekti.
Kumru Belediyesinin iftar yemeğinde Kumru Kaymakam Vekili ve Fatsa Kaymakamı Mustafa Selman Yurdaer, da hazır bulundu.
Yemekten sonra Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek “davetimize katılarak aramızda bulunanlara hoş geldiniz” diyorum diyerek başladığı konuşmada Kumru Belediyesinin bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalarla ilgili geniş açıklamalarda bulundu. Başkan Ticabi Civelek son zamanlarda yaptıkları çalışmalarla ilgili geniş açıklama yaptıktan sonra “haksız ve yersiz eleştirilerin ve söylenilen olumsuz iftira niteliğindeki yakıştırmaların haksız ve gerçeği yansıtmadığını” ifade etti.
Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek “Bundan iki buçuk yıl önce geldiği Kumru Belediyesini nasıl devraldıklarını bir bir sıraladıktan sonra konuşmasına şöyle devam etti. “ Biz Kumru Belediye Başkanlığına layık görmeniz sonucu bundan iki buçuk yıl

15 Aralık 2006

HAYALİ CİHANA DEĞER-HARUN MUSLU

Affan Dede’ye para saydım.
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne adım var ne yaşım,
Bilmiyorum kim olduğumu.

Bu bahar havası,bu bahçe…
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim.
Hiç bitmese horoz şekerim.
CAHİT SITKI TARANCI


Az arşınlamadık kaldırım taşlarını,az koşmadık,zıplamadık sokaklarında…Şimdi gelin bize kollarını ardına kadar açmış olan ‘’ BİZİM MAHALLEYE’’ bir daha gidelim mi?


O zamanlarda mahallenin çocukları birbirini çok severlerdi.Gece gündüz fark etmez parolalı bir ıslıkla ayakkabının biri evin kapısında ,biri sokakta giyilirdi.Sanki yıllar önce ayrılmışız da…Kızsak, kavga etsek kin tutmazdık.Her gün yeni bir oyun,yeni bir fikirle buluşurduk.herkeste bir sevgi,pay etme,paylaşma,arkadaşını kollama hevesi ve duygusu vardı.Okula

ASLANLARLA ÖKÜZLER-Harun MUSLU

Dostumuz dediğimiz insana veya insanlara ne kadar yakınız ya da ne kadar uzak? Kaç günde bir dertleşip hatırını soruyor veya hatırımız soruluyor? Acı söyleyebiliyor muyuz? Söyleyince bize dönüşü nasıl olmakta? Dost dostu incitebilir mi? İncitmenin ölçüsü ne kadar? Dostun mu, düşmanın mı yaptığı daha çok yaralar insanı?
Sevmediklerimize neden tavır koymayız ki? Neden hiçbir şey yokmuş gibi davranır insan? Acaba yüce yaratıcı bu özelliğimizden dolayı mı yüzümüzü iki tane yarattı? İki yüzlülüğü çabuk yapma becerisine adapte olalım diye mi? Niye birbirimizi sırtından bıçaklarız da sonra

14 Aralık 2006

Abraham Lincon ve Mutlak İrade /Bekir AKKAYA

Geçen hafta sizlerle Paulo Coelho’nun “Simyacı”adındaki kitabın önemli cümlelerini paylaşmaya çalışmıştım. Şimdilerde ise “Bilinmeyen Bir Bilgi” adında Mehmet Ali Şadoğlu’nun bir kitabını okumaya çalışıyorum. “Bilinmeyen Bir Bilgi” adındaki 536 sayfalık kitap, bir Hıristiyan olan Paulo Coelho’nun “Simyacı”adındaki kitabın sayfa 86’daki şu cümlenin bir özeti gibi. “Kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir. Hayat hikâyemizle (korku) dünya tarihinin aynı el tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman bu korku uçup gider(Sahip olunan şeyleri yetirme veya gelecek korkusu)
Amerikan Başkanlarından Abraham Lincoln eğitim ve eğitimciye çok önem veren, zamanında radikal birçok reform yapmış, insanların iyi bir eğitimle etkilenebileceğini düşünürdü. Oğlunun öğretmenine yazdığı mektup bütün dünyada elden ele dolaşır. Kendi düşünce yapısına göre kaleme aldığı mektup tamamen ahlaksal

12 Aralık 2006

Mutlu Olduk! Mutlu Kalın! Teşekkürler! /Bekir AKKAYA

2004 yılı Nisan ayı. Editörü bulunduğum bir internet sitesinin"Vekilinizi Tanıyın" bölümüne Ordu Millet Vekili Eyüp Fatsa'ya yönelikilk yazılı istek Ali Rıza tarafından yapılmış. Ali Rıza'nın kim olduğubir yana, yazının bir kısmınıhttp://www.kenthaber.com/Arsiv/Vekiller/22/ORDU/Vekil_454.aspx'internet adresinden alarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Ali Rızadiyor ki, " Sayın Vekilim., Ali Rıza sizden size yakışır biröğretmenevi ister. İster işte...Bir de sizden Ali Rızanın bulunduğumekana gelmeyi ister...O mekanı sizlerin mutlaka görmesini ister.İster derken emir değil tabi. Gelmenizi arz eder. Görsün ki şöyle birgüzel öğretmenevi olsun...Her yerde olan bir mekan neden biz deolmasın ki! İnanın kira borcundan yorulduk... Ödeyemiyoruz işte...Napalım... En kalbi duygularımla kolaylıklar diler, sevgi veselamlarımı iletirim..." Sayın Vekilimiz Eyüp Fatsa'ya yönelik bu yazıdan sonra tam

