Bu içerikler Bekir Akkaya tarafından oluşturulmaktadır .İçeriklerin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.

30 Ağustos 2009

MODERN VE MÜSLÜMANIM / BEKİR AKKAYA

Tam olarak ifade edemediysem de zaman zaman ilimlerine ve takvalarına güvendiklerimle bir yolunu bulup aşağıdaki düşüncelerimi az da olsa paylaşmışımdır. Karşımdakilerin böyle bir kafa karışıklığı ya da rahatsızlıkları olmasa da ben cidden kendi yaşantımdan hep rahatsız olmuşumdur. Net olarak ne kafa karışıklığımı ne de sorduğum sorunun cevabını tahmin edebilmekteyim. Bu yazıdaki olumsuzluklar belki de benle ilgili olup, benim dışımdakiler açısından hiçbir geçerliliği de yoktur. Bu nedenle de yazımın asıl muhatabı yine kendim olup, bir noktada bu yazı kafa karışıklığımı sizinle bu yazı vasıtası ile paylaşmak olacaktır. Hepsi bu kadar.

Cennetin Kestirme Yolu : Gıybat / Bekir AKKAYA

Bundan 36 yıl önce yazdığım notlar elime geçti. O yıllar okuduğum kursta 150 arkadaşla birlikte aynı kovuşu paylaşıyorduk. O yıllarda beraber olduğum arkadaşlarla ilgili kısa kısa notlar tutmuşum. Akıllı, zeki, abdal, kalleş, saf ve ispiyoncu gibi.
Bu yakıştırmalardan ben hangisiyim diye kendime hiç sormamışım. Yine on yıl aradan sonra yatılı okuduğum okulun son sınıfında bulunan üç sınıftaki arkadaşlarla ilgili de aynı notları karalamışım. Hem de fotoğrafları bulunan albümün üzerinde. Bu benim değerlendirmelerimin hiç birinden benim arkadaşlarımın haberi yoktu. O günlerde bunu neden yapmışım bilmiyorum.

El ağzına bakmak../Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Nasreddin Hoca bir gün ev yaptırmaya karar verir. Hemen uygun bir yere temel eştirir.
Yalnız bu arada, gelip geçenlerin her biri kendince bir şeyler söyler…
-Yahu Hoca! Kapısını şuradan aç… Pencerelerin eni boyu şu kadar olsun… Bacaları oralara koy… Mutfağı şuraya yerleştir… Banyo ve tuvalet şuraya uygun düşer…
Bu “görüş bildirme” işi günlerce devam eder…
Hoca bu yüzden, bir türlü eve başlayamaz. Ama canı iyice sıkılır.
Bu işin yazı var kışı var, ustası var hastası var… Ne olacaksa, bir an önce olmalı…
Bir gün ilân vererek bütün konu komşuyu toplar ve şöyle bir açıklama yapar:
-Komşular! Haberiniz olsun, eve başlıyorum. Şimdi kim ne diyecekse desin!
Hoca burada ne yapıyor?
Aslında bir iş yaparken plânı ve projesi var. Başkalarını dikkate de alıyor. Biliyor ki, akıl akıldan üstündür…
Fakat bu yöntemi uygularken,

27 Ağustos 2009

RAMAZAN AYI/ YILMAZ ALIR

Efendimiz [s.a v.] min üç aylar yaklaştığında,

^^Allah’ım, bize Recep ve Şaban-ı mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır ^^ diye dua ettiği,

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennem’den kurtuluş olan Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz.

Ramazan-ı şerif ayı, Peygamber [s.a.v] efendimizin bildirdiğine göre,

BİR DOSTA DAİR/YILMAZ ALIR

Kendisiyle internet vasıtasıyla tanıştım..

Tanışmamıza FİZME.COM sitesi vesile oldu

Benim KUMRU HABER sitesinde yazmamı da kendileri istedi.

İzine gelmesiyle yüz yüze görüşme fırsatı bulduk…

İnsanlar elbisesiyle karşılanır, sohbetiyle uğurlanırmış ya, sohbeti çok hoştu…

BERAT GECESİ/ YILMAZ ALIR

Şaban ayının on beşinci gecesi Berat gecesidir..

Berat sözlükte, bir zorluktan kurtulmak, bağışlanmak ve beri olmak anlamına gelmektedir…

Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır;

Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübârek';

Kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Berâet';

FİZME SEVGİSİ/YILMAZ ALIR


Her ülkenin iftihar edeceği,gurur duyacağı bir ili…

Her ilin bir ilçesi..

Her ilçenin de bir beldesi vardır bu manada..

Hiç şüphesiz ki, Fizme Beldesinin de ayrı bir yeri vardır Kumru için..

Bizler için de öyle değil mi..?

Nasıl olmasın ki..

YARGI/YILMAZ ALIR

Açıkça konuşmak gerekirse yargı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yıpratılıyor.

Yargı kendi ayagına kurşun sıkmış durumda..

Bin beş yüz yargıçla savcının atamalarını belirleyecek olan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, atamaları tıkadı..

Haziran sonunda çıkması gereken karar hala çıkmadı..

DOGU TÜRKİSTAN / YILMAZ ALIR

Acının ve gözyaşının eksik olmadıgı, Dogu Türkistan Uygur Türkleri’nin tarihine bir göz atacak olursak..

M.Ö. 8. inci asra kadar uzanan tarihiyle…

İskitlere, Hunlara, Göktürklere, Karluk ve Karahan İmparatorluguna beşiklik yapmıştır..,

1 Milyon 824 bin 418 kilometrekarelik yüzölçümüyle..