6 Aralık 2006

Hürriyet Gazetesi yazarı Özdemir İNCE’nin, 5Aralık 06 tarihli yazısı üzerine… PROF.DR.ABDULLAH ÖZBEK

Sayın Özdemir İNCE,
5 Aralık 2006 tarihinde yayınladığınız “Hedef: İmamokrasi” adlı makalenizi okudum.
"İmam-doktor, imam-mühendis, imam-öğretmen, imam-yargıç, imam-vali..." nitelemelerini ilk defa kendinizin 1994 yılında kullandığınızı söylüyorsunuz… Arkasından “Cumhuriyet” diyorsunuz, “Devrim Yasaları” diyorsunuz; arkasından da, bir İmam-Hatiplinin bile üniversiteye girmesine tahammülünüzün olmadığını belirtiyorsunuz….
Ve “İslamcı ideolog” diye birinden nakil yaparak, iddialarınızı desteklemeye çalışıyorsunuz.
Sayın İNCE,
Bu tip isimler takmakla gerçekten doğru bir iş yaptığınızı düşünüyor musunuz? Sizler yeri gelince, üç mukaddes kitabı da okuduğunuzu, bunlar arasında Kur’an’ı iyi bildiğinizi, hatta yabancı dildeki tercümelerinden bile yararlandığınızı

5 Aralık 2006

Öğretmenevi Hayırlı Olsun -Ekrem Saygı Yazdı

Son yıllarda yöremizde ciddi manzaralar oluşuyor. Bu manzarayı herkes bulunduğu yerden bir bakış açısı geliştirerek seyretmeye çalışıyor. Her görenin gözünde farklı şekiller oluşuyor. Kişisel bakış açıları ne olursa olsun, herkesin gördüğü ve yaşadığı bir çok ortak hareketlerle ortaya çıkan güzellikler toplum menfaatine sunularak paylaşılıyor.
Yeni bir şey ortaya çıkarmanın ilk adımı düşünce ile başlar. Düşünce, yeni bir şey bulma ve var olan gerçeklerin beyin süzgecinden geçirilerek ortaya çıkması için atılan ilk adımdır. Kişi ilk önce düşündüğü olayla ilgili beyninde projesini çizer, artırır, eksiltir ve düşündüğü konu ile ilgili kararını vererek harekete geçer. Burada önemli olan kişinin yapıcı bir düşünceyle ortaya çıkmasıdır. Konfüçyüs " Karanlığa küfredeceğine bir mum yak" demiştir. Yapıcı düşünceyi bundan iyi ifade edebilen bir söz olmasa gerek Fıransız Filozofu Descartes " Varım çünkü düşünüyorum" demiş ve farkındalığını düşüncesiyle ortaya koymuştur. İnsanların iyi sözler söyleye bilmeleri için bile, söyleyeceği sözleri önceden düşünmesi lazımdır. Bu bakımdan düşünce, beynimizde yeni fikirler üretmek ve ürettiğimiz fikirleri zihnimizde tamamlayıp toplum menfatine sunmaktır.
Herkes bireysel olarak kendine göre bir şey düşünür. En basit düşünce biçimi kendimize ait olan şahsi ve bencil düşüncelerdir. Bencil ve egoist olmayan

1 Aralık 2006

Mutlu Olduk! Mutlu Kalın! Teşekkürler! /Bekir AKKAYA

2004 yılı Nisan ayı. Editörü bulunduğum bir internet sitesinin"Vekilinizi Tanıyın" bölümüne Ordu Millet Vekili Eyüp Fatsa'ya yönelikilk yazılı istek Ali Rıza tarafından yapılmış. Ali Rıza'nın kim olduğubir yana, yazınin birkısmınıhttp://www.kenthaber.com/Arsiv/Vekiller/22/ORDU/Vekil_454.aspx'internet adresinden alarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Ali Rızadiyor ki, " Sayın Vekilim., Ali Rıza sizden size yakışır biröğretmenevi ister. İster işte...Bir de sizden Ali Rızanın bulunduğumekana gelmeyi ister...O mekanı sizlerin mutlaka görmesini ister.İster derken emir değil tabi. Gelmenizi arz eder. Görsün ki şöyle birgüzel öğretmenevi olsun...Her yerde olan bir mekan neden biz deolmasın ki! İnanın kira borcundan yorulduk... Ödeyemiyoruz işte...Napalım... En kalbi duygularımla kolaylıklar diler, sevgi veselamlarımı iletirim..." Sayın Vekilimiz Eyüp Fatsa'ya yönelik bu yazıdan sonra tam 55 yazıdaha kaleme alınmış. İlgilenenler ilgili adrese tıklayarak ilgiliyazıları görebilirler ve hatta başka istek ve arzuda dabulunabilirler. İşin doğrusu Ali Rıza beni pek ilgilendirmiyor, kim olduğu daumurumda değil. İsteğin gerçeğe dönüşmesi ve bu gerçekliğin ilçemizKumru'da hayat bulması işin doğrusu ilginç bir durum. Yani AliRıza'nın talepleri bizim ilçeye çok güzel bir mekân ve çok güzel biröğretmenevi kazandırmıştır. Şu sorulabilir? Peki bu öğretmenevinin açılışı ve Sayın Milletvekili